Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/615 E. 2021/322 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/615 Esas
KARAR NO : 2021/322

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/05/2018
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 13.08.2011 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile …ın sevk ve idaresindeki … plakalı minibüsün çarpışması sunucunda müvekkilinin yaralandığını, davalı … şirketine ZMMS Poliçesi sigortalı olan … plakalı araç sürücüsünün kazada asli kusurlu olduğunu, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar geçerli bir ZMMS poliçesinin bulunmadığını, davalı şirketlerce müvekkilinin almaya hak kazandığı tazminatın yatırılmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00-TL geçici, 100,00-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı maluliyet tazminatının davalılardan poliçe limitleri dahilinde ve kusur oranlarına göre başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; müvekkili için talep ettikleri 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminat bedelini arttırılarak 1.977,00-TL’nin başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, cevap dilekçesinde; gerek kaza yerinin Kahramanmaraş oması, gerekse davacıların yerleşim yrinin Kahramanmaraş olması sebebiyle mahkememizin yetkisizliği sebebiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, 6704 sayılı Kanun’un 5. Maddesi ile 2918 sayılı KTK 97. Maddesinde yapılan değişiklik gereği dava açmadan önce müvekkili kuruma gerekli belgelerle beraber yazılı başvuru koşulu arandığından ve işbu davada söz konusu şart yerine getirilmediğinden davanın reddine, zamanaşımı sebebiyle davanın reddine, esas bakımından dahi haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddi karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili, cevap dilekçesinde; davacıya sulh olunarak sürekli iş göremezlik tazminatı ödemesi yapıldığını, yapılan ödemenin hesaplanan tazminattan çok yüksek olup müvekkili şirketin kazaya ilişkin başkaca sorumluluğunun bulunmadığını, davanın reddinin gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi taleplerinin; 25.02.2011 tarihli ‘6111 sayılı’ yasa gereğince; müvekkili şirketçe karşılanması mümkün olmadığını, sigortalı araç sürücüsüne %85 kusur atfedilmesini kabul etmediklerini, sigorta teamüllerine uyulması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Hastane tedavi evrakları, SGK kayıtları, hasar dosyası, İstanbul ATK raporu, kusur raropu, aktüer raporu, delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumlarının tespiti için yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre; “…davalı … şirketine sigortalı olan … plakalı araç sürücüsü …’in kazanın oluşumunda %85 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın %15 oranında kusurlu olduğu, her iki araç içerisinde yolcu konumundaki kişilerin kazaya etken olmadıkları için kusursuz oldukları…” tespit edilmiştir.
Davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’ndan alınan rapora göre; “… … kızı, … doğumlu …’nın 13.08.2011 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığı,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.
..” tespit edilmiştir.
Davacının davalıdan isteyebileceği geçici ve sürekli işgöremezlik miktarının tespiti için yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda; “…Davacı için %100 haklılık oranı üzerinden ve 3 aylık iyileşme süresi için: 1.976,85 TL geçici iş göremezlik evresi zararı hesaplandığı;
Bu bedelin: %15’ine isabet eden kısmı olan 296,55 TL’sından Davalı …’nın,
% 85’ine isabet eden kısmı olan 1.680,45 TL’sından Davalı …’nın sorumlu olacağı;
Sigorta Şirketlerine Başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasının 11.04.2018 e tekabül ettiği;
Hesaplanan tazminatın poliçe teminat limiti içinde kaldığı …” tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve tazminat davasıdır. Davacı, 13/08/2011 tarihinde içerisinde yolcu olarak bulunduğu …plakalı araç ile … plaka sayılı minibüs arasında meydana gelen kaza nedeniyle yaralandığını ileri sürerek geçici ve kalıcı iş göremezlik nedeniyle uğradığı zararların tazminini talep etmiştir. Davalılardan … … plaka sayılı aracın sigortacısıdır. … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir trafik sigortası bulunmadığından davanın …’na yönlendirildiği görülmüştür.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
3-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
4-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
5-Mahkememizce davacının zararı olup olmadığı ve varsa miktarı ile davalının sorumluluğunun sınırının tespiti için öncelikle kusur incelemesi yapılmıştır. Adli trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen 19/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda … plaka sayılı araç sürücüsü %85 oranında, … plaka sayılı araç sürücüsü ise %15 oranında kusurlu bulunmuştur.
Dava konusu kaza ile ilgili yürütülen ceza kovuşturması sırasında da kusur raporları alınmış olup, Kahramanmaraş …Ağır Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında alınan 29/11/2011 tarihli bilirkişi raporunda da … plaka sayılı araç sürücüsü asli kusurlu, … plaka sayılı araç sürücüsü ise tali kusurlu bulunmuştur.
Mahkememiz dosyasında tespit edilen kusur oranı ile ceza yargılamasında tespit edilen nihai kusur dağılımının birbiri ile uyumlu olduğu görülmüş. Davacının davalının kusurundan sorumlu olduğu kişilerin kusurunun ispat edildiği, davalılara izafe edilebilecek kusur oranının %85 ve %15 oranında olduğu, mahkememizce bu kusur oranının olayın oluş şekli ve ihlal edilen kurallar gözetildiğinde hukuka ve hakkaniyete uygun olduğu değerlendirilmiştir.
6-Kusur durumlarının tespiti sonrasında ise Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan maluliyet raporları alınmış, düzenlenen 15/01/2019 tarihli adli tıp raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik oluşturacak maluliyetinin bulunmadığı, tıbbi iyleşme süresinin 3 ay olduğu anlaşılmıştır.
7-Taraf itirazları üzerine dosya Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’na tevdi edilerek yeniden rapor aldırılmıştır. ATK 2.İhtisas Kurulu’nca düzenlenen 26/08/2020 tarihli raporda da benzer şekilde davacının sürekli iş göremezlik oluşturacak maluliyetinin bulunmadığı, tıbbi iyleşme süresinin 3 ay olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Her iki raporun birbiriyle uyumlu olduğu gözetilerek davacının sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı kabul edilmiş, 3 aylık geçici iş göremezlik zararının hesabı için dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiştir.
8-Aktüerya bilirkişisi tarafından dosyaya sunulan 15/02/2021 tarihli raporuna göre davacının 3 aylık iş göremezlik süresi nedeniyle toplam 1.976,85TL zararının bulunduğu, kusur oranlarına göre yapılan hesaba göre davalı …A.Ş.’nin 296,55TL, davalı …’nın ise 1.680,45TL tutarla sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
9-Davacı vekilinin 04/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini geçici iş göremezlik zararı yönünden 1.976,85TL’ye yükselttiğini belirtmiştir. Islah dilekçesi davalı vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiş olup ıslaha karşı beyan dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
10-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda izah edildiği üzere davacının davalıların sigortacısı ve kanundan dolayı verdikleri zarardan sorumlu oldukları araçların karıştığı kaza neticesinde yaralandığı, yaralanmasında tarafların %85 ve %15 oranlarında kusurlu oldukları, davacının yaralanmadan dolayı 3 aylık geçici iş göremezlik zararının bulunduğu tespit edilmekle bu aktüerya hesabı doğrultusunda ve kusur oranlarına göre belirlenen zararın, davacı tarafça yasal faiz talep edildiği gözetilerek temerrüt tarihi 11/04/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davacının geçici iş göremezlik zararının 296,55TL’sinin davalı …’ndan, 1.680,45TL’sinin davalı …Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, tazminata 11/04/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair taleplerin ve sürekli iş göremezlik zararına yönelik taleplerin reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 135,00-TL harçtan peşin olarak alınan 35,90-TL ile ıslah harcı olarak alınan 7-TL harcın mahsubu ile geri kalan 102,10-TL. ‘nin davalı …Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 1.977,00-TL. vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, (davalı …’nın sorumluluğu 296,55TL ile sınırlıdır)
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden davalılar yararına taktir edilen 100,00-TL’nin davacıda alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL. ile ıslah harcı olarak yatırılan 7-TL toplamı 42,90-TL. harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalı …’nın sorumluluğu 5,00-TL ile sınırlıdır)
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.859,40-TL. yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre taktiren 1.769,80-TL’sinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, (davalı …’nın sorumluluğu 265,48-TL ile sınırlıdır)
6-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”