Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/215 E. 2022/402 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/215 Esas
KARAR NO : 2022/402

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili Mahkememize verdiği dilekçe ile; müvekkilinin kullandığı … plakalı araca, davalıların sürücü, malik, trafik sigortacısı oldukları … plakalı römorklu çekicinin, 20/09/2012 tarihinde saat 11:00-11:30 sıralarında çarptığını, çarpma sonucunda maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada davalı …’ ın sollama yasağını ihlal ederek önündeki birçok aracı solladığını, davacının kullandığı aracın arkasından aynı istikametten 27 ton ağırlığı bulunmasına rağmen 80 km’ den fazla hızla geldiğini, davacının kullandığı … plakalı araca ilk önce çarpıp daha sonra önüne alarak yaklaşık 48 mt sürüklediğini, sonrasında aracın üzerine çıktığını ve 12 mt daha sürüklemeye devam ettiğini, bu sırada …’ a ait elektrik direğine de çarpıp yıkarak 6 mt daha gittiğini, davacının kullandığı aracın ise kamyonun elektrik direğine çarpması sırasında direğe takılarak kaldığını, kaza sırasında tırın dorsesinin kırılarak yan yatmış ve hayvan yemi yüklü tırdaki yemlerin davacının içinde bulunduğu aracın üzerine yığıldığını, kazanın tamamen davalı …’ ın kusuru ile meydana geldiğini, bu kazada davacının hayatta kalmasının tamamen şans olduğunu, düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı ile davalı …’ ıh tam kusurlu bulunduğunu, davalının 20/09/2012 tarihinde Torbalı Emniyet Müdürlüğü’nde vermiş olduğu ifadesiyle de bunun ispatlandığını, kaza sonucunda davacının sağ ayağının ve sol omzunun kırıldığını, sol elinin parçalandığını, başından ve sol bacağından yaralandığını, davacının Rafineri Bölümünden mezun olduğunu, 2010 yılından beri çalışmakta olduğu firma bulunduğunu, aylık gelirinin 6.000 ila 7.000 arasında olduğunu, bu nedenle tahkikat sonucunda davacının kaza sonrasında kazanç kaybından kaynaklanan maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 15.000 TL maddi tazminatın, olay tarihi olan 20/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca davacının kaza nedeniyle oluşan yaralanmaları ve arazları sonucunda tedavi gördüğünü ve ilaç masrafları ile tedavi boyunca hastaneye gidip gelmesi nedeniyle masraflarının bulunduğunu, tedavi ve ulaşım masraflarından kaynaklanan maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak suretiyle 500 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, davacının kaza sonrasında kendisine bir bakıcı tuttuğunu bakıcıya aylık 750 TL ödeme yaptığını bu yönden de bakıcı ücretinden kaynaklanan maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 2.250 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini, bütün bu nedenlerle davacının tedavisinin devam ettiğinden ve vücudunda kalıcı arazların meydana gelip gelmeyeceği ve oranlarının zaman içerisinde belirli hale geleceğinden davacının kaza nedeniyle oluşan manevi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi hariç) müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde müvekkil davalı …’ ın kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduğunun iddia edildiğini, davalı …’ ın sevk ve idaresindeki …. plakalı aracı ile ….’ ın sevk ve idaresindeki …plakalı aracı sollamak için boş olan sol şeride geçip seyrettiği sırada …’ ın aracının önünde giden ve davacı …’ ün aracının .. tekstile giden köy yoluna dönüş yapmak için aniden şeridin en soluna geçip yavaşladığını, davalı …’ın kaza yapmamak için sola kaçtığını, davalı ….’ ün köy yoluna dönüş yaparken Karayolu Trafik Kanunu ile ilgili yönetmeliklerinde yer alan kurallara uymaksızın dönüş yapmak istediği için asli kusurlu olduğunu, davacının öncelikle sola dönüş sinyali vermesi gerektiğini, hızını azaltmasını, sağ şeridin soluna yanaşması ve arkadan ve karşıdan gelen trafiği kontrol etmesi gerektiğini, davalı …’ın davacıya ait aracı görür görmez direksiyon tedbirine başvurduğunu, sola kırdığını,…’ ın ise sürekli telefonla konuştuğunu, sağa sola baktığını, dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminatın fahiş olduğunu gerçeği yansıtmadığını, bakıcı tutulduğuna dair banka dekontunun istendiğini, davacının SGK lı olduğu için tedavi masrafının olmadığını, davacı meydana gelen kaza sebebiyle ayakta tedavi olduğunu, aynı gün hastaneden taburcu olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi özetle; davalılardan …’ ın maliki bulunduğu … plakalı aracın … Türk Sigorta şirketine … nolu trafik poliçesi ile başlangıcı 21/04/2012 tarihli 1 yıllığına sigortalı olduğunu, sigortalı aracın kusuru ile üçüncü kişilerin daimi sakat kalmasına sebebiyet vermesi halinde kişi başına 225.000,00 TL ile sınırlı sorumluluğu olduğunu, davacı tarafın istemiş olduğu tazminatın içeriğinin belli olmadığını, bu hususun açıklığa kavuşturulmasının gerektiğini, eğer istenen tazminatın daimi sakat kalma ise davacı tarafın sakatlık oranın öncelikle açıklığa kavuşturulması gerektiğini, davacı taraf tedavi giderlerini sigorta şirketinden talep ediyorsa bu taleplerin SGK tarafından karşılanmasının kanuni bir gereklilik olduğunu, sigorta şirketlerinin zarar görenin başvuru tarihinden itibaren 8 işgünü içerisinde temerrüde düşeceğini, davacı tarafça müvekkil şirkete yapılmış bir müracaat olmadığını, müvekkil sigorta şirketi aleyhinde hüküm tesis edilmesi halinde temerrüd tarihinin gözetilmesini talep edip,aleyhe açılan davanın reddini, müvekkil aleyhinde hüküm tesis edilmesi halinde kabul anlamına gelmemekle beraber temerrüd tarihinin gözönünde bulundurulmasını, manevi tazminat taleplerinin yasa gereğince Trafik poliçesi kapsamına girmediği için reddini, davacı delillerin ve müvekkil şirkete tebliğini talep ve dava etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava; trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Kaza tarihi olan 20.09.2012 tarihinde davacının kullandığı otomobil ile davalıların maliki, sürücüsü ve sigortacısı oldukları aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini istemi ile açtığı işbu davada mahkememizce gerekli tüm deliller toplanmış, ceza mahkemesi tarafından verilen ve kesinleşmiş bulunan ceza dosyası getirtilmiş, kusur oranları, davacının geçirdiği trafik kazası sonucu gelişen arızası ve bunun sonucu meslekte kazanma gücündeki kayıp oranı ile iyileşme süresi belirlenmiş, davacının tespit edilen gelir durumu, mali ve sosyal durumu da nazara alınarak uğradığı maddi zararlar hesaplanmış ve manevi zararı takdir olunmuştur.
Yapılan yargılama sonucu 20.09.2012 tarihinde meydana gelen davaya konu kazada davalı sürücü …’ın asli derecede % 100 oranında tamamen kusurlu bulunduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığı hususunun gerek ceza mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucundan gerekse mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya sunulan 14.07.2014 tarihli rapor içeriğinden anlaşıldığı, davacının kusuru olmaksızın karıştığı bu kaza sonucu yaralandığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen usul ve yasaya uygun bulunan 27.03.2015 tarihli rapor ile meydana gelen yaralanma sonucu davacının meslekte kazanma gücünden % 8 oranında kaybetmiş olduğu, iyileşme süresinin 20.09.2012 tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği hususlarının tespit edildiği, kusur oranı ve maluliyet oranı ile iyileşme süresinin tespitinden sonra davacının tespit edilen gelir durumu göz önüne alınarak aktüerya uzmanı bilirkişi Avukat …’dan 16.12.2015 tarihli rapor alındığı, söz konusu raporda yüksek okul mezunu olup, satış mümessilliği yapan davacının aylık kazancının 3.500,00 TL olarak kabul edildiği, bu miktar esas alınarak yapılan hesaplamalar sonucu davacının % 8 oranındaki sürekli maluliyeti nedeniyle 96.462,40 TL sürekli iş göremezlik, 10.500,00 TL geçici iş göremezlik, 500,00 TL tedavi amaçlı belgesiz şekilde yapılan yol, pansuman vb harcamalar ile 2.250,00 TL bakıcı giderleri zararına uğradığı, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamı dışında kalan giderlerden davalıların sorumlu olduğu, toplam 13.250,00 TL tutarındaki geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi amaçlı olarak yapılan giderlerin sigorta poliçesinin tedavi giderleri teminatı kapsamında kaldığı hususlarının belirtildiği görülmekle düzenlenen rapor usul ve yasa ile Yargıtay içtihatlarına uygun olup, hükme esas almaya elverişli bulunmuştur.
Mahkememizce iddia, savunma, toplanan deliller, ceza dosyası, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, 20.09.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralandığı, kazada kusurunun bulunmadığı, kaza sonucu oluşan yaralanmasının iş gücünden daimi şekilde % 8 oranında kaybetmesine sebebiyet verdiği, iyileşme süresinin 3 ay olarak tespit edildiği, kaza sonucu davacının gerek geçici olarak iş görememesi gerekse kalıcı maluliyeti nedeniyle zarara uğradığı gibi SGK tarafından karşılanmayan ve belgeye bağlanmayan tedavi giderleri ile bakıcı giderleri nedeniyle de zarara uğradığı, davacının uğradığı maddi zararlardan davalılar kazaya neden olan aracın maliki …, araç sürücüsü …. ile aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, tespit edilen maddi zarar tutarlarının davalı sigorta şirketinin poliçesinde belirtilen sakatlanma ve tedavi giderleri teminatlarının limitleri içinde kaldığı, kaza sonucu davacının yaralanması nedeniyle çektiği bedensel acılar, gördüğü tedaviler, uğradığı geçici ve kalıcı maluliyetler ile bozulan yaşam düzeni nedeniyle hissettiği ruhsal ve sosyal acılardan dolayı manevi zararının da gerçekleştiği, bu nedenle davacının manevi tazminata hak kazandığı belirlenmekle davacı tarafça araç maliki ve araç sürücüsünden uğradığı manevi zarar karşılığı 30.000,00 TL talep edilmiş ise de zararın trafik kazasından kaynaklanması, tarafların kusur durumu, meydana gelen zarar, olay tarihi ile tarafların sosyal ve ekonomik durumu ile genel ekonomik koşullar göz önüne alındığında mahkememizce manevi tazminat karşılığı olarak 15.000,00 TL uygun ve makul bir miktar olarak takdir olunmakla sonuç olarak; dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi göz önüne alınarak davacının uğradığı sürekli maluliyeti nedeniyle 96.462,40 TL sürekli iş göremezlik, geçici maluliyeti nedeniyle 10.500,00 TL geçici iş göremezlik, 500,00 TL tedavi amaçlı belgesiz şekilde yapılan yol, pansuman vb harcamalar ile 2.250,00 TL bakıcı giderleri zararı karşılığı olmak üzere toplam 109.712,40 TL maddi tazminatın davalılar araç maliki ve araç sürücüsünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketinden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sorumlu tutulmaları kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının uğradığı manevi zarar karşılığı olarak takdir olunan 15.000,00 TL manevi tazminatın ise araç maliki ve sürücüsü olan davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin geçici iş göremezlik zararı istemi ile manevi tazminata ilişkin isteminin ise yerinde görülmediğinden reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur.
Hükmün katılma yolu ile davacı vekili, davalı … Sigorta vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından süresi içersinde temyiz edilmekle Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin … Esas ve … Karar sayılı bozma ilamına göre, kusur ve manevi tazminat bakımından temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, ancak maddi tazminat bakımından “tazminata esas alınan davacının gelirinin belirlenmesine ilişkin araştırma yetersizdir. Bu durumda mahkemece; vergi mükellefi olarak kimyasal madde satış mümessiliği yapan davacının gelirinin saptanması için; ilgili Vergi Dairesi’ne ve SGK’ya müzekkere yazılıp vergi kayıtları ve SGK kayıtlarının getirtilmesi, bu belgeler ile davacının ticari defterlerine ve .. adlı işyerine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde kaza tarihine yakın zaman diliminde davacının elde ettiği gelirinin belirlenmesi konusunda mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılması; bu araştırmaların sonuçları dahilinde gerçek gelirin net biçimde saptanmasından sonra, çalışma tarzı da değerlendirilerek daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden, tazminat hesabı konusunda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre (davacı vekili tarafından geçici işgöremezlik zararı yönünden temyiz edilmiş olmasına, davalılar … ve … vekilinin gelirin 2.000,00 TL üzerinden hesaplanması gerektiğinden bahisle temyiz edilmiş olmasına göre kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay Bozma ilamına uyulmak sureti ile yargılamaya devam olunmuş, bozma ilamı uyarınca vergi mükellefi olarak kimyasal madde satış mümessilliği yapan davacının 2010 yılından itibaren gelirinin saptanması için ilgili vergi dairesi ve SGK’ya müzekkere yazılarak vergi kayıtları ve SGK kayıtlarının celp edilmiş, … adlı işyerine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde de inceleme yapılmıştır. Alınan mali müşavir raporuna göre, 2012 yılında kaza tarihine en yakın tarihte aylık ortalamasının 3.102,78 TL olduğu belirlenmiş, Aktüer bilirkişiden yeniden rapor alınmıştır.
Aktüer bilirkişi raporuna göre; Yargıtay 17. HD nin 12.02.2019 tarih, … esas, … karar sayılı kararı uyarınca davacının kaza tarihinde acente sıfatı ile iş yaptığı …. Tic. Ltd. Şti. merkezinde yapılan muhasebe incelemesi sonucunda düzenlenen 05/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda belirlendiği şekilde kaza tarihindeki aylık net kazancı 3.102,78 TL (asgari ücretin 4,19 katı) kabul edilerek, usuli kazanılmış haklar gözetilerek, hükme esas alınan bilirkişi raporu tarihi olan 2015 yılı verileri ile, ancak TBK m.55 ve Yerleşik Yargıtay 4. Ve 17.HD leri kararlar ında belirlendiği gibi TRH 2010 YAŞAM TABLOSU kullanılarak, Davacı …’ün, %8 oranındaki maluliyeti nedeniyle 94.742,91.-TL Sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararı hesaplandığı, (davacı talebinin ise 96.462,40.-TL olduğu ve bu miktar üzerinden hüküm kurulduğu); Bu bedelin sigorta poliçesinin ölüm/sakatlık teminatı sınırları içinde kaldığı, Geçici iş göremezlik zararının 9.308,34 TL hesaplandığı (Mahkememizce 10.500,00.-TL üzerinden hüküm kurulduğu ve davacı talebi 15.000.-TL olduğu); Belgesiz tedavi amaçlı yol, pansuman vb harcamalarının 500.-TL, (Davacı talebi de 500,00.-TL, 500,00 TL üzerinden hüküm kurulduğu, Bakıcı giderlerinin 2.250,00.-TL (Davacı talebi de 2.250,00.-TL olduğu ve 2.250,00 TL üzerinden hüküm kurulduğu,; Bu nedenle dosya kapsamına göre hesaplanan Toplam 12.058,34.-TL geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi amaçlı yol ve pansuman giderlerinin de sigorta poliçesinin tedavi giderleri teminatı kapsamında kaldığı; davalı araç sahibi ve sürücüsünün olay tarihinden itibaren, Sigorta Şirketinin ise dava tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmıştır.
Dolayısı ile kazanılmış haklar ve alınan Aktüer rapor dikkate alındığında davalıların maddi tazminatlara ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, davacının geçici iş göremezlik bakımından temyiz etmesi nedeni ile bu talep bakımından ise kazanılmış hakkı nedeni ile 10.500,00 TL geçici iş göremezlik zarar talep edebileceğinden aynı hüküm tesisi ile aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, sürekli iş görememezlik zararı karşılığı 96.462,40 TL, geçici iş göremezlik zararı karşılığı 10.500,00 TL, tedavi gideri karşılığı 500,00 TL, bakıcı gideri karşılığı 2.250,00TL olmak üzere toplam 109.712,40 TL maddi tazminatın davalılardan Memduh Çoban ve …’dan kaza tarihi olan 20/09/2012 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacı ödenmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limitiyle sorumluluğunun sınırlı tutulmasına,
2-Manevi zarar ile ilgili önceki hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Karar ve ilam harcının tahsili 07/03/2016 tarihli … harç numaralı makbuz ile vergi dairesine bildirildiğinden yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- Taraflar kendilerini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince;
* Maddi tazminat talebi bakımından; davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince hesap edilip takdir edilen 14.372,68.- TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı vekiline verilmesine,
* Asıl davadaki talep ile ıslah dilekçesindeki talep birlikte gözetilerek reddedilen kısım yönünden hesaplanıp tarife hükümlerine göre belirlenen 4.500,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile tüm davalılara vekili yararına verilmesine,
5- Yapılan yargılama gideri olarak davanın ilk açılış gideri olan 309,65.- TL, ıslah harcı 328,62.- TL, yargılama giderleri 3.603,90.-TL olmak üzere toplam 4.242,17‬.- TL yargılama giderinden tarafların haklılık oranına göre hesap edilen 4.072,48.-TL’sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine dair,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal temyiz süresi içinde, Yargıtay yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”