Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/333 Esas
KARAR NO : 2023/577
DAVA : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2012
KARAR TARİHİ : 04/07/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden olduğunu, kamu hizmeti sunduğunu ve kamu hizmeti olarak toplu ulaşım hizmeti verdiğini, bu hizmeti yerine getirirken bünyesinde bulunan merkez binası, tamir atölyesi, istasyon binaları ve trenlerin temizlik hizmetlerinin yapılması için mevzuata uygun şekilde ihaleler açıldığını, yapılan ihaleler sonucunda ihaleye en uygun fiyatı veren davalı şirket ile sözleşme imzalandığını, davalıdan istenen hizmetin sözleşmede maddeler halinde düzenlendiğini, davalının kendi kadrosunu kurduğunu ve sözleşme konusu işi yerine getirdiğini, davacının da ihaleden doğan ücret ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, ihale dönemi sona erdiğinde davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin sona erdiğini, bu nedenle davalı şirket çalışanlarının işçilik haklarından davacı şirketin sorumlu olmadığını ancak, davalı şirket çalışanları tarafından işçilik haklarının davacı şirkete karşı ileri sürüldüğünü, davacı şirketin de müştereken ve müteselsilen ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek, yapılan ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıya ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davayı kabul etmediklerini, davacı ile davalı şirket arasındaki hizmet alım sözleşmesi hükümlerine göre tüm işin yürütümü davacı tarafından sağlandığını, işçilerin tüm çalışma koşullarının davacı tarafından belirlendiğini, davacının yapılan hizmette iş Kanunu anlamında tam bir üst işverendir ki bu husus İş mahkemelerinde görülen davalarda gerekçeli kararda yer alığını, üst işveren olarak davacı işçilerin tüm alacaklarından sorumlu olduğundan, davalıya rücu hakkının bulunmadığını, bu nedenle öncelikle davanın reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının davalıya rücu hakkı olduğu kabul edilse dahi, davalı şirketin Şanlıurfa Belediyesi’ndeki hak edişleri üzerine, davaya konu alacak hakkı bulunan işçiler tarafından haciz konulduğunu ve bir kısım alacak miktarı davalı şirket tarafından ödendiğini, icra dosyalan getirtilerek, davalı tarafından işçilere ödenen kısmın alacaktan mahsubunun gerektiğini, yine, davalıya düşen borç miktarının hesabında, davalı şirketin ihale döneminden önce ihaleyi almış olan … Temizlik Şti. nden davalıya geçirilen işçiler yönünden. Borçlar Yasası hükümleri gereğince, bu işçiler için davacının ödediği alacak miktarında, davalıya değil bu şirkete rücu hakkı bulunduğundan, hesaplama buna göre yapılması gerektiğini, zira, dava dilekçesinde adı geçen işçilerden …’nın, İzmir … İş Mahkemesinin … E;…, …., …., …. ise İzmir … İş Mahkemesinin sırasıyla …, …, …, … E. Sayılı dosyalarında açtıkları alacak davalarında bu işçilerin çalışma sürelerinin, bir kısmının … Temizlik Şti.’nin ihale döneminde geçtiği tespit edildiğini, her ne kadar bu dosyalarda işçilerin alacağından davalı şirket de sorumlu tutulmuşsa, bu sorumluluk İş Yasası anlamında bağlayıcı olup rücu davası yönünden esas alınacak hükümler Borçlar yasası hükümleri olduğundan davacının alt işverenlere rücu miktarının, alt işverenlerin dönemlerine göre ayrı ayrı hesaplanması gerektiğini, son olarak belirtmek gerekir ki, davacı şirket bu davaya konu ettiği alacak miktarı ile ilgili olarak ayrıca İzmir … İş mahkemesinin … E. sayılı dava dosyası ile de rücu davası açmış olup, aynı işçiler yönünden alacağının bir kısmını da buradaki davada konu ettiğini, bu nedenle, anılan dosyanın celbi ile, mükerrer talep olup olmadığının da tespitinin gerektiğini, davanın reddi yoluna gidilmeyip, bilirkişi incelemesi yoluyla davacının davalıya rücu edebileceği miktar hesaplanırken, yukarıda ileri sürdükleri itirazları dikkate alınarak hesaplama yapılmasını talep ettiklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle, öncelikle davanın reddine, aksi durumda davacının davalıya rücu edebileceği miktar hesaplanırken, itirazları da dikkate alınmak hesaplama yapılması sonucunda hüküm kurulmasını talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas; … Karar sayılı dosyası, İzmir …. İçra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas; … Karar sayılı, İzmir … İcra Dairesi’nin … Eşas sayılı dosyası, İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas; … Karar sayılı, İzmir …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas; … Karar sayılı dosyası, İzmir …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas; … Karar sayılı dosyası, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esaş sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinde alınan 21/09/2022 tarihli raporun sonuç kısmına göre; “… Hukuki Yön ve Delillerin değerlendirmesi Sayın Mahkemenin takdirine ait olmak üzere;
Dava dosyası içerisinde fiilen bulunun belgeler üzerinde yapılan incelemelerde; Yukarıda görüleceği üzere detaylıca yapılan incelemede dosya içerisinde eksiklikler tespit edilmiş olup aşağıda yazılı olan eksik belgelerin sayın mahkemenin dava dosyasına kazandırılmasından sonra; Davacı … Taşımacılık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. firmasının Dava Dışı İşçiler; …., …, …., …, …’ya yapmış olduğu İşçilik/Özlük Haklarından kaynaklı olarak Davalı … Org. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. firmasından Rücuen Tazminat Talebinde Bulunup Bulunamayacağına dair Görüş ve
Kanaatte bulunulabilecek olup takdir sayın mahkemenindir.
Dava Dosyası İçerisinde Bulunmayan Dava Dosyasına Kazandırılması gereken Belgelerin Listesi Aşağıdaki Şekilde Olup Takdir Sayın Mahkemenindir.
1- İzmir …. İş Mahkemesinin … E.- … K. (Bozma sonrası … E- … Karar) sayılı dosya içerisindeki 28/03/2011 tarihli rapor ve 08/09/2011 tarihli ek bilirkişi raporu
2- İzmir …. İş Mahkemesinin … E.- … K. (Bozma Öncesi … ESAS … KARAR ) sayılı dosya içerisindeki 28/03/2011 tarihli rapor ve 08/09/2011 tarihli ek bilirkişi raporunun
3- İzmir …. İş Mahkemesinin …E.- … K. (Bozma Öncesi … ESAS … KARAR ) sayılı dosya içerisindeki 28/03/2011 tarihli rapor ve 08/09/2011 tarihli ek bilirkişi raporu
4-İzmir …. İş Mahkemesinin … Esas … Karar Sayılı 05.04.2012 Tarihli Kararının Gerekçeli Karar Evrakı
5-İzmir …. İcra dairesinin … esas sayılı icra dosyasının 6.463,44.-TL Tutarındaki Ödemenin 03.08.2012 Tarihi İtibari ile İcra Dosyası Kapak Hesabı
6- İzmir … İş Mahkemesi’nin 22/04/2011 tarih … E – … K sayılı kararı kesinleşmeden sonra …İş Mahkemesi’nin … E – …K sayılı olarak değişen Dava dosyalarının Gerekçeli Kararları ve İlgili Dava dosyalarının İçerisinde bulunan Tüm Bilirkişi Raporları …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetinde alınan 07/04/2023 tarihli ek raporun sonuç kısmına göre;
“…Hukuki Yön ve Delillerin değerlendirmesi Sayın Mahkemenin takdirine ait olmak üzere;
Davacı tarafından Davalının işyerinde çalışmış olan Dava dışı işçiler olan
a) …’ a ödenen 5.087,95-TL +
b) …’ne ödenen 6.725,94-TL. +
c) …’a ödenen 6.869.66.-TL. +
d) …’ya ödenen 4.758,31 .-TL +
e) …’ya ödenen 7.187,65.-TL olmak üzere = Toplam 30.629,51.-TL yapılan işçilik özlük hakkı ödemeleri olan Kıdem Tazminatı ve İhbar Tazminatı ödemeleri ve ferilerinin talep edilmekte olduğu;
Yukarıda Görüleceği üzere Davacı ve Davalı taraf arasında İmzalanan Taşeron/Yüklenici/Alt Yüklenici sözleşmesine/Sözleşmelerine göre Dava dışı işçilere ödenen Kıdem Tazminatı, ihbar tazminatı ve ferilerinin Davalı firma tarafından karşılanması gerektiği görüş kanaatine varılabileceği,
Yukarıdaki Tablolarda Dava Dışı İşçilere Ödenen Tutarların Yukarıdaki Yargıtay Kararındaki dağıtım/paylaşım esaslarına göre paylaşımlarının yapılmış olduğu,
Dava Dışı Her İşçi İçin Ayrı Ayrı Yapılan Dağıtım Tablolarının Sonuç Kısımlarının Aşağıdaki Şekilde Olduğu;
Bu Minvalde Yukarıda yapılan Tespit ve hesaplamalara göre;
Davacı … firmasının Davalı … ORG İNŞ SAN TİC LTD ŞTİ firmasından 15.580,48.-TL Tutarındaki Rücuen Tazminat Bedelini talep edebileceği görüş ve kanaatine varılabilecek olup nihai takdir sayın mahkemenindir…” Şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, hizmet alım sözleşmesine dayalı açılmış rücu alacağı davasıdır.
2-Mahkememizin (İzmir (Kapatılan)…Asliye Ticaret Mahkemesi) … Esas sayılı dosyası üzerinden gerçekleştirilen yargılama neticesinde 19/09/2013 tarihli kararla,
“Dava, alacak davası olup, taraf teşkili sağlandıktan ve deliller toplandıktan sonra yapılan açık yargılamada;
Davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti için davacıya ait ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 06/08/2013 havale tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında “… Davacının ticari defter kayıtlarına göre; dava konusu İzmir … İcra Müdürlüğünün …., …, … ve … esas sayılı dosyalarına davacı tarafından ödenen toplam 29.317,01-TL.’nin davalı hesabına borç kaydedildiği, iş bu icra dosyaları için davacı tarafından ödenen toplam 1.3012,50-TL’nin genel yönetim gideri olarak kaydedildiği, fakat bunların davalı hesabına herhangi bir borç/alacak kaydının olmadığı, dolayısıyla davacının ticari defter kayıtlarına göre, davalının davacıya dava konusu ödemelerle ilgili olarak (dava dışı alacak/borç bakiyesi hariç) dava tarihi itibariyle 29.317,01-TL. borç bakiyesinin olduğu (davacının 29.317,01-TL. alacağının olduğu)…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Dosyada bulunan bilgi, belge ve mahkememizce hüküm kurmaya elverişli kabul edilen bilirkişi raporundan da anlaşıldığı gibi; davalı şirketin işçilerinin, işten çıkarılmaları nedeniyle, işçi alacaklarının tahsili için davacı şirket ve davalı şirket hakkında yapılan icra takip dosyalarına davacı şirket tarafından yapılan 29.317,01-TL ödemeden; işçileri bir hizmet aktine dayalı olarak çalıştıran davalı … Tic. Ltd. Şti. Sorumlu olduğundan Davanın kısmen kabulü ile; 29.317,01-TL. alacağın 02/08/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı 18/04/2016 tarihli ilam ile;
“Dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. Davalı şirket kıdem tazminatı ile ilgili olarak kendi çalıştırdığı dönem ile sorumlu olacağından, kıdem tazminatı ödenen dava dışı işçilerin başka şirketlerde çalışması olup olmadığı araştırılarak, davalı şirketin sorumluluk döneminin buna göre belirlenmesi, davalının iş bu davaya konu alacak için daha önce açılmış rücu davası olduğu savunması karşısında İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca davalı vekili, talep edilen alacak için daha önce cebri icra yolu ile ödemelerde bulunulduğunu savunduğundan tüm icra dosyaları celp edilip davalı tarafın ticari defterleri de incelenerek, konusunda uzman bir bilirkişiden açıklamalı gerekçeli bir rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3-Mahkememizce bozma sonrasında dava dışı işçiler …, …, …, …, …ya ait uzun dönem SGK hizmet kayıtları, kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin verilen kesinleşmiş mahkeme kararları, mahkeme kararlarına esas alınan bilirkişi raporları ve ilamların icrasına yönelik başlatılan icra dosyaları dosyamız arasına alınmıştır.
4-Dosya kapsamına göre davacı şirket ile davalı şirket arasında işçilerin çalıştırıldığı dönemlerle ilgili düzenlenen hizmet alım sözleşmelerinin ekinde yer alan teknik şartnamelerde kıdem ve ihbar tazminatının yüklenicinin sorumluluğunda olduğu belirtilmiştir.
Bozma ilamında da değinildiği üzere davalı yüklenicinin davacıya karşı kıdem tazminatından dolayı sorumluluğu kendi çalıştırdığı dönemle sınırlıdır. Davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmakta olup, son alt işveren olan davalı yüklenici bu sıfatından dolayı işçiye karşı işçinin tüm çalışma dönemini kapsar şekilde asıl işveren ile birlikte sorumlu ise de, alt işverenin asıl işverene karşı sorumluluğu yalnızca kendisinin işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlıdır.
Mahkememizce dosyaya getirtilen işçilik alacaklarına ilişkin gerekçeli kararlar, bilirkişi raporları, icra dosyaları ve hizmet döküm cetvellerine göre dava dışı işçilerden;
A-…’ın davalı nezdinde çalıştığı süreye isabet eden kıdem tazminatı alacağı 1.770,52-TL, ihbar tazminatı alacağı 1.197,81-TL olmak üzere toplam 2.968,33-TL,
B-…’ın davalı nezdinde çalıştığı süreye isabet eden kıdem tazminatı alacağı 1.772,15-TL, ihbar tazminatı alacağı 1.352,59-TL olmak üzere toplam 3.124,74-TL,
C-…’nın davalı nezdinde çalıştığı süreye isabet eden kıdem tazminatı alacağı 2.040,40-TL, ihbar tazminatı alacağı 1.411,16-TL olmak üzere toplam 3.451,56-TL,
D-…’nin davalı nezdinde çalıştığı süreye isabet eden kıdem tazminatı alacağı 1.819,65-TL, ihbar tazminatı alacağı 1.168,27-TL olmak üzere toplam 2.988,02-TL,
E-…’nın davalı nezdinde çalıştığı süreye isabet eden kıdem tazminatı alacağı 2.142,49-TL, ihbar tazminatı alacağı 905,34-TL olmak üzere toplam 3.047,83-TL,
Olmak üzere davalının toplam 15.580,48-TL sorumluluğu bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Dosya kapsamının incelenmesinde dava dışı işçilerin davalı şirkette çalışmadan önce dava dışı … Tem.Hizm.Malz.San.Ltd.Şti. Nezdinde taşeron işçi statüsünde çalışmalarının bulunduğu, işyeri devri ile işçilerin davalı yükleniciye işçi olarak geçtikleri görülmüştür. Davalı alt işveren, son alt işveren olması nedeniyle dava dışı işçilerin ihbar tazminatlarının tamamından, kıdem tazminatları yönünden ise yalnızca kendi nezdinde çalışılan süre oranında sorumlu olup yapılan hesaplamaların davalının sorumlu olduğu süre ve ücrete göre usulüne uygun olarak belirlendiği anlaşıldığından bilirkişi raporunda tespit edilen toplam 15.580,48-TL tutarlı alacaktan davacıya karşı sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
5-Davalı vekili tarafından gerek bozma öncesinde gerekse bozma sonrasında ödeme savunmasında bulunulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında değinilen İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı yargılama dosyası aslı dosyamız arasına alınmış, davanın davacı şirket ile davalı şirket arasında yine rücuen tazmin davası niteliğinde olduğu, uyuşmazlık konusunun ise dava dışı işçi …’ın işçilik alacaklarına ilişkin olduğu, bu işçiyle ilgili mahkememizin dosyasında dava konusu edilmiş bir alacak talebi bulunmadığı anlaşıldığından davalının bu itirazları yerinde görülmemiştir.
Yine davalı tarafça icra dosyalarına cebri icra yoluyla ödemeler yapıldığı savunulmuş ise de davalının ne icra dosya numarası bildirdiği ne de herhangi bir ödeme belgesi sunmadığı, soyut şekilde icra dosyalarına hakedişler üzerinden tahsilat yapıldığını belirttiği görülmüştür. Tarafların dayandığı delili açık bir şekilde göstermesi, elinde bulunuyor ise ibraz etmesi, başka bir yerden getirtilecek ise getirtileceği yeri göstermesi gerekmektedir. Davalı tarafça bu hususta somut bir açıklama yapılmamış olmakla birlikte mahkememizce resen dosyamız arasına alınan dava konusu ödemelerin yapıldığı 5 adet icra dosyasının tamamında ödemelerin davacı şirket tarafından yapılmış olduğu, davalı şirket tarafından yapılan bir ödemenin bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle davalının icra dosyalarına yapıldığı belirtilen ödeme iddiası da yerinde bulunmamıştır.
Davalı tarafça ödemelerin ticari defterlerde kayıtlı bulunduğu ileri sürülmüştür. Yargıtay bozma ilamı öncesinde davacı şirkete ait ticari defterler incelendiğinde dava konusu edilen işçilik alacaklarıyla ilgili olarak davacı şirketin alacaklı olduğu, davalının bu alacak kalemleriyle ilgili ödemesinin tespit edilemediği görülmüştür.
Bilindiği üzere Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yer almaktadır.
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı ticari defterlerinde davalı adına alınmış bir ödeme kaydı bulunmadığı açık olup, davalıya ait ticari defterlerde yer almış tek taraflı ödeme kaydının başkaca bir ödeme belgesiyle ispat edilmediği sürece davalı lehine delil teşkil etmesi mümkün değildir. Bu nedenle mahkememizce davalı şirket ticari defterlerinin incelenmesi yargılamayı uzatacağından ayrıca inceleme kararı verilmiş, davalı vekiline ödemeyi gösterir bilgi ve belgeleri sunmak üzere kesin süre verilmiş ve ihtarat yapılmıştır. Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 25/05/2023 tarihli beyanı ile davalı şirketin Şanlıurfa Belediyesi nezdindeki hakedişlerine işçilerin icra dosyaları üzerinden haciz konulması suretiyle tahsilat yapıldığı belirtilmiş, ayrıca bir belge sunulmamıştır.
Mahkememiz yargılamasına konu işçiler tarafından başlatılan tüm icra takip dosyaları dosyamız arasına alınmış olup, dosyalarda davalı şirketten herhangi bir tahsilat yapıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığı, icra dosyalarında davalı şirketin alacak ve haklarına yönelik bir icrai işlem yapılmamış olduğu, icra dosyalarında davacı şirketin teminat mektupları karşılığında tehiri icra kararının yer aldığı ve kararın kesinleşmesi sonrası dosyaların davacı şirketin ödemesi ile kapatılmış olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davalı şirketin ödeme savunmalarını ispata elverişli bir delil sunmadığı, dosya arasına alınmış cebri icra dosyalarında davalıdan yapılmış bir tahsilat kaydı yer almadığı, icra dosyaları üzerinden davalı şirketle ilgili bir haciz müzekkeresi yazılmamış olduğu, ödemelerin davacı şirket tarafından yapıldığının açıkça görüldüğü, davacı ticari defterlerinde ödeme kaydı yer almadığından davalı lehine delil kabul edilemeyecek ticari defterlerin incelenmesinde hukuki yarar bulunmadığı hususları birlikte gözetilerek davalının ödeme savunmalarının yargılamayı uzatmaya yönelik olduğu değerlendirilmiştir.
6-Her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesinde alacak miktarlarına ödeme tarihlerinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş ise de, bozma kararından önce verilen hükümde 02/08/2012 tarihinden itibaren yasal faize hükmedildiği, hükmün yalnızca davalı tarafça temyiz edilmesi ile davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek bozma öncesi faiz türü ve faiz başlangıç tarihi korunarak hüküm kurulmuş, dava dışı işçilerin davalı şirket nezdinde çalıştıkları döneme isabet eden kıdem tazminatı alacağı ile ihbar tazminatı alacaklarının tahsiline yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 15.580,48-TL alacağın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, alacak miktarına 02/08/2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.092,30-TL harçtan peşin olarak alınan 454,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.637,45-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden davalı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 454,85-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 21,15-TL başvuru harcı ile 156,00-TL posta ve tebligat ücreti, 1.650,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 1.827,15-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre 929,42-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça sarf edilen 100,00-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre 49,13-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyenin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz hâkimi tarafından onaylanması sureti ile temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, yasal süre içinde temyiz kanun yoluna başvurulmadığı takdirde verilen kararın kesinleşeceği, yasal sürede temyiz kanun yoluna başvurulması halinde dosyanın ilgili Yargıtay Hukuk Dairesi’ne temyiz konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı