Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/178 E. 2021/554 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/178 Esas
KARAR NO : 2021/554

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın dava dışı …’a davalının kefaletiyle 18/09/2012 tarihli ve 90.000,00.- TL limitli genel kredi sözleşmesiyle kredi kullandırdığını, kredinin geri ödemesinin yapılmadığını, hesabın kat edildiğini ve İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. ( dava dilekçesinde sehven icra numarası … yazılmıştır. ) sayılı icra takip dosyasıyla icra takibi yaptıklarını, davalı kefilin kefaletinin kat ihtarnamesinde belirtilen “araç kredisi ve business kart” kredilerini kapsamadığını, sadece ihtarnamenin 1,2,4. maddelerinde belirtilen taksitli ticari kredi ve esnek ticari kredi kısımlarını kapsadığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE: Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan davacı bankanın … Şubesi’nden kullanılan kredinin asıl borçlusunun kardeşi … olduğunu, işbu davanın konusunu oluşturan İzmir … İcra Md’nün … E sayılı icra dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla asıl borçlu ve kendi hakkında takip yapıldığını, ayrıca yine kendisi hakkında İzmir … İcra Md’nün … E sy icra takip dosyasıyla sadece kendi hakkında ayrıca takip yapıldığını, iki takibin de aynı borç için ve toplam 92.779,63.- TL üzerinden yapıldığını, yine İzmir … İcra Md’nün … E sayılı icra takip dosyasıyla da bir takibin yapıldığının anlaşıldığını, böylece mükerrer takipler olduğunu, takip çıkış tutarı ile davada talep edilen miktarın farklı olduğunu, davacının ipotek kısmını aşan kısım için takip yapması gerekirken ipoteğin kapsamında olan alacak için de mükerrer takip yaptığını, icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını, kendisine sözleşmenin bir nüshasının verilmediğini, kefalet miktarının belli olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; kredi sözleşmesinden doğan borcun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatına karar verilmesi istemlerine ilişkindir.
Davalı taraf 03.07.2015 tarihli savunmanın ıslahı dilekçesi ile dava konu sözleşmede kefaletin miktarı, tarihi ve müteselsil kefil olduğuna ilişkin ibarenin müvekkilinin eli ürünü olmadığını, ıslah beyanı doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davacı banka tarafından davacı banka ile dava dışı … arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesini davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, imzalamış olduğu sözleşmeye istinaden kullanılmış olan kredilerin geri ödemelerinin yapılmadığı, davalının kefaletinin araç kredisi ve business kart kredilerini kapsamadığı, taksitli ticari kredi ve esnek ticari kredi risklerini kapsadığı, davalının icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğu ileri sürülerek açılan işbu itirazın iptali davasında davalı taraf ise davanın reddi istemiş, yapılan inceleme ve düzenlenen rapor usul ve yasaya uygun görülmekle esas alınmış olup, buna göre davalının kefaletinin yasal şartları taşıdığı ve geçerli olduğu sonucuna varılmıştır.Davalının takip tarihi itibariyle borçlu olduğu miktarların tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bu amaçla bilirkişi bankacı …’den rapor alınmış olup, düzenlenen raporda sonuç olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay …Hukuk Dairesinin ilamı ile önce karar onanmış ve fakat karar düzeltme üzerine … Esas ve … karar sayılı Bozma ilamına göre; “Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın, bu sözleşmenin kefili olan davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkindir. Davalı tahkikat aşamasında cevap dilekçesini ıslah ederek kredi sözleşmesindeki kefaletle ilgili sorumlu olduğu azamî miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefile ilişkin yazıların kendi el yazısı olmadığını savunmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup 583/1 maddesine göre, kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe  geçerli olmaz ve kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. 18/09/2012 sözleşme tarihi itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlükte olduğundan bu Kanunun 583. maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği gerektiğinde grafolojik inceleme yapılarak saptanması gerekirken davalının ıslah ile değiştirdiği savunması üzerinde durulmadan yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve Dairemizin bu kararı onaması doğru olmadığından davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 23/03/2017 tarihli ve …-… E.-K. sayılı onama kararının kaldırılarak açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay Bozma ilamına uyulmak sureti ile davalının yazı ve rakam örnekleri alınmak sureti ile Bozma İlamı doğrultusunda dosyada aslı bulanan kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu miktar, kefalet tarihi ve müteselsillik yazısının davalının kendi eli ürünü olup olmadığının tespiti için dosya ATK Fizik İhtisas Dairesine gönderilmiştir. ATK Fizik İhtisas Dairesinin 27.05.2021 tarihli raporuna göre kefalet sözleşmesindeki 90.000,00 TL, Müteselsil kefil ibaresi ve 18.09.2012 yazılarının davalı …’ın eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olmakla, taraflar arasındaki kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekitği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE dair,
Karar ve ilam harcı olan 59,30.-TL harcın peşin alınan 498,70.-TL harçtan mahsubu ile bakiye artan harç olan 439,40.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesap edilen ve takdir olunan 8.516,89.- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama giderleri olarak 36,50.-TL posta gideri ile 143,50.-TL Yargıtay yoluna başvuru harcı toplamı 180,00.-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Mahkememizce 29/04/2016 tarih, … Esas, … Karar sayılı … nolu harç tahsil müzekkeresi ile yazılan 3.470,20 TL bakiye karar harcının davalı …’dan tahsili için vergi dairesine müzekkere yazıldığından, karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük temyiz süresi içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza