Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/669 E. 2021/1172 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/669 Esas
KARAR NO : 2021/1172

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/05/2018
KARAR TARİHİ : 28/12/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; sürücü … idaresindeki davalı sigorta şirketine 13.04.2010/2011 tarihleri arasında …. sayılı trafik poliçesiyle sigortalı … plakalı araç ile müvekkil sürücü… idaresindeki …plakalı motosiklete çarpması sonucu, sürücü konumunda olan müvekkili yaralandığını, İskenderun Devlet Hastanesinde tedavi gördüğünü, davanın safahatında rapor alındığında davacı müvekkilinin maluliyet oranı açığa kavuşacağını, kazaya ilişkin İskenderun 1.Sulh Ceza Mahkemesinde … numaralı dosyasında yürütülen kovuşturmada alınmış bilirkişi raporuna göre davalıya sigortalı … plakalı araç sürücüsü … asli, müvekkili… tali kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararın davalıdan tazmini talep olunduğunu, müvekkilinin zararları tazmini için 6704 sayılı yasanın madde 5. maddesi ve 2918 sayılı yasanın değiştirilen 97. Maddesi gereğince davalı sigorta şirketine 18.05.2018 tarihinde yapılan başvuru üzerine davalı sigorta şirketince ilgili taleplerinin zaman aşımına uğradığı nedeniyle red edildiğini, ancak TBK 72. Maddesi uyarınca Zaman aşımına uğradığı yönünde verilen cevabın hukuki dayanağı olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100-TL. kalıcı iş görmezlik, 100-TL. geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere Toplam: 200-TL. maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 19/10/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla, Davacı İsmet için talep etmiş olduğumuz 100.-TL geçici işgöremezlik tazminatı 1.333,46.-TL arttırmak suretiyle toplam 1.433,46 TL geçici işgöremezlik tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkili şirket nezdinde kaza tarihini kapsar geçerli ZMMS poliçesi bulunmadığından huzurdaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili şirket kayıtlarında ve Tramer’de yapılan araştırma uyarınca … plakalı araca ait kaza tarihi olan 01/12/2010 tarihini kapsayan Trafik Sigorta poliçesinin şirket nezdinde bulunmadığından aracın karıştığı kazadan dolayı hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca … plakalı aracın kaza tarihinde trafik sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.nin ihbar edilmesini, bu nedenle kaza tarihini kapsar geçerli poliçe bulunmadığından açılan davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Hastane tedavi evrakları, İskenderun 1.Sulh Ceza Mah.nin ….. Esas sayılı dosyası, poliçe, bilirkişi bilirkişi raporu, delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumlarının tespiti için yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre; “…tanık Hakan Yılmaz’ın beyanında bahsedilen sürücüsü ve plakası belirtilmeyen aracın kazanın oluşumunda %100 Asli Tam kusurlu olduğu, davalı … sigorta şirketine sigortalı olan … Plakalı araç sürücüsü dava dışı …..’ün kazanın oluşumunda Kusursuz olduğunu, ….. plakalı motorsiklet sürücüsü davacı…’ın kazanın oluşumunda Kusursuz olduğu, ayrıca kask takıp takmadığı hususunda dosyada herhangi bir bilgi, veri ve tespit olmadığından müterafik kusur değerlendirilmesine gidilemediği …” tespit edilmiştir.
Davacının maluliyet oranının tespiti için Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınan rapora göre; “…1979 doğumlu Kemal oğlu…’ın 01/12/2010 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda meydana gelen arızası nedeniyle 11/10/2008 tarih ve 27021 Sayıl Resmi Gazete’de yayınlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre;
-Maluliyet tayinine gerek olmadığı,
-Tıbbi iyileşme sürece dikkate alındığında 3 (üç) ay süre ile geçici iş göremezliğinin olduğu,
-İyileşme dönemi içerisinde 3 (üç) hafta tam gün bakıcı ihtiyatı olduğu,
-Devamlı suretle başkasının yardım ve bakımına muhtaç olmadığı …” tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporun sonuç kısmına göre; “…davacı sürücü…’ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu, sürücü …’ün %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Davacının davalıdan isteyebileceği geçici ve sürekli işgöremezlik miktarının tespiti için yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda; “…davacının davalıdan kusur oranına göre teminat limiti dahilinde talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi tazminat tutarının 1.911,28.-TL, sürekli iş göremezlik maddi tazminatı tutarının ise 1.433,46.-TL olarak hesaplandığı …” tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır. Davacı 01.13.2010 tarihinde kendi sevk ve idaresindeki 31L8695 plaka sayılı araç ile seyir halindeyken dava dışı …’ün sevk ve idaresindeki, davalı … Sigorta A.Ş.’nin KZMMS poliçesi ile sigortacısı olduğu ….plaka sayılı araçla çarpışmak suretiyle gerçekleşen kaza sonrası geçici ve sürekli maluliyetinin oluştuğunu ileri sürerek bundan doğan yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan zararının tazminini talep etmektedir.
2-Davalı … Sigorta A.Ş. Cevap dilekçesinde kaza tarihinde kazaya karışan ….plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde geçerli bir trafik sigorta poliçesinin bulunmadığını, kaza tarihinde aracın sigortacısının … Sigorta A.Ş. Olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan incelemede her ne kadar davalı tarafça … plaka sayılı aracın davalı tarafça sigortalanmadığı ileri sürülmüş ise de dosyaya getirtilen …… poliçe nolu trafik sigorta poliçesinin incelenmesinde her ne kadar poliçede araç plakası olarak….plaka no girilmiş ise de aracın motor numarasının …, şasi numarasının ise … olduğu, dosya içerisinde yer alan ……. plaka sayılı aracın motor no ve şasi numarasının da bu numaralar olduğu, araç malikinin poliçede ve dosyada bulunan araç ruhsat kaydında aynı şirket olduğu, Güvence Hesabının dosyaya sunulan …….dosya nolu cevabında ……. plaka sayılı aracın …….. plaka ile eşdeğer gösterildiği, düzenlenen poliçede her ne kadar plaka no farklı gösterilmiş ise de motor ve şasi noları ile aracın bir sigortalı olduğunun anlaşıldığı, araç malikinde değişiklik bulunmadığı gözetildiğinde plaka no değişikliğinin poliçenin sıhhatine bir etkisinin bulunmadığı değerlendirilmekle davalı sigorta şirketinin aracın sigortacısı olarak davada taraf sıfatının bulunduğu değerlendirilmiştir.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Mahkememizce davacının zararı olup olmadığı ve varsa miktarı ile davalının sorumluluğunun sınırının tespiti için öncelikle kusur incelemesi yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 05.01.2019 tarihli adli trafik bilirkişi raporunda tanık beyanına istinaden plakası belirli olmayan bir araç sürücüsü asli kusurlu, … plaka sayılı araç sürücüsü … kusursuz ve davacı kusursuz bulunmuştur.
Dava öncesi İskenderun 1.Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen ceza yargılaması esnasında alınan 04.04.2011 tarihli bilirkişi raporunda … plaka sayılı araç sürücüsü … asli kusurlu ve davacı ise tali kusurlu bulunmuştur.
Mahkememizce ceza yargılaması sırasında alınan rapor ile mahkememiz dosyasına sunulan bilirkişi raporları arasında çelişki oluştuğundan çelişkinin giderilmesi için dosya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne tevdi edilmiş, düzenlenen 19.06.2019 tarihli raporda …’ün %25 oranında asli kusurlu, davacı…’ın ise %75 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 19.06.2019 tarihli raporu sonucunda dava konusu uyuşmazlıkla ilgili ceza dosyasında düzenlenen raporda kusur dağılımının … Asli, davacı tali, mahkememize sunulan 05.01.2019 tarihli raporda her iki taraf kusursuz, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 19.06.2019 tarihli raporda ise ……’ün %25, davacının %75 kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirilmiş olup, her üç raporun da birbiriyle çelişkiler barındırması nedeniyle mahkememizce Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Heyeti’nden tüm raporlar arasındaki çelişkiyi giderir rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Dosyaya sunulan 26.11.2020 tarihli Genişletilmiş Uzmanlar Heyeti raporunda dava dışı sürücü Çetin Furkan Öğrdür %75 oranında, davacı ise %25 oranında kusurlu bulunmuştur.
Taraflarca her ne kadar kusur oranlarına itiraz edilmiş ise de mahkememizce dosya kapsamında yapılan incelemede Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Heyeti’nce düzenlenen 26.11.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda belirtilen görüşlere iştirak edilmiş, davalı sigortanın sigortacısı olduğu aracın sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğu, davacının kusur oranının %25 olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır.
9-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Kusur durumlarının tespiti sonrasında Gaziantep 3.Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığı ile maluliyet raporu alınmış, dosyaya sunulan 10.06.2020 tarihli maluliyet raporunda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 3 ay süreli geçici iş göremezlik süresinin bulunduğu belirtilmiştir.
Tarafların rapora itirazları nedeniyle dosya Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Dairesi’ne gönderilerek maluliyet raporu düzenlenmesi istenilmiş, dosyaya sunulan 20.07.2020 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak düzenlenen maluliyet raporuna göre davacının %12 oranında sürekli maluliyetinin bulunduğu ve 9 aylık geçici iş göremezlik süresinin bulunduğu belirtilmiştir.
Taraflarca maluliyet raporuna karşı itirazda bulunulmuş ise de raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği dikkate alınarak düzenlendiği, maluliyet oluşmama nedeninin gerekçeli olarak açıklandığı, davacı itirazında düzeltilemeyen kırıklara ilişkin %2,3’lük oranın uygulanması gerektiği ifade edilmiş ise de davacıda düzelmeyen bir kırık bulunduğuna dair dosyada herhangi bir kayıt bulunmadığı, fiziki muayenesinde eklem hareketlerinin normal açıklıkta olduğu ve kas güç kaybı bulunmadığı gözetilerek maluliyet tayinine yer olmadığının belirtildiği, bu itibarla davacı vekilinin rapora itirazlarının yeniden rapor alınmasını gerektirir nitelikte bulunmadığı gözetilerek 10.06.2020 tarihli maluliyet raporu hükme esas alınmıştır.
9-Dosya maluliyet ve kusur durumlarının belirlenmesi sonrasında aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek davacının geçici ve kalıcı iş gücü kaybından doğan zararları ile diğer zarar kalemleri yönünden rapor aldırılmıştır.
Aktüerya bilirkişisi tarafından dosyaya sunulan 24.07.2021 tarihli raporun sonuç bölümüne göre “..davacının davalıdan kusur oranına göre teminat limiti dahilinde talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi tazminat tutarının 1.911,28.-TL, sürekli iş göremezlik maddi tazminatı tutarının ise 1.433,46.-TL olarak hesaplandığı …””
Şeklinde hesaplama yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede aktüerya raporunun geçici iş göremezlik süresine göre asgari ücret üzerinden ve davalıya izafe edilebilecek %75 kusur oranı esas alınarak düzenlendiği, dosyaya sunulan SGK cevabında davacıya rücuya tabi herhangi bir iş göremezlik ödeneği ödenmediğinin bildirilmiş olduğuı, dosya kapsamında davacının asgari ücretin üzerinde bir gelir elde ettiğine dair delil bulunmadığı, bu itibarla rapor ile belirlenen 1.433,46-TL tutarlı davacı zararının hukuka uygun olduğu gözetilerek bu miktar davacının gerçek zararı olarak mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
10-Yargılama sırasında davalı tarafça müterafik kusur indirimi uygulanması yönünde talepte bulunulmuş ise de davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, kemik kırık bölgesinin vücudun üst kısmında olduğu, davacının kask ve koruyucu elbise giymiş olsaydı dahi yaralanma bölgesi itibariyle zararın azalabileceğinin net bir şekilde söylenemeyeceği, davacının %25 kusuruna denk gelen miktarda indirim uygulandığı ve hükmedilen tazminat miktarı da gözetildiğinde müterafik kusur indirimi uygulanmasının gerekmediği kanaat oluştuğundan ayrıca müterafik kusur indirimi uygulanmamıştır.
13-Davacı tarafça yasal faiz hükmedilmesi talep edilmiş olup, dava öncesi 18.05.2018 tarihinde davalı şirkete yazılı başvuru yapıldığı, 8 iş günü sonrası temerrüt oluştuğu gözetilerek davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 1.433,46-TL geçici iş gücü kaybından doğan maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına 31/05/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 97,92-TL harçtan peşin olarak alınan 35,90-TL ile ıslah harcı olarak alınan 4,60-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 57,42-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 1.433,46-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden davalı yararına takdir edilen 100,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL. ile ıslah harcı olarak yatırılan 4,60-TL toplamı 40,50-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından başvuru harcı, posta ücreti, tebligat ücreti, bilirkişi ücreti ve Atk rapor düzenleme ücreti olarak sarf edilen 2.964,13-TL. yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre taktiren 2.770,83-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza
¸