Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/337 E. 2021/610 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/337 Esas
KARAR NO : 2021/610

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 12/07/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ve … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plaka aqrılı araçların … tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç … …ı’nin “Karşı yönden gelen … yola girme kusurunu ifa etmek suretiyle kazada asli kusurlu olduğunu, davalı sigorta takatinin kazada … plakalı aracın … nolu 36.000 TL limitli poliçe İle KZMMS Sigortasını tanzim eden fakat olup müvekkiline ait araçla meydana gelen hasardan poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, kaza sonrası araçtaki hasarın bedelini tespit amaçlı tzmir …. Sulh Huk Mh. … DİŞ dosyası ile tespit yapıldığını, 80.133 TL tutarında hasar mütalaa edildiğini, alman rapor Özerine davalının e-posta adresine başvuru yapıldığını, cevap alınamadığını belirterek yukarıda arz olunduğu gibi fazlaya ilişkin talep ve dam haklan saklı kalma kaydıyla şimdilik müvekkili araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 20.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; belgelerin taraflarına teslim edilmesi gerektiğini, dava şartı yokluğundan davanın reddi ile sigortalılarının kusur ve poliçe limiti dahilinde sorumluluklarının olduğunu davacının kaza da tam kusurlu olduğunu faiz istemeyeceğini, tespit masraflarının istenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “Davacı ile davalı tarafın 15/04/2019 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacı aracında zarar meydana gelip gelmediği geldi ise zararın miktarı tarafların kusur oranı, davacının dava öncesinde davalıya başvuruda bulunup bulunmadığı ” şeklinde belirlenmiştir.
Mahkememizce aldırılan 14/04/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Sürücü … idaresindeki (davalı sigorta şirketine … sigortalı) … plakalı aracı ile kazının oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, Davacı araç sürücüsü … idaresindeki … plaka sayılı ile, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir Önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu, Raporun “Aracın Hasar Durumu kısmında açıklanan sebeplerle, oluş şekline göre kaza ile araçta oluşmuş olan hasarın uyumsuz olduğu görüş ve kanaatinin oluştuğu, Tazminata konu … plakalı … marka 2012 model aracın hasar onarım bedelinin 61.359,52 TL yedek parça, 6.550,00 TL işçilik olmak üzere 67.909.52 TL +kdv. kdv dahil 80.133,23TL olduğu, ANCAK; Davaya konu aracın onarım miktarının 80.133,23-TL olması, aracın yapılan piyasa araştırması neticesinde rayiç değerinin 75.000,00-TL olması, aracın yapılan piyasa araştırması neticesinde Sovtaj değerinin 20.500,00-TL olması, nedeniyle, Aracın onanm bedelinin rayiç değerinin % 50’sini ve hatta rayicini aşması nedeniyle (mevcut Yargıtay kararları doğrultusunda değerlendirildiğinde ) onarımının ekonomik olmayacağı, bu nedenle pert-total işlemine tabı tutulması gerektiği, pert-total işlemine trti tutulduğunda gerçek zararının rayiç değeri (75.000 TL) ile sovtaj değeri (20.500 İL) farkı miktarı 54.500,00-TL olduğu, (ZMMS trafik poliçesi teminat limitinin 36.000,00 TL olduğu), görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporunda hasar ile kazanın uyumsuz olduğu bildirildiğinden kaza tutanağında belirtilen kazanın tutanakta belirtildiği şekilde meydana gelip gelmediği davacının davasında haklı olup olmadığı hususunda tespit ve değerlendirmede bulunmak için tutanak münzileri … ile …’a davetiye çıkartılarak 25/02/2021 tarihinde kaza tutanağında kazanın meydana geldiği bildirilen yerde keşif yapılmıştır. Tutarak münzileri çıkartılan tebligata rağmen keşif gün ve saatinde keşif mahallinde hazır bulunmamışlardır .
Keşif mahallinde Mahkememiz “Davacı vekili kaza şuarada meydana gelmiştir. Biz kaza sonrasında çekilmiş fotoğrafı dosyaya sunduk bu fotoğrafta görülen ağaç şuradaki ağaç deyip davacı aracının çarptığı bildirilen ağacı gösterdi. Kaza tutanağı ile kaza sonrasında çekildiği iddia edilerek dosyaya sunulan fotoğraf karşılaştırıldığında kaza sonrasında çekilen fotoğraftaki aracın tamponun sökülmüş olduğu ve aracın yan tarafında incir ağacının dibinde bulunduğu incir ağacının üzerinde inceleme yapıldığında incir ağacının gövdesinden dışarıya doğru yaklaşık 1,5 metre dalların olduğu kaza sonrasında çekildiği bildirilen aracın fotoğrafında bu dalların dahi ezilmediği hali hazırda da keşif mahallinde de gözlemlendiğinde aracın ağacın gövdesi ile dallarının bittiği noktasının bilirkişi tarafından ölçülmesi istenildi . Ağaç gövdesi ile dalların bittiği noktanın ölçümü bilirkişiden istenildi. Bilirkişiye yolun genişliğini ve diğer yerlerin ölçümünün yapılması istenildi. Kaza sonrasında delil tespiti esnasında aracın çekilen fotoğrafı ile kaza yerinde çekildiği bildirilen fotoğraflar arasında çelişki olduğu gözlemlendi. Kaza mahallinin otobanın yan tarafından dar göl ve tarla arasında araç trafiğinin ve yaya trafiğinin seyrek bulunduğu bir yer olduğu gözlemlendi.” şeklinde gözlemde bulunmuştur.
Mahkememizce aldırılan 04/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda ; tarafların imza altına alarak tanzim ettikleri kaza raporundaki anlatım ve çizilen kroki, keşif mahallinde tarafımdan incelenen yolun durumu, araçta oluşan hasar kısımları ile birlikte hepsi bir bütün olarak değerlendirildiğinde … plakalı araç ile … plakalı aracın 15/04/2019 tarihinde iddia edilen KAZA İLE UYUMLU OLMADIĞI tarafımdan kanaat edilmiştir. Sayın Mahkemenizce aksi durum kabulü halinde; Davacı şirketin … plaka sayılı aracını kullanan dava dışı sürücü …’ un yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/1-a – 56/1-a maddelerinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu; Davalı tarafın … plaka sayılı aracını kullanan dava dışı sürücüsü …’ ın yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, kazanın oluşumunda etken olmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Gerek dosya üzerinde inceleme yaparak rapor hazırlayan bilirkişi … ve gerekse keşif mahallinde keşfe refakatle rapor düzenleyen bilirkişi … hazırlamış oldukları raporlarda kaza ile hasarın uyumsuz olduğunu gerekçeli ve ayrıntılı olarak açıklamışlardır.
Mahkememizce 25/02/2021 tarihinde yapılan keşif esnasında gözlemlenen hususlar, bilirkişi raporundaki tespitler ile bilirkişinin keşif esnasındaki açıklamaları ile dosya içerisinde yer alan değişik iş dosyası içerisindeki tespitler ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde İzmir …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Değişik iş sayılı dosyasından yapılan tespit tarihinde kazaya karıştığı ileri sürülen davacı aracının tamponun sağlam bir şekilde araç üzerinde olduğu tamponda gözle görülür ciddi bir hasarın bulunmadığı delil tespiti dosyasında çekilen fotoğraflardan anlaşılmıştır. Delil tespiti dosyasında ve haricen araç tamir edilmeden önce çekilen fotoğraflar incelendiğinde aracın takla atmak suretiyle hasarlandığı intibaı edinilmektedir. Davacı vekilinin 19/06/2020 tarihli bilirkişi raporuna itiraz ve bedel arttırım dilekçesi ekinde sunmuş olduğu kaza yerine ait olduğu ileri sürülen fotoğrafta aracın tamponun yerinden kopmuş vaziyette aracın kenarında durduğu ve hasarlı olduğu aracın ağaçlar içerisinde de bulunmadığı mahkememizce yapılan keşif esnasında edinilen gözlemler ile dosya içeriğindeki bilgi belge ve fotoğraflar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davaya dayanak yapılan 15/04/2019 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının gerçeğe uygun olmadığı başka bir yerde kazaya karışan aracın zararını sigorta şirketinden almak için gerçeğe aykırı şekilde tutanak münzileri tarafından tutanağın düzenlendiği ve bu suretle gerçeğe aykırı belge düzenledikleri ve bu belge ile dava açmak suretiyle mahkememizi yanıltarak mahkememizden lehlerine karar almaya çalıştıkları sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Gerek bilirkişi raporlarındaki detaylı açıklamalar ve gerekse mahkememizin kaza mahallinde yapmış olduğu keşifteki gözlemleri değerlendirildiğinde dava konusu kazanın gerçek bir kaza olmadığı davaya dayanak yapılan kaza tutanağının gerçek bir kazaya ilişkin olmadığı, sigorta şirketinden tazminat alabilmek için başka bir yerde başka bir şekilde kaza yapmış olan davacı aracının hasarının ödettirilmesi için gerçeğe aykırı kaza tutanağı tutulduğu, davacının ve tutanak münzilerinin sigorta şirketinden haksız şekilde tazminat almak amacıyla birlikte bilinçli bir şekilde işbirliği içerisinde oldukları ve ayrıca gerçeğe aykırı kaza tutanağı tutmak suretiyle dava açarak gerçeğe aykırı belgeler ile mahkememizi yanıltarak kendi menfaatlerine çıkar elde etmek amacıyla hareket ettikleri anlaşıldığından ve Kamu görevlisinin görevini ifa ederken kanuna aykırılık teşkil eden iş ve eylemleri ihbar etme yükümlülüğü bulunduğundan davacı şirket yetkilileri ile tutanak münzileri (T.C.:…) … ile (T.C.:…), … ve varsa suça iştirak eden başkaca kişiler hakkında eylemlerine uyan kanun maddesi ile ilgili soruşturma yapılarak haklarında kamu davası açılması için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına ve kararımızın bir örneğinin suç duyurusu ile birlikte İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler ile mahkememizce yapılan keşif neticesinde edinilen kanaat gereğince davaya dayanak yapılan kaza tutanağındaki tespitlerin ve kazanın gerçek olmadığı, kaza tutanağı gerçeğe uygun olsa dahi bilirkişi tespit ve değerlendirmesine göre davacı araç sürücüsü asli ve tam kusurlu olduğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin alınan 341,55-TL ‘den mahsubu ile 282,25-TL ‘nin davacı tarafa karar kesinleştiğinde iadesine,
3-Davacı … … Otomotiv Ltd. Şti. yetkilileri ile tutanak münzileri (T.C.:…) … ve (T.C.:…) … ile varsa suça iştirak eden başkaca kişiler hakkında eylemlerine uyan kanun maddesi ile ilgili soruşturma yapılarak haklarında kamu davası açılması ve gereğinin takdir ifası için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına ve kararımızın bir örneğinin suç duyurusu ile birlikte İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 5.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/07/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”