Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/467 E. 2021/293 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/467 Esas
KARAR NO : 2021/293

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 24/09/2019
KARAR TARİHİ : 24/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkil firmalardan her birinin ayrı ayrı tüzel kişilikleri bulunmasına rağmen müvekkil şahıslarında aynı firmalarda ortaklıklarının bulunması, aynı grup olan … Grubu çatısı altında bulunmaları, başka bir deyişle kardeş firmalar olmaları nedeniyle aynı dava dilekçesi altında inceleme zarureti ortaya çıktığını, bu kapsamda incelendiğinde müvekkil firmalar ve müvekkil şahıslar aynı iktisadi amaç doğrultusunda iştigal eden grup şirketleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davacı şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçlarını ve yatırımlarını kredi kullanmak suretiyle gerçekleştirdiklerini, finans kuruluşlarından kredi temin ederken ya da satıcı firmalardan ham madde tedarik ederken her iki firma ve davacı şahısların birbirine kefil olduğunu, teminatlar verdiğini, aynı işlemler nedeniyle müteselsilen borç anlaşmalarına imza attıklarını, dolayısı ile bir firma hakkında açılacak davalar ya da verilecek hükümlerin diğer firmalara ve kefaletlerinden dolayı şahıslara da sirayet edeceğini, müvekkil firmaların ve ortaklığı ile yöneticiliği bulunan şahısların, tüzel kişiliği bulunan şirketlerin borç ilişkilerinde ve kredi kuruluşlarından yapmış oldukları borçlanma işlemlerinde muhtelif çek senetlerde ve genel kredi sözleşmelerinde imzası dolayısı ile kefaletleri bulunduğunu, bu nedenle şahısların da konkordato talep etmesinin zaruri hale geldiğini, aynı zamanda hissedar ve yönetici konumunda bulunan şahısların konkordato talebinde bulunmalarının davacı şirketlerin faaliyetlerine devam etmeleri için gerekli bir unsur haline geldiğini, açıklanan nedenle borçlarının vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında olan müvekkil şirketler ve şahısların İİK m 285 vd. Hükümleri uyarınca borçlarını ödeyebilmesi ve muhtemel bir iflastan kurtulmasına yönelik olarak alacaklarıyla borçların ertelenmesine yönelik vade konkordatosu yapabilmesi için birinci aşamada ve tensiple birlikte üç aylık süre ile geçici mühlet kararı verilmesi, yine geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğurduğundan geçici mühlet kararı ile birlikte kesin mühlet sonuçlarına hükmedilmesini, geçici mühlet içinde konkordatonun başarıya ulaşması öngörüldüğü takdirde, müvekkili ile alacaklıların konkordato yapabilmesi için 1 yıl kesin mühlet verilmesini, İİK 308/h hükmü uyarınca rehinli alacaklılarla da müzakere ve borçların yapılandırılması işleminin yapılmasını, ön projenin sunulduğunu, risklerin hesaplandığını, konkordatonun tasdik edilmesini, konkordato tasdik kararı ile birlikte İİK 306 uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir komiser tayin edilmesini, İİK 307 maddesi uyarınca rehinli malların muhafaza altına alınmasını ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere ertelenmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacılar iddiasını ispata yönelik olarak; davacı şirketlere ilişkin ticaret sicil gazetesi suretleri, ticaret sicil dosyası ve diğer şirket belgeleri, kredi ihtarnameleri, davacı şirketlere ait ön projeler ve ekleri, tanıtım katalogları ve ürünleri ile emsal konkordato dosyalarından verilmiş olan tensip zaptı örneklerine dayandığı görülmüştür.
Davacıların talebi üzerine, mahkememizin 01/10/2019 tarihli ara kararı ile, davacıların İİK nun 287/1 maddesi gereğince, 286. Maddesinde belirtilen belgeleri eksiksiz olarak mevcut olduğunun tespit edilmesi ile, geçici mühlet talebinin kabulü ile davacı borçlulara 01/10/2019 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay geçici mühlet kararı verildiği, iş bu sürenin dolmasıyla 30/12/2019 tarihinde yapılan duruşma sonunda, komiser heyetince sunulan rapor ve dava dosyası içeriği de dikkate alınarak, davacı borçlular yönünden 30/12/2019 tarihinde bir yıl kesin mühlet verilmesine karar verildiği, mahkememizin 21/12/2020 tarihli ara kararı ile kesin mühletin 7226 sayılı yasanın geçici 1/b ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi 1. Maddesine göre 26/03/2021 tarihe uzatılmış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacılar vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 01/03/2021 tarihli e-imzalı dilekçesinde; mahkememiz dosyasında 24.09.2019 tarihinde konkordato talebinde bulunmuş olmakla, 31.12.2019 tarihli duruşma ile müvekkil şirketler hakkında kesin mühlet kararı verildiğini, her ne kadar pandemi süreci nedeniyle kesin mühlet süreci uzatılmış ise de, bu dönemde müvekkil şirketlerin taşınmaz satışından elde ettiği gelirler, kefaletler sebebiyle banka borçlarının kefillerce ödenmesi ve bununla birlikte müvekkil şirketler için borçlarını ödeyebilir duruma gelmesi sonucu müvekkil şirketlerin konkordato sürecinin devam etmesi zaruretinin ortadan kalktığını, Komiserlik Heyetince sunulan 31.12.2020 tarihi itibariyle müvekkil şirketlerin mali verilerinin değerlendirilmesinde borca batık olmadığının da açıkça anlaşıldığını, iş bu nedenle müvekkil şirketlerin konkordato isteminden feragat etme zarureti hasıl olduğunu, İİK m. 292, f. 1, (d) bendi hükmü gereğince, müvekkil şirketlerin borca batık olmadığı da dikkate alınarak konkordato talebinden feragatin kabulüne karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen ve Doç. Dr. …, SMMM Bağımsız Denetçi … ve Yük. İnş. Müh. …’dan oluşan komiser heyetinin 17/02/2021 tarihli komiser heyeti ek ara raporuna göre, davacı borçluların işletmenin süreklilik (rayiç değer) esasına göre ve muhtemel satış fiyatına göre düzenlenen bilançoya göre, varlıklarının borçlarından fazla olduğu, borca batık olmadıklarının bildirildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, davanın açılmasına müteakiben davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetkiye dayalı olarak davadan feragat ettiği, davadan feragat 6100 sayılı HMK.nın 307 ve mütekip maddeleri uyarınca karşı tarafın kabulüne bağlı olmadan davaya son veren kesin hüküm sonucu doğuran taraf işlemlerinden olup, davacı tarafın feragatine binaen davanın reddi ile davacı borçluların borca batık olmadıklarından iflaslarına karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davacıların Konkordato talebine ilişkin davalarını feragate binayen reddine,
Kararın İİK 288/2 maddesi uyarınca ilanına,
Mahkememizce konulan tüm tedbirlerin kaldırılmasına, ve komiser heyeti görevine son verilmesine,
Davacılar tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına, (Bakiye harç HMK Yönetmeliğinin 46. maddesi gereği terkin sınırları içinde kaldığından harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine yer olmadığına),
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davacılar tarafından peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair davacılar vekili ile Alacaklı … Bankası vekili, Alacaklı … Bankası vekili, Alacaklı … Bankası vekili ile Komiser heyetinde görevli komiserler …, … ile …’ın yüzüne karşı yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 24/03/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır