Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1334 E. 2021/255 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1334 Esas
KARAR NO : 2021/255

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; …’ın …’ta inşaat malzemesi satan bir şirket olduğunu, … Taahhüt İnşaat Gıda sanayi ve Ticaret Ltd Şti ile kurmuş olduğu adi iş ortaklığı arasında malzeme satışı olduğunu, … Taahhüt İnşaat Gıda sanayi ve Ticaret Ltd Şti ile … İnş Elek. San. Tic Ltd Şti bir araya gelip…. yapımı iş ortaklığını kurduklarını, …’ta inşa edilen …. yapım işini gerçekleştirdiklerini, davalı … Taahhüt İnşaat Gıda sanayi ve Ticaret Ltd Şti ve …. LTD Şti ‘in … yaparken kullandıkları malzemelerin bir kısmını …’dan tedarik etmiş ve malzemeleri alarak inşaatta kullandıklarını, faturaların gönderilmesine rağmen süresi içinde itiraz edilmediğini, bu nedenle fatura içerikleri kesinleştiğini, …. Ltd Şti ile … … Ltd. Şti ‘ni … arayıp malzeme bedellerini talep etmiş isede sürekli erteleme ile karşılaştıklarını, bu nedenle … icra Müdürlüğüne icra takibi başlatıldığını, ancak itiraz sonucu takibin durduğunu, Fazlaya ilişkin tüm alacak ve faiz hakları saklı kalmak üzere 52.601,83-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin de karşı taraftan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle: iş bu davaya dayanak olarak sadece faturaların gösterildiğini tek taraflı olarak düzenlenen müvekili şirketi yetkililerinin imzasını taşımayan faturaların kabullerinde olmadığını taraflar arasında düzenlenmiş ve geçerli herhangi bir yetki sözleşmesininde bulunmadığını, davacının dayanak gösterildiği faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini irsaliyeli fatura olmadıklarından teslim edildiğinin de ispatlanamadığını davalıların böyle bir faturayı almalarının da söz konusu olmadığını bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile haksız mesnetsiz ve kötü niyetli iş bu davanın usul veya esastan reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “Davacı ile davalı tarafın davacının satım sözleşmesi uyarınca faturaya konu malları davalılara teslim edip etmediği, bundan ötürü alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, mahkememizin yetkisi ” şeklinde belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri mahkememizce toplanmıştır.
Mahkememizce aldırılan 15/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda ; davacı şirketin 2018 yılına ait ticari defterlerinin noterden açılış onaylarının 2018 yıllarına ait yevmiye defterlerinin kapanış onaylarının yaptırılmış olduğu davacının davalıya Haziran 2018 ‘de 2.402,00TL ‘lik Temmuz 2018 ‘de 4 adet fatura karşılığı KDV dahil 50.199,83-TL mal sattığını, ancak bu bedelleri tahsil edemediği gerekçesi ile alacak davası ikame ettiğini, davacının incelenen 2018 yılı yasal defterlerine göre 2.402,00-TL fatura bedelini tahsil ettiği kaydın mevcut olduğu diğer Temmuz 2018 yılı toplam 50.199,83-TL ‘lik fatura içeriklerini davalıya teslim ettiğini ispatlaması gerektiği davalının kendi rızası ile vergi dairesine beyan ettiği Temmuz 2018 dönemi BA formunda davacının düzenlendiği toplam 50.199,83-TL bedelindeki 4 adet fatura karşılığı mal aldığını beyan ettiği kabulünde olduğunun anlaşıldığı karşılığında davacıya ödeme yaptığına dair tevsik edici belge sunmamış olması sebebi ile davacının davalıdan dava tarihi itibari ile 50.199,83-TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememiz ara kararı gereğince Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı talimat mahkemesi tarafından düzenlenen 15/06/2020 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; davalı şirketler defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerin zamanında yaptırılıp yaptırılmadığı tespit edilmemiştir. Davacı şirketin dava tarihi olan 09/11/2018 tarihinde davacı şirketin davalı şirketlerden 48.643,83 TL alacağı olduğu görüş ve kanaati bildirilmiş ise de davalının çıkartılan ihtaratlı davetiyeye ve bilirkişinin kendilerine ulaşmasına rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle HMK md. 222 gereğince davacının ticari defter ve kayıtlarına itibar edilerek ve davalı tarafından sunulan BA formlarında davacının kesmiş olduğu faturalarında yer aldığı hususu dikkate alınarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile; 50.199,83- TL ‘nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 3.429,15-TL harçtan peşin alınan 893,31-TL nin mahsubu ile 2.535,84-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 7.325,98 -TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 2.402,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 237,05-TL posta ve tebligat ücreti ile 939,41-TL ilk dava gideri harcın kabul red oranına göre takdiren 1.180,56-TL davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluklarında tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”