Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/243 E. 2023/611 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/243 Esas
KARAR NO : 2023/611
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/06/2019
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 16.01.2019 tarih ve saat 13:50 sıralarında Davalı … maliki davalı … tarafından sigortalanmış olan ve … plakalı araç davalı sürücü …’ın idaresinde iken 176 sokağa dönüş yapmak isterken aracının hakimiyetini kaybedip yaya kaldırımı üzerindeki davacı …’a çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda davalı sürücü aslı kusurlu olduğunu, davacı yayanın kusuru olmadığını, kaza tespit tutanağında tespit edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulünü, davalıların araçları ile varsa taşınmaz üzerine talepleri karşılamaya yetecek şekilde ihtiyati tedbir uygulanmasını, davacının uğradığı manevi zarardan sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen 100.000.00-TL manevi tazminat olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, 900.00-TL kazanç kaybı 100.00-TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 1.000.00-TL maddi tazminat olay tararihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama gider ve vekalet ücretini davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, tarihli ıslah dilekçesi ile; 900,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı 612.014,61-TL daha artırılarak 612.914,61-TL olarak bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte,100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı 10.143,20-TL daha artırılarak 10.243,20-TL olarak yasal faiziyle birlikte olmak üzere toplam 1.000,00-TL olan alacağın 622.157,81-TL daha artırılarak 623.157,81 TL’ye çıkartılmasını, ıslah talebinin kabulünü, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … ve … vekili, cevap dilekçesinde; Davaya bakmakla yetki Mahkeme Antalya Asliye Ticaret mahkemeleri yetkili olduğunu, yetkisizlikten reddini, davalı sürücü hız sınırlarını aşmadığı seyir halinde kediye çarpmamak için frene basıp hakimiyetini kaybederek trafik levhasına çarptığını, davacı yayayı görmediğini, kaza tutanağında davalı sürücü tam kusurlu olduğu görülmüş ise de kaza tutanağı tek başına hüküm kurmaya yeterli olmayıp bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, maddi ve manevi talepler soyut iddialara dayanarak faiş miktarlarda hakkaniyete aykırı taleplerden bulunulduğunu, ihtiyati tedbir talebi davanın konusu olmaması nedeni ile reddine karar verilmesini, davacının maddi ve manevi taleplerinin reddini, yargılama gider ve vekalet ücretini davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde; Tazminat hesaplaması yapılabilmesi için ibrazı zorunlu evraklar iletilmemesi nedeni ile geçerli bir başvurudan söz edilemeyeceğinden davanın usulden reddini, davacının maluliyet oranı hesaplanırken iyileşme döneminde olduğun dikkatte alınmalı bu hususta yeniden muayene olarak güncel raporlar temin edilmesini, geçici iş göremezlik tazminatı trafik poliçesi teminat dışında olduğunu, kusur oranlarının tespiti için bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılmasını, davacının olay tarihinden itibaren faiz istemleri yerinde olmadığını, dava acarken ibrazı zorunlu evraklar sunulmadığını, bu sebeple muaccel alacak oluşmadığı ve faiz taleplerinin reddinı, davalı şirketin yargılama ve vekelet ücretinden sorumlu tutulmamasını talep etmiştir.
DELİLLER: Hastane tedavi evrakları, SGK kayıtları, hasar dosyası, sağlık kurulu raporu, bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumlarının tespiti için yapılan 30/11/2021 tarihli bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre; “Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
-Davalı sürücü … 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b maddesini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna tamamen hatası ile etken olduğu.
-Davacı yayaya … meydana gelen kazanın oluşumunda etken faktörü ve kural ihlali olmadığı.
Hususundaki görüş ve kanaatimin nihai kararın takdiri makamınıza ait olmak üzere saygılarımla arz ederim.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulundan alınan rapora göre; “…Şahsın sağ omzundaki hareket kısıtlılığına bağlı üst ekstremite özürlülük yüzdesi hesaplanmış ve “Tablo 2.3. Üst ekstremite özürlülüğünün kişinin özürlülük oranına dönüştürülmesi ” tablosundan faydanılarak hesaplandığında; 16.01.2019 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan kişinin özürlülük oranı %7 (yüzdeyedi) olarak bulunmuştur.
2. Tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) ay olarak kabulünün uygun olacağı, ancak kesin iyileşme süresinin varsa kişinin takip ve tedavisini yapan hekimler (sağlık kuruluşu) tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışır raporu ile belirlenebileceği mütalaasına varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Davacının davalıdan isteyebileceği geçici ve sürekli işgöremezlik miktarının tespiti için yapılan 24/04/2023 tarihli bilirkişi incelemesi sonucunda; “16.01.2019 tarihinde yaralanan …’ın;
a-) Kazancının net asgari ücret düzeyinde olduğunun kabulü halinde geçici iş göremezlikten kaynaklı bakiye maddi tazminat alacağının 1.349,08-TL olduğu,
Sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 299.275,23-TL olduğu,
Davacının toplam maddi tazminat alacağının ise 300,624,31-TL”ye tekabül ettiği,
b-) Kazancının … tarafından bildirilen ücret düzeyinde olduğunun kabulü halinde geçici iş göremezlikten kaynaklı bakiye maddi tazminat alacağının 10.243,20-TL olduğu,
Sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 612.914,61 TL olduğu,
Davacının toplam maddi tazminat alacağının ise 623.157.81 TL’ye tekabül ettiği
kanaatiyle,
Manevi tazminatın Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere Saygı ile sunulur” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan maluliyete dayalı açılmış maddi ve manevi tazminat davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu kazanın davalı araç sürücüsü …’in asli ve tam kusuruyla meydana geldiğini, kaza nedeniyle davacının ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrasında davacının psikolojik ve fiziksel olarak kalıcı maluliyeti oluştuğunu, davacının kafa bölgesinde kalıcı iz oluştuğunu, kalıcı izlerden dolayı günlük hayatında sorunlar yaşadığını, evlenme hazırlığında olduğu kız arkadaşından ayrıldığını ileri sürerek geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş, davalı araç sürücüsünün doğrudan davacıya çarpmadığını, yol kenarında yer alan trafik levhasına çarptığını, davalının kusurlu olmadığını, kaza mahallinde keşif yapılması halinde davalının kusursuzluğunun anlaşılacağını, davacının yaralanmasının dava dilekçesinde ileri sürülen ölçüde olmadığını, davacının taleplerinin fahiş miktarda olduğunu ve sair hususları ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. Vekili cevap dilekçesinde davacı tarafın dava öncesinde sigorta şirketine geçerli bir başvurusunun bulunmadığını, davacının maluliyetini ve kusur oranını ispat etmesi gerektiğini ve sair hususları ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan ön incelemede dava öncesinde davalı … nezdinde 28/01/2019 tarihinde posta yoluyla yazılı başvuruda bulunulduğu ve KTK 97.maddesinde düzenlenen özel dava şartının yerine getirildiği, dava öncesinde dava şartı arabuluculuk yoluna gidildiği ve anlaşamama son tutanağı düzenlendiği, davanın görülmesi için gerekli olan ön şartların mevcut olduğu görülmüştür.
Davalı … ve … vekilinin yetki itirazlarının incelenmesinde, Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamasına göre sigorta şirketlerinin bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemeleri yetkili mahkemeler arasında kabul edilmekle, davalı … Ege Bölge Müdürlüğü’nün Bayraklı/İzmir adresinde bulunduğu ve mahkememizin yargı çevresi içerisinde olduğu anlaşıldığından yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
3-Mahkememizce Antalya ….Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza yargılaması dosyası, davacının görmüş olduğu tedavilere ilişkin hastane kayıtları, SGK kayıtları, kusura yönelik bilirkişi raporu, maluliyet raporu, aktüerya raporu, emsal ücret araştırması sonuçları ve tanık beyanları delil olarak değerlendirilmiştir.
4-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
5-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
7-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
8-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
9-Dava konusu trafik kazası sonrasında olay yeri incelemesi sonucu kolluk görevlileri tarafından kaza tespit tutanağı düzenlenmiş olup kaza tespit tutanağında kaza mahallinin kaza anındaki durumuna yönelik detaylı krokilendirme yapıldığı ve davalı araç sürücüsü …’in kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamak şeklinde kusurlu davrandığı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce dosya adli trafik bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 29/11/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı araç sürücüsü …’in KTK 52/b maddesini ihlal ettiğinden kural ihlali ile kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği, davacının kural ihlalinin bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı taraflarca rapora karşı itirazlar ileri sürülmüş ve kaza mahallinde keşif yapılması talep edilmiş ise de, kaza mahallinin fotoğraf ve krokilerinin kusur dağılımı yapılmasına yeterli düzeyde kazanın gerçekleşme şeklini aydınlattığı, kazaya davalı araç dışına karışan başka bir motorlu taşıt bulunmadığı, kazanın gerçekleşme şekline göre kusura etki edebilecek somut bir savunmanın da yer almadığı gözetilerek keşif talepleri yerinde görülmemiş, dosya kapsamı ve kazanın gerçekleşme şekline göre(davalının ceza yargılamasındaki savunmasında “Olay günü seyir halinde iken önüme bir kedi çıktı. Ben çarpmamak için direksiyonu kırdım, lastiğim patladı ve direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yaptım. Olayda benim herhangi bir kusurum bulunmamaktadır.” anlatımı yapılmıştır.) davalının meskun mahalde güvenli duruş mesafesinde aracı durdurmayıp direksiyonu yol kenarına doğru kırmak suretiyle kazanın gerçekleşmesine neden olduğu, dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı savunmasına göre yola çıktığı kabul edilen kedinin davalının kusuruna bir etkisinin olamayacağı, buna göre davalının kazanın gerçekleşmesinde asli ve %100 oranında kusurlu olduğunun kabulü gerektiği değerlendirilmiştir.
10-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda kaza tarihi 16/01/2019 olup davacının maluliyetine ilişkin değerlendirmelerin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Davacının maluliyetinin tespiti yönünden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı öğretim üyelerinden oluşan heyete sevk edilmiş, dosyaya sunulan 08/09/2022 tarihli maluliyet raporunda davacının sürekli iş gücü kaybı oranının %7 olduğu ve 3 ay süreyle geçici iş gücü kaybına uğradığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Rapora karşı davalı vekilince itirazlar ileri sürülmüş ise de davacının maluliyetinin oluştuğu organ, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri ve eki cetvellere göre belirlenen maluliyet oran ve sürelerinin yerinde olduğu, itirazlarda ileri sürülen nedenlerin yeniden rapor alınmasını gerektirir somut bir hatalı değerlendirmeyi göstermediği gözetilerek itirazlar yerinde görülmemiş ve dosyaya sunulan 08/09/2022 tarihli maluliyet raporu ile tespit edilen maluliyet oran ve süresi hükme esas alınmıştır.
Davacı tarafça dava dilekçesinde davacının kaza nedeniyle ruhsal rahatsızlığının da bulunduğu ileri sürülmüş ise de davacının kaza sonrasında ruh sağlığı ve hastalıklarıyla ilgili gördüğü tedavilerle ilgili bir delil sunulmadığı, mevcut delil durumuna göre düzenlenen heyet raporuna karşı itiraz da ileri sürülmediği gözetilerek bu hususta ayrıca resen araştırma yapılmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir.
11-Maluliyet durumunun tespiti sonrasında davacının gelir durumu, TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi dikkate alınarak davacının uğradığı zararın tespit edilmesi gerekmektedir.
Davacı vekili tarafından davacının asgari ücretin üzerinde bir gelir elde ettiği ileri sürülmüş, davacının kaza tarihinde 4.500,00-TL ücretle muhasebe müdürü olarak çalıştığı ileri sürülmüş, bu hususta çalıştığı şirketten alınan beyan yazısı ve tanık beyanları delil olarak gösterilmiştir.
Davalı tarafça davacının gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğuna yönelik iddiasına yönelik itirazda bulunduğu, SGK hizmet döküm cetvelinde yer alan gelir durumuna göre hesaplama yapılması gerektiği savunulmuştur.
“davacının döner ustası olarak hangi tarihten itibaren çalışmaya başladığı araştırılmalı, buna ilişkin kaza tarihinden geriye doğru çalıştığı yerden maaş bordroları getirtilmeli, gerekirse Sosyal Güvenlik Kurumundan davacının geliri ile ilgili resmi belgeler getirtilip, ilgili meslek odalarından da emsal ücret araştırması yapılarak davacının gerçek geliri tam ve doğru olarak belirlenmelidir. Bu bilgiler ışığında gelir tespiti yapıldıktan sonra zarar hesaplaması yapılması gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.” (Yargıtay ….Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı)
Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamasına göre zarar görenin gerçek gelirinin belirlenmesinde salt SGK kayıtları ile yetinilmemesi, emsal ücret araştırması yapılarak zarar görenin gerçek gelirinin tespiti yoluna gidilerek gelirin belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede, her ne kadar davacının SGK hizmet döküm cetvelinde prime esas kazancı asgari ücret olarak gösterilmiş ise de, davacının işvereni olan şirket tarafından dosyaya sunulan 13/01/2023 havale tarihli beyan yazısına göre davacının 2018 yılında 4.000,00-TL, 2019 yılında 4.800,00-TL, 2020 yılında 5.300,00-TL, 2021 yılında 6.500,00-TL , 2022 yılında 17.000,00-TL ve 2023 yılında güncel maaşının 22.000,00-TL olduğunun beyan edildiği, davacının şirkette muhasebe/finans müdürü olarak çalıştığının tanık beyanı ile doğrulandığı, davacının çalıştığı şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren şirketlere yazılan müzekkere cevaplarında 21.935,00-TL, 25.000,00-TL, 33.000,00-TL şeklinde ücret bilgisi paylaşıldığı, Antalya Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’nın cevabi yazısına göre kaza tarihinde davacının 7.500,00-TL net ücret alabileceğinin belirtildiği, Türkiye İstatistik Kurumu portalından yapılan emsal ücret sorgulamasında 2022 yılı itibariyle 19.029,47-TL ve 28.452,71-TL kazanç bilgisi tespit edildiği görülmüştür.
Tüm bu veriler birlikte değerlendirildiğinde, davacının ileri sürdüğü kazanç seviyesinin sektörde çalışan diğer şirketlerden bildirilen kazançlarla, meslek odası verisi ve TÜİK raporuyla uyumlu olduğu, davacının işvereni olan şirket tarafından asgari ücretin üzerinde bir gelir alındığının açıkça beyan edildiği, davacı ile işvereni arasında ileride ortaya çıkabilecek ihtilaflarda işveren aleyhinde kesin delil oluşturacak ve işveren aleyhinde idari yönden sorumluluk doğurabilecek bu yönde bir beyanın salt davacının yüksek tazminat alması için farazi olarak yazılmasının beklenmeyeceği hususları birlikte gözetilerek davacının ücret iddiasının 2018 yılında 4.000,00-TL, 2019 yılında 4.800,00-TL, 2020 yılında 5.300,00-TL, 2021 yılında 6.500,00-TL , 2022 yılında 17.000,00-TL ve 2023 yılında güncel maaşının 22.000,00-TL olarak ispat edildiği değerlendirilmiştir.
Mahkememizce davacının tespit edilen gelir düzeyi üzerinden TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre rapor düzenlenmesi için dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 17/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacının %7 maluliyet oranına göre 612.914,61-TL sürekli maluliyet tazminatı, 3 aylık sürekli maluliyet zararının(SGK Tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödemesinin mahsubu sonrası) 10.243,20-TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Rapora karşı davalı taraflarca itirazlar ileri sürülmüş ise de, davacının mahkememizce tespit edilen gerçek gelir üzerinden hesaplama yapıldığı, SGK tarafından karşılanan 5.116,80-TL ödemenin mahsup edildiği, uygulanan yaşam tablosunun ve progresif rant yönteminin Yargıtay …Hukuk Dairesi’nce benimsenen yöntemler olduğu gözetilerek davalı itirazları yerinde görülmemiş ve rapor ile tespit edilen zarar miktarı hükme esas alınmıştır.
12-Davalı … şirketinin kaza tarihi itibariyle poliçeden kaynaklanan sorumluluğu maluliyet nedeniyle oluşan tazminatlar için 360.000,00-TL olup geçici ve sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan maddi tazminatların poliçe limitinin üzerinde olduğu gözetilerek davalı … poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu tutulmuştur.
13-Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirme sonucunda ise, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Davacının iddiaları ve dosya kapsamında toplanan deliller dikkate alınarak, davacının kaza nedeniyle uğradığı sürekli maluliyet, geçici iş gücü kaybı, kazanın oluş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kazanın gerçekleşmesindeki kusur durumları, kaza tarihi ile paranın alım gücü hususları ile birlikte değerlendirildiğinde takdiren 20.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
14-Davacı tarafça tazminat miktarlarına kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talep edilmiş ise de, davalı … şirketinin sorumluluğunun ancak temerrüt tarihinden itibaren başlayacağı, davalı … şirketine 29/01/2019 tarihinde yazılı başvuru evrakının ulaştığı, KTK 99.maddesi uyarınca 8 iş günü sonrasında 08/02/2019 tarihinde temerrüt oluştuğu gözetilerek davalı … yönünden temerrüt tarihinden, diğer davalılar yönünden ise haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.
15-Mahkememizce 612.914,61-TL sürekli iş gücü kaybı ve 10.243,20-TL geçici iş gücü kaybı olmak üzere toplam 623.157,81-TL tazminata hükmedildiği halde hükmün yazımı sırasında 623.157,81-TL’de yer alan “2” ve “3” rakamlarının sehven yerlerinin farklı olarak yazıldığı ve “toplam 632.157,81-TL” ibaresinin yer aldığı, yapılan yanlışlığın özellikle geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminatlarının ayrı ayrı gösterilmiş olduğu da gözetildiğinde açık yazım hatası niteliğinde olduğu ve 6100 sayılı HMK’nın 304/1.maddesi hükmü uyarınca resen tashih şerhi yoluyla düzeltilebileceği değerlendirilmiş ve gerekçeli karar ekine bu hususta tashih şerhi eklenmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat davasının KABULÜ İLE, davalı …’nin sorumluluğu poliçe limiti 360.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere, 612.914,61-TL sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan ve 10.243,20-TL geçici iş gücü kaybından kaynaklanan maddi tazminat olmak üzere toplam 632.157,81-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi 16/01/2019, davalı … Yönünden temerrüt tarihi 08/02/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE, 25.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına haksız fiil tarihi 16/01/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44.890,45-TL harçtan peşin olarak alınan 344,97-TL ile ıslah harcı olarak alınan 10.624,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 33.920,58-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, (davalı …’nin sorumluluğu 13.621,73‬-TL ile sınırlıdır)
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat yönünden davacı yararına takdir edilen 86.547,36-TL vekalet ücretinin davalı ….’nin sorumluluğu 53.400,00-TL ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kısmen kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesin
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kısmen reddedilen manev, tazminat yönünden davalılar … ve … yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
7-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 344,97-TL. ile ıslah harcı olarak yatırılan 10.624,90-TL toplamı 10.969,87-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen davacıya verilmesine, (davalı … şirketinin sorumluluğu 6.147,9‬0-TL ile sınırlıdır)
8-Davacı tarafça yatırılan sarf edilen 44,40-TL başvuru harcı, 975,90-TL tanık, posta ve tebligat ücreti, 2.050,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 3.070,3‬0-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalılar … ve …’in yargılama giderinin yalnızca 2.755,78-TL’si ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
10-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 2.640,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, davalılar … ve …’in davanın ret ve kabul oranına göre yalnızca 2.279,42-TL miktar ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
TASHİH ŞERHİ
Mahkememizce görülmekte olan davada verilen 11/07/2023 tarihli kararda 612.914,61-TL sürekli iş gücü kaybı ve 10.243,20-TL geçici iş gücü kaybı olmak üzere toplam 623.157,81-TL tazminata hükmedildiği halde hükmün yazımı sırasında 623.157,81-TL’de yer alan “2” ve “3” rakamlarının sehven yerlerinin farklı olarak yazıldığı ve “toplam 632.157,81-TL” ibaresinin yer aldığı, yapılan yanlışlığın özellikle geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminatlarının ayrı ayrı gösterilmiş olduğu da gözetildiğinde açık yazım hatası niteliğinde olduğu ve 6100 sayılı HMK’nın 304/1.maddesi hükmü uyarınca resen tashih şerhi yoluyla düzeltilebileceği değerlendirilmiş ve 11/07/2023 tarih, … Esas … Karar sayılı kararın 1 nolu hüküm bendinde yer alan “632.157,81-TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak aynı yere “623.157,81-TL” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün tashihine karar verildi.
Karar; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1 nolu hüküm bendinde yer alan “632.157,81-TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak aynı yere “623.157,81-TL” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün tashihine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 304. Maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu esas hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/08/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır