Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1490 E. 2021/253 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1490 Esas
KARAR NO : 2021/253

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket nezdinde 26/10/2013-2014 tarihleri arasında … sayılı ZMSS poliçesiyle sigortalı olan … plakalı araç 31/05/2014 günü dava dışı alkollü sürücü … sevk ve idaresinde iken … plakalı araca çarparak … ve … isimli çocukların yaralanmasına sebebiyet verdiğini kaza sonrası mağdurlar tarafından İstanbul Anadolu … ATM nezdinde şirketleri aleyhine … esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını bunun üzerine davacılar ile sulh olunarak 27. 000 TL asıl alacak 3.240,00TL vekalet ücreti 1000 TL faiz 1500 TL icra vekalet ücreti 264,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 33.004,50 TL ödediklerini kazanın salt alkolün etkisiyle meyydana geldiğini müvekkil şirketçe ödeme tutarı bakımından sigorta genel şartları B 4/d maddesine göre sigortalısına rücu etmek üzere İzmir … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını ancak borçlunun haksız ve kötüniyetli olarak bu takibe itiraz ettiğini ileri sürmek suretiyle itirazın iptaline karar verilmesini , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı Vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu aracın kaza tarihi öncesinde uzun süreli kira sözleşmesi ile … Tıbbi Aletler San. Tic Ltd. Şti ‘ne kiralanmış olduğunu, bu nedenle işleten sıfatlarının olmadığını ve davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “Davacı ile davalı tarafın davacı tarafından davalıya ait aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası ile teminat altına alındığı sırada gerçekleşen kaza nedeniyle sigortalının kusurun nedeniyle dava dışı kişilere ödemiş olduğu tazminatın davalıdan rücuen talep edip edemeyeceği, edebilecek ise, zararın miktarı, söz konusu kazanın salt alkolün etkisi ile gerçekleşip gerçekleşmediği, rücu şartlarının oluşup oluşmadığı, davalı yanın pasif husumetinin bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşamadıkları görüldü.” şeklinde belirlenmiştir.
Davalı vekili 30/06/2020 tarihli dilekçesi ile davaya konu alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle ıslah yolu ile zamanaşımı def’ini ileri sürdüklerini, davanın esasına ilişkin önceki beyanlarını tekrarla zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz huzurunda görünen davada öncelikle çözümlenmesi gereken husus davalının ıslah yolu ile zamanaşımında bulunup bulunamayacağıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07/06/2017 tarih 2017/17 – 1093 esas, 2017/1090 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere süresi içerisinde cevap veren davalının cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı definde bulunabileceğinden evvela davacının taleplerini zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
İzmir BAM 11. HD’nin 21/02/2019 tarih ve 2018/1687 esas, 2019/288 sayılı ilamında da “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 109/son maddesinde ” Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülüklerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseye öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar” denilmiştir. Bu düzenleme Trafik Sigortası Genel Şartlarının C.8 maddesinde de açıkça ve aynen yer almaktadır. Temyize konu dava, haksız fiili faili aleyhine açılan bir tazminat davası olmayıp zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesine dayalı olarak sigorta şirketinin kendi akidinin aleyhine açılmış olduğundan bu dava da zamanaşımı süresi ödeme tarihinden itibaren iki yıldır.” gerekçesine yer verilmiştir.
Somut olayda davacı tarafından dava dışı üçüncü kişiye ödeme 25/12/2015 tarihinde yapılmıştır.
Davacı … tarafından hazırlatılarak hasar dosyası içerisine alınan aktüerya raporunun düzenlenme tarihi 28/01/2016 tarihidir. Söz konusu aktüerya raporunda kaza tutanağı değerlendirilmiş ve bununla beraber kaza tutanağı da davacı … şirketine iletilmiştir. Kaza tutanağında araç sürücüsünün alkollü olduğu belirtilmiş olup, davacı kaza tutanağının kendisine ulaştığı tarihte rücuya ilişkin hakkını öğrenmiş olacaktır.
Mahkememiz nezdinde 10/12/2018 tarihinde dava açılmış olup, davaya dayanak icra takibi 27/03/2018 tarihinde açılmıştır. Buna göre zamanaşımı süresinin icra takibinin yapıldığı tarih ile ödeme tarihi olan 16/02/2016 tarihi dikkate alındığında 2918 sayılı KTK ‘nun 109/son maddesi de belirtilen iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 367,29-TL’nin mahsubu ile bakiye 307,99-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.950,68-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı 16/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”