Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/257 E. 2021/1028 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/257
KARAR NO : 2021/1028

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/06/2019
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 10/06/2018 tarihinde, … ilinin … ilçesine bağlı … Mah … … çevreyolu
… önünde meydana gelen tek taraflı yaralanmalı trafik kazası sonucunda …sevk ve idaresindeki … Plakalı araç içerisinde yolcu konumunda olan müvekkili …’un yaralandığını, yolcu konumunda olan müvekkilinin kusursuz olduğunu, sürücü…’ün asli kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketine sorumlu olduğu .. Nolu poliçeden yaptıkları başvuruya karşılık; 43 245,00 TL ödemede bulunulduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı 100,00 TL tedavi ve iyileştirme gideri ile 100,00 TL Bakıcı giderinin haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 10.06.2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; mevcut bilirkişi raporundan kaynaklı oluşabilecek maddi hakları saklı tutmak kaydıyla dava değerini; kalıcı iş görmezlik yönünden 100,00 TL’den 110.798,56 TL’ye; geçici iş görmezlik yönünden 100,00 TL’den 6412,48 TL’ye; bakıcı/bakım gideri yönünden 100,00 TL’den 1420,30 TL’ye; tedavi ve iyileştirme gideri yönünden 100,00 TL’den 1500,00 TL’ye, 400,00 TL tutarındaki dava değerini 119.731,34 TL artırarak; 120.131,34 TL’ye ıslah ettiklerini, ıslah talepleri doğrultusunda, 120.131,34 TL maddi tazminatın davalıdan, haksız filin işlendiği kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacıya 19.03.2019 tarihinde 43.245,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun son bulduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere, kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, mahkemece söz konusu maluliyet oranının belirlenmesi halinde maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere geçici iş göremezlik tazminatı 6111 sayılı yasa ve trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı olduğunu, ayrıca “geçici iş göremezlik” tazminatı taleplerinin de hem 6111 sayılı kanun gereği hem de trafik sigortası genel şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğunu, başvuruyu kabul anlamında gelmemek üzere, yeniden bir tazminat hesaplaması yapılması halinde, bu hesapta asgari ücretin baz alınarak TRH-2010 mortalite tablosu ile 1,8 teknik faizin kullanılmasını talep ettiklerini, başvuru sahibinin bakıcı giderine ilişkin taleplerinin temimat dışında olduğunu, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Hastane tedavi evrakları, SGK kayıtları, hasar dosyası, İstanbul ATK Raporu, bilirkişi raporu, delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının maluliyet oranının tespiti için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınan rapora göre; “… şahsın Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranı olay tarihindeki yaşına göre %15.2 (on beş nokta iki) ve bugünkü yaşına göre de %16 (on altı) olarak bulunmuştur.
Tıbbi iyileşme süresinin 4 (dört) ay olarak kabulünün uygun olacağı, ancak varsa kişinin takip ve tedavisini yapan hekimler (sağlık kuruluşu) tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile değerlendirilmesinin daha uygun olacağı mütalaasına varılmıştır.
Şahsın yaralanma nedeniyle 3 (üç) hafta süreyle yardıma ihtiyaç duyacağı, sürekli bakıma muhtaç olmadığı kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Aktüerya Uzmanı bilirkişiden alınan 01/01/2021 tarihli rapora göre; “…10.06.2018 tarihinde yaralanan …’un;
– Geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi zararının 6.412,48 TL olduğu,
– Sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 68.788,84 TL olduğu, önceden yapılan ve güncelleştirilen ödemenin (50.337,18 TL) mahsubu sonrası ise bakiye alacağının 18.451,66 TL olacağı,
– Bakım giderinden kaynaklı maddi tazminat alacağının 2.029,00 TL olduğu,
– SGK sorumluluğunda olmayan pansuman sarf malzeme giderinin 300,00 TL olduğu,
– İleriye dönük tedavi giderinin ise 1.200,00 TL olabileceği,
Davacının toplam bakiye maddi tazminat alacağının 28.393,14 TL olacağı,…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişiden alınan 16/07/2021 tarihli ek rapora göre; “…10.06.2018 tarihinde yaralanan …’un;
– Geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi zararının 6.412,48 TL olduğu,
– Sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 163.189,87 TL olduğu, önceden yapılan ve güncelleştirilen ödemenin (52.391,31 TL) mahsubu sonrası ise bakiye alacağının 110.798,56 TL olacağı,
– Bakım giderinden kaynaklı maddi tazminat alacağının 1.420,30 TL olduğu,
– SGK sorumluluğunda olmayan pansuman sarf malzeme giderinin 300,00 TL olduğu,
– İleriye dönük tedavi giderinin ise 1.200,00 TL olabileceği,
Davacının toplam maddi tazminat alacağının 120.131,34TL olacağı,..” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
Davacının yolcu olarak içinde bulunduğu dava dışı…’ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın tek taraflı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası geçirmesi nedeniyle davacı tarafça aracın KZMMS sigortacısı olan davalı şirketten geçici iş gücü kaybı, sürekli iş gücü kaybı, bakıcı gideri ve tedavi giderlerinden kaynaklanan maddi tazminat talep edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde usule ilişkin sair itirazlarda bulunarak davacıya ödeme yapıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
3-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
4-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
7-Mahkememizce davacının zararı olup olmadığı ve varsa miktarı ile davalının sorumluluğunun sınırının tespiti için öncelikle kusur incelemesi yapılmıştır.
Trafik kazalarından doğan maddi tazminat davalarında çoğunlukla kusur yönünden adli trafik bilirkişiden rapor alınmakla birlikte esas olarak kusur tayininde hâkimin takdiri önem arzetmektedir. Dava konusu kazanın tek taraflı trafik kazası niteliğinde olması, kazaya araç sürücüsünün bireysel davranışları dışında etki eden bir hususun bulunmayışı hususları birlikte gözetilerek mahkememizce kusur değerlendirmesi resen yapılmıştır.
Kaza tespit tutanağının incelenmesinde davacının yolcu olarak bulunduğu aracın virajlı yolda hızını yeterince ayarlayamadığından önce yolun sol kısmındaki bariyerlere çarptığı, ardından ise sağ kısımdaki bariyerlere çarptığı bu suretle kazanın meydana geldiği anlaşılmıştır. Kazanın cereyan şekline yönelik her iki tarafın da farklı bir iddia veya savunması bulunmamaktadır. Kazanın meydana geliş şekli itibariyle davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan … plaka sayılı araç sürücüsü…’ün kavşağa yaklaştığı sırada yol durumuna göre hızını azaltarak tedbirli olarak kavşağa girmesi gerekirken gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek kazaya neden olduğu, kazanın oluşumunda başkaca bir etken bulunmadığı gözetilerke asli ve %100 oranında kusurlu bulunmuştur.
8-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Davacının maluliyetinin tespiti hususunda Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 03/01/2020 tarihli raporda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre %9 oranında sürekli maluliyet ve 4 ay geçici iş göremezlik süresi tespit edilmiştir.
Maluliyet raporuna itirazlar üzerine dosya yeniden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na tevdi edilmiş düzenlenen 07/04/2021 tarihli maluliyet raporuna göre davacının %16 oranında sürekli maluliyetinin bulunduğu, 4 ay geçici iş göremezlik süresinin bulunduğu ve 3 hafta süreyle bakıcı ihtiyacının bulunduğu tespit edilmiştir. Maluliyet raporunun Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre düzenlendiği görülmüştür.
07/04/2021 tarihli bilirkişi raporu kaza tarihi itibariyle geçerli yönetmeliğe göre düzenlenmemiştir. Fakat maluliyet raporu davalı vekiline 21/04/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup 2 haftalık süre içerisinde rapora karşı bir itiraz bulunmadığı görülmüştür. Davalı tarafça rapora karşı itirazlar süresinden sonra 18/05/2021 tarihinde mahkememize iletilmiştir. Bu durumda süresi içerisinde rapora karşı itiraz beyanları sunulmadığından raporda tespit edilen %16 oranındaki maluliyet, 4 aylık geçici iş göremezlik süresi ve 3 haftalık bakıcı ihtiyacı davacı yönünden usuli kazanılmış hak teşkil etmiştir.
Rapora karşı davacı tarafça itiraz edilmiş ise de rapor ile tespit edilen oranın daha önce alınan raporla çelişki arzettiği, ancak 2. Rapordaki kazanılmış hak gözetildiğinde yeniden rapor alınmasının her iki taraf açısından hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek yeniden rapor alınmaksızın davacının usuli kazanılmış hak elde ettiği oranlar hükme esas alınmak yargılamaya devam olunmuştur.
9-Dosyaya sunulan 12/07/2021 tarihli aktüerya ek raporunda, hesaplamanın TRH-2010 yaşam tablosuna ve progresif rant yöntemi kullanılarak Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde düzenlendiği görülmüştür. Bilirkişi raporuna göre; “”…10.06.2018 tarihinde yaralanan …’un;
– Geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi zararının 6.412,48 TL olduğu,
– Sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 163.189,87 TL olduğu, önceden yapılan ve güncelleştirilen ödemenin (52.391,31 TL) mahsubu sonrası ise bakiye alacağının 110.798,56 TL olacağı,
– Bakım giderinden kaynaklı maddi tazminat alacağının 1.420,30 TL olduğu,
– SGK sorumluluğunda olmayan pansuman sarf malzeme giderinin 300,00 TL olduğu,
– İleriye dönük tedavi giderinin ise 1.200,00 TL olabileceği,
Davacının toplam maddi tazminat alacağının 120.131,34TL olacağı,..”” şeklinde hesaplama yapıldığı görülmüş olup hesaplamanın hukuka ve yargısal içtihatlara uygun olduğu değerlendirilerek, itirazlarda somut bir hata veya hukuka aykırılık gösterilmediği de gözetilerek yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiş, ek rapor hükme esas alınmıştır.
10-Davacı dava konusu kaza sırasında yolcu konumunda bulunmakta ise de davalı tarafça hatır taşıması veya müterafık yönünde bir savunma ileri sürülmediğinden ve bu husus resen gözetilmeyeceğinden tazminat miktarlarında herhangi bir indirim yapılmamıştır.
11-Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden dava açılış öncesi davalı sigorta şirketine yazılı başvuru yapıldığı ve 01/03/2019 tarihi itibariyle davalı şirketin temerrüde düşürüldüğü gözetilerek bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
12-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda detaylı olarak gösterildiği üzere, dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, 07/04/2021 tarihli maluliyet raporuna davalı şirket tarafından süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek %16 kalıcı maluliyet ve 4 aylık geçici maluliyet zararına göre tazminat hesaplaması yapıldığı, ayrıca davacının bakıcı ihtiyacı duyacağı tespite edilen 3 haftalık süre için asgari ücret üzerinden bakıcı gideri zararı hesabı yapıldığı, yine SGK kapsamında olmadığı anlaşılan sağlık gideri zararlarına ilişkin yapılan aktüerya hesabının Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin güncel içtihatlarına uygun olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
13-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 05/05/2020 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, poliçe limitlerini geçmemek kaydı ile 110.798,56-TL sürekli iş gücü kaybı tazminatının, 6.412,48-TL geçici iş gücü kaybı tazminatının, 1.420,30-TL bakıcı gideri tazminatının ve 1.500,00-TL tedavi ve iyileştirici gider tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına 01/03/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.206,17-TL harçtan peşin olarak alınan 44,40-TL ile ıslah harcı olarak alınan 408,94-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.752,82-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 15.362,48-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL. ile ıslah harcı olarak yatırılan 408,94-TL toplamı 453,34-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen başvuru harcı, posta gideri ve bilirkişi ücretinden ibaret 851,00-TL. yargılama gideri ile Ege Üniversitesinin sağlık kurulu fatura bedelleri olarak davacı tarafından yatırılan 1.083,70-TL toplamı 1.934,7‬0.-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”