Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/596 E. 2021/685 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/596 Esas
KARAR NO : 2021/685

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/08/2014
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZIM TARİHİ : 01/11/2021(İş yoğunluğu ve Mahkememiz kaleminin personel eksikliği nedeniyle 2 hafta kapalı kalmış olmasından dolayı 15 gün geç yazılmıştır.)

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesi ile; müvekkillerinin murisi olan …’ın 24/06/2014 tarihinde içinde yolcu olarak bulunduğu ve …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca …’in kullandığı … plakalı aracın hatalı ve tam kusurlu olarak çarpması ve kaza yapması neticesinde hayatını kaybettiğini, müteveffa …’ın, müvekkili Ramazan’ın eşi, …’in ise annesi olup geçimini eşi Ramazan ile birlikte çalışarak sağladığını, oğlu …’in küçük ve öğrenci olup annesinin maddi ve manevi desteğine ihtiyacı olduğunu, …’ın ölmesiyle hem eşi …, hem de çocukları …’in annelerinin her türlü maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldıklarını bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … için 5.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi, … için 5.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 24/06/2014 tarihinden itibaren en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketi limiti dahilinde ve poliçede manevi tazminat sorumluluğu olmaması halinde sadece maddi tazminat ile sorumlu olmak kaydıyla davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili, tarihli ıslah dilekçesi ile; Bilirkişilerce hesap edilen maddi tazminat miktarından, Fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; … için talep ettikleri 5.000,00 TL maddi tazminat alacağını 98.971,85 TL; … için talep ettikleri 5.000,00 TL maddi tazminat alacağını 618,36 TL olmak üzere 99.590,21 TL toplamında daha davalarını ıslah ettiklerini, müvekkilleri … için 103.971.85 TL, oğlu … için ise 5.618.36 TL olmak üzere toplam 109.590,21 TL Maddi Tazminatın olay tarihi olan 24.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkillerini üzüntüye boğan ve istenmeyen kazada, davacı …’ın kavşağa girerken yavaşlasa ve kavşakta yolun sağındaki ve önündeki tekb ir aracı bile görmeden araca arkadan çarpmak suretiyle kazanın oluşumunda birinci derecede kusurlu olduğunu, davacının kendi başına kask taktığını ancak eşinin başında kask bulunmadığını, arkada oturan …’ın hem yolu görmediği, hem kaskı olmadığı hem de tututanacak yer olmadığı için otoban olan yolda kurallara aykırı olarak seyreden …’ın bu şekilde yola çıkmasıyla kazaya birinci derecede neden olduğunu, …’ın çalıştığına dair dosyaya resmi belge sunulmadığını, istenen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile … ve … plakalı aracın 24/06/2014 kaza tarihini kapsayan geçeri bir poliçesinin şirket kayıtlarında bulunamadığını belirterek müvekkili sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER: Trafik kazası tutanağı, İzmir CBS’nin ….. sayılı dosyası, kusur raporu, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumlarının ve davacıların isteyebileceği destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için bilirkişi heyetinden alınan 25/04/2019 tarihli rapora göre; “…… plakalı kamyonet sürücüsü … trafik uyarı levhasına uymayıp geçiş önceliğini vermediğinden dolayı kazanın oluşumunda %75 KUSURLU olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü … kavşaklara gelirken hızını mahal şartlara uydurmadığından dolayı %25 KUSURLU olduğu, Müteveffa … kazanın oluşumu üzerinde, KUSURSUZ olduğu buna karşın kask takmayarak kazanın sonucu üzerinde kendi yaralanmasında zararı artırıcı etkisi olduğundan dolayı 20 MÜTERAFİK KUSURLU olduğu, 24.06.2014 tarihinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden …’ın; Eşi …’ın DYK tazminatı alacağının 287.472,84 TL olduğu, davalının %75 lik kusura göre tespit olunan zararın 215.604,63 TL sinden sorumlu olacağı, Oğul …’ın DYK tazminatı alacağının 42.516,65 TL olduğu, davalının %75 lik kusura göre tespit olunan zararın 31.887,48 TL sinden sorumlu olacağı, Olayda müterafik kusur indirimi uygulanıp uygulanmayacağı …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Rapora itiraz üzerine aktüerya bilirkişinden alınan 06/01/2020 tarihli rapora göre; “..25.04.2019 tarihli kök raporumuzda da belirlendiği üzere; … plakalı kamyonet sürücüsü … trafik uyarı levhasına uymayıp geçiş önceliğini vermediğinden dolayı kazanın oluşumunda 475 KUSURLU olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü … kavşaklara gelirken hızını mahal şartlara uydurmadığından dolayı 625 KUSURLU olduğu, Müteveffa … kazanın oluşumu üzerinde, KUSURSUZ olduğu buna karşın kask takmayarak kazanın sonucu üzerinde kendi yaralanmasında zararı artırıcı etkisi olduğundan dolayı %20 MÜTERAFİK KUSURLU olduğu, 24.06.2014 tarihinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden …’ın; Eşi …’ın DYK tazminatı alacağının, ödeme tarihi olan 13.08.2014 tarihi itibari ile DYK tazminatı alacağının 128.889,71 TL olduğu, müteveffanın olaydaki kusurunun indirilmesi sonrası bakiye alacağının 103.111,76 TL olacağı, davacının kendisine sigorta şirketi tarafından 111.632,78 TL ödeme yapılmış olup, davacının maddi zararının karşılanmış olduğu, Oğul …’ın ödeme tarihi olan 13.08.2014 tarihi itibari ile DYK tazminatı alacağının 20.924,26 TL olduğu, müteveffanın olaydaki kusurunun indirilmesi sonrası bakiye alacağının 16.739,40 TL olacağı, davacının kendisine sigorta şirketi tarafından 26.269,12 TL ödeme yapılmış olup, davacının maddi zararının karşılanmış olduğu …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Aktüer bilirkişi ek raporuna itiraz üzerine mahkememizce alınan 27/08/2020 tarihli raporun sonuç kısmına göre; “…Davacılar için ölen kişinin hayatta olan diğer hak sahipleri (oğlu …) için de destek payı ayrıldıktan sonra 475 haklılık oranına göre ve %20 müterafik kusur indirimi uygulanmak suretiyle; Ayrıca, dosyada kaza tarihinden başlayarak, 2020 yılı sonuna kadar “mesleğe yeni başlayan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri net maaşlarına dair MEB verileri olmadığından” İnternette yer alan memur ve kamu personeli web sitelerinden yararlanılarak yıllara göre tespit edilen “mesleğe yeni başlayan öğretmen maaşları üzerinden” yapılan hesaplamalar sonucunda, Davacılara Sigorta Şirketi tarafından ödeme yapılan 2014 yılı verileri ile, a) … için 113.890,08 TL DYKT hesaplandığı; Sigorta şirketi ödemesinin ise 111.632,78 TL olduğu, aradaki farkın 2.257,30 TL ye tekabül ettiği ve %10’un altında kaldığı (yaklaşık yüzde 42 düzeyindedir.); b) … için 17.647447 TL DYKI hesaplandığı; Sigorta şirketi ödemesinin ise 26.269,12 TL olduğu; Bu durumda davacıların karşılanmamış zararlarının olmadığı…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerine alınan alınan 13/01/2021 tarihli ek raporun sonuç kısmına göre; “…I) Sayın Mahkemenizce İzmir Müftülüğü ve İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden, a) Kur’an Kursu Öğreticiliği emsal kazançları, b) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni emsal kazançları celp edilmiş olup; İki emsal arasında farklılık olduğundan, bu kez her iki emsale göre ayrı ayrı hesaplama yapıldığı; II) Davacılar için ölen kişinin hayatta olan diğer hak sahipleri (oğlu …) için de destek payı ayrıldıktan sonra %75 haklılık oranına göre ve %20 müterafik kusur indirimi uygulanmak suretiyle;
II/A) Kur’an Kursu Öğreticiliği emsal kazançlarına göre ve Davacılara Sigorta Şirketi tarafından ödeme yapılan 2014 yılı verileri ile, a) … için 84.766,64 TL DYKT hesaplandığı; Sigorta şirketi ödemesinin ise 111.632,78 TL olduğu, b) … için 13.301,68 TL DYKT hesaplandığı; Sigorta şirketi ödemesinin ise 26.269,12 TL olduğu; Bu durumda davacıların karşılanmamış zararlarının olmadığı;
II/B ) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni emsal kazançlarına göre ve Davacılara Sigorta Şirketi tarafından ödeme yapılan 2014 yılı verileri ile; a) … için 194.830,36 TL DYKT hesaplandığı; Sigorta şirketi ödemesinin ise 111.632,78 TL olduğu ARADAKİ FARKIN 83.197,58 TL ye tekabül ettiği; b) … için 25.926,00 TL DYKT hesaplandığı; Sigorta şirketi ödemesinin ise 26.269,12 TL olduğu ve bu durumda …’ın kendisine ödeme yapılan 2014 yılı itibariyle karşılanmamış zararı bulunmadığı;
III)ÖLEN KİŞİNİN KAZANCININ MAHKEMENİZCE Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni maaşları kadar olabileceğine karar verilmesi halinde, davacılardan …’ın 2014 yılında yapılan ödeme ile gerçek zararı karşılanmamış olacağından kendisi için 2021 yılı verileri ile yeniden hesaplama yapıldığı ve sigorta ödemesi güncellenerek mahsup edildikten sonra Bakiye 299.731,80 TL alacağı bulunduğu; Ancak Davacı davasında haklı görüldüğü taktirde Sigortacının bu zarardan, bakiye teminat limiti olan 121.633,92 TL ile sorumlu olacağı,..” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerine alınan 17/06/2021 tarihli bilirkişi 2. Ek raporuna göre; “…Yukarıda ve önceki kök ve raporumuzda yer alan açıklamalarımız birlikte değerlendirildiğinde ve İki emsal ücret ortalaması alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda:
I)Davacılar için ölen kişinin hayatta olan diğer hak sahipleri (oğlu …) için de destek payı ayrıldıktan sonra %75 haklılık oranına göre ve %20 müterafik kusur indirimi uygulanmak suretiyle, Davacılara Sigorta Şirketi tarafından ödeme yapılan 2014 yılı verileri ile:
a)… için 179.049,27 TL DYKT hesaplandığı, Sigorta şirketi ödemesinin ise 111.632,78 TL olduğu ve ARADAKİ FARKIN 67.416,49 TL ye tekabül ettiği, %10 dan fazla olduğunun tespit edildiği;
b)… için 27.136,02 TL DYKT hesaplandığı, Sigorta şirketi ödemesinin ise 26.269,12 TL olduğu ve ARADAKİ FARKIN 866,90 TL ye tekabül ettiği, %10 dan az olduğunun tespit edildiği;
II)Bu durumda davacıların karşılanmamış zararlarının bulunup bulunmadığı (KTK m.111) konusunda nihai karar Sayın Mahkemenize ait olmak üzere:
ÖLEN KİŞİNİN KAZANCININ MAHKEMENİZCE BELİRLENDİĞİ GİBİ EMSAL KAZANÇLARIN ORTALAMASI ALINARAK BLİRLENMESİ SONUCUNDA,
Ayrıca Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin kök ve ilk ek raporumuzun ibrazından sonra muttali olunan ve ZARAR SÜRELERİNİN BELİRLENMESİNDE TRH 2010 YAŞAM TABLOLARININ KULLANILMASINA DAİR İLKE KARARI GEREĞİNCE:
a)TRH 2010 Yaşam Tabloları kullanılarak, Sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeler güncellenerek mahsup edildikten sonra:
Davacı … için 297.003,68 TL,
… için 17.487,37 TL olmak üzere TOPLAM 314.491,05 TL BAKİYE DYKT HESAPLANMIŞ ise de Sigortacının bu zarardan, bakiye teminat limiti olan 121.633,92 TL ile sorumlu olacağı;
b)ÖNCEKİ RAPORLARDA OLDUĞU GİBİ PMF YAŞAM TABLOSU KULLANILDIĞINDA İSE:
Davacı … için 235.720,54 TL,
… için 17.487,37 TL olmak üzere TOPLAM 253.207,91 TL BAKİYE DYKT HESAPLANMIŞ ise de Sigortacının bu zarardan, bakiye teminat limiti olan 121.633,92 TL ile sorumlu olacağı..” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıların trafik kazası sonucu desteğinden yoksun kalmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
2-Davacıların eşi ve annesi müteveffa …, 24/06/2014 tarihinde davacılardan eşi …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçta yolcu olarak seyahat ederken davalılardan …’in sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı araç ile karşılıklı gerçekleştirilen kaza sonucu vefat etmiştir. Vefatı nedeniyle davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazmnatı ve manevi tazminat talep edilmektedir.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
4-Sigortacının sorumluluğu ise, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
Yine TBK’nın 53. Maddesinde ölüme bağlı zararlar sayılmış olup “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” zararlar arasında gösterilmiştir.
6-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
7-Tarafların sorumluluklarının tespiti için öncelikle kazanın gerçekleşmesindeki kusur durumlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Dava konusu kaza ile ilgili ceza kovuşturması İzmir ….Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dava dosyasında yürütülmüş olup anılan dosyada davalı sanık olarak yargılanmış ve davacıların desteğinin ölümünde asli kusurlu bulunmuştur.
Mahkememizce alınan 25/04/2019 tarihli kusur raporunda da ceza kovuşturmasında alınan raporla uyumlu şekilde “…… plakalı kamyonet sürücüsü … trafik uyarı levhasına uymayıp geçiş önceliğini vermediğinden dolayı kazanın oluşumunda %75 KUSURLU olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü … kavşaklara gelirken hızını mahal şartlara uydurmadığından dolayı %25 KUSURLU olduğu” şeklinde kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede her iki bilirkişi raporunda da ortak kanaate göre geçiş önceliğine uymayan davalının asli ve %75 oranında kusurlu bulunduğu, davalı tarafça kusura itiraz edilmiş ise de kaza tespit tutanağında bildirilen kusur kanaati, kesinleşen kovuşturmada tespit edilen kusur ve mahkememize sunulan raporların tamamında davalının asli kusurlu olduğu gözetilerek davalının %75 oranında kusura dayalı sorumluluğunun bulunduğu değerlendirilmiştir.
Dava konusu kaza sırasında müteveffanın kask takmadığı sabittir. Dosyaya getirtilen tedavi evraklarından müteveffanın baş bölgesinden de yaralandığı ve beyin kanaması geçirdiği anlaşılmaktadır. İki tekerlekli motosiklet kullanımında en önemli güvenlik aracı olan kaskın takılmamış olmasının zararın miktarını artırdığı ve ölüm sonucunu doğurduğu değerlendirilmekle sonuç tazminat hesabı üzerinden %20 oranında müterafık kusur indirimi uygulanmıştır.
8-Taraflar arasında vefat eden desteğin geliri uyuşmazlık konusu olmuştur. Destek vefat tarihi itibariyle kuran kursu öğreticisi olarak çalışmakla birlikte ilahiyat fakültesi son sınıf öğrencisi olduğu sırada vefat ettiği, okulunu bitirmesinin kuvvetle muhtemel olduğu görülmüştür.
Mahkememizce davacıların desteğinin ilahiyat fakültesinden mezun olması halinde çalışabileceği işlere ilişkin olarak İl Müftülüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlü’ne müzekkere yazılmış, kuran kursu öğreticiliği veya din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak çalışabileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Her iki kadro devlet memuriyetinde olmakla birlikte davacıların desteğinin hangi kadroda çalışabileceğinin tespiti mümkün değildir. Öğretmenlik mesleğine girilmesi halinde gelirin daha yüksek olacağı açıktır. Bununla birlikte gerek ülkemizdeki lisans mezunu sayısının yüksekliği gerekse KPSS ile atanma sayılarının yıllara göre değişkenliği birlikte gözetildiğinde davacıların desteğinin mutlak suretle öğretmenlik mesleğine atanacağının kabulü davalılar açısından hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. Diğer taraftan ise desteğin daha düşük gelirli olan kuran kursu öğreticiliği mesleğini sürdüreceğinin kabulü de davacı tarafın haklarını zedeleyebilecektir. Bu nedenle davacıların desteğinin geliri yapabileceği işlerin ortalama kazancı kabul edilmiş, her iki mesleğin aylık gelirinin aritmetik ortalaması destek geliri olarak baz alınmıştır.
9-Kusur durumunun tespiti ile davacıların zararı ile davalıların sorumlu olduğu kişinin kusuru arasında fiil, illiyet bağı, kusur ve zarar şartlarının tamamlanması ile haksız fiil sorumluluğuna dair gerekli şartların oluştuğu görülmüş, zararın tespiti için dosya aktüerya hesaplamaları konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mahkememizce 06/01/2020, 13/01/2021 ve 17/06/2021 tarihli olmak üzere 4 adet aktüerya raporu aldırıldığı görülmüş olup dosyaya son sunulan 17/06/2021 tarihli bilirkişi raporunun hukuka uygun ve gerekli değerlendirmelerin yapılmış olduğu gözetilerek hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Bilindiği üzere Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin son uygulaması “Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile TRH-2010 yaşam tablosunun uygulanması yönündedir.
Aktüerya uzmanı bilirkişiden alınan 17/06/2021 tarihli ek raporun sonuç kısmına göre;
“…Yukarıda ve önceki kök ve raporumuzda yer alan açıklamalarımız birlikte değerlendirildiğinde ve İki emsal ücret ortalaması alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda:
I)Davacılar için ölen kişinin hayatta olan diğer hak sahipleri (oğlu …) için de destek payı ayrıldıktan sonra %75 haklılık oranına göre ve %20 müterafik kusur indirimi uygulanmak suretiyle, Davacılara Sigorta Şirketi tarafından ödeme yapılan 2014 yılı verileri ile:
a)… için 179.049,27 TL DYKT hesaplandığı, Sigorta şirketi ödemesinin ise 111.632,78 TL olduğu ve ARADAKİ FARKIN 67.416,49 TL ye tekabül ettiği, %10 dan fazla olduğunun tespit edildiği;
b)… için 27.136,02 TL DYKT hesaplandığı, Sigorta şirketi ödemesinin ise 26.269,12 TL olduğu ve ARADAKİ FARKIN 866,90 TL ye tekabül ettiği, %10 dan az olduğunun tespit edildiği;
II)Bu durumda davacıların karşılanmamış zararlarının bulunup bulunmadığı (KTK m.111) konusunda nihai karar Sayın Mahkemenize ait olmak üzere:
ÖLEN KİŞİNİN KAZANCININ MAHKEMENİZCE BELİRLENDİĞİ GİBİ EMSAL KAZANÇLARIN ORTALAMASI ALINARAK BLİRLENMESİ SONUCUNDA,
Ayrıca Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin kök ve ilk ek raporumuzun ibrazından sonra muttali olunan ve ZARAR SÜRELERİNİN BELİRLENMESİNDE TRH 2010 YAŞAM TABLOLARININ KULLANILMASINA DAİR İLKE KARARI GEREĞİNCE:
a)TRH 2010 Yaşam Tabloları kullanılarak, Sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeler güncellenerek mahsup edildikten sonra:
Davacı … için 297.003,68 TL,
… için 17.487,37 TL olmak üzere TOPLAM 314.491,05 TL BAKİYE DYKT HESAPLANMIŞ ise de Sigortacının bu zarardan, bakiye teminat limiti olan 121.633,92 TL ile sorumlu olacağı;
b)ÖNCEKİ RAPORLARDA OLDUĞU GİBİ PMF YAŞAM TABLOSU KULLANILDIĞINDA İSE:
Davacı … için 235.720,54 TL,
… için 17.487,37 TL olmak üzere TOPLAM 253.207,91 TL BAKİYE DYKT HESAPLANMIŞ ise de Sigortacının bu zarardan, bakiye teminat limiti olan 121.633,92 TL ile sorumlu olacağı..” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi raporunda gerek TRH-2010 yaşam tablosunun kullanılması gerekse hesaplama yöntemleri açısından hukuka ve Yargıtay’ın uygulamalarına göre gerçekleştirilmiş olması hususları gözetilerek 17/06/2021 tarihli rapor hükme esas alınmıştır.
10-Her ne kadar mahkememizce 17/06/2021 tarihli rapor hükme esas alınmış ise de davacı tarafça bu rapordan önce 22/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava ıslah edildiğinden taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur.
11-Dosyada dava öncesi davacılara davalı sigorta şirketi tarafından … içi 111.632,78-TL, … için ise 26.269,12-TL ödeme yapıldığı görülmüştür. Davalılar tarafından zararın karşılandığı gerekçesi ile davanın reddi talep edilmiş ise de desteğin gelir durumu ve güncel içtihatlar doğrultusunda yapılan hesaplamada yapılan ödemenin o günkü şartlarda zararın tamamını karşılamadığı anlaşıldığından ibranamenin makbuz hükmünde olduğu değerlendirilmiş, yapılan ödemeler güncellenerek hesaplanan bakiye tazminattan mahsup edilerek bakiye tazminat miktarı belirlenmiştir.
11-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Mahkememizce kazanın oluş şekli, kazanın gerçekleşmesindeki kusur durumları, müteveffanın müterafık kusurlu kabul edilmesi, kazanın üzerinden geçen zaman aralığı, paranın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların her birinin müteveffaya yakınlık durumları birlikte değerlendirilmiş, davacı eş yönünden 15.000,00-TL, davacı çocuk 10.000,00-TL manevi tazminatın davalı araç sürücüsünden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacı eş … yönünden;
1-Maddi tazminat davası yönünden DAVANIN KABULÜ İLE; 103.971,85-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminata davalı … yönünden haksız fiil tarihi 24/06/2014 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden kısmi ödeme tarihi 13/08/2014’ten itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE, 15.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, tazminata haksız fiil tarihi 24/06/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
B-Davacı çocuk … yönünden;
1-Maddi tazminat davası yönünden DAVANIN KABULÜ İLE; 5.618,36-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminata davalı … yönünden haksız fiil tarihi 24/06/2014 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden kısmi ödeme tarihi 14/08/2014’ten itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE, 10.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, tazminata haksız fiil tarihi 24/06/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
C-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretleri yönünden;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.193,85-TL harçtan peşin olarak alınan 444,02-TL ile ıslah harcı olarak alınan 375,00-TL harcın mahsubu ile geri kalan 8.374,83-TL. ‘nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 8.305,12-TL ile sınırlıdır)
2-Davacı eş …’ın maddi tazminat davası yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen davacı yararına takdir edilen 13.827,33-TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
3-Davacı eş …’ın manevi tazminat yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalı …’den alınıp iş bu davacıya verilmesine,
4-Davacı eş …’ın manevi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınıp davalı …’e verilmesine,
5-Davacı çocuk …’ın maddi tazminat davası yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp iş bu davacıya verilmesine,
6-Davacı çocuk …’ın manevi tazminat yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalı …’den alınıp iş bu davacıya verilmesine,
7- Davacı çocuk …’ın manevi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınıp davalı …’e verilmesine,
8-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 444,02-TL. ile ıslah harcı olarak yatırılan 375,00-TL toplamı 819,02-TL. harcın davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan toplam 2.081,95‬-TL. yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre taktiren davalı sigorta şirketi yönünden tamamının, davalı … yönünden ise 1.220,47-TL’sinin tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
10-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ile davacı …’ın ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2021

Katip ….
e-imza
¸

Hakim ….
e-imza
¸