Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/316 E. 2021/390 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/316 Esas
KARAR NO : 2021/390

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/07/2019
KARAR TARİHİ : 14/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Davacı …’nun şirketin %11,86 oranında ve 8.940 adet hisseye sahip Ortağı olduğunu, şirket yönetimi tarafından genel kurul toplantılarına ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, şirket imkanları öncelikli olarak çoğunluk pay sahiplerine tahsis edilmek suretiyle müvekkilinin haklarını etkin biçimde kullanabilmesinin önüne geçilmekte ve bunlara ilaveten davalı şirketin oldukça uzun bir zamandır faaliyet amaçlarını gerçekleştirmediğini, işbu sebeplerin şirketin feshi yönünden objektif haklı sebep oluşturduğunu, 25.09.2018 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantısı öncesinde TTSG çağrı ilanında, finansal tabloların, konsolide finansal tabloların, yönetim kurulu yıllık faaliyet raporunun, denetleme raporunun ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisinin hangi adreste pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulacağının belirtilmediği, bu şekilde müvekkilinin, bilgi alma ve inceleme hakkının sınırlandırıldığını, Şirketin esas sözleşmesinde her sene en az bir defa olağan genel kurul toplantısı yapılması zorunluluğu hüküm altına alınmış olmasına rağmen şirketin 2013 yılında yapılan genel kurul toplantısında 11 yıla ait genel kurul toplantısının birlikte yapıldığını, esas itibariyle tüm bu hususların şirketin kötü bir şekilde yönetildiğinin açık bir göstergesi olduğunu, Müvekkiline bugüne dek ne aile fonunun varlığından, ne müvekkilinin de dahil olduğu ikinci kuşak çocuklara sağlanan eğitim imkanından, ne de bahsi geçen eğitim imkanından ikinci kuşak kuzenlerin çocuklarının da faydalanmakta olduğundan söz edildiğini, ailede yer alan tüm diğer hissedarlara sağlanmakta olan haklara ilişkin olarak müvekkiline kasten hiçbir şekilde bilgilendirme yapılmadığını, anılan kaynak davalı şirketin de içinde bulunduğu şirketler grubu tarafından karşılanmakta ve bu şekilde müvekkilin faydalandırmadığı söz konusu olanaklar sebebiyle alacağı kar payı azaltılmakta olduğunu, şirketin uzun bir süredir Esas Sözleşmesi’nin faaliyetlerinin hiçbirini gerçekleştirmediğini, şirketin devamlılığının sağlanması esasına aykırı biçimde hareket eden davalı şirketin feshinin gerektiğini, müvekkili ile birlikte davalı şirket ortaklarının hissedarı bulunduğu başkaca şirketlerde de benzer uygulamalar ile müvekkilini sindirilmeye çalışıldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 531. maddesinde yer alan koşulların gerçekleşmiş olduğu gözetilerek ve açıklanan sebeplerle; Davalı Şirketin öncelikle şirketi borçlandırıcı ve malvarlığını azaltıcı işlem yapmasının tedbiren durdurulmasına, Davalı Şirkete HMK m.389 ve TMK m.427 uyarınca “ihtiyati tedbir yoluyla yönetim kayyımı atanmasına”, TTK m.531 uyarınca “davalı Şirketin haklı nedenle feshine”, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde ise davacı müvekkilinin “davalı Şirkette sahip olduğu payların karar tarihine yakın tarihteki gerçek değerinin tespit edilerek müvekkiline ödenmesine ve davacı müvekkilinin bu yolla ortaklıktan çıkarılmasına”, Aksi halde TTK ilgili hükümleri uyarınca “duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme”, karar verilmesi talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketin 1992 yılından bu yana varlığını sürdüren feshini veya TTK nun 531. Maddesi kapsamında durumuna uygun düşen bir çözüme karar verilmesini gerektiren herhangi bir sebep bulunmadığını, artık ABD de yaşamaya başlayan davacının murisi …’den intikal eden mal varlığını nakde dönüştürmeye başladığını, davacının iş bu maksatla şirket hisselerini elden çıkarmak gayesiyle ardı ardına müvekkili şirket aleyhine haksız sebep ve gerekçelerle davalar açtığını, ihtarnameler göndererek genel kurulda sürekli muhalefet şerhi düşerek sanki ortada objektif ve haklı nedenlerden kaynaklanan sürekli ve dayanılmaz hal varmış zehabını yaratmaya çalıştığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, şirketin feshi ve tasfiyesini gerektiren bir neden bulunmadığını. Davacının vekâleten temsil edildiği son üç genel kurulda kârın dağıtılması yönünde karar alınmamasına muhalefet etmediğini, kısaca, kâr dağıtılmamasının aynı zamanda davacının da kararı olduğunu, Aile fonu diye bir fonun mevcut olmadığı için bu kaynaktan müvekkili şirketin yöneticileri olan aile fertlerinin de haberinin olmadığını, davalının, diğer şirketlerin paylarını edinerek bunlardan temettü geliri elde ettiğini, her holding şirketin çok büyük özsermayeye sahip olmasının gerekmediğini, davalının mal varlığının azalmasının da söz konusu olmadığını, herhangi bir haklı nedenin mevcut olmadığını, şirketin faal durumda olduğunu, tüm yasal yükümlülüklerini yerine getirmekte ve özvarlığını artırmaya devam etmekte olduğunu, TTK madde 531 niteliği itibariyle istisnai uygulanması gereken bir hüküm olduğunu, sunulan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; … Holding Aş ye ait ticari kayıtlar, müvekkilin banka kayıtları, müvekkilin iki çocuğunun okul masraflarına ilişkin makbuzlar, Aile Fonu’na ait tüm kayıtlar ve belgeler, müvekkil’in, davalı şirket’in diğer ortaklarının ortağı bulunduğu başkaca şirketlere karşı açmış olduğu davalara ilişkin dava dosyaları, dilekçe ekinde yer alan mübrez belgeler, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi, keşif, tanık, yemin, uzman görüşü, isticvap ve her türlü delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; davalının ticari defter ve kayıtları, genel kurul belgeleri, keşif ve bilirkişi incelemesi, tanık ve ikamesi mümkün her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının tetkikinde; davacı …’nun 08/07/2019 tarihli dava dilekçesi ile davalı … Gayrimenkul Yatırım ve Yönetim Hizmetleri AŞ aleyhine, şirketin haklı nedenle feshine, olmadığı takdirde ortaklıktan çıkma ve çıkma payı verilmesi istemi ile dava açıldığı, mahkemenin yapılan yargılaması sonucu 25/11/2020 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının tetkikinde; davacı …’nun 24/12/2018 tarihli dava dilekçesi ile davalı … Gayrimenkul Yatırım ve Yönetim Hizmetleri AŞ aleyhine, davalı şirketin 15/11/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında; şirketin esas sözleşmesinin kâr dağıtımı ve kâr dağıtımını düzenleyen 21. Maddesinin değiştirilmesi yönünde alınan kararın iptali istemi ile dava açtığı, mahkemenin yaptığı yargılama sonucunda 19/09/2019 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile davalı şirketin 15/11/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3. Maddesi ile şirketin esas sözleşmesinin kâr dağıtımı ve kâr dağıtımını düzenleyen 21. Maddesinin değiştirilmesi yönünde alınan kararın iptaline karar verilmesine yönelik davanın açılması aşamasında, davalı şirketin 08/05/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, iptali talep edilen esas sözleşmenin kâr dağıtımı ve kâr dağıtım zamanını düzenleyen 21. Maddesinin eski hale getirildiği, iş bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının tetkikinde; davacı …’nun 24/12/2018 tarihli dava dilekçesi ile davalı … Gayrimenkul Yatırım ve Yönetim Hizmetleri AŞ aleyhine, davalı şirketin 25/09/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 3,4,5 ve 6 numaralı kararlarının iptaline karar verilmesi istemi ile dava açtığı, davanın yapılan yargılaması sonucu 21/01/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin davaya konu 25/09/2018 tarihinde yapılan 2017 yılına ait genel kurul toplantısında gündemin 6. Maddesi ile alınan “Yönetim kurulu üyelerine ücret ödenmeksizin yönetim kurulu başkanı ve yönetim kurulu başkanvekiline ödenecek huzur hakkı tutarının %15 oranında arttırılmasına” dair kararın iptaline karar verildiği görülmüştür.
Tarafların dosyaya celbini talep ettikleri bilgi ve belgelerin dosyaya teminine müteakiben, uyuşmazlığın tespiti konularında ve davalı şirketin haklı nedenle feshini gerektiren sebeplerin olup olmadığı, var ise davacının haklı nedenle şirketten çıkmasını gerektiren sebeplerin bulunup bulunmadığı ve de ayrılma akçesinin miktarının da hesaplanarak rapor düzenlenmesi hususunda dava dosyasının konusunda uzman … ve SMMM bilirkişisi …’ten oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya ibraz edilen 17/06/2020 tarihli raporda özetle; dava dosyasındaki mevcut bilgi ve belgelere göre; nihai takdiri Sayın Mahkemeye ait olmakla birlikte şirkete ihanet edildiği, kişisel menfaatlerin şirket menfaatlerinin önüne geçen bir hal aldığı ve Şirketin sürekli olarak zarara uğratılarak borca batıklığa sürüklenen kötü bir yönetim anlayışı ile idare edildiğine ilişkin herhangi bir bulguya rastlanılmadığını rapor ve beyan ettikleri görülmüştür.
Davacı tarafın itirazları dikkate alınarak dava dosyasının ek rapor hazırlaması hususunda yeniden bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya ibraz edilen 12/01/2021 tarihli raporda özetle; kök rapor ile aynı görüşte bulunduklarını, kök raporun davacı vekilinin itirazlarını karşılar nitelikte olduğunu rapor ve beyan ettikleri görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; haklı nedenle şirketin feshi, şirketin feshi kabul edilmediği takdirde ortaklıktan çıkma ve çıkma karşılığı ayrılma akçesi istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere,
Davalı şirketin %11,86 oranında pay sahibi bulunan davacının, TTK nun 531. maddesi uyarınca sahip olduğu pay oranı itibarı ile, şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının ortaklığın haklı nedenle feshi sebebi olarak gösterdiği nedenlerin bulunup bulunmadığı, var ise bu nedenlerin ortaklığın feshini gerektirip gerektirmediği noktasında toplandığı,
Mahkememizce tarafların dosyaya sundukları ve celbini talep ettikleri belge ve kayıtların dosyaya teminine müteakip, davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde, ticari nitelikte hesaplama uzmanı hukukçu … ve yeminli mali müşavir … tarafından dosyaya sunulan rapor ve ek rapor içeriklerine göre,
Davacı tarafça, şirketin feshi veyahutta ortaklıktan çıkma istemine ilişkin olarak ileri sürdüğü haklı sebeplerden. Davalı şirketin genel kurul toplantılarına ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve genel kurul toplantısına ait bilgi ve belgelerin yer alacağı adrese ilan metninde yer verilmediği, bu nedenle bilgi alma ve inceleme hakkının kısıtlandığı iddiasında bulunmuş ise de, şirket merkezinde belgelerin bulunup bulunmadığına ilişkin herhangi bir iddiada bulunmadığı, genel kurul öncesinde inceleme hakkının kullanılamadığı veya inceleme hakkının engellendiğine ilişkin herhangi başka bir iddiada bulunmadığı, salt çağrı metninde bilgi ve belgelerin yer aldığı adresin çağrı metninde yer almamasının bilgi alma ve inceleme haklarının engellendiği sonucunu doğurmayacağı, davacı pay sahibinin TTK nun 437. maddesinde düzenlenen bilgi edinme hakkının sistematik şekilde sürekli engellendiğine dair bir bulguya rastlanılmadığı görülmüştür.
Davacı tarafça, şirketin feshi veyahutta ortaklıktan çıkma istemine ilişkin olarak ileri sürdüğü haklı sebeplerden. Davalı şirket yönetimi tarafından davacının kâr payı hakkından mahrum bırakılmaya çalışıldığı iddiasına bulunulmuş ise de, şirketin 2017 yılını 36.204,50-TL, 2018 yılını 77.723,57-TL ve 2019 yılını 293.469,24-TL kâr ile kapattığı, davalı şirketin 2018 yılı genel kurulunda oy birliği ile kâr dağıtımı kararı aldığı, 2016 yılında kâr dağıtmama kararının oy birliği ile alındığı, davacının şirketin kâr payı dağıtmamaya ilişkin kararının iptalini isteyebileceği, davalı şirketin sürekli olarak kâr payı dağıtmamak suretiyle, ortakların iş bu hakkının engellendiği ve bu durumun ortaklar arasında güven ilişkisini zedeleyen ve ortağın ortaklıktan beklentisinden mahrum bırakan ve şirketin feshin, veyahutta şirket ortaklığından haklı nedenle çıkmasını gerektirir sebebi oluşturmadığı,
Davacı tarafça, şirketin feshi veyahutta ortaklıktan çıkma istemine ilişkin olarak ileri sürdüğü haklı sebeplerden. Davalı şirketin aile fonu adı altında, ortakların yurt dışında okuyan çocuklarının eğitim giderlerinin karşılandığı, kendi çocuklarına ise bu imkanın sağlanmadığı, bu suretle şirket mal varlığının azaltıldığı iddiasında bulunulmuş ise de, şirket kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, davalı şirketin aile fonu adı altında herhangi bir ödeme kaydına rastlanılmadığı görülmüştür.
Davacı tarafça, şirketin feshi veyahutta ortaklıktan çıkma istemine ilişkin olarak ileri sürdüğü haklı sebeplerden. Şirketin yönetimi tarafından kötü yönetildiği iddia edilmiş ise de, şirketin en son inceleme tarihi olan 31/12/2019 tarihi itibarı ile kaydi öz varlığının müspet 881.079,21-TL olduğu, şirketin borca batık olmadığı, 2017 yılını 26.204,50-TL, 2018 yılını 77.723,57-TL, 2019 yılını 293.469,24-TL kârla kapattığı, yapılan iş bu tespitlere göre davalı şirketin kötü yönetildiği, şirket yöneticilerinin şirkete ihanet edip şirketi borca batık hale getirdiği ve bu nedenle şirketin haklı nedenle feshini gerektirir somut bir veriye rastlanılmadığı görülmekle. İş bu nedenle davacı ortağın şirketin haklı nedenlerle feshi ve ortaklıktan çıkma talebine ilişkin iddiasının sübut bulmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Davacı tarafça peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, (Bakiye harç HMK Yönetmeliğinin 46. maddesi gereği terkin sınırları içinde kaldığından harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine yer olmadığına),
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı tarafça yapılan 1,55-TL tebligat ve posta gideri olan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.14/04/2021

Başkan …
e -imza

Üye …
e -imza

Üye …
e -imza

Katip …
e -imza