Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/380 E. 2022/189 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/380 Esas
KARAR NO : 2022/189

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2018
KARAR TARİHİ : 10/03/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Ortaklarının konut ihtiyaçlarını gidermek amacıyla kurulan davacı kooperatifin, Buca/Kuruçeşme’de yapılmakta olan konutların (3 Blok halinde 54 bağımsız bölüm) inşaatını tamamlamak için uğraş verdiğini, Davacı kooperatifin ortağı ve kooperatif tarafından yapılmakta olan konutlardan birisinin maliki olan davalının, ortaklıktan doğan parasal yükümlülüklerden sorumlu olduğunu, 25 02.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, ortalama dairelerin yaklaşık maliyetinin 225.000.00 TL olarak açıklanarak, daha önce ortaklık payı olarak 210.000.00 TL ödemekle yükümlü olan ortaklara 15.000.00 TL’lik ek ödeme yükümlülüğü getirildiğini; Kooperatifler Kanunu’nun 31. maddesiyle, bilanço açıklarını kapatmak amacıyla, ortakların ek ödeme ile yükümlendirilmesine cevaz verildiğini, Genel kurul toplantısında, üyelik borçlarını ödemeyen ortaklar hakkında gerekli hukuki işlemleri yapmak üzere Yönetim Kuruluna yetki verildiğini; Yargıtay kararlarına göre, borçlarını ödemeyen ortaklara, iki ihtar şartı aranmaksızın icra takıbi yapılabileceğini, …’in ödemelerinin 55.000.00 TL eksik olduğunu; 16.05.2017 tarihinde başlatılan icra takibinde, ödenmeyen aidatların tutarı olan 55.000.00 TL’nin talep edildiğini; davalının kooperatif payına tekabül eden taşınmazı 3’üncü bir şahsa devrettiği ve parasal yükümlülüklerden bu kişinin sorumlu olduğu gerekçesiyle takibe itiraz ettiğini ancak kooperatifin henüz tamamlanmadığını; kooperatifin tamamlanması ve kat irtifakının tesis edilmesiyle datre sahibi olacak olan borçlunun, bu aşamada taşınmazını devretmesinin ancak kendi adına sonuç doğurabileceğini, halen … kooperatif üyesi olduğundan, aidatları ödeme yükümlülüğünün de kendisine ait olduğunu; buna rağmen itiraz etmek suretiyle takibin durdurulmasını sağladığını, Dava konusu icra takibinde talep edilen alacağın Genel Kurulca belirlendiğini ve likit olduğunu; likit alacağa yapılan itirazın da haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davalı … adına yürütülen İzmir …… İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı icra takibine yapılan haksız ve mesnetsiz kötü niyetli itirazın iptali ile; davalı icra takibinde talep ettiğimiz meblağ ve faiz oranı üzerinden takibin devamına, %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermedikeri görülmüştür.
DELİLLER: İzmir …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E sayılı dosyası, kooperatif kayıtları, bilirkişi raporu, ATK raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Dava, ortaklıktan kaynaklanan kooperatif alacağının tahsili için başlatılan icra takibine (İzmir ……. İcra Müdürlüğü, ……) yapılan itirazın iptaline ilişkin olup, delillerin nihai takdırı Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, inceleme bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı şekilde,
1- Davalı …’in, taşeron olarak kooperatifin inşaatlarını yapan… M… Yapı Malzemeleri İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şirketinden alacaklı olan ve bu alacağı daire verilerek ödenen …… ve Tic. Ltd. Şirketinden datre aldığı; ödemelerin de bu şirkete yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı kooperatife ait yasal defterlerde davacının ödemesinin görünmemesi buradan kaynaklanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında taraflar arasında ortaklık ilişkisinin kurulmadığını söylemek mümkündür. Buna karşılık davalı, kooperatif ortaklığına açıkça itiraz etmemiş; davacı taraf ise, davalı tarafından imzalandığı belirtilen Ortaklık Senedi ibraz etmiştir. Ortaklık Senedindeki imzanın davalıya ait olduğunun kanıtlanması halinde davalı …’in, ortaklıktan doğan parasal yükümlülüklerden sorumlu tutulması mümkündür.
2- Sayın Mahkemenizce, davalının, ortaklıktan doğan parasal yükümlülüklerden sorumlu olduğunun kabul edilmesi halinde, davalı tarafından yapılan ödeme miktarı Genel Kurulca belirlenen maliyet bedeli arasındaki farkın davalıdan talep edilmesi mümkün ise de, bunun için davalı tarafından yapılan ödemeler ile Genel Kurulca, davalıya verilen taşınmaz için belirlenen maliyet bedelinin (genel kurul tutanağına ek yapılan maliyet tablosu) net bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. İbraz edilen belgelerin, davalının 55.000,00 TL borçlu olduğunun kabulü için yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır.
3- Davalı tarafından yapılan ödemeler ile Genel Kurulca belirlenen maliyet bedelinin net bir şekilde ortaya konulması ve davalının 55.000,00 TL borçlu olduğunun kabul edilmesi halinde, takip tarihi itibariyle 660,00 TL gecikme faizi talep edilebilecektir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Dava konusu ortaklık senedindeki imzanın davalı …’e ait olup olmadığı hususunda İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Kurulundan alınan rapora göre; “..İnceleme konusu belgedeki …’e atfen atılı imza ile …’in mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir kanaat raporudur…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının kooperatif ortağı olup olmadığı, kooperatif ortağı ise ortaklıktan kaynaklanan aidat borcu bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2-Davalı tarafça davaya cevap sunulmamış, yargılama aşamasında ise davalının kooperatif ortağı olmadığı ileri sürülmüştür.
3-Kural olarak davacı kooperatif davalının kooperatif ortağı olduğunu ve ödemesi gereken aidat borcu bulunduğunu ispat külfeti altındadır. Davalı yönünden ise kendisinin ödemesi gereken kooperatif aidatı bulunduğu belirlenmesi halinde bu ödemeleri yaptığını ispat etmedikçe ortaklık aidatından sorumlu olmaktadır.
4-Dosyamız kooperatifler alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen 16/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda kooperatif defter ve kayıtlarında davalının herhangi bir ödemesinin bulunmadığı, ancak kooperatif üye senedinin ibraz edildiği belirtilmiştir.
5-Davalı tarafça kooperatif üyelik senedinde bulunan imzanın davalı …’e ait olmadığı ileri sürülerek imza itirazında bulunulmuştur. Davalının imzaya itiraz etmiş olması nedeniyle mahkememizce davalının imza ve yazı örnekleri temin edilerek ortaklık senedi üzerinde bulunan imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmıştır. Dosyaya sunulan 18/08/2021 tarihli ATK raporunda ortaklık senedinde bulunan imzanın davalının mevcut ve mukayese imzaları ile ilgi ve irtibatı tespit edilememiş, imzanın davalıya ait olmadığı tespit edilmiştir.
6-Dosya kapsamının incelenmesinde davalıya ait olduğu ileri sürülen ortaklık senedinin davalı tarafından imzalanmadığı tespit edilmiş olup, her ne kadar davalının davacı kooperatife ait daireye bir dönem malik olmuş ise de taşınmaz sahipliğinin doğrudan kooperatif üyelik aidatlarından sorumluluk gerektirmeyeceği, taşınmazın davalıya devri ile birlikte ortaklık hak ve yükümlülüklerinin geçmediği, ayrıca ortaklığın da devri gerektiği, davalının kooperatif ortağı olduğuna dair ortaklık senedi bulunmadığı gibi kooperatif kayıtlarında da herhangi bir ödemesinin bulunmadığının tespit edildiği, bu itibarla davalının eylemli davranışlarıyla üye gibi hareket ettiği de kabul edilemeyeceği, açıklanan nedenlerle davalı ile kooperatif arasında üyelik ilişkisi kurulmadığından kendisinden aidat talebinde bulunulamayacağı değerlendirildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
7-Davalı taraf yargılama sırasında kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş olup, davacı kooperatif elinde bulunan ortaklık senedindeki imzanın davalıya ait olmadığını bilebilecek durumdadır. Bu durumda davalının usulüne uygun şekilde kooperatife ortak olmadığı halde davalı hakkında icra takibi yürütülmesinin kötü niyetli olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle takip ve dava değerinin %20’si oranında tespit edilen kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından 11.000,00-TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın peşin olarak alınan 939,27-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 858,57‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 7.950,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacının sarf ettiği yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır