Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/396 E. 2021/517 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/396 Esas
KARAR NO : 2021/517

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2018
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı … vekili Av. … 28.03.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “… müvekkili şirket ile davalı …. ticari faaliyetler sırasında … Bankası Ankara/… Şubesi 27.01.2018 keşide tarihli 75.000.-TL’lık çekin ticaret işler için sipariş çeki olarak verildiğini ve karşılığında mal alımı konusunda anlaşıldığını, …’nin çek karşılığı malı teslim etmediğini ve çeki haksız ve kötüniyetli olarak diğer davalı Faktöring şirketine temlik etmiş olduğunu, 6361 sayılı Kanunu’nda Faktoring şirketlerinin yapamayacağı işlerin belirtilmiş olduğunu, bu Kanuna göre herhangi bir belgeye ve faturaya dayanmadan başlatılan icra takibinin iptalini ve müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti gerektiğini, verilen çekin avans çeki olduğu ve karşılığında bir mal alımı olmadığını, davalı ….’nden veya …. tarafından düzenlenen bir fatura bulunmadığını, bu sebeple uyuşmazlık konusu çekin dayanaksız olduğunu, davalılardan …. ile …. arasında organik bağ olduğunun ticaret sicil gazete örneklerinden görüleceğini, şirketler ortaklarının, adreslerinin ve iştigal ettikleri işin aynı olduğunu, davalı şirketlerin internet adreslerinde yapılan incelemede; internet …inin, adres bilgilerinin ve şirket merkez adreslerinin aynı yer olduğunu, davalıların kötü niyetle çeki ciro etmiş olduklarını ve Faktoring şirketinin çeki temlik aldığını, müvekkili şirketin davalı …’nden alacaklı olduğunu, davalıların bu haksız ve kötüniyetli davranışları sebebiyle müvekkili şirketin icrai tehdidi altında olduğunu, müvekkili mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini, bu sebeple Faktoring şirketine karşı itirazlarının sunulmasının zaruri hale gelmiş olduğunu, Faktoring şirketlerine Kanunda bazı sınırlamalar getirildiğini, Faktöring şirketleri kuruluş amaçlarının, alacakların tahsilini, ticaret hayatının ve nakit akışının kolaylaştırılması olduğunu, diğer yandan Faktoring şirketlerinin tefeci gibi hareket etmesini engellemek, bu şirketlerin hatır için verilmiş çek ve senetlerle, gerçek bir ticari faaliyete dayanmayan ve sadece esas borç ilişkisinden bağımsız veya gerçek olmayan yeni bir borç doğurarak bunu Faktöring şirketine satmayı amaçlayan girişimlerin önlenmesinin amaçlanmış olduğunu, Faktoring şirketi, kambiyo senedine dayalı alacağı temlik alırken, yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğunu, çek, bono veya poliçenin bir mal veya hizmet satışı sonucu temlik alındığını kanıtlaması gerektiğini, alınan kambiyo senetlerini icra takibine koymaya yetkili olmadığını, bu husustaki amacın uygulamada boş, hileli ve hatır için verilen çeklerin/senetlerin Faktöring şirketlerince devir alınmasını önlemek olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, bununla ilgili Yargıtay içtihatlarında, usulüne uygun olarak düzenlenmiş temlik sözleşmesi, gerçek mal ve hizmete dayanan faturalarının aranmakta olduğunu, çek bedeli ile fatura değeri arasında bir uyumsuzluk bulunduğunu, müvekkilinin fatura ve çekteki keşideci ve cirantalar ile bir ilgisinin bulunmadığının açıkça anlaşıldığını, bu faturaların borçlandım ilişkiye yeterli belge olmadığını, Faktoring şirketi çeki, senet metnindeki ciro silsilesine göre …’dan aldığını, Faktoring şirketi ile … arasında geçerli Faktöring sözleşmesi ve Faktoring ilişkisi bulunmadığını, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 22/2. maddesinden bahsettikten sonra, Faktoring şirketinin davaya konu çekin, mal veya hizmet satışı sonucu temlik alındığını kanıtlayamadığı ve çeki takibe yetkili olmadığını, haksız olarak takibe konu edilen çek nedeniyle müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitini talep etmenin zorunlu hale gelmiş olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Faktoring ilişkisinden kaynaklandığını, 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3 maddesinden bahsettikten sonra, davaya konu edilen çekte keşideci müvekkili şirket, davalı …. lehdar, … lehdarın cirosu ile çekte hamil olan tüzel kişi olduğunu, alacağın mal satışı ile ilişkili faturalarla tevsik edilmediğini ve aralarında organik bağ olan davalı şirketlerin kötüniyetle çeki şirketleri arasında ciro edilmiş olduğunu, çeki temlik alan … Faktoring Hizmetleri A.Ş. ile davalı şirketler arasında Faktoring sözleşmesi bulunup bulunmadığının bilinemediğini, sözleşme var ise bunun usul ve yasalara aykırı şekilde gerçekleştiğini, Faktoring şirketinin fatura karşılığı olmadan çekleri borçlu müvekkili şirket zararına temlik alarak takibe geçtiğini, kötüniyetli ve borçlunun zararına hareket ettiğini, 6361 sayılı kanuna aykırı olarak müvekkili şirketi zarara uğrattığının yargılama sonucunda anlaşılacağını, Faktoring işleminin üçlü ilişki olduğunu, Faktoring işleminin tarafları olan müşteri (firma), Faktoring şirketi (faktör) ve borçlu arasındaki ilişkiler açısından 6361 Sayılı Kanun’un 9/2 ve buna bağlı olarak 6098 Sayılı TBK’nın 188/1. maddeleri hükmünün uygulanmasının gerektiğini, …. davaya konu çek karşılığında davacı müvekkili şirkete mal teslim etmediğini, çekin karşılıksız kaldığını, …. ile diğer davalı ve icra takibinde alacaklı görünen … Faktoring Hizmetleri A.Ş.’ye karşı ileri sürülebilecekleri savunmalarını ve buna ilişkin bütün haklarının saklı tuttuklarını, ticaret sicil kayıtlarında şirketlerin hâkim sermaye ortakları ile diğer şirketin ortaklarının, ticaret sicilinde kayıtlı adres ve faaliyet konularının aynı olduğunu ve aynı adreste faaliyet göstermeleri sebebiyle organik bağdan söz edilebileceği beyanla; öncelikle ve ivedi olarak İzmir İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında başlatılmış takibinin durdurulmasına, icra dosyasının yürütülmesi ve icra dosyasına gelecek paranın davalıya ödenmemesi için dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına, çek aslının İcra Müdürlüğü’nden celbine, muhatap banka … Bankası A.Ş. Ankara/… Şubesi’nce verilen … seri numaralı 27.01.2018 keşide tarihli ve 75.000.-TL bedelli çek sebebiyle müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine, müvekkili şirketten icra tehdidi altında tahsil edilen ya da edilecek paranın ticari faizi ile davalılardan istirdadına, T.C. İzmir İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin iptaline, müvekkili şirket aleyhine yapılan icra takibi nedeni icra ve iflas kanununun 72/4 maddesi gereği toplam alacağın %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi” talep edilmiştir.
SAVUNMA: Dava dilekçesinin davalı ….’nin … Köyü Kavşağı …/İZMİR adresine 09.04.2018 tarihinde TK 35’e göre tebliğ edilmiş olduğu tespit edilmiştir.
Dava dilekçesinin davalı ….’nin … Köyü Kavşağı …/İZMİR adresine 09.04.2018 tarihinde TK 35’e göre tebliğ edilmiş olduğu tespit edilmiştir.
Davalı … Faktöring Hizmetleri A.Ş.. vekili … 20.04.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; ” davacı şirket tarafından açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve reddine karar verilmesini talep ettiklerini; müvekkili şirket kredi Müşterisi … ve diğer müşterek ve müteselsil kefillerle “Genel Faktöring Sözleşmesi” imzalanmış olduğunu, ödemelerinin aksaması üzerine teminat olarak verilen çekin süresinde bankaya ibraz edildiğini ve karşılıksız şerhi düşülmüş olduğunu, borçluların ödeme yönünde beklendiğini, ancak herhangi bir ödeme gerçekleşmemesi üzerine İzmir … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takip dosyası üzerinden davacı ve diğer davalılar aleyhine takip başlatılmış olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarının mesnetsiz ve kabulünün mümkün olmadığını, diğer davalı … ile müvekkili şirket arasında Faktöring sözleşmesinin mevcut olduğunu, yine, davalı müvekkili şirketin dava ve takip konusu çeki mal ve hizmet satışı sonucu temlik almış olduğunu, dilekçe ekinde sunulu …. adına düzenlenmiş faturaların mevcut olduğunu, davacı şirketin, bedelsizlik defini müvekkili şirkete yöneltemeyeceğini, ancak, senedi verdiği (devrettiği) kişiye veya bilerek kendisi zararına hareket ettiğini ispat etmek koşuluyla hamile karşı bu kişisel def’iyi öne sürebileceğini, çeklerin bedelsiz olduğu durumunu davacı yanın, davasını ….’ne yönlendirmesi gerektiğini, müvekkili şirketin, davacı ile 3. kişi diğer davalı …. arasındaki ticari ilişkiyi bilmesinin düşünülemeyeceğini ve kendisinden de beklenemez olduğunu, 6361 sayılı kanun ve Yargıtay kararlarına ve usule uygun olarak temlik alan müvekkili şirketin dava konusu çek hakkında takip yapma yetkisinin mevcut olduğunu, bu sebeplerle; davacı şirketin bu davayı açmasının iyiniyetli olmadığını ve yargı kurumunu meşgul etmekte olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan kanuna ve usule aykırı hiç bir işlem bulunmadığını, Mahkemece yapılacak inceleme ve değerlendirmelerde bu hususun ortaya çıkacak ve müvekkili şirket aleyhine ikame edilmiş bu haksız davanın reddi gerektiği beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkili şirket aleyhinde açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi” talep edilmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; ” davacı ile davalı tarafın davaya konu çekin bedelsiz kalıp kalmadığı söz konusu çekin avans çeki niteliğinde bulunup bulunmadığı taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı bu ticari ilişkiye binaen davacının bu çekin satım sözleşmesinde satım bedeli olarak mı verdiği taraflar arasında kötü niyetle davacının zararına olacak şekilde bir ciro olup olmadığı hususlarında uyuşamadıkları” şeklinde belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri mahkememizce toplanmıştır.
Mahkememizin 02/10/2018 tarihli celsesi ara kararı uyarınca Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak uyuşmazlık noktası hususunda rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Bilirkişi 30/12/2019 havale tarihli raporunda; Davacı şirketle, davalı … arasındaki ticari ilişki nedeniyle 01.12.2017 tarihinde verilmiş olan 75.000.-TL’lik çekin, davalı …’nin diğer davalı …’ye 11.09.2017 tarihinde düzenlediği fatura ile ilişkili olmadığı, söz konusu çekin davacı ile davalı … arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının …’den alacağı ürünler nedeniyle doğabilecek borcuna karşılık verilmiş olduğu bu nedenle davacının anılan çek nedeniyle ….’ne borçlu olamayacağı kanısına varılmış olmakla birlikte bu hususun mahkememizin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
Mahkememiz 04/02/2021 tarihli celsesi ara kararı uyarınca davalılardan … ile …’nin ticari ve defter kayıtları üzerinde uyuşmazlık konusu hakkında rapor düzenlenmesi istenilmiş ise de davalılar … ile …a çıkartılan ihtaratlı tebligata rağmen inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmedikleri anlaşıldı.
Davalılardan … ile …’nin grup şirket olduğu, şirketlerin adreslerinin aynı olduğu ve şirket yöneticilerinin de aynı kişiler olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … Faktoring ile imzalanan Faktoring sözleşmesi incelendiğinde davalıların tamamının sözleşmenin tarafı sıfatı ile sözleşmeye imza attıkları, diğer bir anlatımla davalılardan … Faktoring ile yapılan faktoring sözleşmesinde diğer iki davalı … ve …’nin taraf olduğu dolayısıyla faktoring firmasının iyi niyetli Üçüncü Kişi sayılamayacağı, dava konusu çekin dayanağı bedelin teslim edilmediğine dair definin faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalılara mal tesliminin ispatı için imkan ve süre verilmiş olmasına rağmen buna ilişkin delillerini sunmadıkları gibi mahkememizce belirlenen inceleme gün ve saatinde de ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemişlerdir. Bu nedenle HMK 222. Maddesi gereğince davacının ticari defter ve kayıtlarındaki tespitlere göre davacının davalılara dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı her ne kadar kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de şartları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler ile denetime elverişli ve dosya kapsamı ile uyumlu bilirkişi raporu Mahkememizce de benimsenerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasına dayanak … Bankası Ankara … Şubesi’ne ait … seri numaralı 27/01/2018 keşide tarihli 75.000,00-TL bedelli çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibinin iptaline,
3-Şartlar oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 5.123,25-TL harçtan peşin alınan 1.280,82-TL’nin mahsubu ile 3.842,43-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.321,92-TL ilk harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 10.550,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafından yapılan 500,00-TL bilirkişi ücretinin ve 652,15-TL tebliğat ve posta ücreti olmak üzere toplam 1.152,15-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … Faktoring vekilinin yüzlerine karşı diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.10/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır