Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/563 E. 2023/603 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/563 Esas
KARAR NO : 2023/603
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18.02.2019 tarihinde meydana gelen ZMMS poliçesi … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenmiş … plakalı aracın yaya haldeki davacıya çarpması şeklinde gelişen trafik kazasında, davacının yaralanarak malul kaldığını ileri sürmek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle 100 TL geçici, 100 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 100 TL geçici bakıcı giderinin ve 90.000 TL manevi tazminatın tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı araç 10.04.2018/2019 tarih … poliçe nolu Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış bulunmakta olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, 01.06.2015 tarihli ZMM Genel Şartları gereği, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin teminat dışı olduğunu, dava konusu kazanın 04.09.2015 tarihinde meydana gelmiş olup yeni genel şartlar döneminden sonra olduğunu, yerel mahkece davacı yan için hesaplanan geçici iş görmezlik zararının SGK’nın sorumluluğunda olduğundan reddedilmesi gerektiğini, Yargıtay kararları gereği davacının sürekli bakım ve gözetime muhtaç olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, davacının afaki bakıcı ücreti talebine itiraz ettiklerini, kaza sonucunda bakıcıya ihtiyaç duyulup duyulmadığının uzman bilirkişi marifetiyle tespitini talep ettiklerini, bakıcı tuttuğunun ve bakıcıya ilişkin giderlerin ispat edilemediğinden afaki bakıcı giderinin reddini talep ettiklerini, geçici iş görmezlik ve bakıcı gideri taleplerinin incelenmesine dava konusu kaza yeni genel şartlar döneminde meydana geldiğinden reddine, sigortalı araca atfı kabil bir kusur bulunmadığından davanın reddine, tarafların kusur oranı ile davacının müterafik kusurunun tespitine, yalnız kaza ile illiyeti bulunan fiziki ve sürekli maluliyet oranının tespiti için kazazede Adli Tıp’a sevkedilmek suretiyle Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesi nezdinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, kaza tarihinden ticari faiz taleplerinin reddine, müterafik kusurun tespitiyle tazminattan bu oranda indirim yapılmasına, herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve ikame araç tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı 18/02/2019 tarihli trafik kazasında yaya olup, davalı muris … … plakalı aracın işleteni, sigorta şirketi ise aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyendir.
KTK’ nın 97. Maddesi gereği başvuru şartı incelendiğinde dava dilekçesinin ekinde yer alan 05/09/2019 tarihli dilekçeye göre davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu görülmüştür.
Davalı … TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ’ nin sorumluluğu değerlendirildiğinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesine göre “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3 maddesinde de “sigortacı poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta teminat limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” şeklinde sigorta şirketin sorumluluğunun kapsamı ifade edilmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası motorlu bir aracın kara yolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince (sigortanın sorumluluğu TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından) davalıdan talep edilebilir. Diğer yandan geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmadığı gibi SGK’nun sorumluluğunu düzenleyen, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır.
Nitekim, Yargıtay … Hukuk Dairesi tarafından geçici iş göremezlik zararları tedavi gideri kapsamında görülmediği gibi, Yargıtay … H.D.’nin … E. – … K. Sayılı ve 24.12.2019 tarihli kararında, “6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır.” denilerek, Yargıtay … Hukuk Dairesinin içtihatlarından farklı bir değerlendirme yoluna gidilmemiştir.
Geçici iş göremezlik zararlarının, TBK’nun 54. maddesi kapsamındaki zararlardan olması ve araç işletenin sorumluluğunda bulunması, kaza tarihinde yasanın 92. maddesinde açıkça sigorta teminat dışında sayılmaması nedeniyle geçici iş göremezlik zararları davalının sorumluluğundadır. Genel Şartlarda sigorta primine esas alınan bu zararların SGK sorumluluğunda olduğu belirtilmiş ise de, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesine aykırı şekilde SGK’nın sorumluluğunda olduğunun düzenlenmesi, davalının geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmadığı sonucunu doğurmaz. Genel şartlar ile sorumluluğu kanun ile belirlenen SGK’nın, aktarılan prim sebebiyle geçici iş göremezlik ödemesinden de sorumlu olacağına ilişkin düzenleme, SGK yönünden bağlayıcı olmadığından, zarar görene karşı da ileri sürülemez. Bu nedenle davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğuna kanaat getirilmiştir.
Kazaya karışan … plakalı araç 10.04.2018-2019 tarihleri arasında zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası ile davalıya sigortalıdır. Kaza 18/02/2019 tarihinde meydana gelmiş olup, risk periyodu içerisinde olduğundan davacının talep ettiği maddi tazminat kalemlerinden dava dışı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta şirketi sorumlu olacaktır.
Davalı muris Kemal Yılmaz mirasçılarının sorumluluğu incelendiğinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, yaşanan trafik kazasında davalı muris …. plakalı aracın işleteni olduğundan, işleten, sürücünün kusuru oranında yukarıda değinilen maddeye göre dava dilekçesi ile talep edilen maddi zarar ve manevi tazminat kalemlerinden sorumlu olacaklardır.
TBK’ nın 50. maddesi uyarınca davacı zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Bu sebeple davacı bilirkişi deliline dayanmış olup mahkememizce ATK’ dan ve aktüerya bilirkişiden kusur, maluliyet ve maddi zarar bedelinin belirlenmesi için raporlar aldırılmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’den alınan 24/12/2020 tarihli adli tıp raporunun sonuç kısmına göre; “Mevcut verilere göre;
A) Sürücü … idaresindeki otomobil ile yerleşim yeri içinde seyir halindeyken yola gereken yola gereken düzeyde dikkatini vermediği, bu mahalde manevrayla seyrine devam ettiğinde hareket alanını yeterince kontrol altında bulundurmadığı, park halindeki araçların yanında bulunan yaya ile arasında güvenli açıklığı bırakarak seyretmesi veya hareket alnından yayanın uzaklaşması için ikazda bulunması gerekirken dikkatsiz seyri ile yayaya çarptığı kusurludur.
B) Davacı yaya … olay yerinde kendi can güvenliği açısından tehlike arz edebilecek şekilde taşıt yolu içinde bulunduğu ve bu mahalle yaklaşan araca karşı zamanında gerekli korunma tedbirine başvurmamakla aracın çarpmasına maruz kaldığı olayda kusurludur.
SONUÇ :
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A) Sürücü …’ın %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu,
B) Davacı yaya …’in %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Sunulan ATK raporu, soruşturma ve kovuşturma aşamasında kusura yönelik alınan raporlar ile çelişmediğinden ayrıca dava dışı sürücü ile davacının ceza davasındaki ifadeleri de incelenerek hazırlandığından dava dışı sürücünün %90 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Dairesi’den alınan 03/12/2021 tarihli adli tıp raporunun sonuç kısmına göre; “Dosyadaki mevcut tıbbi belgelere göre; Nurettin oğlu 1989 doğumlu …’in 18.02.2019 tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında;
Kas İskelet Sistemi
Alt Ekstremite: Tablo 3.10’a (ayak bileği kısıtlılığı) göre: %7, Tablo 3.11’e (topuk hareket kısıtlılığı) göre:%2 olup; Balthazard formülüne göre= %8.86 alt ekstremite özürlülük oranı olduğu, Tablo 3.35-(Alt ekstremitede periferik sinir yaralanması) göre; %5×1/2=%2.5 alt ekstremite özürlülük oranı olduğu, Balthazard formülüne göre= %11.73 tüm alt ekstremite özürlülük oranı olup, Tablo 3.2’ye göre;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %6 (yüzdealtı) olduğu,
2. İyileşme ( iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18 (on sekiz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür. Maluliyete ilişkin rapor kaza tarihinde ki yönetmeliğe göre hazırlandığından hükme esas alınmıştır.
Bilirkişiden alınan 04/07/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre;
“Yukarıdaki açıklamalarımız birlikte değerlendirildiğinde: DAVACI için %90 haklılık oranı üzerinden:
a) 37.123,03 TL geçici iş göremezlik tazminatı,
b) 6.906,60 TL geçici bakım gideri,
c) 135.691,71 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere TOPLAM
179.721,61.- TL maddi zarar hesaplandığı;
Hesaplanan Davacı zararının kaza tarihindeki trafik sigortası teminat limiti içinde kaldığı; Hukuki durumun ve delillerin taktiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere saygı ile arz olunur. ” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Davacı vekili 21/11/2022 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile 37.123,03 TL geçici işgöremezlik tazminatı, kalıcı işgöremezlik tazminatı için 135.691,71 TL bakıcı gideri için ise 6.906,60 TL’ nin tahsilini talep etmiştir.
Davacının taleplerinden birisi de bakıcı giderine ilişkin olduğundan iş bu talep için İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Dairesi’den alınan 28/12/2022 tarihli adli tıp raporunun sonuç kısmına göre; “Mevcut belgelere göre;
Nurettin oğlu 01/09/1989 doğumlu, …’in 18/02/2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle başka birisinin sürekli veya geçici bir süreliğine bakımına muhtaç durumda olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Davacı vekili 13/03/2023 tarihli dilekçesi ile 2023 yılı için belirlenen yeni asgari ücret nazara alınarak maddi tazminat taleplerinin hesaplanmasını talep ettiğinden ve ayrıca mahkememizin 08/12/2022 tarihli ara kararı gereği aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınmasına karar verildiğinden sunulan bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “Yukarıdaki açıklamalarımız birlikte değerlendirildiğinde: DAVACI için %90 haklılık oranı üzerinden:
a) 37.123,03 TL geçici iş göremezlik tazminatı,
b) 237.222,61 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere TOPLAM
274.345,64.- TL maddi zarar hesaplandığı;
c) Bakıcı gideri taleplerinin Mahkemenizin taktirlerinde bulunduğu;
Hesaplanan Davacı zararının kaza tarihindeki trafik sigortası teminat limiti içinde kaldığı; Hukuki durumun ve delillerin taktiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere saygı ile arz olunur.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Davalılardan … mirasçıları vekili sunulan ek rapora karşı itiraz dilekçesi sunmuş ise de; bedel arttırım dilekçesi sonrası yapılan ilk celsenin tarihinin 08/12/2022 olduğu, ancak incelenen dava dosyası içeriğinde davacının bakıcı giderine ilişkin raporun alınmadığı görüldüğünden bu husustaki eksikliğin giderilmesi için celsenin talik edildiği, bu hali ile asgari ücretin güncelliğini yitirdiği anlaşıldığından talepte mevcut olduğundan bilenen en son asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili 30/03/2023 tarihli dilekçesi ile 37.123,03 TL geçici işgöremzlik ve 237.222,61 TL kalıcı işgöremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davacı vekili öncelikle bedel artırım dilekçesi sunmuş akabinde mahkememizce aldırılan aktüerya bilirkişisi ek raporu sonucu ıslah dilekçesi sunmuştur.
HMK 107.maddede belirsiz alacak davası düzenlenmiş olup, 107/2.fıkrada “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” esası kabul edilmiştir. Buna göre davacı taraf talep artırım dilekçesi ile talebini artırabilecektir. Talep artırım, niteliği itibari ile davalı taraf aleyhine esaslı bir değişiklik olup, davalı tarafın, duruşmada bulunmadığı durumlarda tebligat yolu ile bu istemden haberdar edilmesi zorunludur.
Belirsiz alacak davası olarak açılan davalarda davacı talep sonucunun belirlenmesi talep sonucunun artırılması şeklinde olmaktadır. Belirsiz alacak davasında talebin belirlenmesinde karşı tarafın iznine veya ıslah yoluna başvurulmasına gerek bulunmaz. Ancak davacı tarafından talep sonucu belirlendikten sonra alacağının daha fazla olması halinde davacının talep sonucunu artırmak için ıslah yoluna başvurması yani ıslah suretiyle talep sonucunu artırması mümkün olacaktır.
6100 sayılı HMK’nın 176 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre tarafların, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurabileceği belirtilmiştir.
Bu açıklamalara göre davanın belirsiz alacak davası olarak açılması halinde davacının öncelikle talep sonucunu belirlemesi, talebin belirlenmesinden sonra alacağın belirlenen miktardan daha fazla olduğunun anlaşılması halinde davacının ıslah yolu ile dava değerini arttırması gerekecektir. Yargıtay uygulamalarına göre trafik kazalarında yaralanmadan kaynaklanan tazminat davalarının belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olduğu kabul edildiğinden (Yargıtay 17 HD 2015/14980 E 2018/8201 K ); davacı vekilinin bedel arttırım dilekçesi sonrası sunmuş olduğu 30/03/2023 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi olarak kabulü gerekmiştir.
Tüm bu nedenler ile, 18/02/2019 tarihli trafik kazasında dava dışı sürücünün %90 oranında kusurlu bulunduğu, kusurlu eylem sonucu davacının %6 oranında malul kaldığı ve iyileşme süresinin 18 ay olduğu, yaralanma nedeniyle başka birisinin sürekli veya geçici bakımına muhtaç olmadığı, sürücünün kusuru oranında davalı işleten ve sigorta şirketi de sorumlu olacağından mahkememizce aldırılan 13/03/2023 tarihli aktüerya bilirkişisi ek raporuna göre davacının 37.123,03 TL geçici işgörezlik ve 237.222,61 TL kalıcı işgörezlik zararının bulunduğu sabit olduğundan, belirsiz alacak davası olarak açılan eldeki davada bedel arttırım dilekçesinin sunulmasından sonra ıslah hakkının kullanılmasına engel yasal bir düzenleme bulunmadığından maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, kabul edilen maddi tazminat kalemine davalı sigorta şirketi başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonunda, işleten ise kaza tarihinde temerrüte düşeceğinden kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6098 sayılı TBK’ nın 56. maddesi uyarınca hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Kural olarak manevi tazminat yalnız olay sırasında duyulan değil, bütün hayat boyu duyulup ve çekilecek elem ve ızdıraba karşılık olarak takdir edilen bir karşılıktır. Bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma raporu, kaza tarihi, kusur durumu, maluliyet oranı, iyileşme süresi ve kaza tarihinde ki paranın alım gücü göz önüne alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
-37.123,03 TL geçici işgöremezlik,
-237.222,61 TL kalıcı işgöremezlik,
Tazminatı olmak üzere toplam 274.345,64 TL maddi tazminatın davalı … Türk Sigorta Şirketi’nden (poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere) 20/09/2019 tarihinden, diğer davalı Kemal Yılmaz mirasçılarından ise 18/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının 6.906,60 TL bakıcı giderine ilişkin istemin REDDİNE,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
-30.000,00 TL manevi tazminatın davalı Kemal Yılmaz mirasçılarından 18/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 18.740,55 TL karar ve ilam harcının yatan 308,42 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 18.432,13 TL’ nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.049,3‬0 TL karar ve ilam harcının davalı … mirasçılarından alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 308,42 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yatırılan ve harcanan 323,00TL posta ve diğer giderler, 339,00 TL bilirkişi masrafı ile 300,00 TL ATK fatura bedeli olmak üzere toplam 962,00 TL’nin kabul ret oranına göre hesap edilen 788,65‬-TL’nin 710,91.-TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, bakiye kalan 78,04.-TL’nin ise yalnızca davalı Kemal Yılmaz mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Suçüstü ödeneğinden karşılanan 200,00 TL posta ve diğer giderler ile 1.200,00 TL ATK ve bilirkişi bedeli olmak üzere toplam 1.400,00 TL’nin kabul ret oranına göre hesap edilen 1.147,69.-TL’nin 1.034,56-TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, bakiye kalan 113,13‬.-TL’nin ise yalnızca davalı Kemal Yılmaz mirasçılarından, 252,31‬ TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 41.408,39TL vekâlet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalı Kemal Yılmaz mirasçılarından alınarak davacıya ödenmesine,
10-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduklarından A.A.Ü.T. uyarınca reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 6.906,60 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
11-Davalı … mirasçıları kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduklarından A.A.Ü.T. uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak ismi belirtilen davalı … mirasçılarına ödenmesine,
12-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin kabul ret oranı nazara alınarak 1.287,58’TL’sinin davalı sigorta şirketinden, bakiye kalan 32,42‬.-TL’nin ise davacıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
13-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023 Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı