Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/248 Esas
KARAR NO : 2021/995
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2015
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize verdiği dilekçe ile, müvekkilinin dava dışı … İşletmeleri Tic. ve İlaç San. Ltd. Şti.den 24.12.2014 vade tarihli senet gereğince alacaklı olduğunu, dava dışı bu şirket aleyhine İzmir 16.İcra Müd.nün … sayılı dosyası ile bu şirket aleyhine takip yaptıklarını, ancak dava dışı borçlu şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğünden resen terk edilmesi nedeni ile tebligat aşamasının tamamlanamadığını, bu şirketin ihyası için İzmir …ATM nin …. sayılı dosyası ile dava açtıklarını, dava devam ederken dava dışı şirketin, bu kez işletmesini, davalı …Sağlık Hizmetleri Tic.Ltd.Şti’ye devrettiklerini, işletmeyi devralan davalı şirketin TBK nun 202.maddesi gereğince işletmenin borçlarından da sorumlu olduğunu, öncelikle dava dışı borçlu şirketin hastane ve işletmesinin davalı şirkete devredildiğini, borçlu şirketin sahip olduğu ruhsat ile Sağlık Bakanlığı tarafından verilen 12 adet branş kadrolarının tümünün davalı şirkete devredildiğini, demirbaş ve ekipmanların devredildiğini, dava dışı borçlu şirketin 26 çalışanından 25’inin davalı şirkette çalışmaya başladığını, dava dışı borçlu şirketin faal durumunda iken aynı adreste dava dışı borçlu şirketin mesul müdürü tarafından davalı şirketin kurulduğunu, dava dışı borçlu şirketin tüm kadroları ile birlikte davalı şirkete devrini karar altına aldığını,dava dışı borçlu şirkete ait tüm bilgisayar lisanslarının da her şey gibi davalı şirkete devredildiğini, tüm bu nedenlerle dava dışı şirket ile davalı şirket arasındaki organik bağa göre işletme devrinin gerçekleştiğini ve senet borcundan davalı şirketin mesul olduğunu, bu nedenlerle İzmir …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydı ile 47.568,40 TL bedelli senedin vade tarihi olan 28.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmİş olmakla yapılan açık yargılama sonunda;
GEREKÇE: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde; alacağın eksik senede dayandırıldığını, senedi düzenleyenin … İşletmeleri olduğunu, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, senedin ödeme tarihinin 28.12.2014 olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, alacağın dayandığı senedin kambiyo senedi olmadığını,davacı tarafın senedin verilme sebebi olarak belirtilen kredinin çekildiğinin davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, davacının belirttiği işletme devrinin söz konusu olmadığını, söz konusu ilişkinin devir değil satın alma olduğunu, müvekkili ile dava dışı şirket arasında hiç bir organik bağ bulunmadığını davanın husumet ve zamanaşımı nedeni ile öncelikle usulden,varlığı ispatlanamayan alacak nedeni ile de esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … olduğu,borçlusunun … İşletmeleri Tic. ve İlaç San.Ltd. Şti olduğu, 28.12.2014 vade tarihli 47.568,40 TL bedelli adi senedin tahsili için takip yapıldığı, davacı tarafça şirketin ticaret sicil müdürlüğünden terkinin nedeni ile İzmir …ATM nin …. sayılı dosyası ile dava açtıkları ve davanın usulden reddedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava konusu senedin incelenmesinde, ödeme tarihinin 28.12.2014 olduğu, düzenleme tarihi bulunmadığı, alacaklısının … olduğu, borçlusunun dava dışı … İşletmeleri Tic. ve İlaç San.Ltd. Şti olduğu, senedin unsurlarındaki eksiklik nedeni ile adi senet gibi takibe konulduğu görülmüştür. Gerçekten de ilamsız takibe konu edilen bu senette, tanzim tarihi unsuru bulunmadığından TTK’nun 688/6. maddesine göre bono vasfı yoktur. Bu nedenle, TTK’nun 661/1. maddesinde yer alan bonolara da uygulanan zamanaşımına tabi değildir. Adi senetlerde zamanaşımı süresi BK. 135/2. maddesine göre on yıl olup, bu sürenin de geçmemiş olması nedeni ile zamanaşımı definin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Senette davacının çektiği kredi nedeni ile verildiğinin belirtildiği görülmüştür.
Tarafların dosyaya delil olarak ibraz ettikleri belgelerle birlikte, davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmek sureti ile işletme devrinin söz konusu olup olmadığı ve davacının alacağının bulunup bulunmadığı konusunda bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.bilirkişi heyeti raporuna göre; dava dışı … İşletmeleri Tic. ve İlaç San.Ltd. Şti.’nin 29.02.2012 tarihinde kiraladığı iş yerini 26.12.2013 tarihinde tahliye edeceğine dair iş yeri sahipleri ile kira sözleşmesinin fesh edildiği ve bunun hemen ardından davalı şirket ile iş yeri sahipleri arasında bir kira sözleşmesi akdedildiği, kira başlangıç tarihinin 31.01.2013 olarak belirlendiği ve kiralanan yerin Tıp merkezi olarak kullanılacağı ve kullanıma hazır vaziyette olduğu, yine dava dışı şirketin 31.12.2014 tarihinde resen terkininin yapıldığı halde Tic.Sic.Gazetesinde yayınlanan değişikliklerin hiç bir vergi dairesine bildirilmediği vergi dairesi kayıtlarında aynı adresin baki kaldığı, davalı şirketin de adresinin resmi kurumlara aynı adres olarak bildirildiği, davalı şirketin ortağı …’in de aralarında bulunduğu 26 kişinin dava dışı … İşletmeleri Tic. ve İlaç San.Ltd. Şti.nden 31.01.2014 tarihinde işten çıkışlarının yapıldığı, ertesi günü 01.02.2014 tarihinde davalı şirkete girişlerinin yapıldığı, taşınmazın kullanıma hazır halde davalı şirkete önceki kira sözleşmesinin hemen akabinde teslim edildiği nazara alındığında aynı menkul mallarla ve aynı kişilerle ve aynı yerde faaliyetin devam ettiği, dava dışı şirket ile davalı arasında açıkça işletme devrinin söz konusu olduğu, bu durumda davalının önceki şirketin borçlarında da sorumlu olduğu, Vakıfbank’tan gelen cevabi yazıda davacının senet miktarı kadar tüketici kredisi çektiğinin bildirildiği,dolayısı ile senet içeriğinin doğru olduğu ve davacının adi senet nedeni ile davalıdan alacağını talep etmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça istinaf edilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin 27.05.2019 tarihli kaldırma kararına göre, Mahkemece Hastane İşletmeciliği konusunda faaliyet gösteren sektörden bir veya birkaç doktor bilirkişinin bilirkişi heyetine eklenerek önceki bilirkişi heyetinden veya yeni bir bilirkişi heyetinden işletme devrine konu olduğu söylenen demirbaş ve mallar tek tek incelenerek sadece söz konusu demirbaş ve mallar ile işletmenin devamının mümkün olup olmadığı konusunda rapor alınması gerektiğinden bahisle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, bunun üzerine Mahkememizce daha önce hastane yöneticiliği de yapmış uzman kardiyolog doktor bilirkişi de atanmak sureti ile bilirkişi heyetinden demirbaş ve malların incelenmek sureti ile işletmenin devamının mümkün olup olmadığı yönünde rapor da alınmıştır. Alınan bilirkişi heyet raporuna göre, malların incelenmesi sonucunda iş bu davaya konu olan davalı şirketin T.C.İzmir Valiliği İl Sağlık Müdürlüğüne yapmış olduğu 21.01.2014 tarihli dava dışı şirketin kadro ve demirbaşlarını devralarak …Cerrahi Tıp merkezi adı altında sağlık hizmeti sunmaya devam etme başvurusu ve müdürlükçe istenen diğer belgelerin müdürlüğe ibrazı ile birlikte davalı şirket adına müdürlükçe onaylanmış belgelerin davalı şirket yetkilisine teslimi ile birlikte sağlık hizmeti sunucusu olarak faaliyetine başladığı dolayısı ile açıkça işletme devrinin söz konusu olduğu, davalının cevap dilekçesini ıslah beyanlarında belirttiği dava dışı şirket yöneticilerinin ve davacının şikayet edilmiş ise de, davacı hakkındaki istinaf öncesi verilen sahtecilik suçlaması ile ilgili takipsizlik kararı verildiği, aynı şikayet konuları ile ilgili olarak dava dışı şirket hakkındaki şikayet dilekçesinde de yine davacı … ile ilgili olarak gerçekte var olmayan alacak yaratıldığı savunmasının davacı ile ilgili olarak verilen takipsizlik kararı dikkate alınarak borçtan kurtulmaya yönelik olarak değerlendirildiği anlaşılmasına göre davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE; İzmir …. İcra MD’nün … E sy takip dosyasında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 47.568,40.-TL’nin 28/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar ve ilam harcı olan 3.249,40.- TL’den peşin alınan 812,35.- TL harcın mahsubuyla bakiye eksik kalan harç olan 2.437,05.- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydı gerekmekte ise de; ilk kurulan 17/04/2018 tarihli hükümde davalıdan karşılanmak üzere 2.249,39.-TL ‘lik bakiye karar harcı için 12/06/2018 tarihinde 2018/302 Harç numarası ile harç tahsil müzekkeresi yazıldığından, yeniden harç yazılmasına yer olmadığına,
Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince hesap edilip takdir edilen 6.983,89.- TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Yapılan yargılama gideri olarak davanın ilk açılış gideri olan 887,20.-TL, tebligat, posta ve bilirkişi ücreti giderleri 1.660,40.- TL olmak üzere toplam 2.547,60.- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafın yaptığı tebligat, posta ve bilirkişi ücreti ile İstinaf masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal istinaf süresi içinde, İstinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/11/2021
Katip …
e-imza
¸
Hakim …
¸e-imza