Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/283 E. 2022/539 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/283
KARAR NO : 2022/539

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 07/07/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin davaya konu … tarihli trafik kazasında yaralanıp daimi sakat kaldığını, kazaya sebebiyet veren iş makinasının (kepçenin) Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesinin olmadığını ve bu yüzden davalı … dava açmak zorunda kaldıklarını, davacının S.G.K. tarafından başlanan gelir dışında zararının olduğunu, zarar giderimi için öncelikle davalı kuruma başvurduklarını, hasar talebinin davalı tarafından 29.01.2018 tarihinde ret edildiğini, davalı tarafın iş kazası olması nedeniyle taleplerini ret ettiğini, oysa davaya konu kazanın bir trafik kazası olduğunu dolayısı ile şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartı ile 1.000,00 TL. maddi zararın 29/01/2018 tarihinden itibaren en yüksek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili, dava değerinin arttırılması dilekçesi ile; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 1-) 31/05/2020 tarihli bilirkişi raporunun aleyhe kısımlarına itiraz ederek davanın kabulü ile müvekkilinin sürekli işgöremezlik tazminatı alacağının 77.011,52TL olarak tespitine, 2-) Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile toplanan deliller ve yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda ödeme sonrası davalıda olan toplam alacağın 77.011,52TL olduğu tespit edildiğinden; şimdilik 34.372,02-TL sürekli iş görememezlik ve 10,00-TL geçici iş görememezlik tazminatının temerrüd tarihi olan 29/01/2018 tarihinden itibaren en yüksek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davaya konu kazanın bir iş kazası olduğunu, trafik kazası olmadığı için müvekkili kurumun sorumlu tutulamayacağını, kabul etmemekle beraber geçici iş görmezlik tazminatının davalı kurum açısından teminat dışı olduğunu ve bu kalem tazminat isteminin mümkün olmadığını, davacı tarafın S.G.K.’dan varsa aldığı bedelin mahsubu gerektiğini, sorumluluklarının limit ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Hastane tedavi evrakları, SGK kayıtları, hasar dosyası, İstanbul ATK Raporu, bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 25/02/2019 tarihli rapora göre; “..1- Davaya kazaya sebebiyet veren kepçe sürücüsünün Y20 kusuru ile işletenin (…) 460 kusuru göz önüne alındığında trafik kazası yönünden araç işletenin toplam kusurunun 480 ve asli kusurlu olduğu,
2- Davaya konu kazada sakat kalan davacı … ise gerekli tedbir özeni göstermediği için tali yani Y020 kusurlu olduğu,
3- Davaya konu kazaya sebebiyet veren aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi olmadığı için davacının bedensel zararları için davalı … başvuru hakkının olduğu,
4- Geçici iş görmezlik veya kazanç kaybı için davalı … başvurulmayacağı,
5- Davaya konu kazanın karayolunda oluştuğu için Trafik Kazası vasfında olduğu,
6- Davalı … 29.01.2019 tarihinde temerrüde düştüğü,…” tespit edilmiştir.
Davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre; “… 1- Mevcut belgelere göre … ve … oğlu 1968 doğumlu …’ın … tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr 1 XII (7a…35) A %39 E cetveline göre: %40,2 (yüzdekırkvirgüliki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2- İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…..” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Aktüerya bilirkişiden alınan 31/05/2020 tarihli rapora göre; “…Yukarıda tespit edildiği üzere … tarihinde yaralanan …’ın,
a-) Kazanın trafik kazası olduğunun kabulü halinde;
Geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.126,67 TL olduğu, SGK tarafından yapılan 11.357,25 TL geçici iş göremezlik ödemesi ile bu yönde bir zararının bulunmadığı,
Sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 243.594,70 TL olduğu, kusur durumuna göre bakiye maddi tazminat alacağının 194.875,76 TL olacağı, mevcut kazanın trafik kazası kapsamında değerlendirilmesi halinde ilk peşin sermaye değerli gelir yönünden herhangi bir indirim yapılamayacağı,
b-) Kazanın iş kazası olduğunun kabulü halinde;
Geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.126,67 TL olduğu, SGK tarafından yapılan 11.357,25 TL geçici iş göremezlik ödemesi ile bu yönde bir zararının bulunmadığı,
Sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 243.594,70 TL olduğu, kusur durumuna göre bakiye maddi tazminat alacağının 194.875,76 TL olacağı, ancak kazanın iş kazası kapsamında değerlendirilmesi halinde ise bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin (53.299,37 TL) rücuya tabi olan bölümünün (42.639,50 TL) mahsubu sonrası davacının bu yöndeki bakiye alacağının 152.236,26 TL olacağı, İzmir … İş Mahkemesi’nin …/… E – …/… K. sayılı ilamı ile 117.864,24 TL maddi tazminat alacaklısı olduğu hususu tespit edilmiş olup mevcut ödemenin yapılıp yapılmadığı hususunda herhangi bir tespit olmadığından bu ödemenin de yapılmış olması halinde mahsubunun gerekeceği…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan … tarihli rapora göre; “…Mevcut belgelere göre … oğlu, … doğumlu, …’ın … tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının;
1) 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden yararlanılarak ve meslek grup numarasının dosya kapsamından 41 olduğu anlaşılmakla:
Gr41 XII(7a……….35)C %43×1/4= C %10.8
E cetveline göre %11.2 (yüzdeonbirnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2) İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
İstanbul Adli Tıp kurumundan alınan … tarihli rapora göre; “…… hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde;
Mevcut belgelere ve Kurumumuz muayene bulgularına göre … oğlu, … doğumlu …’ın … tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının:
A-) 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden yararlanılarak ve meslek grup numarasının dosya kapsamından 41 olduğu anlaşılmakla;
Gr 41 XII(7a………… 35)C %43×1/4=%10.8,
Kurumumuz muayene tarihi olan 15/10/2021’den itibaren E cetveline göre %l1.2 (yüzdeonbirnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
15/10/2021 tarihinden önce Adli Tıp Üçüncü İhtisas Kurulunun 19/10/2015 tarih ve 18066 karar numaralı Mütalaasında belirtilen %38.0 (yüzdeotuzsekiznoktasıfır)’lık meslekte kazanma gücü kaybı oranının uygun olduğu,
B-) İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği,
C-) Mütalaalar arasındaki mezkür mübayenetin, maluliyet oranı hesabı sırasında dayanak teşkil eden muayene ve değerlendirme farklılığından kaynaklandığı oy birliği ile mütalaa olunur….” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Aktüerya bilirkişiden alınan 25/05/2022 tarihli rapora göre; “…Yukarıda tespit edildiği üzere … tarihinde yaralanan …’ın,
a-) Kazanın trafik kazası olduğunun kabulü halinde;
Geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.126,67 TL olduğu, SGK tarafından yapılan 11.357,25 TL geçici iş göremezlik ödemesi ile bu yönde bir zararının bulunmadığı,
Sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 142.373,30 TL olduğu, kusur durumuna göre bakiye maddi tazminat alacağının 113.898,64 TL olacağı, mevcut kazanın trafik kazası kapsamında değerlendirilmesi halinde ilk peşin sermaye değerli gelir yönünden herhangi bir indirim yapılamayacağı,
b-) Kazanın iş kazası olduğunun kabulü halinde;
Geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.126,67 TL olduğu, SGK tarafından yapılan 11.357,25 TL geçici iş göremezlik ödemesi ile bu yönde bir zararının bulunmadığı,
Sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 142.373,30 TL olduğu, kusur durumuna göre bakiye maddi tazminat alacağının 113.898,64 TL olacağı, ancak kazanın iş kazası kapsamında değerlendirilmesi halinde ise bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin (53.299,37 TL) rücuya tabi olan bölümünün (42.639,50 TL) mahsubu sonrası davacının bu yöndeki bakiye alacağının 71.259,14 TL olacağı,..” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava iş makinesinin işletilmesi sırasında meydana gelen kaza nedeniyle sürekli ve geçici iş gücü kaybı zararının tazmini talepli maddi tazminat davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, 03/11/2011 tarihinde davacının üzerine bir kepçenin taşımakta olduğu demirlerin düşmesi neticesinde yaralandığını, kepçenin plakası ve KZMMS poliçesinin bulunmadığını, davacının uğradığı zararların … tarafından karşılanması gerektiğini, davacının %38 oranında maluliyetinin bulunduğunu, İzmir …İş Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında sorumlular hakkında dava açıldığı ancak kabul edilen tazminatın davacının zararlarını karşılamadığını, davacının asgari ücretin 1,5 katı ücretle çalıştığını ileri sürerek geçici ve sürekli iş gücü kaybı yönünden zararın tazminini talep etmiştir.
2-Davalı … vekilince sunulan cevap dilekçesinde olayın iş kazası olması nedeniyle davalının sorumlu olmadığını, davalının temerrüte düşürülmediğini, davacının kusuruna göre tazminat sorumluluğu belirlenmesi gerektiğini, SGK tarafından ödenen ödemelerin tazminattan mahsubu gerektiğini ve sair hususları ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
3-Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacının dava açmadan önce davalı …’na 19/01/2018 tarihli dilekçes ile yazılı başvuruda bulunduğu, davalı tarafından verilen 29/01/2018 tarihi cevap yazısında kazanın trafik değil iş kazası olması nedeniyle zararın karşılanmayacağının bildirildiği görülmekle davacının dava öncesi yazılı başvuru şartını yerine getirdiği değerlendirilmiştir.
4-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun … başlıklı 14. maddesi “Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde … oluşturulur. Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için,
ç) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için,
d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için, başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.
… Yönetmeliğinin 9. maddesine göre trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu zararları teminat altına alınmaktadır. 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliğinin 9.maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için … başvurulabileceği düzenlenmiştir. Buna göre rizikonun meydana geldiği tarihte 2918 sayılı kanun gereğince ZMMS bulunmayan, ya da sigortası olup da sigortalısı belirlenemeyen kazalar neticesinde kişiye gelen bedensel zararlar için … oluşturulacağı ve bu tip zararlardan dolayı … sorumlu olduğu kabul edilmiştir. … sorumluluğu rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları ile sınırlıdır.
5-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
7-Somut olayda dava konusu kazanın iş kazası niteliğinde olduğu her iki tarafın da kabulünde olup uyuşmazlık konularından biri davalı …’nın iş kazası nedeniyle meydana gelen bedeni zararlardan dolayı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususudur.
Yukarıda alıntılanan kanun ve yönetmelik hükümleri birlikte incelendiğinde …’nın sorumluluğunun zorunlu trafik sigortasına tabi araçların işletilmesinden doğan zararlar noktasında olduğu, kazanın iş kazası niteliğinde olmasının Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin ve Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre davalının sorumluluğunu değiştirmeyeceği, ancak var ise SGK tarafından zarar görene ödenen ödeneklerin ve maaş bağlanmış ise peşin sermaye değerinin mahsubu gerekeceği dikkate alınarak davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davacının yaralanmasına neden olan kepçe niteliğindeki iş makinesinin verdiği zararların davalının sorumluluğunda olup olmadığı noktasında yapılan incelemede ise; Karayolları Trafik Kanunu’nun 103. maddesi ile, motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümleri tabi olduğu düzenlenerek, motorsuz taşıtlar ile motorlu bisikletler kanun kapsamı dışına alınmıştır. Kanunun 3. maddesinde, iş makinesi; yol inşaa makineleri ile benzeri tarım, sanayi, bayındırlık işlerinde kullanılan insan, hayvan ve yük taşımasında kullanılamayan motorlu araçlar olarak tanımlanmış olup, aynı yasanın 22/c maddesi gereği tarım kesiminde kullanılanların ziraat odaları, sanayi, bayındırlık ve diğer kesimde kullanılanlar için üyesi oldukları ticaret veya sanayi odalarınca tescilinin yapılacağı öngörülmüş, 85/1. maddesi ile, bir motorlu aracın işletilmesi sonucu bir kimsenin ölümü, yaralanması veya zarara sebebiyet vermesi halinde işletenlerin sorumlu olacağı düzenlenmiştir. 91. maddesinde ise, işletenlerin bu sorumluluklarının karşılanması bakımından zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmaları mecburiyeti getirilmiş, 92. maddesinde ise, bu sigortanın kapsamı dışında tutulanların içinde iş makineleri sayılmamıştır. Bu açıklamalar sonucunda, karayoluyla dava konusu kazanın gerçekleştiği iş alanına getirilen kepçenin işletilmesi sırasında verdiği zarar nedeniyle işletenin sorumlu olması halinde, zorunlu mali mesuliyet sigortasını yaptırmayan, işletenin sorumluluğunu üstlenen … da sorumlu olacağının kabulü gerektiği değerlendirilmiştir.
8-Mahkememizce davacı ile davalı arasındaki zarar uyuşmazlığının belirlenmesinde öncelikle haksız fiilin kusur unsuru yönünden inceleme yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 25/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu kazanın gerçekleşmesinde kepçe sürücüsünün %20, işletenin %60 olmak üzere toplam işletene izafe edilebilecek kusurun %80 oranında, davacının ise %20 oranında tali kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede, dava konusu iş kazasına ilişkin İzmir …İş Mahkemesi’nde gerçekleştirilen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararda işletene izafe edilecek kusurun %80 olarak belirlendiği, davacının iş mahkemesi yargılamasında da %20 oranında kusurlu bulunduğu, mahkememize sunulan bilirkişi raporu ile Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen mahkeme kararı ve bilirkişi raporu arasında çelişki oluşmadığı dikkate alınarak dosyaya sunulan kusur raporu hükme esas alınarak davalı …’nın işletenin sorumluluğunda olan %80 oranla sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
9-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Kusur durumlarının tespiti sonrasında mahkememizce dosya ATK 2.İhtisas Kurulu’na tevdi edilerek sürekli ve geçici iş gücü oran ve süresinin tespiti istenilmiş, dosyaya sunulan 28/10/2019 tarihli rapora göre davacının %40,20 oranında sürekli iş gücü kaybının bulunduğu, 6 ay süreli geçici iş göremezlik süresinin bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Maluliyet raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafça rapora karşı itirazda bulunulmuştur.
Mahkememizce, dosyamıza sunulan … tarihli ATK maluliyet raporunda %40,20 oranında maluliyet gösterildiği halde İzmir ….İş Mahkemesi’nin …/…. Esas sayılı dosyasına sunulan … tarihli ATK 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda %38 oranında geçici iş gücü kaybı oranı bildirildiği ve meslek grup kodunun 41 olarak baz alındığı anlaşıldığından çelişkinin giderilmesi için dosya yeniden ATK 2.Adli Tıp İhtisas Krulu’na gönderilmiş, ATK 2.Adli Tıp İhtisas Kurulu’nca düzenlenen … tarihli raporda davacının sürekli maluliyeti %11,20 oranında, geçici iş gücü kaybı süresi 6 ay olarak bildirilmiştir.
Dosyamıza sunulan 2 rapor arasında ve daha önce İzmir …İş Mahkemesi’ne sunulu olan rapor arasında önemli ölçüde çelişki oluştuğu gözetilerek dosya Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’na gönderilerek raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi talep edilmiş, ATK Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından dosyaya sunulan … tarihli rapora göre davacının kurul muayene tarihi itibariyle %11,20 oranında, 15/10/2021 tarihinden önceki dönemde ise %38,0 oranında iş gücü kaybı oluşacağının bildirildiği görülmüştür.
Taraflarca raporlara itiraz edilmekle birlikte mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede, yıllar içerisinde maluliyet oranlarında önemli ölçüde değişiklikler olabileceği, temel olarak iyileşme faktörüne bağlı olarak maluliyet oranlarında azalmanın sıklıkla görüldüğü, ATK 2.Adli Tıp İhtisas Dairesi’nin … muayenesi sonrasında belirlenen maluliyet oranının ATK Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’nca da denetlenerek %11,20 oranında sürekli iş gücü kaybı oluştuğu yönündeki görüş ile raporlar arasındaki çelişkinin giderilmiş olduğu anlaşıldığından yeniden rapor alınmamış ve ATK Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’nun belirlediği maluliyet oran ve süreleri üzerinden zarar hesaplaması yapılmıştır.
10-Dosyada kusur ve maluliyete ilişkin hüküm kurmaya elverişli delillerin toplanması sonrasında dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiştir.
Dosyada daha evvel aktüerya raporu alınmış ise de mahkememizce hükme esas alınan maluliyet oranının değişmesi nedeniyle karar tarihinden önce en yakın veriler dikkate alınarak yeniden rapor alınmıştır.
Davacı vekilince aktüerya raporunun asgari ücretin 1,5 katı üzerinden hesaplama yapılması suretiyle düzenlenmesi talep edilmiş ise de davacı vekilinin dosyaya sunduğu 30/12/2019 tarihli beyan dilekçesinde gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğu beyan edilmiştir. Her ne kadar dava dilekçesinde davacının asgari ücretin 1,5 katı tutarında kazanç elde ettiği ileri sürülmüş ise de dava tarihinden sonra sunulan 30/12/2019 tarihli beyan davalı lehine usuli kazanılmış hak niteliği oluşturacağından aktüerya hesaplaması asgari ücret üzerinden yapılmıştır.
Dosyaya sunulan SGK cevabi yazısına göre davacıya 11.357,25-TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiği ve bu yönden davacının bakiye zararı bulunmadığı tespit edilmiştir.
Yine dosyaya sunulan SGK cevabi yazısına göre davacıya maluliyeti nedeniyle sorumlulara rücu edilmek üzere aylık bağlandığı tespit edildiği ve alacağın işletenin sorumlu olduğu %80 kusur ile rücuya tabi olan kısmının peşin sermaye değerinin 42.639,50-TL olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 24/05/2022 tarihli aktüerya raporuna göre davacının %11,20 oranındaki maluliyeti esas alınarak rapor düzenlendiği, davacının sürekli iş gücünden kaynaklanan113.898,64-TL zararının oluştuğu, davacıya bağlanan aylığın rücuya tabi kısmının peşin sermaye değeri olan kısmının mahsubu sonrası bakiye zararın 71.259,14-TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Her iki taraf vekilince rapora karşı itirazlar sunulmuş ise de, davalının itirazları yönünden yapılan incelemede itiraz konusu hususlarda bilirkişi raporunda bir hata veya eksik değerlendirme bulunmadığı, davacı itirazları yönünden ise davacının tazminata esas gelir miktarı yönünden itirazda bulunulduğu, ancak yukarıda da açıklandığı üzere dosyanın önceki aşamalarında davacının asgari ücret düzeyinde çalıştığı beyan edildiğinden artık davacının bu beyan ve talebiyle bağlı kalacağı gözetilerek yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiş, sunulan rapor ile tespit edilen zarar miktarı hükme esas alınmıştır.
10-Davacı vekili tarafından dava değeri 12/06/2020 tarihli değer artırım dilekçesi ile 34.372,02-TL sürekli iş gücü kaybı ve 10,00-TL geçici iş gücü kaybına yükseltilmiştir.
Mahkememizce taleple bağlılık dikkate alınarak sürekli iş gücü kaybı yönünden davanın kabulüne, geçici iş gücü kaybı yönünden ise davacı zararı SGK ödemesi ile karşılandığından talebin reddine dair karar verilmiştir.
Maddi zararın karşılanması sırasında amaç gerçek zararın giderilmesi olup, davacı lehine daha önce İzmir …İş Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı kararı ile işleten ve diğer sorumlular aleyhinde maddi tazminata hükmedildiği, mahkememizce hükmedilen tazminatı ile İş Mahkemesince hükmedilen tazminatın ayrı ayrı tahsilinin sebepsiz zenginleşmeye yol açabileceği gözetilerek tahsilde tekerrür olmamak üzere hüküm kurulmuştur.
11-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere, davacının çalışmakta olduğu sırada aynı şantiyede çalışan kepçe niteliğindeki iş makinesinin işletilmesi sırasında yaralandığı, kaza iş kazası niteliğinde ise de zorunlu sigorta kapsamında bulunan kepçenin verdiği zarar nedeniyle işletenin ve dolayısı ile davalı …’nın sorumlu olduğu, İzmir …İş Mahkemesi’nde görülen iş kazası davasında ve mahkememizde alınan kusur raporlarında işleten kusurunun %80 davacı kusurunun %20 olarak belirlendiği, davacının ATK Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’nca belirlenen %11,20 oranındaki sürekli iş gücü kaybına göre belirlenen 113.898,64-TL sürekli iş gücü kaybı zararından, davacıya SGK tarafından bağlanan maluliyet aylığının rücuya tabi kısmının peşin sermaye değerinin mahsubu sonrası bakiye zararın 71.259,14-TL olduğu, davacının talebiyle bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne, geçici iş gücü kaybı zararı bulunmadığından bu kısmın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, İzmir …İş Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında verilen maddi tazminat yönünden tahsilde tekerrür olmamak üzere taleple bağlı kalınarak 34.372,02-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına 29/01/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, geçici iş göremezlik zararına yönelik talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.347,95-TL harçtan peşin olarak alınan 35,90-TL ile tamamlama harcı olarak alınan 115,00-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.197,05-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.155,80-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 10,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 115,00-TL toplamı 150,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 35,90-TL başvuru harcı ile 300,50-TL posta ve tebligat ücreti, 3.132,00-TL ATK rapor düzenleme ücretleri ve 1.560,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 5.028,4‬0-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre takdiren 5.026,93-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/07/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”