Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/148 E. 2022/646 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/148
KARAR NO : 2022/646

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/05/2019
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında … tarihli ve …-… nolu sözleşme ile 2500 ton ve … tarihli ve …-… nolu sözleşme ile 2000 ton sacın satımı konusunda yazılı sözleşme akdedildiğini, davalının ilk sözleşme konusu olan 2500 ton ürünü ve 2. Sözleşme konusu 690 ton ürünü gecikmeli de olsa teslim aldıktan sonra bakiye 1310 ton malın teslim alınmasını piyasa koşullarını bahane ederek 3 aya yakın süre ile ötelediğini ve nihayet … günü sözleşmeden döndüğünü ve bakiye 1310 ton malı teslim almayacağını bildirdiğini, dolayısı ile dava konusu uyuşmazlığın, bakiye 1310 ton ürünün taraflar arasındaki bağlayıcı yazılı sözleşmeye rağmen; davalı tarafça, fiyatların %20-25 oranında düşmüş olması nedeniyle teslim alma borcunun ifa edilmemiş olması olduğunu, uyuşmazlığın Mahkemeye taşınmasından önce taraflar arasında çok sayıda görüşme, mailleşme ve karşılıklı 3 adet Noter İhtarının söz konusu olduğunu, davalı Tarafın; öncelikle ilk sözleşmeye bağlı olarak teslimi gerçekleşmiş olan 2500 ton ve uyuşmazlık konusu sözleşme uyarınca teslim edilmiş olan 690 ton mal için üretim adetlerinin düştüğünü, müşterilerinden ödeme alamadığını belirterek ödeme vadesi olan 90 günün 150 güne çıkartılması ve kendisine ek 60 gün vade tanınmasını istediğini, teslim almadığı ve dava konusu 1310 ton malın ise teslim tarihinin ertelenmesini bildirdiği ve şirket yetkilisi tarafından … tarihli mail ile bu malın mutlaka 2018 yılı sonuna kadar teslim alınacağının bildirildiğini, buna karşın davalı şirketin başka tedarikçilerden ürünler aldığının haricen öğrenildiğini, çelik/saç fiyatlarındaki düşüş sonucu daha ucuza mal bulma olanağının ortaya çıkmış olması nedeniyle sözleşme ile bağlı kalmak istemediğinin ve malı daha ucuza başka tedarikçilerden alma isteğinde olduğunun anlaşıldığını, ödemeler için 60 günlük ek süre tanınması ve uygulanmaya başlanması, malın piyasa fiyatının %20-25 oranında düşmüş olması, ek vade tanıma süresinde borçlarını ödemek yerine döviz satın alıp bekleyerek yeterince kar elde etmiş olmanın rahatlığı ve keyfiyeti içerisinde davalı şirket yetkilisinin … günü “malları hiçbir şekilde teslim almayacaklarını” – mail yoluyla bildirdiğini, bunun üzerine karşılıklı 3’er Adet Noter İhtarı keşide edildiğini, davalı tarafın akdetmiş olduğu ve öncesinde 2500 ton sonrasında 690 ton teslim alımını da gerçekleştirmiş olduğu sözleşmeler ile tamamen bağlı olduğu konusunun hukuken tartışmasız olduğunu, davalı tarafın döviz kurundaki artış sırasında borcunu ödemek yerine döviz satın almayı tercih ederek sağladığı finansal kar sonrasında malın fiyatının da düşmüş olması nedeniyle başka tedarikçilerden 550 – 580 USD fiyatlarla mal satın alıp, sözleşmesel yükümlülük altında olduğu 1310 ton malı almaktan vazgeçtiğini bildirme keyfiyetine hukuken bir geçerlilik tanınamayacağı konusunun da tartışmasız olduğunu, böylesi bir durumda davalı tarafın, bu malları başka bir müşteriye satılmasını gerektiğini iddia etmekte olması ve malların başka bir müşteriye ihtarın keşide edildiği tarihe kadar satılmamış olması nedeniyle kendilerinde aradaki fiyat farkının ve depolama masraflarının istenemeyeceğini bildirmiş olmasının da açık yasa hükümlerine, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne tamamen aykırı olduğunu, üç adet Noter ihtarına rağmen sorun çözülememiş, ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabulucuya başvurma düzenlemesinin yürürlüğe girmesi nedeni ile 18.02.2019 tarihinde arabulucuya başvurulmuş ise de ekte sunulan … tarih ve …./ …. nolu son oturum tutanağından da anlaşılacağı üzere davalı şirket ile hiçbir teklifi vaki olmadığı için uzlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenler ile müvekkil şirket zararlarının tahsili istemi ile iş bu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin talep, sair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, sözleşmeyle bağlı olan ve malın fiyatı düştüğü için malı teslim almaktan imtina etmiş olan davalıdan 1.310 ton sacın güncel piyasa koşullarındaki fiyatlandırma ile satımı sonrası elde edilen bedel ile sözleşmede belirlenen satım bedeli arasındaki farktan doğan şimdilik 1.000,00-USD 25.01.2019 tarihinden bu yana işleyen ticari temerrüt faizi ile birlikte, depolama ve muhafaza ve oluşan finansal zararlar nedeni ile şimdilik 1.000,00-USD 03.01.2019 tarihinden bu yana işleyen ticari temerrüt faizi ile birlikte, toplamda şimdilik 2.000,00 USD nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte (ticari temerrüt faizi) ile tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Neticeten fiyat farkından doğan 258.070,00-USD nin 25/01/2019 tarihinden itibaren, 800,00-USD olarak talep edilen depo ve muhafaza giderlerinin 45.588,00-USD nin 03/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Müvekkilinin 25 yıldır kalorifer, kazan, boyler, panel radyatör üretimi yapmakla birlikte ihracat ve ithalat yapan ısıtma sektörünün önde gelen firmalardan olduğunu, özellikle 2018 yılında ani döviz kuru artışı nedeniyle yaşanan ekonomik krizde iş ve pazar kaybı yaşadığı ve mali sıkışıklığa girdiğini, ekonomik kriz nedeniyle, müvekkili şirkete bağlı olan bayilerin bir çoğunun kapandığı, birçoğunun konkordato ilan ettiği ve müvekkilinin alacaklarını alamadığını ve müvekkiline verilen siparişlerin iptal edilmesi ile bir dönem ham madde ihtiyacı ortadan kalktığını, ekonomik kriz nedeniyle müvekkilinin kendi fabrika faaliyetlerini o dönem için durdurmak zorunda kaldığını, bu hususu da davacı tarafa bildirdiğini, ancak davacının dönemsel bu sıkıntıyı anlayışla karşılamadığını, müvekkilinin o dönem için malları teslim almayacağını bildirdiği ve kolaylık talep edilmiş olmasına rağmen kabul edilmediğini, müvekkilinin zor durumda olduğu bilinmesine rağmen onu daha da zor duruma düşürecek ilave taleplerde bulunulduğu ve en nihayetinde işbu dava ikame edildiğini, müvekkili ile davacı şirket arasında güven ilişkisi esas alınarak ticari ilişki mevcut olup, işbu ticari ilişki süreci boyunca müvekkilinin üzerine düşen edimleri basiretli bir tacir gibi yerine getirdiğini, müvekkiline teslimi yapılmış tüm malların ödemesinin yapılmış olduğunu, bu konuda davacı ile şimdiye kadar bir problem yaşanmadığını, müvekkilinin üretici firma olup, ham maddeyi de üretim için satın aldığını, Davacı şirketin ise … dünyanın en çok çelik üreten … Büyük şirketi olan … şirketinin Türkiye ‘deki kolu olduğunu, müvekkili şirketin hammadde alımına ilk önce … şirketinden direk ithalat yaparak başladığını, Davacı şirketin, müvekkili ile iletişime geçerek, ticari ilişkiye başlayabilmek adına birçok kere tekliflerde bulunduğunu, müvekkilinin bu tekliflere sıcak bakarak ve en önemlisi. de davacı tarafa güvenerek kabul ettiğini ve … şirketinin Türkiye kolu olan davacı şirket ile ticari ilişkiye başladığını, bunun yanısıra davacının söz konusu ham maddeleri kendileri getirip, dilme işlemi ve Tojistik dahil satış yapabileceklerini bunun için de teminat istemeden fatura tarihinden 90 gün vade ile açık hesap verebileceklerini teklif etmelerinin ikna edici olduğunu ve taraflar arasında ticari ilişkinin başlayarak siparişler verildiğini, müvekkili şirketin … tarihinde 2000 Ton, … tarihinde 2500 Ton çeşitli ebat ve özelliklerde davacı şirkete kesin olmayan olası sac siparişi verdiğini, öncesinde davacı şirketin merkezi ile yapılan ticari alışveriş de hesaba katıldığında 2017den bu yana toplamda 10.878.41 ton mal siparişi verildiğini, davacı şirket ile olan ticari ilişki boyunca hiçbir problem yaşanmadığı ve teslim alınmış olan tüm mal bedellerinin ödendiğini, siparişlerin toplam değerinin 7.408.287,89 USD olduğunu, ancak kur fiyatlarının ani artışı neticesinde oluşan ekonomik kriz sonucunda müvekkilinin 1300 Ton malın teslimini ertelemek zorunda kaldığını, bu sebeple toplamda 9.578.41 Ton alım yapılarak karşılığı olan 6.415.087,89 USD’nin tamamının davacı şirkete ödendiği ve borcun kapanmış olduğunu, teslim alınan tümünün üretime sokulamamasına rağmen tüm şartların zorlanarak ödemelerinin yapıldığını, kalan 1.300 tonun alımı konusunda ise müvekkili şirketin ihtiyacının olmaması nedeniyle ödeme vadesi ile ilgili davacı firmadan iyileştirme ve tolerans talep edildiğini, davacı tarafça 4.000.000 TL civarında teminat mektubu talep edildiğini, müvekkilinin teminat gösterme taahhüdü olmamasına rağmen iyi niyet göstergesi olarak 4.000.000,00 TLlik teminat mektubu verildiğini, davacı tarafın müvekkiline ödeme kolaylığı ve teminat konusunda kolaylık sağlamadığını, oysa ki taraflar arasındaki ilk görüşmede teminat mektubu istenmeksizin ticarete başlandığını, ancak kriz döneminde haksız yere teminat istendiğini, sözleşmede olmayan hususlarda dayatma yapılamayacağını, davacının iyi niyet göstermediği ve … tarihli mailden anlaşılacağı üzere … tarihinde vadesi gelen tüm ödemelerin yapılması, 4.000.000,00 TL bedelli teminat mektubunun süresinin uzatılması, 1.300 ton mal için sevkiyat programı verilmesi, aksi takdirde ellerindeki teminat mektubunun bozdurulacağı tehdit edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme ve proforma faturalarının hiç birinde teslim süresinin öngörülmediğini, ülkede yaşanan ekonomik mücbir nedenden dolayı müvekkilinin ham madde ihtiyacı azaldığı ve o an için ve yakın zaman içerisinde ham madde ihtiyacı içinde olmadığından yeni parti malları yakın zamanda satın almayacağını davacı firmaya iyi niyetli şekilde bildirdiğini, taraflar arasında imzalanan … tarihli sözleşmede ulaştırma tolereansı ve sözleşme miktarının %20 alt veya üst olabileceği tarafların kabulünde olmakla birlikte, sevkıyat ile ilgili bölümde alıcının sevk talebinde bulunmasına dair bir süre öngörülmediğini, zira bu malların ihtiyaç halinde tedarikçiden alınan mallar olduğunu, davacı tarafın … tarihli ihtarnamesinde müvekkiline dayatma olarak satılmak istenen mallar için 7 gün içerisinde teslim alınması gerektiğini yinelediğini ve taraflar arasındaki ticari ilişkide sözleşme konusu olmayan depolama masraflarını müvekkilinden talep ettiğini, davacının iş bu ihtarında peşin ödeme ile 7 gün içerisinde derhal satın alınmasını ihtar ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmede süre kararlaştırılmadığını hem de peşin ödeme ile çalışılmadığını iş bu ihtarnamenin kötü niyetli ve asıl akde aykırılık taşıdığını, davacı tarafça kötü niyetçe çekilen ihtarnameye müvekkilince 04.01.2019 tarihinde cevap verildiğini ve 15.10.2018 tarihinden itibaren hammadde için sevkiyat tarihi verilmediğini ve o dönem için alınamayacağı belirtilmiş ihtarname içeriği ile henüz ödeme vadesi gelmemiş tutarların vadesinde ödeneceğinin yinelendiğini, davacı tarafça, kalan 1.300 tonluk mal için afaki taleplerle yapıldığını, davalı müvekkilinin vadelendirme taleplerinin kabul edilmediğini, ekonomik krizin diğer köklü şirketler gibi müvekkilini de etkilediğini, işbu öngörülemeyen mücbir sebep doğrultusunda müvekkilinin söz konusu malları yakın zamanda teslim alamadığını, bu mücbir sebep de gözetilerek davacının taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının yaptığı satış üzerinden defaatle kar elde etme amacında olduğu ve bu hususun ticari iş ahlakına uygun olmadığını, zira davacının söz konusu malları o günkü kur üzerinden tedarik ettiğini, malları teslim edeceğinde yine kar etmiş olacağını, zira ani kur artışının davacının kar marjını sürekli artırırken, diğer üretici firmalar gibi müvekkili şirketi de olumsuz etkilemeye devam ettiğini, Davacının ülkede ve müvekkilinin yaşadığı ekonomik mali zorluktan dolayı panik olduğunu, teminat mektuplarını alelacele bozdurduğunu, bu olayın müvekkilini mali olarak daha da zor duruma düşürdüğünü, ayrıca müvekkilinin ödemeye ve mal almaya istekli olduğu için vadesi gelmemiş 1.000.000,00 USD ödemeyi peşin olarak davacıya ödediğini, açıklanan nedenlerle; davacının somut bir zararının olmadığını, soyut maddi zarar iddialarının müvekkili şirket ile ilişkilendirilebilecek bir illiyet bağının olmadığını yineleyerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun taleplerinin reddine netice olarak davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; … tarihli ve …-… nolu sözleşme, … tarihli ve …-… nolu sözleşme, Kocaeli … Noterliği … Tarih … Yev No, Bakırköy … Noter 04.01.2019 Tarih … Yev. No, Kocaeli … Noterliği 23.01.2019 Tarih … Yev No, Bakırköy … Noter 30.01.2019 Tarih … Yev. No, Kocaeli … Noterliği 31.01.2019 Tarih … Yev No, Bakırköy … Noter 06.02.2019 Tarih … Yev. Nolu ihtarnameler, mail yazışmaları, 06.02.2019 tarih ve …-… nolu sözleşme, liman ardiye faturaları, 2018 yılı sonu itibari ile soğuk sacın piyasa fiyatlandırmasını gösterir tablo, dava konusu malın rayiç bedel araştırması, arabulucu uzlaşmazlık tutanağı, bilirkişi, yemin, tanık ve her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; mail yazışmaları, İhtarnameler, Sözleşmeler, Banka kayıtları, Kurların yükselişine dair veriler, Ödeme listesi, Cari ekstre, Faturalar, Ekonomi ve Maliye Bakanlığının Tedbir Paketi, Davacının ticari defterleri (Davacının söz konusu malları iddia ettiği zamandan çok daha önce sattığının ve ne kadara sattığının ispatı için), Tanık (karşı tarafın tanık dinletmesine muvafakatimiz olmamakla birlikte davacının tanıklarının dinlenmesi halinde tanıklarımızın isim ve adresleri bilahare bildirilecektir.), Bilirkişi incelemesi, Keşif, Yemin dahil karşı tarafın sunacağı delillere karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Tarafların dosyaya celbini talep ettiği bilgi ve belgelerin dosyaya teminine müteakiben, uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davacının ikametgahının bulunduğu Bursa Nöbetçi Asilye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılması suretiyle davacının defter, belgeleri ve bilgisayar kayıtlarının yerinde incelenmek suretiyle davacının talep ettiği zararın bulunup bulunmadığı, varsa ne miktarda olduğunun tespit ettirilmesi hususunda dava dosyasının bir adet Metalürji ve Malzeme Mh., bir adet SMMM bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdine karar verildiği, metalürji yüksek mühendisi … ve SMMM bilirkişisi …’den oluşan bilirkişi heyeti tarafından dosyaya ibraz edilen 26/12/2019 tarihli raporda özetle; davacının 764 dolardan anlaştığı malı 550.00-$ satmak zorunda kaldığını ton başına 214..-$ zarar ettiğini bildirerek ton başına 214.00$ tutarındaki zararı 1310 ton üzerinden 1310*214.00-$=280.350,0-$ talep ettiğini, anlaşma üzerinde fark istendiğinde tazminat tutarının bu miktarda olduğunu, maliyet üzerinden zarar tespiti yaptıklarında 730.6186-$ maliyet Satış fiyatı 550.00-$, Fiyat farkı: 730.6186-550.007=180.6186-$ fark bulunduğunu, 1310 ton üzerinden zarar hesaplandığında 236.610.36-$ zarar çıktığını, satış fiyatı üzerinden ya da maliyet üzerinden hesaplanmış zarar tutarlarından hangisinin geçerli olacağının mahkemenin takdirinde olduğun, davalı tarafından çekilmeyen 1310 tonun ardiyeye giriş tarihi 07.06.2018 olduğunu, anlaşmaya göre ilk 15 gün ücret alınmadığını, bu tarih ile 08.02.2019 anlaşma tarihi arasında 235 gün bulunduğunu, ardiyedeki 1310 ton malın günlük kira maliyeti ton başı 0.15$ olduğunu, günlük maliyet ise 1310*0.15/30=196,50-$ olduğunu, 235 gün maliyeti 235*196,50 = 46,177,50-$ olduğunun görüldüğünü rapor ve beyan ettiği görülmüştür.
Taraf vekillerinin itirazına binaen dosyanın aynı bilirkişi heyetine tevdi ile ek rapor aldırılmasına karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya ibraz edilen 07/10/2020 tarihli ek raporda özetle; Dosyada bulunan ve davacı şirket tarafında incelemede ibraz edilen gümrük beyannamesindeki bilgiler incelendiğinde:
Gelen malın miktarı: 1922.478 ton, toplam mal tutarı: 1.393.212.24-$ , beyanname düzenlendiği gün dolar kuru: 4.6156-TL , TL karşılığı: 6,430,510,41-TL , masraflar dahil TL maliyet: 6,483,064,18-TL, dolar karşılığı maliyet: 1.404.598.35-$ , ton başı maliyet: 730.6186 olduğunu, davacının dava konusu malları davalı ile 21.02.2018 tarihinde ton başı 764.-$ dolardan anlaştığı, ancak davalının malları almaması üzerine üçüncü firma dava dışı … Profil San. Tic. A.Ş. ile
08.02.2019 tarihinde ton başına 550.00-$ dan anlaşarak bu firmaya sattığı faturalardan ve defter
kayıtlarından tespit edildiğini, davacının mahkemeye sunduğu beyan dilekçesinde kesme dilme işlemlerinin ton başına 17.00 olduğu, bu bedelin anlaşma fiyatından düşülmesi gerektiği belirtilerek tutarda ıslah yapıldığını, davacı net
maliyet olarak 17- belirtmişken davalı 40-50 dolar arası gibi belirsiz bir rakam ifade ettiğini, faturalar daha önce kesme dilme dahil kesildiğini, kök raporda da belirttikleri gibi maliyet ton başına
730.62$ olduğunu, 764 dolardan bu maliyet düşüldüğünde ayrıca davalının iddia ettiği gibi 40-50 dolar
kesme-dilme bedeli düşümü yapılrsa satış fiyatının maliyetin altına indiğini, davalının 40-50-$ iddiasını destekleyecek belge sunması gerektiğini, ton başına birim fiyat: 764-17=747.00-$, fark: 258,070- $ olduğunu, bu konu ile ilgili kök rapordaki tespitlerin; davalı tarafından çekilmeyen 1310 ton un ardiyeye giriş tarihi 07.06.2018 dir. Anlaşmaya göre ilk
15 gün ücret alınmadığını, bu tarih ile 08.02.2019 anlaşma tarihi arasında 235 gün bulunduğunu, ardiyedeki 1310 ton malın günlük kira maliyeti ton başı .0.15$ dır. Günlük maliyet ise
1310*.15/30 = 196,50-$ , 235 gün maliyeti 235*196,50= 46,177,50-$ olduğunun görüldüğünü, davacı vekilinin de kabulünde olduğu gibi 3 günlük bir hesaplama hatasının mevcut olduğunu, davalının itirazları doğrultusunda hesaplama tekrar yapıldığında 232 gün maliyeti 232*196,50= 45,588,00-$
olduğunu, bu hata ile ilgili davacının ıslah talebinde bulunduğunu, heyetteki teknik bilirkişi kök rapordaki tespit ve görüşlerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, davalı tarafından verilen itirazların büyük bir kısmı sözleşme ile sözleşmeye olan uyumsuzluklar ile
alakalı olup bu konuda uzmanlık alanları dışında olduğundan cevap verilmediğini rapor ve beyan ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin rapor ve ek rapora itirazları da dikkate alınarak uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgi gerektirdiğinden, dosyanın konusunda uzman mahkememizce resen seçilecek ticari nitelikteki hesaplama uzmanı, meteoroloji mühendisi ve SMMM bilirkişisinden oluşan heyete tevdii ile tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, davalı şirket defter ve kayıtları ile dava dosyası üzerinde inceleme yapılarak, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli rapor alınmasına karar verildiği, SMMM bilirkişisi …, metalurji mühendisi … ve ticari hesaplama uzmanı bilirkişi …’dan oluşan bilirkişi heyetine dosyanın tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya ibraz edilen 01/11/2021 tarihli ikinci heyet raporunda özetle;
Taraflardan (Davalı) Alıcı: … Yapı Malzemeleri San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile (Davacı) Satıcı: … Otomotiv Çelik San. Ve Tic. A.Ş. arasında … tarihli …-… kontrat numaralı ve … tarihli …-… kontrat numaralı Sac ürünü alım satımı sözleşmeleri imzalandığı, sözleşme bilgilerine göre; Davacı (Satıcı) … ile Davalı (Alıcı) … arasında, …-… ürününden 4.000 mt 3.024.000,00 USD bedelli ve …-… ürününden 500 mt 399.000,00 USD bedelli olmak üzere toplam 3.423.000,00 USD bedelli ürün alım-satımı kararlaştırıldığının görüldüğü, dosya kapsamındaki dilekçelerden, taraflar arasındaki sözleşmelere göre davalı tarafça davacıdan teslim alınmayan ürünün … kodlu 1,11 mm kalınlık 1.214 mm genişlik ölçüsünde 1.310 ton sac ürünü olduğu ve bu ürünlerin davadışı … … San.Tic.A.Ş’ne 550,00 USD/Ton fiyatı ile satıldığı bilgilerinin görüldüğünü, davacı vekilinin 10.03.2020 tarihli dilekçesi ekinde davacı tarafından davadışı … A.Ş’ne düzenlenen satış faturalarının sunulduğu ve bu faturaların … numaralı konişmento eki Weight List Ürün kodları ile aynı ürünler olduğunun açıklandığının beyan edildiği, davacı vekilinin beyanı dilekçesi ekindeki Weight List Ürün kodları ile birlikte değerlendirildiğinde ürün kodlarının aynı olduğu, heyetçe Davacı … A.Ş defterlerinin incelenmesinin mümkün bulunmadığını, önceki bilirkişi raporlarında Davacı … tarafından Davadışı … A.Ş’ne düzenlenen satış faturalarının … A.Ş defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği, davacı kayıtları ve düzenlenen davacı satış faturaları yönünden inceleme yapılamadığını, davacı defterlerinde yapılacak inceleme ile aynı ürüne ait alışların ve satışların bu ürünün stok hesabından incelenebileceği görüşüne varılmakta olup nihai takdirin Mahkeme’ye ait olduğunu, davadışı … … A Ş ne satılan ürünlerin Davalı … tarafından alınmayan ürünler olduğunun tespiti durumunda değerlendirilmek üzere davacı talepleri yönünden inceleme yapıldığını, sözleşme maddelerine göre ürün miktarında +/- %20 değişiklik öngörüldüğünden sözleşmede belirlenen 2.000 ton için %20 değişiklik 400 ton alarak hesaplandığını, bu durumda …’un 400 ton ürün almama hakkı olduğunun anlaşıldığını, buna göre Davacı …’nun sözleşmeye göre …’un satın almadığı ürün miktarı 1.310 ton – %20 sapma miktarı 400 ton= hesaplaması ile tespit edilen 910 tonu talep etme hakkı olabileceği anlaşılmakta olup, nihai takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere 910 ton üzerinden zarar hesaplaması yapıldığını, davalının mücbir sebep iddiası yönünden takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere davacı tarafından talep edilen zarara ilişkin hesaplamalar şu şekilde olduğunu,
1-Fiyat Farkı Yönünden Hesaplama;
… tarafından 1.310 ton ürünün satın alınmaması nedeniyle …’nun uğradığı zarar sözleşmeye göre 910 ton olarak belirlenerek 2 türlü hesaplama yapıldığını,
a)… Ürün Maliyetine göre hesaplama; … defterleri heyetçe incelenemediğinden, önceki bilirkişi raporlarında … defter kayıtlarında yapılan inceleme ile tespit edilen ürün maliyeti 1 ton 730,62 Ton/USD fiyatı ve kesme/dilme ton fiyatı 17,00 USD esas alındığını, maliyet fiyatından kesme/dilme ton başı fiyatı 17,00-USD’nin düşülmesi ile …’nun 1 ton ürün maliyeti 713,62 USD olarak hesaplandığını, …’nun davadışı … A.Ş’ne ürünü 550,00 USD fiyatla satmış olması nedeniyle 1 ton üründe 163,62 USD zarar ettiği ve 910 ton üründe toplam zararın 148.892,93 USD kadar olduğu hesaplandığı,
b) Sözleşmede belirlenen satış fiyatına göre hesaplama; satış fiyatına göre zarar hesaplaması yapılması durumunda ise … ile yapılan sözleşmede ton başı ürün satış fiyatının 764,00 USD olduğu ve bu fiyatın içinde kesme/dilme fiyatı 17,00 USD’nin de dahil olduğu açıklandığından, sözleşme fiyatından kesme/dilme ton başı fiyatı 17,00-USD’nin düşülmesi ile …’nun 1 ton ürün satış fiyatı 747,00 USD olarak hesaplandığı, …’nun davadışı … A.Ş’ne ürünü 550,00-USD fiyatla satmış olması nedeniyle 1 ton üründe 197,00 USD zarar ettiği ve 910 ton üründe toplam zararın 179.270,00-USD kadar olduğunun hesaplandığı,
Fiyat farkı yönünden yapılan hesaplama ile; … ürün maliyetinin esas alınması durumunda 910 ton üründe 148.892,93 USD kadar zarar oluştuğu, sözleşme satış fiyatının esas alınması durumunda 910 ton üründe 179.270,00 USD kadar zarar oluştuğu, sonucuna varılmasının mümkün olduğu,
Davalı vekili itiraz dilekçesinde piyasada emsal malları yapan şirketler olan … A.Ş, … Mam.San.Tic.A.Ş, …. Çelik Servis Loj.Mer.San.Tic.Ltd.Şti, … Demir Çelik San.Nak.ve Tic.Ltd.Şti vb. şirketlerden 2018-2019 yılı ürün fiyatlarının tespitini talep etmiş ise de heyetçe dava dışı bu firmalarda inceleme yetkisi bulunmadığından fiyat tespiti yapılamamış olup, bu konuyla ilgili nihai takdirin Mahkemeye ait olduğunu,
Depolama maliyetleri yönünden yapılan incelemede … ile yapılan sözleşmede satış fiyatına ilave olarak ayrıca ardiye fiyatı belirlenmediğinin görüldüğü, … … tarihinde 1.300 ton ürünü satın almayacağını mail aracılığı ile bildirdiği, sözleşmede ürünlerin sevkiyat tarihleri net olarak belirlenmemiş olup, “Nisan 2018 den itibaren” ve Genel Şartlar Madde-2 de Sevkiyatın “Ürünlerin sevkiyatı, önyüzde öngörülen süre içerisinde yapılacağı, alıcı, satıcıya, sevk talebini bildirmesini müteakip malzemeler sevk edilerek alıcı adresinde tam ve eksiksiz teslim edilecektir. ” şeklinde düzenlendiğinin görüldüğü, bu durumda eksik alınan ürünlerin sevk tarihi sözleşmede net olarak belirlenmediğinden davalı tarafın ürünleri almayacağını bildirdiği … tarihinden itibaren katlanılan ardiye ücretini talep edebileceği görüşüne varıldığını, ancak önceki bilirkişi raporlarında ardiye ücreti için yapılan hesaplamada ardiye hizmetini sağlayan davadışı … Lojistik A.Ş’nin faturalarına göre hazırlanan listede ürünlerin 07.06.2018 tarihinde ardiyeye girdiği ve en geç 08.08.2018 tarihinde ardiyeden çıktığı belirlendiğinden davalının ürünleri alamayacağını bildirdiği, … tarihinden önce ardiye çıkışı olması nedeniyle bu tarihten sonra oluşan ardiye ücreti tespit edilemediğini, açıklanan sebeple sözleşmeye göre eksik alındığı belirlenen (1.310 ton – %20 400 ton)=910 ton için davacı …’nun katlandığı ardiye gideri tespit edilemediğini, bu yönden davacı defterlerinde ilave olarak inceleme yapılması durumunda ispat edilecek ardiye ücretine göre değişiklik olması mümkün olup, nihai takdirin Mahkeme’ye ait olduğunu rapor ve beyan ettiği görülmüştür.
Bursa ATM ye talimat yazılarak, dava dosyasının daha önce mahkememiz dosyasında görev yapmış olan bilirkişi heyetine tevdi ile, ikinci bilirkişi heyeti raporundaki tespitlere göre, dava konusu ürünün gerek 1310 ton gerekse de 900 ton olarak 25/12/2018 tarihinden dava dışı üçüncü şahısa satış tarihi olan süre içerisindeki depolama maliyetinin ayrı ayrı hesaplanması ve bu miktarın depolama tarihleri itibarı ile piyasa şartlarına uygun olup olmadığı, gerektiğinde emsal araştırması yapılarak ürün miktarının 1310 ton ve 900 ton olarak ayrı ayrı hesaplanarak tespit edilecek depolama maliyetini gösterir ek rapor aldırılmasına karar verildiği, birinci heyet tarafından dosyaya ibraz edilen 21/02/2022 havale tarihli 2. Ek raporda özetle; Heyetten talep edilen davaya konu çelik rulo sacların depolama maliyeti yönünden yapmış oldukları emsal fiyat çalışmasında 900 MT ve 1310 MT için ayrı ayrı Serbest Süreler (Free time) ve firmaların günlük ve toplam süre bazında depolama maliyetleri dışında varsa ek elleçleme maliyetleri (forklift ve indirme bindirme istifleme) bu maliyetlerde ayrı kalemler halinde gösterildiğini, toplam 4 firmadan teklif alındığı bu firmalardan 2 tanesi … Serbest Bölgede ve davadışı … Lojistik A.Ş. ile yanyana faaliyet gösteren firmalar olup, Google Map üzerinde gösterildiği diğer 2 firma ise Serbest bölge dışında … yaklaşık 3 km mesafede depolama ve lojistik hizmeti veren firmalar olduğunu, tespit edilen depolama maliyetleri içerisinde … limanında bulunan … Liman ve Depolama İşletmeleri A.Ş. firması, alınan fiyatlar içerisinde en düşük MT/gün fiyatı olan 0,15-USD olarak verdiğini, emsal fiyat olarak teklif etmiş oldukları bu fiyat yine … limanında bulunan davadışı … Lojistik A.Ş.’nin davaya konu rulo sacların MT (Metrik Ton) bazında günlük depolama maliyetleri ile aynı olduğunun anlaşıldığını, … Liman ve Depolama İşletmeleri A.Ş. firması, 15 gün serbest zaman (Free Time) uygulamakta olup, MT başına depolama maliyeti 0.15-USD/MT olup emsal piyasa fiyatları içerisinde 900 MT için 4.185,00-USD, 1.310 MT için ise 6.091,50 USD en düşük fiyatı vermiş olduğunun anlaşıldığını, … A.Ş. firmasının depo sahası davadışı … Lojistik ve … Liman ve Depolama İşletmeleri firmasına göre, biraz daha küçük ve daha çok dökme yük ve konteyner yüklerine uygun olması, tavan vincinin bulunmamasından dolayı, ilaveten elleçleme hizmeti (Depo giriş ve çıkış forklift hizmeti) vermek durumunda olup, bu maliyeti de depolama maliyetiyle birlikte bir bütün halinde düşünüldüğünde ek maliyet oluşturduğunu, serbest sürenin verilmediğinden 46 gün üzerinden yapılan hesaplamada, MT başına depolama ücreti 0,50 USD/MT olup, 900 MT için depolama maliyeti forklift hizmeti hariç 20.700,00 USD, forklift hizmeti ise 3.600,00 USD olup, depolama maliyetine eklendiğinde 24.300,00 USD olduğunu, 1.310 MT için yine depolama maliyeti 30.130,00 USD, forklift hizmeti 5.240,00 USD olmak üzere, bu kalemin depolama maliyetine eklenmesiyle toplam maliyetin 35.370,00-USD olduğunun hesaplandığını, … Lojistik Ltd. Şti. firması, elleçleme dahil fiyat vermiş olduğu görülmüş olup, takdiri mahkemeye ait olmak üzere, … firmasında olduğu gibi 3,00 USD elleçleme birim fiyatı, 0,50 USD/MT ise depolama fiyatı olarak değerlendirildiği, serbest süre firmanın teklifinde müşteri ile karşılıklı görüşme şeklinde ifade edildiğinden … Ltd. Şti olduğu gibi 15 gün alınarak hesaplandığı, buna göre serbest süre düşülmüş net 31 gün üzerinden oluşan fiyatların; 900 MT için net depolama maliyetinin 13.950 USD, elleçleme dahil depolama ise 16.650,00-USD olduğunu, 1.310 MT için ise, net depolama maliyeti 20.305 USD, elleçleme dahil depolama maliyetinin 24.235,00 USD olarak hesap edildiğini, … Ltd. Şti. firması ise, depolama ve elleçleme fiyatlarını ayrı ayrı vermiş olduğunun görüldüğünü, yapılan hesaplamalara göre depolama birim fiyatı … firmasındaki fiyatlarla aynı olup 0.15 USD/MT olarak verilmiş, serbest sürenin ise 15 gün olduğu teklif incelendiğinde anlaşıldığını, buna göre yapılan hesaplamalarda 900 MT için net depolama maliyeti 4.185 USD, elleçleme dahil edildiğinde ise 6.885,00 USD olduğu görülmüştür. 1.310 MT için ise aynı hesaplama yöntemiyle net depolama maliyeti 6.091,50 USD, elleçleme dahil edildiğinde ise 10.021,50 USD olduğunun anlaşıldığını rapor ve beyan ettikleri görülmüştür.
Bursa ATM ye yazılan talimata cevap verildiğinde ve birinci bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına müteakiben duruşma günü beklenmeksizin dava dosyasının ikinci bilirkişi heyetine tevdi ile tarafların itirazlarına binaen, taraflar arasındaki sözleşmeye konu ürünün borsada kayıtlı veya piyasa fiyatı bulunan mallardan olup olmadığı, kayıtlı ve piyasa fiyatı olmayan ürünlerden ise ürünün dava dışı üçüncü şahsa satışına ilişkin satış bedelinin dürüstlük kuralına uygun olup olmadığı, gerektiğinde emsal araştırması da yapılarak, taraf vekillerinin rapora yapmış oldukları itirazlar da dikkate alınarak, itirazları karşılar dosya kapsamına uygun denetime el verişli ek rapor aldırılmasına karar verildiği, ikinci bilirkişi heyeti tarafından dosyaya ibraz edilen 07/06/2022 tarihli ek raporda özetle; yapılan değerlendirmeler sonucunda, ürünün dava dışı üçüncü şahsa satışına ilişkin satış bedelinin dürüstlük kuralına uygun olduğu görüşüne varıldığını, bu çerçevede, teknik incelemeyle Davacı …’nun dava dışı üçüncü şahsa satışına ilişkin satış bedelinin dürüstlük kuralına uygun olduğu görüşüne varıldığından, kök raporda fiyat farkı hesaplamasında değişiklik gerektiren bir unsur tespit edilememiş olup; davalının mücbir sebep iddiası yönünden takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere davacı tarafından talep edilen zarara ilişkin hesaplamaların kök raporda olduğu üzere;
Fiyat Farkı Yönünden Hesaplama; … tarafından 1.310 ton ürünün satın alınmaması nedeniyle …’nun uğradığı zarar sözleşmeye göre 910 ton olarak belirlenerek 2 türlü hesaplama yapıldığı, bunun sonucunda; … ürün maliyetinin esas alınması durumunda 910 ton üründe 148.892,93-USD kadar zarar oluştuğu, sözleşme satış fiyatının esas alınması durumunda 910 ton üründe 179.270.00 USD kadar zarar oluştuğu, sonucuna varılmasının mümkün olduğu,
Depolama Maliyeti Yönünden Hesaplama; … Asl.Tic.Mah. de aynı bilirkişi heyetince hazırlanan 14.02.2022 tarihli ek bilirkişi heyeti raporunda 4 ayrı firmadan teklif alınarak 910 ton ve 1.310 ton için ayrı ayrı depolama maliyeti hesaplandığının görüldüğü,
Ancak Davacı tarafından reel olarak katlanılan (yasal defterlerinde kayıtlı olan ve ödemesi yapılmış olan) depolama maliyetinin hangisi olduğu net olarak anlaşılamamakta olup, davacı vekilinin “Depolama ve muhafaza ve oluşan finansal zararlar” yönünden talebi için değerlendirme yapılamadığını, heyetçe yapılan tespit ve değerlendirmeleri Mahkeme’nin takdirinde olduğunu rapor ve beyan ettiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; satış sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasında 17/01/2018 tarihli 2500 ton sac alımı ve 27/02/2018 tarihli 2000 ton sac satışı sözleşmesine dair uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında akdedilen 27/02/2018 tarihli sözleşme kapsamında, davalının sözleşmede belirtilen miktarda sac alımı yapıp yapmadığı, yapmamış ise iş bu durumun davalı yönünden mücbir sebep teşkil edip etmediği, davalının satın ve teslim alınmayan saclardan dolayı davacıya sözleşme kapsamında ödeme yapıp yapmaması, yapması gerekirse ne miktarda ödemede bulunması gerektiği, ayrıca davacı tarafından davalıya satılmak üzere ithal edilen sacın depolama ve muhafazası için gider yapılıp yapılmadığı, ne miktarda gider yapıldığı, iş bu miktarın davalıdan istenip istenemeyeceği ile davacının finansal zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise ne miktarda oluştuğu noktasında toplanmıştır.
Mahkememizce gerek davacı gerekse de davalı defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya sunulan rapor içerikleri ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı şirketin 27/02/2018 tarihli sözleşme ile davalı şirketin, tonu 764,00-USD den olmak üzere +-%20 toleranslı olmak üzere … orjinli 2000 ton sacı, tonu 764,00-USD den davacı şirketten satın ve teslim almayı taahhüt ettiği, davalı şirketin iş bu sözleşmede kararlaştırılan 2000 ton sactan 690 tonunu satın ve teslim aldığı, sözleşmedeki %20 tolerans payı da mahsup edildiğinde, davalının sözleşme kapsamında davacıdan satın ve teslim almayı taahhüt ettiği 910 ton sacı satın ve teslim almadığı, davacı şirketin iş bu miktar sacı, tonu 550,00-USD den dava dışı şirkete sattığı, taraflar arasında kararlaştırılan 764,00-USD ton bedeli içerisinde 17,00-USD kesme ve dilme maliyetinin bulunduğu, iş bu maliyetin satış bedelinden mahsup edildiğinde, sözleşme kapsamında, davalının davacıya ödemesi gereken ton başına bedelin 747,00-USD olduğu, 910 ton sacın davalı yerine dava dışı şirketlere satışından dolayı ton başına 197,00-USD olmak üzere toplam 179.270,00-USD fiyat farkının oluştuğu, TBK nun 236/2. maddesinde, satıcı satış bedelini ödemede temerrüde düşmüş olan alıcıdan, bu bedel ile satılanın başkasına dürüstlük kuralına uygun olarak, satışından elde ettiği bedel arasındaki farka göre hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebileceği, düzenlenmiş olup, davacı şirketin, davalının satın ve teslim almadığı sözleşme kapsamındaki ürünü, üçüncü şahısa satış tarihi itibariyle piyasa rayiçlerinde sattığı ve dürüstlük kuralına uygun olarak 3. Şahısa satıştan elde ettiği bedel ile sözleşmede belirlene bedel arasındaki 179.270,00-USD fiyat farkından doğan zararın, davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği kanaatine varılmakla, iş bu miktar fiyat farkından doğan iş bu alacağa davalıdan talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Davacı şirketin davalıya satılmak üzere ithal ettiği sacın, davalı tarafından satın ve teslim alınmaması nedeniyle zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise ne miktar zararın oluştuğuna dair, gerek davacı gerekse de davalı defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemelerinde, davacının iş bu nedenle olan zararının tespiti hususunda emsal araştırması yaptırılarak, davacının ton başına depolama ve muhafazadan dolayı ne miktarda zararının oluştuğunun tespiti ile iş bu miktar zararın davalıdan istenebileceği kanaatine varılmakla, iş bu hususta bilirkişiler tarafından yapılan emsal araştırmada, en düşük değeri ton başına günlük 0,15-USD olduğunu, davalının sözleşme kapsamındaki ürünü satın almayacağını bildirdiği 25/12/2018 tarihi ile ürünün üçüncü kişiye satışının yapıldığı 08/02/2019 tarihi itibarı ile 46 günlük süre içerisinde 15 günlük serbest süre düşüldüğünde, 900 ton sacın 31 günlük depolama maliyeti olan 4.185,00-USD, davacının depolama ve muhafazadan dolayı zararının oluştuğu, iş bu miktar alacağa davacının, davalıdan talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça 2018 yılında yaşanan döviz artışına bağlı olarak oluşan ekonomik krizin diğer köklü şirketler gibi müvekkilini de etkilediğini, işbu öngörülemeyen mücbir sebep doğrultusunda müvekkilinin söz konusu malları yakın zamanda teslim alamadığını, bu mücbir sebep de gözetilerek davacının taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiş ise de, ülkemizde 1958 yılından beri devalüasyonlar ilan edilmekte sık sık para ayarlamaları yapılmakta, Türk parasının değeri dolar ve diğer yabancı paralar karşısında düşürülmektedir. Ülkemizdeki istikrarsız ekonomik durum davacı tarafından tahmin olunabilecek bir olgu olduğundan, davalının döviz artışına bağlı yaşanan ekonomik krizin etkilerinin mücbir sebep olarak kabul edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafça, sözleşmede kararlaştırılan sacın davalı tarafça satın alınmamasından dolayı finansal zararın oluştuğu ve bu zararın da davalıdan tahsili talebinde bulunmuş ise de, davacının iş bu kalem alacağa ilişkin zararını ispat edemediği, bu nedenle iş bu talebin reddi gerektiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile satış bedelleri arasındaki farktan doğan 179.270,00-USD alacağın 25/01/2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Depolama ve muhafaza giderlerinden doğan 4.185,00-USD alacağın 03/01/2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Davacı tarafça peşin yatırılan 31.397,69-TL’nin mahsubu ile 93.141,63-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31.397,69-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 190.157,40-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 97.465,98-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 239,08-TL tebligat ve posta gideri, 2.650,00-TL Bilirkişi ücreti dahil olmak üzere toplam 2.933,48-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.771,09-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı tarafça yapılan 27,00-TL tebligat ve posta gideri, 2.250,00-TL Bilirkişi ücreti dahil olmak üzere toplam 2.277,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 902,25-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Ticari hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri kapsamında, arabulucuya ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre 797,00-TL nin davalıdan, bakiye 523,00-TL nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair e-duruşma sistemi üzerinden taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.05/10/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır