Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1426 E. 2021/348 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1426 Esas
KARAR NO : 2021/348

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket adına İzmir … İcra Müdürlüğü’nde genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını davalı tarafından itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, bu nedenle dava açma gereğinin hasıl olduğunu, İşbu davaya konu icra takibinin İİK. M.50 ve HMK m.10 atfıyla TBK m.89/f.1b.1 gereğince para borcu alacaklısı olan davacı şirketin merkezi olan İzmir İcra Dairelerinde açılarak yetkili yerde başlatıldığını, Davalı borçlu ile davacı şirketin 2017 ve 2018 döneminde sürekli ticari alışveriş yaptıklarını, Davalı borçlu ile davacı şirketin 2017 ve 2018 döneminde sürekli ticari alışveriş yapmış olduğunu, davalının davacı şirketten aldığı mal karşılığında belirli zaman aralıklarıyla ödemeler gerçekleştirdiğini, davalı borçludan davacı şirketin 1.790,84.-TL alacağı bulunduğu için takip başlatılmış olduğunu Arz ve izah edilen nedenlerle, davanın kabulü ile davalı tarafın yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı tarafça yapılan haksız ve kötü niyetli itiraz sebebi ile davalı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “Davacı ile davalı tarafın İzmir … İcra Müd. … esas sayılı dosyasına dayanak cari hesap alacağından dolayı davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı alacağı var ise miktarı, İcra Müdürlüğünün yetkisi hususlarında uyuşamadıkları görüldü” şeklinde belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri toplanmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak rapor alınmak üzere dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, davacı ticari defter ve kayıtları ile dosya kapsamına göre inceleme yaparak rapor düzenlemiştir. Bilirkişinin 20/10/2020 tarihli raporunda “Davacı şirketin 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının yaptırılmış olduğu, 2017 yılı kapanış tasdikinin yasal süresi içinde yaptırılmış olduğu, 2017 yılı ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olduğu, 2018 yılı yevmiye defterlerinin kapanış onayı ile ilgili olarak raporumun ilgili kısmında (sayfa4) belirttiğim husus üzerine , 2018 yılı ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olup olmama hukuki yorumunun Sayın Mahkemenize ait olduğu, Davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre, tarafların 19.09.2017 tarihinden 18.12.2017 tarihine kadar ticari ilişkilerinin var olduğu, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen KDV’siz tutarı 66.763,42.-TL KDV’li toplam tutarı 78.780,84.-TL olan 5 adet faturanın ve ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. İşbu 5 adet fatura ve muhteviyatının davalı yanın kabulünde olduğu, davalı yanca ilgili vergi dairesine bildirmiş olduğu BA Formlarından tespit edilmiştir. Buna göre; 2017 ve 2018 yılı davacı şirkete ait ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda,aksi ispat edilmedikçe, davacı şirketin davalı yandan takip ve dava tarihi itibari ile 1.790,84.-TL cari hesap alacağı olduğu “görüş ve kanaati bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmuş davalı taraf bilirkişi raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
HMK madde 222 gereğince davalının bulunduğu yer Mahkemesine talimat yazılmış Talimat Mahkemesince çıkartılan ihtaratlı davetiyeye rağmen davalı defterlerini ibraz etmemiştir. Bu nedenle davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin BA formları ile de doğrulandığı anlaşılmıştır.
Denetime elverişli ve tüm dosya kapsamı ile uyumlu davalı tarafça da itiraz edilmeyen bilirkişi raporu HMK md. 222 gereğince Mahkememizce de benimsenerek davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile ;
Davalının İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine itirazının iptali ile, takibin 1.790,84-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2- İİK madde 67 gereğince hüküm altına alınan alacağın %20 ‘si oranında hesaplanan 358,16-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 122,33-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL ‘nin mahsubu ile 86,43-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 77,00-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 1.790,84-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 500,00-TL bilirkişi ücretinin ve 156,50-TL tebliğat ve posta ücreti olmak üzere toplam 656,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK 341 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip …
e-imza

Hakim ..
e-imza

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”