Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/527 E. 2022/512 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/527
KARAR NO : 2022/512

ASIL DAVA DOSYASINDA

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 27/04/2018

BİRLEŞEN İZMİR …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
…/… ESAS …/… KARAR SAYILI DOSYASINDA

DAVA :Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2018
KARAR TARİHİ : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) ve Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin kurucu ortaklarından olduğunu, halihazırda şirketin %25 oranında pay sahibi olduğunu, davalı Şirket yönetiminin istenilen düzeyde olmaması ve Davalı Şirket’e zarar vermesi, müvekkil ile Davalı Şirket’in diğer ortakları arasında güven ortamının kaybolması ve Davalı Şirket çalışmaz hale gelmesi nedenleri ile haklı sebep oluşmuş ve müvekkilin Davalı Şirket’in en son 22.12.2017 tarihli 2016 yılı olağan genel kurulunda ortaklıktan çıkma talebi reddedildiğinden işbu davayı ikame etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalı şirketçe yetkinin kötüye kullanıldığını, davalı Şirket yönetiminin istenilen düzeyde olmadığını, ve Davalı Şirket’e zarar verdiğini, müvekkil ile Davalı Şirket’in diğer ortakları arasında güven ortamının kaybolduğunu, özellikle Davalı Şirket’in 50.000,00-TL değerinde pay sahibi olan …’un, müvekkilini birçok kez haksız şekilde işlemediği suçlardan itham ettiğini, Davalı Şirket çalışanları huzurunda hakaret boyutuna varan söylemlerde bulunduğunu, müvekkili ile Davalı Şirket ortakları arasındaki husumetin ciddi boyutlara ulaştığını, davalı şirketin bu hususta müvekkile yersiz ithamları içerir ihtarname göndererek müvekkile psikolojik baskı yaptığını, davalı şirketin çalışmaz hale geldiğini, arz ve izah edilen sebeplerle; davalı şirketin diğer ortağı nezdinde bulunan 6 adet çek hakkında ivedilikle tedbir kararı verilmesine, dava süresince, müvekkilin ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya müvekkilin durumunun teminat altına alınması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı şirketten haklı sebeple çıkmasına karar verilmesine, aksi halde şirketin fesih ve tasfiyesine, davalı şirketin mal varlığı ve gerçek değerinin tespiti ile müvekkilin şimdiye dek ödenmeyen kar payı olarak fazlaya ilişkin haklarımızı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nin ve ayrılma akçesi olarak fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine karar verilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacının davasının, kötüniyetli, haksız ve mesnetsiz olup reddini talep ettiklerini, davacının iddiaları asılsız ve kabul edilemez olduğu gibi taleplerinin de anlaşılır nitelikte olmadığını, müvekkil şirketin 6 ortaklı bir sermaye şirketi olduğunu, davacının, kurucu ortak ve şirket müdürü olarak 08.05.2008 – 02.01.2018 tarihleri arasında şirketin temsil yetkilisi olarak görev yaptığını, davacının, temsile yetkili müdür olarak görev yaptığı dönem içerisinde ortaklar kuruluna hiçbir şekilde bilgi ve hesap vermediğini, davacının tek yetkili müdür olması sebebiyle TTK’ nun kendisine verdiği özen gösterme ve hesap verme yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve 2017 yılında ortaklar kuruluna karşı asılsız beyanlarda bulunması ile ortaklar kurulunun, davacıya karşı güveninin zedelendiğini ve ortakları toplantıya çağırmaması ve kar payı dağıtımı yapmaması üzerine, 2017 yılı ortalarında, ortaklardan para talep etmesi üzerine şirket ortaklarının İzmir de şirket merkezine giderek toplantı yaptığını ancak yapılan toplantıda, büyük ortak …’un, davacıdan ortaklar kuruluna sunulmak üzere davacıdan hesap ve şirketin gidişatı ile ilgili bilanço ve mizan istemeleri üzerine davacı karalama düzen şekilde hesaplama ve muhasebe kaydı ile önce şirketin 1.000.000.-TL yakın kârını gösteren bir belge hazırladığını, ortaklar kurulunun davacının sunduğu belgeyi ehli bir kişiye inceletmeleri ile söz konusu belgenin bilanço niteliğinde olmadığı eksikliklerin bulunduğunu ve gerçek muhasebe kayıtlarını yansıtmadığının anlaşıldığını, davacının muhasebe kayıtlarında oynadığının ortaya çıkması ile şirket merkezinde muhasebe kayıtlarının incelenmesi sonucunda Kasım 2017 itibarı ile şirketin borçlu olduğunun tespit edildiğini, davacının usulsüz ve ortaklar kurulunu aldatmaya yönelik eylem ve girişimi üzerine ortaklar kurulunun talebi ile Ortaklar Genel Kurulu toplandığını ve davacının şirketi temsile yetkisi (müdürlüğü) alınarak ortaklardan …’in şirketi yetkili müdür olarak atandığını, davacının şirketteki usulsüz işlerinin ortaya çıkması ile yapılan geniş çaplı araştırma neticesinde davacının şirkete ait malların bir kısmı ile şirkete verilen çeklerin bir kısmının zimmetine geçirdiği ve şirket aleyhine şirket çalışanları ile birlikte müvekkil şirketi zarar uğratıcı işlemler ve borçlanmalar yaptığı, şirket muhasebe kayıtlarının bulunduğu bilgisayar hard diskinin 30 GB verilerini sildiği, kamere görüntülerini sildiğinin tespit edildiğini, davacı tarafından şirkete ait muhasebe kayıtlarının silinen 30 GB verileri bilgisayar mühendisleri tarafından geri getirilmek suretiyle kurtarıldığını ve dilekçe tarihi itibarı ile incelendiğini, davacının şirket yetkilerini kötüye kullanarak şirkete zarar vermesine rağmen, şirketin yetkilerini kötüye kullandığını ileri sürerek şirket ortaklığından ayrılma taleplerinin kanuna açıkça aykırı olup, davacının şirkete verdiği maddi zarar sebebiyle tazminat ve sorumluluk davası açma haklarını saklı tuttuklarını, davacının tam olarak ne kadar miktar mal ve parayı zimmetine geçirdiği net olarak tespit çalışmaları devam ettiğinden haklarının saklı olduğunu, davalı şirket yönetiminin istenilen düzeyde olmadığına dair iddiaların da tamamen asılsız olduğunu, sayın mahkemece, yaptırılacak bilirkişi incelemesinde de açıkça görüleceği üzere şirkete zarar veren ve haklarını kötüye kullanan davacının bizzat kendisi olup davanın reddini talep etiklerini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin şikayet ve tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle davacının ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, davacının iddiaları haksız, soyut olup, kötüniyetli ve mesnetsiz davasının esastan reddine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; davalı Şirket defter ve kayıtları, ticaret Sicil kayıtları, Ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık, yemin ve ileri sürülebilecek her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; özel amaçlı hata ve hile tespit raporu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Srş sayılı dosyası, davacı tarafından, şirket müdürlüğünden azlinden sonra, davacının müvekkil şirketin bankalarda bulunan çekleri bizzat davacı tarafından bankalardan alınarak zimmetine geçirilen çekler, tanık, bilirkişi incelemesi, ticari defter ve kayıtlar ile sair delillere dayandığı görülmüştür.
Birleşen İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacının davalı işveren nezdinde 01.06.2008-17.01.2018 tarihleri arasında şirket müdürü olarak çalıştığını, haftanın 6 günü hafta içi 08:00-20:00 arasında, haftada en az 2 gün saat 21:00-22:00ye kadar, fazla mesai ücretleri ödenmeden, yıllık izinlerini kullanmasına izin verilmeden, genel tatil günleri de dahil olmak üzere en son net 10.000,00 TL ücretle çalıştığını, SGK ya ücretinin asgari ücret üzerinden bildirildiğini, 26 günlük ücret alacağı bulunduğunu, 10 yıldan beri müdür olarak çalışmakta iken işveren tarafından tanıdıkları olan yeni bir personelin 15.01.2018 tarihinde müdür olarak işe başlatıldığını, davacının iş akdinin davalı işveren tarafından kötü niyetli olarak kendi tanıdıkları personeli istihdam etme amacıyla 17.01.2018 tarihinde hiçbir gerekçe bildirmeden haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50,00 TL kıdem tazminatı, 50,00 TL ihbar tazminatı, 50,00 TL ücret, 50,00 TL yıllık izin ücreti, 50,00 TL fazla çalışma ücreti, 50,00 TL genel tatil ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davalı şirketin 6 ortaklı bir sermaye şirketi olduğunu, davacının kurucu ortak ve şirket müdürü olarak 08.05.2008-02.01.2018 tarihleri arasında şirketin temsil yetkilisi müdür olarak görev yaptığını, bu sebeple davacının işveren olduğunu, davacının müvekkil şirket ortağı olduğu gibi kurucu ortak şirket müdürü olarak da görev yaptığını, çalışan değil bizzat şirket ortağı ve temsil yetkilisi olduğunu, 5510 sayılı kanunun 4.maddesinin 1.fıkrasının b bendinin 3.alt bendi kapsamında kendisini şirkette sigortalı olarak gösterdiğini, bu davayı ikame etmesinde hiçbir hukuki yarar olmadığı gibi müvekkiline husumet de yönlendirilemeyeceğini, kendisi işveren olduğundan dava hakkı bulunmadığını, bir kısım istisnai durum dışında şirket ortaklarının kendi şirketlerinden 4/1/a sigortalısı olarak bildirmelerinin mümkün olmadığını, davacının ortaklar kurulu ile müdürlükten azledilmesi ile durumun şirket muhasebecisi tarafından öğrenildiğini ve müvekkil şirkete verdiği zararlar sebebiyle sigortalılığının 17.01.2018 tarihinde sona erdirildiğini, verdiği zarar ve suç niteliğindeki eylemleri sebebiyle davacının ve işyerinden davacının telkin ve kurgusu ile istifa eden diğer işçiler hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… soruşturma dosyasıyla şikayette bulunulduğunu, maaş ve huzur hakkı almadığını, kanun gereği yönetim kurulu üyelerine tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebileceği şeklinde düzenlemenin yer aldığını, davacının yönetim hakkını kötüye kullanarak kendisi ve çevresine menfaat sağladığı gibi şirket müdürlüğünden azledildikten sonra yaptırılan denetimde şirketi kötü yönettiği ve şirketi denetleme raporuna göre 1.159.887,82 TL zarara uğrattığının tespit edildiğini, şirket merkezinde yapılan toplantıda büyük ortak … tarafından ortaklar kuruluna sunulmak üzere davacıdan hesap ve gidişatı ile ilgili bilanço ve mizan istenmesi üzerine, davacının karalama düzen şeklinde hesaplama ve muhasebe kaydı ile önce şirketin 1.000.000,00 TL’ye yakın karını gösteren belge hazırladığını, ortaklar kurulunun davacının sunduğu belgeyi ehil bir kişiye inceletmeleri ile söz konusu belgenin bilanço niteliğinden olmadığının eksikliklerin bulunduğunun ve gerçek muhasebe kayıtlarını yansıtmadığının ortaya çaktığını, muhasebe kayıtlarıyla oynandığının ortaya çıkması üzerine şirket merkezinde muhasebe kayıtları incelendiğinde 2017/Kasım itibarıyla şirketin borçlu olduğunun tespit edildiğini, davacının aldatmaya yönelik eylem ve girişimi üzerine ortaklar genel kurulunun toplanarak şirketi temsile yetkili müdürlüğüne ortaklardan … in atandığını, davacının şirketteki usulsüz işlerinin ortaya çıkması üzerine yapılan geniş araştırmalardan sonra şirkete ait malların bir kısmı ile şirkete verilen çeklerin bir kısmının zimmetine geçirdiği ve şirket aleyhine şirket çalışanlarıyla birlikte müvekkil şirketi zarara uğratıcı işlemler ve borçlanmalar yaptığını, muhasebe kayıtlarının bulunduğu bilgisayar hard diskinin 30 GB verileri, kamera görüntülerini sildiğinin tespit edildiğini, silinen verilerin davacı tarafından yapıldığına ilişkin güvenlik kameraları ve resimlerle ispat edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER : Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; 15/01/2018 tarih 9494 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi, SGK İşten Ayrılış Bildirgesi, müvekkile ait SGK kayıtları, bordro kayıtları, banka kayıtları, davalı işverenin işçi ile ilgili işyeri kayıtları, tanıklar, bilirkişi incelemesi, emsal ücret araştırması, yemin, keşif ve sunulası mümkün her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; özel amaçlı hata ve hile tespit raporu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Srş sayılı dosyası, davacı tarafından, şirket müdürlüğünden azlinden sonra, davacının müvekkil şirketin bankalarda bulunan çekleri bizzat davacı tarafından bankalardan alınarak zimmetine geçirilen çekler, tanık, bilirkişi incelemesi, ticari defter ve kayıtlar ile sair delillere dayandığı görülmüştür.
Davacı Tanığı … Mahkememizde Alınan Beyanında; “Ben davalı şirketin kuruluşu 2008 tarihinden 2017’nin 11. ayına kadar muhasebeci olarak çalıştım. Dışarıdan serbest olarak muhasebesini tuttum. Benim bırakma sebebim yeni yönemitim beni azletmesi oldu. İlişkimizi bitirdik. Ocak ayında … şirket müdürlüğünden azledildi. Ondan sonra ilişiğim kesildi. Yeni yönetim bizden yeni bir mizan istedi. Bizde, yeterince araştırma yapmadan mizanı vermek zorunda kaldık. Hemen verilmesi istendi. Mizan dolayısıyla carilerin yerinde olmadığı, gelen kayıtlar işlenmediği, banka ve hesap hareketleri işlenmemişti, bunun üzerine yeni yönetim burada para varmış diyerek kuşkuya düştüler. Süreç buradan başladı. Bizi azlettiler. Sonra kendileri geldiler burada para varmış, onu biz bulacağız dediler. Sonra yeni yönetim berberlik faaliyeti yapan ortağı müdür olarak atadılar. Resmi kayıtların tamamını da kendilerine teslim ettik. Ondan sonrasını bilmiyorum. Dedi. En son duyumumuz şirket taşınmış olduğunu duydum” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı Tanığı … Mahkememizde Alınan Beyanında; “Ben davacı şirkette üç ay çalıştım. 2017 eylül ayı ile 2018 ocak ayları arasında çalıştım. Ben çalıştığım süre boyunca … şirketin müdürüydü o sırada şirket müdürü değişti. Yeni şirket müdürünün de mesleğinin berber olduğunu öğrenince kendi irademle şirketten ayrıldım. ben davacı ile şirket ortakları arasında herhangi bir olaya şahit olmadım. ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı Tanığı … Talimat Mahkemesince Alınan Beyanında; “Davacıyı tanırım, ben halen davalı şirketin %40 hissedarıyım, davacı bizim şirketimizde şirketin %25 hissedarıdır ve halen bu hisseye sahiptir, davacı şirketimizde ayrıca şirket müdürü olarak görev yapmakta idi, davacının şirkettin kurulduğu tarih olan 2008 ‘ den itibaren çalışmıştır. Kendisinin şirketi iyi yönetemediği için işine son verildi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu, yargı sürecinin devam ettiğini biliyorum ayrıca kendisi hem hissedar hem müdür olarak görev yapmakta idi, blidiğim kadarı ile kendisi fazla çalışma ücreti dair ücretlerini almıştır. Hakkındaki yargılama nedeni ile davayı açmış olabileceğini düşünüyorum dedi. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Tarafların dosyaya celbini talep ettiği bilgi ve belgelerin dosyaya teminine müteakiben, uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, dosyanın mahkemece resen belirlenecek olan ticari nitelikteki hesaplamalar konusunda uzman bilirkişi, SMMM ve davalı şirket iş kolunda uzman bilirkişiden oluşacak heyete tevdi ile asıl ve birleşen dosya yönünden davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak gerek davacının şirket müdürlüğünü yaptığı dönemde ve gerekse de yeni şirket müdürünün görev yaptığı dönemde karşılaştırılarak şirketin iyi yönetilip yönetilmediği, zarara uğratılıp uğratılmadığı, ortakların bilgi edinme hakkının engellenip engellenmediği, davacının çıkma hakkının kabulü halinde duruşma gününe en yakın tarih itibarı ile davacıya ödenmesi gereken çıkma payı miktarını gösterir rapor aldırılmasına, karar verildiği, dosyanın makine mühendisi bilirkişi …, SMMM …, Gıda Mühendisi … ve Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi …’dan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya ibraz edilen 24/08/2021 tarihli raporda özetle; davalı şirket 2017 yılına kadar karlı olduğu halde, davacının şirketteki müdürlük görevinin sona erdiği 02/01/2018 tarihinden sonra sürekli zarar ettiği ve 2021 yılı itibariyle şirket faaliyetleri durma aşamasına geldiği gibi, şirketin de borca batık olduğu anlaşılmakla, söz konusu verilerin davacının ortaklıktan çıkma talebini dayandırdığı haklı sebep iddiaları ile örtüştüğü ve buna göre davacının ortaklıktan çıkma talebi konusundaki nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, diğer yandan, Sayın Mahkeme tarafından davacının haklı sebeple ortaklıktan çıkma talebi kabul edildiği takdirde, davacıya ödenmesi gereken çıkma payına ilişkin olarak; yapılan hesaplamalardan görüleceği üzere Davalı … Ltd.Şti’nin en yakın bilanço dönemi 31.03.2021 itibariyle Özvarlık mevcudu bulunmadığı, borca batık durumda olduğu tespitine göre Davacı şirket ortağı …’ın kayıtlı değere göre borca batıklık tutarı içindeki payı 43.268,40 TL ve rayiç değerlere göre borca batıklık içindeki payı 283.231,82 TL olarak hesaplanmış olup, buna göre, ortaklıktan çıkması durumunda şirketten talep edebileceği herhangi bir çıkma payının olmadığını rapor ve beyan ettikleri görülmüştür.
Taraf vekillerinin itirazına binaen, dava dosyasının bilirkişi heyetine tevdi ile, öncelikle mahkememiz dava dosyasının asıl dava dosyası ve birleşen dava dosyasından teşekkül ettiği hususu da dikkate alınarak, her iki dava dosyası yönünden talep edilen iddialar ile karşı savunmalar da ele alınarak, gerek asıl dava dosyası yönünden düzenlenen rapora yapılan itirazları karşılar mahiyette, gerekse de birleşen İzmir …. ATM nin …/… Esas sayılı dava dosyasında talep edilen alacak miktarlarına ilişkin birleşen dosya davacısının müdürlük görev nedeniyle görev yaptığı süre içerisinde ayrılış tarihi itibariyle hak ettiği dava konusu alacak miktarlarını gösterir dosya kapsamına uygun denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte ek rapor aldırılmasına karar verildiği, dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya ibraz edilen 20/05/2022 tarihli raporda özetle;
Asıl Davaya Konu Taleplere İlişkin Olarak Varılan Sonuçlar:
Davacının ortaklıktan çıkma talebine ilişkin olarak, Kök raporumuzda, davalı şirketin 2017 yılı Aralık ayı ile 2018-2019-2020-2021 yıllarına ait ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde yapılan tespitlere göre;
Davalı şirketin mali verilerinde yapılan inceleme ile Şirketin faaliyetinin 2017 yılından sonra giderek azaldığı ve 2020-2021 yılında durma noktasına geldiği, 2017 ve öncesindeki yıllarda karlı durumda iken 2018 yılından itibaren zarar etmeye başladığı, 02.01.2018 tarihinde davacı …’ın müdürlük görevinin sona erdiği ve sonraki yıllarda şirketin zarar ettiği tespiti ile 2018 yılından itibaren şirketin kötü yönetildiği sonucuna varılmasının mümkün olduğu;
Şirketin 2017/2021 arası defterlerinde yapılan inceleme ile dava dışı … A.Ş ile ticari ilişkide 22.01.2020 tarihine kadar ürün alımına devam edildiği sonrasında alım yapılmadığı; davalı şirketin faaliyetinin 2021 yılında durma aşamasına geldiği;
Şirketin mali verilerinde yapılan incelemede 2017 yılında şirketin kayıtlı değerlere göre 901.543,77-TL özvarlık mevcudu bulunmakta iken, 2018 yılından itibaren faaliyetin azalması ve 2020-2021 yıllarında durma noktasına gelmesi ile yıllar içinde aktifte azalma ve borçlarda artış olduğu ve özvarlık toplamının azalarak 2020 yılında menfi hale geldiği, diğer bir ifade ile şirketin 2020 yılında 114.492,54-TL borca batık duruma düştüğü ve 31.03.2021 itibariyle borca batıklık tutarının 173.073,60-TL olduğu;
Diğer yandan, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… soruşturma sayılı Savcılık dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu tespitlerine göre; Davacı …’a keşide edilen ihtarname konularında ortaklara bilgi verme, çeklere ilişkin zimmet iddialarının yerinde olmadığı, şirket defter kayıtlarında …’ın hesabına kaydedilen tutarlara ilişkin olarak yeterli açıklama ve belgelerin dosyada olmaması nedeniyle borç ve alacak kayıtlarına ilişkin değerlendirme yapılamadığı, şüpheli …’ın üzerinde yüklü miktarda paranın zimmetinde olduğu iddiası konusunda kesin ve net olarak bir görüşe varılamadığı anlaşılmakta olup, bu tespitlere göre, davacı şirket ortağının şirket müdürü olduğu dönemde şirketi kötü yönettiğinden de bahsedilemeyeceği;
Kök raporda da belirtildiği üzere, bu tespitlere göre, davalı şirket 2017 yılına kadar karlı olduğu halde, davacının şirketteki müdürlük görevinin sona erdiği 02.01.2018 tarihinden sonra sürekli zarar ettiği ve 2021 yılı itibariyle şirket faaliyetleri durma aşamasına geldiği gibi, şirketin de borca batık olduğu anlaşılmakla, söz konusu verilerin davacının ortaklıktan çıkma talebini dayandırdığı haklı sebep iddiaları ile örtüştüğü anlaşılmakta ise de, işbu ek raporumuzda davacı …’ın şirket müdürü olduğu 2015-2016 yılları ile 2017 yılı Aralık ayı öncesini kapsayan ticari defterlerin incelenmesinden;
Davacı …’ın şirket müdürü olarak görevli bulunduğu dönemlerde Ortaklar Cari hesabında ve diğer hesaplarda 2015-2016 ve 2017 yılında görülen kayıtlarda belgeye dayanmayan işlemlerle virman- hesap karşılaştırması açıklamaları ile Kasa-Banka-Verilen Çekler- Alınan Çekler- Gelir Tahakkukları- Alıcılar-Verilen Sipariş Avansları- Banka Kredileri-Satıcılar-Ödenecek Vergiler-Gelecek Yıla Ait Giderler hesaplarında karşılıklı düzeltmelerle tevsik edici belgeye dayanmayan usulsüz kayıtlar yapılarak hesapların karmaşık hale getirildiği, muhasebe kayıtlarından şirketin mevcutlarının, borç ve alacakların doğru bir şekilde belirlenemeyecek duruma geldiği tespit edilmiş olup, bu durumda Davacı şirket ortağı …’ın şirket müdürü olduğu dönemde de şirketi iyi yönetildiğinden bahsedilemeyeceği;
Davacı …’ın görevden ayrıldığı ve Aralık 2017 ayı defterlerinin mali müşavir değişikliği ile yeni yönetim tarafından takip edildiği anlaşılmakta olup, Aralık 2017 ayında ve 2018 yılında önceki yıllara ait 180 adet işlem ile borç ve alacak düzeltme kayıtları yapılarak 136 Diğer Çeşitli Alacaklar hesabında …’ın 482.638,00 TL borçlu kaldığı şeklinde defterde kayıt bulunduğu, ancak bu işlemlerin dayanağının heyetimizce kontrol edilemediği, bu nedenle 2015-2016-2017 yılı muhasebe kayıtlarında Kasa Hesabı- Ortaklardan Alacaklar-Ortaklara Borçlar Hesabı ve karşılığındaki hesaplarda yapılan incelemelerde belgeye dayanmayan, usulsüz ödeme ve tahsilat kayıtları belirlenerek şirket aleyhine yapılan işlem tutarının 513.833,68 TL olarak hesaplandığı hususları tespit edilmiş olup, işbu ek raporda davacının şirket müdürü olduğu dönemlere ilişkin olarak yapılan bu ilave tespitlere göre, davacının haklı sebeple ortaklıktan çıkma talebinin isabetli olup olmadığı konusunda konusundaki nihai takdirin Mahkemeye ait olduğunu,
Diğer yandan, davacının ayrılma payı talebine ilişkin olarak; Sayın Mahkeme tarafından davacının haklı sebeple ortaklıktan çıkma talebi kabul edildiği takdirde, davacıya ödenmesi gereken çıkma payına ilişkin olarak; yukarıdaki hesaplamalardan görüleceği üzere, davacı …’ın çıkma hakkının kabulü halinde duruşma gününe en yakın kapanan bilanço dönemi 31.12.2021 tarihi itibariyle davacıya ödenmesi gereken çıkma payı yönünden hesaplama yapılarak Rayiç değerleme çalışmasına göre şirketin aktifinde meydana gelen 44.535,42 TL Değer Azalışı dikkate alınarak 31.12.2021 itibariyle kayıtlı değerlere göre şirketin özvarlık mevcudu bulunmadığı ve 178.329,23 TL kadar borca batık durumda olduğu tespit edilmiş iken rayiç değerlere göre borca batıklık tutarının 222.860,65 TL olduğu, davalı Pastacı Şekerleme Ltd.Şti’nin en yakın bilanço dönemi 31.12.2021 itibariyle Özvarlık mevcudu bulunmadığı, borca batık durumda olduğu tespitine göre Davacı şirket ortağı …’ın kayıtlı değere göre borca batıklık tutarı içindeki payı 44.582,31 TL ve rayiç değerlere göre borca batıklık içindeki payı 55.716,16 TL olarak hesaplanmış olup, buna göre, ortaklıktan çıkması durumunda şirketten talep edebileceği herhangi bir çıkma payının olmadığı sonucuna varılmasının mümkün olduğu,
Davacının kar payı talebine ilişkin olarak; davalı şirketin ana sözleşmesinde belirlenen kar dağıtım maddesine göre (Davacının işten çıkışının yapıldığı 17.01.2018 itibariyle) şirket pasifinde kayıtlı olan 2008/2017 yılları arası dağıtılmamış karlar toplamı 496.653,17 TL’nin içinde Davacı …’ın kar payı alacağı 83.366,84 TL olarak hesaplanmış olup, yukarıda belirtildiği üzere, duruşma gününe en yakın kapanan bilanço dönemi 31.12.2021 tarihi itibariyle davalı şirketin borca batık olduğu, dolayısıyla davalı şirketin geçmiş yıllara ait dağıtılmamış karlarının tamamen kaybedildiği tespit edilmiş olmakla, davacının kar payı talebinin isabetli olup olmadığı konusundaki nihai takdirin mahkemeye ait olduğu,
Birleşen Davaya İlişkin Olarak Varılan Sonuçlar:
Davacının birleşen dosyadaki davaya konu işçilik alacaklarının ödenmesi talebine ilişkin olarak, İzmir …İş Mahkemesi tarafından …/… E. sayılı dosya kapsamında verilen 14.01.2020 tarihli görevsizlik kararının gerekçelerinde, özetle; “Ticaret sicil kayıtlarına göre: şirketin 01.05.2008 tarihinde tescil edildiği ve kurucu ortaklardan olan davacının tescil tarihinden itibaren 10 yıl için münferiden yetkili olmak üzere şirket müdürü seçildiği ve şirketi yönettiği anlaşılmaktadır. Mevcut delil durumuna göre tüm görevleri birlikte değerlendirildiğinde işçi ve işveren sıfatının aynı kişide birleştiği, işçi işveren ilişkisi aynı kişide birleşemeyeceğinden davacının kişi organ vasfında olması sebebiyle işçi vasfının bulunmadığı, Yönetim kurulu üyesi ile ortaklık arasındaki ilişkinin vekalet ilişkisi olduğu, ayrıca yönetim kurulu üyesinin sorumluluğunun Türk Ticaret Kanununda özel olarak düzenlendiği ve mutlak ticari dava olan bu davalara Ticaret Mahkemesi tarafından bakılması gerektiği … “ belirtilmiş olup, İş Mahkemesinin görevsizlik kararında yer alan bu gerekçeler doğrultusunda, davacı ile davalı şirket arasındaki akdi ilişkinin vekalet ücreti olarak kabul edilmesi durumunda, davacının birleşen davaya konu işçilik alacaklarını talep edip edemeyeceği konusundaki nihai takdirin mahkemeye ait olduğu,
Eğer Sayın Mahkemece davacının birleşen davaya konu işçilik alacaklarını talep edebileceği kanaatine varıldığı takdirde, davacı …’ın davalı şirkette SGK’lı olarak 01.06.2008 tarihinde girişinin yapıldığı 17.01.2018 tarihinde çıkışının yapıldığı ve bankadan yapılan ücret ödemelerinin asgari ücrete göre ödendiği, davacının şirket müdürü olarak tayin edilmiş olduğu, ancak Davacı şirketin ortaklar kurulu kararlarında Davacı için herhangi bir müdür ücreti belirlenmediği tespit edilmiş olup, Davacı …’ın işçi vasfının bulunup/bulunmadığı yönünden değerlendirme Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere her ne kadar davacı vekilince Davacı …’ın 10.000,00 TL ücret aldığı beyan edilmiş ise de bu yönde bir karar olmaması nedeniyle taleplere ilişkin işçilik alacakları bakımından davacı talepleri ve asgari ücrete göre yapılan hesaplamalarda;
Kıdem Tazminatında; davacı talebinin 50,00-TL, asgari ücrete göre yapılan hesaplama 19.412,58-TL
İhbar Tazminatında; davacı talebinin 50,00-TL, asgari ücrete göre yapılan hesaplama 3.191,39-TL,
Ücret Alacağı (17 Günlük); davacı talebinin 50,00-TL, asgari ücrete göre yapılan hesaplama 908,45-TL,
Yıllık İzin Ücreti; davacı talebinin 50,00-TL, asgari ücrete göre yapılan hesaplama 7.026,23-TL,
Fazla Çalışma Ücreti, davacı talebinin 50,00-TL, asgari ücrete göre belirlenemediği,
Genel Tatil Ücreti; davacı talebinin 50,00-TL asgari ücrete göre belirlenemediği,
Buna göre; Toplam davacı talebinin 300,00-TL, toplam hesaplamanın 30.538,64-TL olduğu,
Bu çerçevede, eğer Sayın Mahkemece davacının birleşen davaya konu işçilik alacaklarını talep edebileceği kanaatine varıldığı takdirde, …’ın davalı şirkette SGK’lı olarak 01.06.2008 tarihinde girişinin yapıldığı 17.01.2018 tarihinde çıkışının yapıldığı ve bankadan yapılan ücret ödemelerinin asgari ücrete göre ödendiği, davacının şirket müdürü olarak tayin edilmiş olduğu, ancak Davacı şirketin ortaklar kurulu kararlarında Davacı için herhangi bir müdür ücreti belirlenmediği tespit edilmiş olup, Davacı …’ın işçi vasfının bulunup/bulunmadığı yönünden değerlendirme Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere işçilik alacaklarının 30.538,64 TL kadar olabileceğini rapor ve beyan ettikleri görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Asıl davada dava; limited şirketin feshi ve tasfiyesi ile ortalıktan çıkma bedeli ve kâr payı bedeli alacak istemine, birleşen davada dava; şirket müdürünün ücret alacağı istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere,
Asıl dava dosyasında; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı şirket yöneticilerinin, şirketi iyi yönetip yönetmedikleri, şirketi zarara uğratıp uğratmadıkları, davacının bilgi edinme hakkının engellenip engellenmediği, davacı ile diğer ortaklar arasında ortaklığın devamını engeller mahiyette çıkar çatışması ve uyuşmazlık bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davalı şirketin feshini gerektirir haklı nedenler bulunup bulunmadığı, var ise şirketin feshi yerine davacının ortaklıktan çıkartılmasına ve çıkma payı ödenmesi gerekip gerekmediği, var ise davacıya ödenmesi gereken çıkma payı bedeli ile kâr payı bedeli miktarı noktasında toplanmıştır.
Mahkememizce tarafların delillerinin toplanarak, davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen, dosya kapsamına uygun bilirkişi heyeti raporu içeriği ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davacı tarafça davalı şirket yönetiminin, şirketi iyi yönetmediğinden bahisle davanın kabulü isteminde bulunmuş ise de, davacının, davalı şirketin kurucu ortağı olarak 08/05/2008-02/01/2018 tarihleri arasında şirketi münferiden temsile ve imzaya yetkili müdürü olarak görev yaptığı, yerine, davalı şirketin 02/01/2018 tarih 2018/1 tarihli ortaklar kurulu kararı ile müdürlüğe şirket ortağı …’in seçildiği, davalı şirketin mali verilerinde yapılan incelemeye göre, şirketin faaliyetinin 2017 yılından sonra giderek azalıp, 2020-2021 yıllarında durma noktasına geldiği, 2017 ve öncesindeki yıllarda kârlı durumda iken 2018 yılından itibaren zarar etmeye başladığı, bu nedenle 2018 yılından itibaren şirketin kötü yönetildiği sonucuna varılması mümkün olduğuna dair bilirkişi heyeti tespiti yapılmış ise de, davacının müdür olarak görev yaptığı tarihlerde, şirket alacak ve borçlarına ilişkin kayıtlarda, belgeye dayanmayan usulsüz kayıtların yapıldığı, yapılan bu tür kayıtlara ilişkin işlem tutarının 513.833,68-TL olduğu, iş bu meblağın da dikkate alınması halinde, davacının yönetimde bulunduğu dönemde de şirketin iyi yönetilmediğinden bahsedilebileceği, her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiğinden, davacının şirket yönetimini devir ettiği 02/01/2018 tarihinden itibaren iş bu davanın açıldığı 24/04/2018 tarihleri arasında geçen yaklaşık dört aylık süre içerisinde, şirketin kötü yönetilip şirketi zarara uğratıldığına dair tespitte bulunulamadığı, tespitin salt 2018 yılına ait bilanço hesabına göre yapıldığı ve yine her ne kadar davacı tarafça müdürlüğe seçilen şahsın berber olması nedeniyle şirketi yönetme ehliyeti bulunmadığı iddia edilmiş ise de, şirket müdürlüğü görevini, şirketin faaliyeti konusunda uzman kişilerce yerine getirilmesine ilişkin bir zorunluluk bulunmadığından, bu hususta karar yetkisinin, gerek şirket sözleşmesi ve gerekse de TTK hükümlerine göre şirket genel kuruluna ait olması ve şirket genel kurulunda bu yönde karara varmış olması sebebiyle, seçilen müdürün, şirket faaliyeti konusunda uzman olmamasının, şirketin feshi veya ortaklıktan çıkmaya haklı olarak kabul edilemeyeceği, yine davacı şirketin aktifinin pasifini karşılayamadığı ve zararda olduğu, ortaklıktan çıkma hakkının kabulü halinde davacıya ödemesi gereklen çıkma payı bedelinin bulunmadığı, kâr payı ödenmesi ve ödenecek miktarın tespiti hususundaki yetki genel kurula ait olup, davalı şirket genel kurulunca, dağıtımına karar verilip de davacıya ödenmeyen kâr payının bulunmadığı, şirketin pasifinde kayıtlı olan 2008-2017 yılları arası dağıtılmamış kârlar toplam 496.653,17-TL içinde, davacı kâr payı alacağı 83.366,84-TL olarak hesaplanmış ise de, yine yukarıda açıklandığı üzere, davacının müdürlük görevi sırasında yaptığı 513.833,68-TL usulsüz işlem tutarı ve davalı şirketin halihazırda zararda olması hususları da değerlendirildiğinde, dava tarihi itibariyle yapılan inceleme ve değerlendirmeye göre, davalı şirketin feshi ve tasfiyesini gerektirir, veyahutta davacının ortaklıktan çıkarılmasını gerektirir haklı nedenler bulunmadığı kanaatine varılmakla, asıl davadaki davacının ortaklığın feshi, ortaklıktan çıkarılma, çıkma bedeli ve kâr payı bedeli istemine ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava dosyasında; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının, davalı şirkette hangi statüde çalıştığı, çalışması karşılığı ödenmesi gereken ancak davalı şirketçe ödenmeyen ücret ve bağlı alacağı olup olmadığı noktasında toplandığı, mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirme ile tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı şirketin kurucu ortağı olarak 08/05/2008-02/01/2018 tarihleri arasında, davalı şirketin müdürlük görevini yaptığı, davacının kişi organ vasfında olması sebebiyle, işçi vasfının bulunmadığı, davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkin vekalet ilişkisi niteliğinde olduğu, iş bu nedenle davacının, davalı şirketten olan ücret alacağının, vekalet hükümlerine göre, tespiti ve ödenmesi gerektiği, iş kanunun, taraflar arasındaki ilişkiye uygulanamayacağı, davalı şirket tarafından, şirket müdürü olarak görev yapan davacıya ödenmesi gereken ücret konusunda herhangi bir karar alınmadığı, davalı şirket kayıtlarına göre; davacının, davalı şirkete SGK lı olarak 01/06/2008 tarihinde girişi yapıldığı, 17/01/2018 tarihinde çıkışının yapıldığı ve bankada yapılan ücret ödemelerinin asgari ücrete göre ödendiği, davacıya 17 günlük toplam 908,45-TL ücret alacağı ödenmediğine dair tespitte bulunulmuş ise de, davacının müdürlük görevi sırasında yapmış olduğu 513.833,68-TL usulsüz işlemden dolayı, davalı şirkete borçlu olması, iş bu miktarın şirket alacağından mahsubu gerektiği, iş bu nedenle dava tarihi itibariyle, davacının, davalı şirketten alacağı bulunmadığı kanaatine varılmakla, birleşen dava dosyasındaki davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Asıl ve mahkememiz dosyası ile birleşen İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dava dosyasındaki davaların REDDİNE,
Asıl dava dosyası yönünden;
Davacı tarafça peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile 44,80-TL bakiye karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dava dosyası yönünden;
Davacı tarafça peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile 44,80-TL bakiye karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Asıl ve birleşen dava dosyasında davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Asıl ve birleşen dava dosyasında davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Asıl ve birleşen dava dosyasında davalı tarafça yapılan 238,00-TL tebligat ve posta gideri olan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Asıl ve birleşen dava dosyasında davalı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair asıl ve birleşen dosya vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.29/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır