Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/109 E. 2022/709 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/109 Esas
KARAR NO : 2022/709

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili şirketin iştigal konusu alüminyum doğrama imalatı olduğunu, borçlu… Gayrimenkul İş Ortaklığı, … Projesi işini üstlenmiş olup proje kapsamındaki cam, kapı, jaluzi imalat, tadilat ve tamiratı gibi bir takım işleri eser sözleşmesi kapsamında müvekkili şirkete verdiğini, ancak müvekkili şirket ile borçlular arasında yazılı bir sözleşme yapılmamış olup taraflar sözlü olarak anlaştıklarını, anlaşma esnasında müvekkili şirket yetkilisi …’ın, yapılacak olan tüm işleri ve masrafları kalem kalem yazıya dökerek 42.800-TL+KDV bedel çıkartığını, ancak borçlu şirket yetkilisi (… Genel Müdürü) …’nın, müvekkili şirketin teklif ettiği bedellerin üstlerini çizerek, aynı kağıdın alt kısmına kendi belirlediği fiyatları kalem kalem yazdığını ve toplam 35.000-TL + KDV şeklinde fiyat çıkardığını, sonuç olarak tarafların, masraflar borçlu şirkete ait olmak şartıyla 35.000 TL+KDV götürü bedel üzerinde mutabık kaldıklarını, neticede davalı tarafın verdiği 35.000 + KDV teklifinde mutabık kalınarak 07.04.2018 tarihinde müvekkili şirketin tamir ve tadilat işlerine başlamış, borçlu şirket ise; 09.04.2018 tarihinde 15.000 TL avans ödemesi, 30.04.2018 tarihinde 10.000 TL avans ödemesi olmak üzere toplam 25.000 TL ödeme yaptığını, üstelik banka aracılığı ile yapılan her iki ödemenin de dekontuna açıklama olarak “… Projesi Avans Ödeme” ibaresini de eklediklerini, 2018 haziran ayında müvekkili şirket üstlenmiş olduğu tüm işleri eksiksiz olarak tamamlandığını ve davalı şirkete 10.07.2018 tarihinde 649,00-TL alınan malzemeler için, 39.410,00 TL de yapılan işçilik için fatura düzenlendiğini, ancak davalı şirket çalışanları müvekkili şirketin düzenlemiş olduğu faturayı almaktan imtina etmiş bu sebeple de müvekkili şirket 10.08.2018 tarihinde faturayı e mail yoluyla borçlu şirketlere gönderdiğini, borçlu şirketlerden … İnş. Tah. Müh. Ltd. Şti 11.08.2018 tarihinde e mail kanalıyla göndermiş olduğu cevabi yazısında, müvekkili şirket ile aralarında yapılmış ” her hangi bir sözleşme olmaması sebebiyle” faturaları kabul etmediğini bildirdiğini, müvekkili şirketin yüklendiği işi haziran ayında eksiksiz olarak tamamlamış olmasına rağmen, bu güne kadar bakiye alacaklarının ödenmediğini, işbu sebeple müvekkili şirket, tevkifatlı olarak tanzim ettiği fatura bedelinden, borçlu şirketin ödemiş olduğu toplam 25.000 TL işçilik ücretini mahsup etmiş ve bakiye 12.520,00 TL ücret alacağına, 649,00 TL malzeme masrafını da ekleyerek 13.169,00 TL fatura bedeli üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçluların borca ve icra takibine yaptığı haksız itirazın iptaline, İzmir 4. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden takibin devamına, borçluların takip konusu borcu, takip tarihinden itibaren işlemiş ticari faizi ile ödemesine ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, cevap dilekçesinde; davacı yan ile müvekkili şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığı arasındaki iş ilişkisine dayalı cari hesap kayıtlarına göre davacı yanın müvekkili şirketlere 5.464,44 TL. borcu bulunduğunu, davacı yan ile müvekkili şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığı arasında davacı yanın dilekçesinde bahsettiği sözleşmesel ilişkinin kurulmadığını, sözleşmesel ilişki dilekçede adı geçen … ile müvekkili şirketler oluşturduğu iş ortaklığı arasında olduğunu, kaldı ki bu ilişki işçilik yapımına ilişkin bir sözleşmesel ilişki olduğunu, davacının dilekçesinde 15.000,00 TL. ve 10.000,00 TL.lik iki adet ödemeden bahsettiğini, ancak bu iki ödeme yanında 6.000,00 TL’lik bir ödeme daha bulunduğunu, davacının iddiasının aksine toplam 31.000,00 TL’lik bir ödeme söz konu olup, ödemelerın davacı şirket hesabına değil sözleşmesel ilişkinin kurulduğu … hesabına yapıldığını, Davacı … ile müvekkili şirket arasında kurulmuş bir sözleşmesel ilişki mevcut olmamakla birlikte, dilekçede bahsedilen faturaların müvekkili şirketlere tebliğ edilmediğini, sunulmadığını, bu itibarla huzurdaki dava haksız ve yersiz olduğunu, kaldı ki, kurulan ilişki sonrası ekibiyle birlikte işçilik yapan … yapması gereken işleri yapıp, tamamlayıp iş ortaklığına teslim de etmediğini, yapılan işlerde bir kısım eksiklikler söz konusu olup, … mutabık kalınan bedeli tam olarak hak etmediğini, işlerin … tarafından tam olarak yapılıp teslim edilmediğine ilişkin iddialarının sırasında toplanacak delillerle ispat edileceğini, bu nedenlerle davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir 4. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, tanık beyanları, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…taraflar arasında yazılı imzalı davacı tarafın dosyaya sunduğu irsaliyeli faturalarda teslim alan imzasının olmadığı, davacı tarafın resmi ticari defterleri ibraz edemediği, davacı tarafın ibraz ettiği bilgisayar ortamındaki muhasebe kayıtları çıktılarına göre ise davacının davalı taraftan takip konusu faturaların mahsubu sonrasında halen 10.138,55-TL fazla tahsilat yapmış gözüktüğü, zira davalı ortaklığın verdiği 6 adet toplam 703.075-TL bedelli çek ve 10.000-TL avans sonrasında davacının 55.922,77-TL fazla tahsilat yapmış gözüktüğü, buna karşın davacı faturalarının davalı ortaklık defter kaydında yer almayıp, davalı ortaklığın defter kayıtlarında davacı şirketten 5. 464,44-TL alacaklı gözükmekte olduğu, buna karşın davalı ortaklığın davacı şirketin iddia ettiği işe dair avansları ise davacı şirkete değil, davacı şirket yetkilisi olduğu anlaşılan …’a gönderip, onun adına avans kaydı açmış olduğu ve bu kişiden 31.000-TL alacaklı gözükmekte olduğu, talimat bilirkişi raporuna göre davalı ortaklığın ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu, ayrıca davalı ortaklığı takip öncesinde de temerrüde düşürülmüş gözükmediği anlaşılmakla durum Yüce Mahkemenin taktirlerindedir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak iddiasına dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde davacı şirket ile davalı iş ortaklığı arasında … Projesi adlı iin cam, kapı, jaluzi işlerinin davacıya alt yüklenici olarak verildiğini, taraflar arasında sözlü anlaşma yapıldığını, taraflar arasında 35.000,00-TL+KDV tutarında götürü bedel ile sözleşme imzalandığını, davalı tarafça 15.000,00-TL ve 10.000,00-TL olmak üzere toplam 25.000,00-TL ödeme yapıldığı, davacı şirket tarafından 649,00-TL malzeme ve 39.410,00-TL işçilik faturası düzenlendiğini, e-mail yoluyla davalı iş ortaklığına fatura gönderildiğinde faturanın sözleşme bulunmaması nedeniyle iade edildiğini, taraflar arasında sözlü sözleşme kurulmuş olduğunu, davacının sözleşmeden dolayı bakiye 13.169,00-TL bakiye alacağının bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptalini talep etmiştir.
3-Davalılar vekili cevap dilekçesinde davacı tarafın alacaklı değil borçlu olduğunu, davalı iş ortaklığı ile davacı şirket arasında bir sözleşme bulunmadığını, yapılan işin davacı şirket yetkilisi … ile kurulan sözleşme ile gerçekleştirildiğini, davalı tarafın davacının kabulünde olan 25.000,00-TL ödemenin dışında ayrıca 6.0000,00-TL tutarlı bir ödemede bulunduğunu, toplam 31.000,00-TL tutarlı ödemenin … hesabına yapıldığını, yapılan işlerde eksiklik bulunduğunu ve eksik işler nedeniyle mutabık kalınan bedelin tamamının hak edilmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
4-Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık;
-Götürü sözleşmenin bedelinin ne miktarda olduğu,
-Davacı şirket ile davalı iş ortaklığı arasında geçerli bir eser sözleşmesi bulunup bulunmadığı,
-Davalı şirketin yaptığı ödemelerin yapılan işlerin bedelini karşılayıp karşılamadığı,
Noktalarında toplanmıştr.
5-Husumet bir dava şartı niteliğinde olup taraflarca ileri sürülmese dahi resen gözetileceği gibi somut olayda davalı şirketin davacı şirketin dava açma sıfatı yönünden itirazda bulunduğu görülmüştür.
Davacı taraf delil olarak dava dilekçesi ekinde yer alan ve davalı iş ortaklığı genel müdürü … tarafından düzeltmeler yapıldığı ileri sürülen bir yazılı delile dayanmış ise de yazı üzerinde bir imza yer almadığı, bir kısım hesaplamalar bulunduğu, davacı şirket ile davalı şirket arasında kurulmuş bir sözleşmeyi ispata yeterli nitelikte olmadığı değerlendirilmiştir. Delil üzerinde davalı iş ortaklığı elinden çıktığını doğrular bir kayıt bulunmadığı anlaşıldığından yazılı delil başlangıcı olarak da değerlendirilmemiştir.
Davalı iş ortaklığı vekili husumet itirazına delil olarak dava öncesi sözleşme kapsamında yapılan avans ödemelerinin … adına yapıldığına ilişkin dekontlara dayanmıştır.
Cevap dilekçesi ekinde sunulan Türk Ekonomi Bankası A.Ş.’nin 14/02/2018 tarihli 6.000,00-TL tutarlı EFT işleminde göndericinin davalı iş ortaklığı, alıcının ise … olduğunu, açıklama olarak “… Prj Avans Ödeme” ibaresinin yer aldığı,
Türk Ekonomi Bankası A.Ş.’nin 09/042018 tarihli 15.000,00-TL tutarlı EFT işleminde göndericinin davalı iş ortaklığı, alıcının ise … olduğunu, açıklama olarak “… Prj Avans Ödeme” ibaresinin yer aldığı,
Türk Ekonomi Bankası A.Ş.’nin 30/04/2018 tarihli 10.000,00-TL tutarlı EFT işleminde göndericinin davalı iş ortaklığı, alıcının ise … olduğunu, açıklama olarak “… Prj Avans Ödeme” ibaresinin yer aldığı,
Davalı şirketin ticari defterlerinde yapılan ödemelerin davacı şirket yetkilisi … adına açılan hesapta takibinin yapıldığı,
Davalı iş ortaklığı kayıtlarında davacı şirketin “….A.Ş. SGK Ödemesi” adıyla 5.464,44-TL borçlu göründüğü,
Tespit edilmiştir.
Davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davacı şirket ticari defterlerinin incelenmek üzere ibraz edilmediği, bilgisayar kayıtları üzerinden yapılan incelemede ise davalı iş ortaklığı ile süren ticari ilişkide 10.138,55-TL fazla tahsilat yapmış olduğunun tespit edildiği, toplam fazla tahsilatın 55.922,77-TL tutarda olduğu muhasebe kayıtlarının incelemesinde görüldüğü anlaşılmıştır.
Toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, Uyap üzerinden yapılan incelemede ve Mersis kayıtlarında …’ın davacı şirketin yetkilisi ve ortağı olduğu anlaşılmış olup, her ne kadar davacı tarafça taraflar arasındaki sözlü anlaşmanın davacı şirket ile davalı iş ortaklığı arasında gerçekleştirildiği ileri sürülmüş ise de, davalı iş ortaklığının dava konusu işe dair tüm ödemeleri …’ın şahsi hesabına yaptığı, ticari defterlerinde yapılan ödemelerin yine … adına açılmış hesap üzerinde takip edildiği, davacı şirket yetkilisi …’ın yaptığı sözlü anlaşmayı davacı şirket adına gerçekleştirdiğine dair davalı … de bağlayacak kuvvette bir delil bulunmadığı, davalı tarafın dayandığı banka dekontlarına karşın davacı tarafça dinletilen tanıkların sözleşme kuruluşunda davacı şirket adına hareket edildiğine dair net bir görgü ve beyanlarının bulunmadığı, buna karşın davalı iş ortaklığının EFT yoluyla para göndermelerinde açıkça bu iş hususundaki ödemeleri …’ın şahsi hesabına göndermesi ve ticari defterlerinde hesabın … adına takibi yapılmış olmasıyla sözleşmenin şirket yetkilisiyle kurulduğu yönünde davacı şirkete nazaran daha kuvvetli bir delile dayandığı, bu haliyle davalı iş ortaklığı ile … arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunun kabulü gerektiği değerlendirilmiştir.
6-Bilindiği üzere ticaret şirketleri faaliyetlerini yetkilileri eliyle yürütmekte olup, şirketlerin sonuç doğuran hukuki işlemleri de yetkilileri eliyle gerçekleştirilmektedir. Bir şirket yetkilisi yaptığı hukuki işlem sırasında şirket adına hareket ettiğini beyan ederek işlem yapması veya böyle bir beyanda bulunmamakla birlikte şirket adına hareket edildiği intibası yaratarak hukuki işlem gerçekleştirmesi halinde şirketin de bu işlemde sorumlu olacağı açıktır. Bununla birlikte şirket ortağının katılımıyla gerçekleştirilen bir hukuki işlemin şirket adına mı yoksa şahsi hesaba ilişkin mi gerçekleştirildiği noktasında bir açıklık bulunmuyorsa, artık tarafların işin görülmesindeki ve kabulündeki hareketlerine göre yorum yoluna gidilmesi gerekecektir.
Somut olayda taraflar arasında sözleşmesel ilişki kurulduğuna dair yazılı bir delil bulunmadığı gibi, davacı şirketin dayandığı faturaların 10/07/2018 tarihinde, davalı iş ortaklığının şirket yetkilisi …’a yapılan para ödemelerinden 3 ay süre geçtikten sonra düzenlendiği, bu aşamaya kadar taraflar arasında husumete ilişkin bir ihtilaf yer almadığı, faturaların davalı iş ortaklığına e-mail yoluyla gönderilmesi sonrasında davalı iş ortaklığının cevaben bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı yönünde yanıt verdiği, bu haliyle gerek dava öncesi gerekse dava sırasında toplanan delillerde davacı şirket ile davalı iş ortaklığı arasında geçerli bir eser sözleşmesi kurulduğunun ispat edilmediği değerlendirildiğinden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
7-Bir an için davacı şirket ile davalı iş ortaklığı arasında geçerli bir sözleşme ilişkisi kurulduğu kabul edildiği takdirde, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarını incelenmek üzere ibraz etmediği dikkate alındığında davalı iş ortaklığının ticari defterlerinin kendi lehine delil olarak kabul edilebileceği, davalı iş ortaklığı ticari defter ve kayıtlarına göre davalı iş ortaklığının 5.464,44-TL alacaklı görüldüğü, banka EFT ödemeleri ile yapılan 31.000,00-TL tutarlı ödemeye bu tutarın da eklenmesiyle birlikte toplam davalı ödemesinin 36.464,44-TL olacağı, davalı şirket tarafından işin tam olarak teslim edilmediği savunulmuş ise de eksik işlerin ne şekilde tamamlandığının açıklanmadığı ve bu nedenle işin eksiksiz teslim edildiğinin kabulü gerektiği, yine davalı tarafça faturaya konu iş bedelinin daha düşük miktarda olduğuna yönelik bir savunmada bulunulmadığı, bu haliyle fatura bedelleri üzerinden toplam (KDV tevkifi sonrası) 37.250,00-TL alacağa karşılık davalı iş ortaklığı tarafından 36.464,44-TL ödemenin mahsubu sonrası davacı şirket alacağının bakiye 785,56-TL olacağı değerlendirilmiş, davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiği gözetilerek kanun yolu incelemesi aşamasında farklı bir değerlendirme yapılması halinde, yargılamanın uzama süresi de dikkate alınarak mahkememizin uyuşmazlığın esasına yönelik kanaati ortaya konulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin olarak alınan 158,45-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 77,75‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2.maddesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 2.107,04-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı iş ortaklığına verilmesine,
4-Davacının sarf ettiği yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça posta ücreti ve bilirkişi ücreti olarak sarf edilen 557,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı iş ortaklığına verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında devlet hazinesi tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır