Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/64 E. 2022/569 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/64 Esas
KARAR NO : 2022/569

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/01/2018
KARAR TARİHİ : 08/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dava dilekçesinde özetle; Davalı … idaresindeki …plakalı aracın 04/02/2017 tarihinde müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, oluşan kazada motosiklet sürücüsü müvekkili … yaralandığını, meydana gelen kazada gerek kaza tespit tutanağında, gerekse mahkeme aşamasında alınan bilirkişi raporlarında, Karayolları Trafik Kanununun 53/1-b maddesinde yer alan asli kusurlardan sola dönüş kurallarına uymamak kuralarını ihlal ettiği için asli kusurlu kabul edildiğini, söz konusu kaza sonrasında müvekkili …’ın %43 oranında kalıcı özür durumu oluştuğunu, davalı …..’ın kullandığı ve maliki olduğu …..plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk poliçesinin davalı …. tarafından yapıldığını, söz konusu kaza ile ilgili olarak maddi tazminat bedelinin hesaplanarak taraflarına ödenmesi istemli dilekçesini 04/12/2017 davalı … şirketinin hasar dosyasını açmasına rağmen yasal süresi içerisinde başvuruyu sonuçlandırmadığını, kazadan sonra müvekkilinin çok ağır yaralandığı ve ölümden döndüğü ve fizik tedavisinin halen devam ettiğini, sonuç olarak; müvekkilinin özürlülük oranına uygun olarak tazminat miktarı belli olduktan sonra arttırılmak kaydıyla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden davalı … şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili için 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunun gereğince davacı usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığından davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili şirkete yapılan başvurunun KTK madde 97 kapsamında geçerli bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığı, müvekkilinin hak kaybına uğramaması açısından esasa ilişkin olarak; davayı kabul manasında olmamak üzere kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti bakımından Adli Tıp trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp 3. İhtisas Kuruman sevk edilmesi ve maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e uygun hazırlanması gerektiğini, bilirkişi tarafından yapılan hesaptan kask takmaması nedeni ile müterafik kusur oranının indirilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının 6111 Sayılı Yasa ve trafik sigortası Genel Şartları gereğince teminat dışı olduğunu, davacı yanın gelir durumunu somut belgelerle ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faiz dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu savunarak, sonuç olarak; aleyhine açılan davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davada yetkili mahkemenini davalı müvekkilinin ikametgahı olan Turgutlu Asliye (Ticaret) Hukuk Mahkemelerinin olduğunu, haksız fiile konu trafik kazasının Kemalpaşa da meydana geldiğini, davacının ikametgahı Kemalpaşa olduğunu, davalının ikametgahı Turgutlu olduğunu, dava İzmir Mahkemelerinde açıldığını, İzmir Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, bu nedenle yetkili mahkeme Turgutlu Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, esas hükümleri açısından; davalı müvekkilinin son derece dikkatli sürücü olduğunu, meydana gelen kazada kusurunun olmadığını, kazanın 04/02/2017 tarihinde meydana geldiğini, Kemalpaşa 1. Asliye Ceza mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında düzenlenen 21/11/2017 havale tarihli bilirkişinin raporu eksik ve hatalı olduğunu, kaldı ki, 04/02/2017 tarihli kaza tespit tutanağı ve 21/11/2017 havale tarihli bilirkişinin raporu dahi birbiri ile çeliştiğini, her iki raporda da davacının tek taraflı soyut beyanları esas alınarak düzenlendiğini, davacının müvekkiline kusur yükleme gayreti içinde olduğunu, davacının yaralanmasının kaza ile bağlantısının olmadığını, maddi ve manevi tazminatın reddinin gerektiğini, ayrıca müvekkili davalının emekli olup 1.400,00 TL emekli maaşı aldığını, ikamet ettiği aile konutu eşi ile müşterek tapu olduğunu, başkaca gayrimenkulünün bulunmadığını, kazaya karışan aracı dışında başkaca menkul malı da bulunmadığını ekonomik olarak asgari bir geçim içerisinde hayatını idame ettirdiğini savunarak öncelikle usul yönünden İzmir mahkemelerinin yetkisine yaptığı itirazların kabulüne ve Turgutlu Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulüne, yetki itirazlarının yanında haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız fiil nedeniyle geçici, kalıcı iş göremezlik ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu trafik kazasında davacı ….plakalı motorsikletin, davalı ……. plakalı aracın sürücüsü olup, sigorta şirketi ….. plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyendir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde mahkememizin yetkisine itiraz etmiş ise; Kemalpaşa adliyesinde müstakil asliye ticaret mahkemesi bulunmadığından ve mahkememizin yetki sınırı Kemalpaşa ilçesini de kapsadığından yetki itirazı kabul edilmemiştir.
Yargılama devam ederken davacı vekili 01/06/2022 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerinden feragat ettiğini belirtmiş, davalı … vekili ise 27/05/2022 havale tarihli dilekçesinde davacının maddi tazminat taleplerine ilişkin ödeme yapıldığını, masraf ve vekalet ücreti istemediklerini beyan ederek dilekçe ekine “Makbuz ve İbraneme” başlıklı sözleşmeyi sunmuştur.
TBK’ nın 50. maddesi uyarınca davacı zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Bu sebeple davacı bilirkişi deliline dayanmış olup mahkememizce bilirkişilerden oransal kusur raporu, maluliyet ve iyileşme süreci ile davacının tazminat bedelinin belirlenmesi için raporlar alınmıştır.
Mahkememizce trafik kazası sonucunda tarafların oransal kusurunu belirlemek amacıyla ATK trafik ihtisas dairesinden rapor alınmış olup, sunulan raporda; 04.02.2017 günü saat 17:45 sıralarında davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile Kemalpaşa istikametinden Turgutlu yönüne seyir halindeyken olay mahalli kavşağa geldiğinde aracının ön kısımları ile karşı istikametten gelip sol tarafındaki Sarılar mahallesine doğru dönmek üzere sola manevra yapan davalı sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı otomobilin sol ön kısımlarının çarpışması davacı sürücünün yaralanmasına ilişkin dava konusu trafik kazasının meydana geldiğini,Davalı sürücü …’ın %85 (yüzde seksenbeş) , Davacı sürücü …’ın %15 (yüzde onbeş) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkememize sunulan rapor açıkça itiraza uğramayan kaza tespit tutanağı ile uyumlu olup ayrıntılı olduğundan hükme esas alınmıştır.
Kusur oranları belirlendiğinden ve sunulan rapor mahkememizce de kabul edildiğinden; zararın varlığının tespiti amacı ile davacı asilin iyileşme süresi ve maluliyetin tespiti için dosyanın ATK’ya gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce ATK’dan aldırılan raporda özetle;15.02.1988 doğumlu …’ın 04.02.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik dikkate alındığında; kişinin tüm vücut engellilik oranının %4 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dokuz) aya kadar uzayabileceğini bildirmiştir. Sunulan rapor kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre hazırlandığından mahkememizce hükme esas alınmıştır.
6098 sayılı TBK’ nın 56. maddesi uyarınca hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Kural olarak manevi tazminat yalnız olay sırasında duyulan değil, bütün hayat boyu duyulup ve çekilecek elem ve ızdıraba karşılık olarak takdir edilen bir karşılıktır.
Tüm bu nedenler ile; davalı Araç sürücüsü kendi kusurundan sorumlu olacağından (TBK madde 49), davalı sürücünün %85 kusurlu olduğu ATK trafik ihtisas dairesinin raporu ile belirlenmiş olup, ATK’ nın 2. İhtisas Dairesi tarafından davacı asilin maluliyetinin %4 ve iyileşme sürecinin 4 aya kadar uzayabileceği anlaşılmakla, maddi tazminat kalemlerine ilişkin davacı davasından feragat ettiğinden Davadan feragat 6100 sayılı HMK’ nın beşinci kısım, üçüncü bölümünde davaya son veren taraf işlemi olarak düzenlenmiş olup, davadan feragat kesin hüküm gibi sonuç doğuracağından, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığından başkaca bir araştırmaya gerek görülmeyerek maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacının haksız fiil nedeni ile bedenen zarar gördüğü açık olup kusur oranları ile haksız fiil tarihindeki paranın alım gücü nazara alınarak manevi tazminat talebininde kısmen kabulüne, davalı sürücü kaza tarihinde temerrüte düşeceğinden 04/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmiştir.
Yargılama giderlerine yönelik;
Maddi ve manevi tazminat yönünden olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nun 61 maddesi gereğince birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları taktirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği defiler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşı da ileri sürebilir. Bu defiler 6098 sayılı TBK 164 maddesinde gösterilen ve şahsi ilişkiler veya mütelsil borcun sebep veya konusundan doğan defiler olup, bunların dışında ileri sürülen defiler müteselsil borçlular arasındaki rücu hakkını kaldırmaz. 6098 sayılı TBK 165. Maddesin uyarınca müteselsil borçlular arasında aksine bir sözleşme bulunmaması taktirde borçlulardan biri diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Dış ilişkide alacaklıya karşı sonuç doğurabilen böyle bir işlem, iç ilişkide rücu hakkını kısmen yada tamamen kaldırıcı etkiye sahip değildir.
6098 Sayılı TBK 166. Maddesine göre sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğeri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması gereklidir. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan (davanın özünden) feragat etmiş olması veya böyle bir feragatın durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine 6098 Sayılı TBK 168 madde hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği taktirde bu fiilin sonuçlarına şahsen tahammül edeceği hükmünü içermektedir. (Yargıtay 17.HD’nin 2012/14317 E- 2013/16116 K sayılı 20/11/2013 tarihli kararı)
Somut olayda davalı … şirketi ile davacı arasında düzenlenen 26/05/2022 tarihli sulh sözleşmesinin maddi tazminat yönünden (vakelet ücreti ve yargılama giderleri dahil) 161.391,98TL, tutarın ödenmesi koşuluyla davacının davalı … şirketini ibra edeceği yönünde imzalandığı anlaşılmaktadır.
Anılan sözleşmede davalı gerçek kişi taraf değil ise de yukarıda yer verilen düzenlemeler gereğince davalı sürücününde 6098 sayılı TBK’nın 166.maddesi gereğince ödeme tutarında borçlarının sona ereceği tabidir.
Davacı taraf açıkça davadan feragat ettiğini belirttiğinden mahkememizce maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine yönünde hüküm kurulmuş ise de; Yargıtay 17.HD’nin 2014/9955 E – 2016/8876 K sayılı 13/10/2016 tarihli kararında vurgulandığı gibi somut olayda davacı vekilinin feragat beyanı niteliği itibariyle 6100 sayılı HMK’nın 307.maddesinde gösterilen biçimde teknik anlamda bir feragat değildir. Zira davacı vekili hakkın özünden feragat etmemiş sigorta şirketinin sulh sözleşmesi gereğince ödeme yapması üzerine davadan feragat etmiştir. Diğer bir anlatımla feragat ödemeye dayalıdır. Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesi gereğince ödenen tutarlar bakımından davanın konusuz kaldığı açıktır.
Yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan alınır (HMK m. 326). Hakim, Türk Hukukunu re’sen uygular (HMK m. 33). Mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun emredici düzenlemelerinin gereğini yerine getirmek zorundadır (HGK 13.03.2013 tarih, 2013/802 esas, 2013/347 karar). Somut olayda; açılan maddi tazminat davasında, dava esasen konusuz kaldığından davalılar lehine ayrıca yargılama giderine hükmedilmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-Davacının maddi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; 7.000,00 TL manevi tazminatının 04/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 80,70 TL’ nin başlangıçta yatan peşin harçtan mahsubu ile artan 107,16 TL’ nin davacıya iadesine,
4-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 478,17 TL karar ve ilam harcının davalı …’ dan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
5-Maddi tazminat yönünden davanın tarafları lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 7.000,00 TL vekâlet ücretinin davalı …’ dan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Manevi tazminat yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 7.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak ismi belirtilen davalıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan ve harcanan 700,00 TL bilirkişi masrafı, 1.262,00 ATK fatura bedeli ile 404,57 TL tebligat ve diğer işlemlere yönelik yapılan toplam 2.366,54 TL yargılama giderlerinden davalı … şirketinin ödemiş olduğu 2.000,00 TL’ nin mahsubu ile bakiye kalan 366,54 TL’ nin kabul red oranına göre 79,97 TL’ sinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yatırılan ve harcanan toplam 90,00 TL yargılama giderinin kabul red oranı nazara alınarak 70,36 TL’ sinin davacıdan alınarak ismi belirtilen davalıya verilmesine,
10-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ile … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/09/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır