Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1252 Esas
KARAR NO : 2021/575
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkil davacı şirket arasında, ‘’… Sok. No… …/İZMİR’’ adresinde bulunan fabrika binasının temizlik hizmetleri konusunda anlaşma yapıldığını, yapılan hizmet bedeline ilişkin olarak 6.851,00. -TL bedelli, 24/07/2017 tarih, … seri numaralı fatura düzenlendiğini, faturanın, İzmir …Noterliği’nin 31/07/2017 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafından iade edildiğini, faturanın tahsili amacı ile İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketçe 24/10/2017 tarihli dilekçe ile takibe, borç miktarına ve tüm fer’ilerine, faiz oranına, işlemiş ve işleyecek faiz miktarlarına tümüyle itiraz edildiğini, itirazın ardından takibin durmasına karar verildiğini, haksız olarak yapılan itiraz nedeni ile takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmolunmasını,
Yargılama gider ve avukatlık vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkil şirkete ayıplı hizmet verdiğini, davacı tarafından taahhüt edilen temizlik işlemlerinin tam olarak yerine getirilmedği gibi davacı elemanları tarafından gerçekleştirilen hatalı temizlik işlemleri nedeniyle fabrika camlarına büyük hasar verildiğini camların büyük kısmında telafisi mümkün olamayan ve hiçbir şekilde yok olmayan cizikler meydana geldiğini, ve binanın 2 cephesinin hiç temizlenmediğini, söz konusu camların gerek kalınlık gerekse nitelik bakımından özel üretim olup camlarda davacının kusuru sebebiyle büyük hasar meydana geldiğini, müvekkil şirketin camlarının davacının kurusu sebebiyle çizik içinde kullanmak zorunda kaldığını, sözleşme konusu camların özel üretim olması, tüm fabrika binasına takılması metrekarelerce camın davacının ayıplı ifası sonucu çizik içinde bulunması ve bu çiziklerin kesinlikle giderilemediğini, müvekkil şirket tarafından kabul edilebilecek bir durumun olmadığını, sözleşmeye aykırı olarak ayıplı ifada bulunan müvekkil şirketin değil davacının olduğunu, davacı tarafından İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhine kötüniyetle takip başlatıldığından %20 ‘den az olmamak kaydı ile davacı aleyhine kötü tazminata hükmedilmesine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “Davacı ile davalı tarafın aralarında hizmet akdi mi yoksa eser akdi mi bulunduğu davacı yanan temizlik hizmetine eksik ve ayıplı yapıp yapmadığı şayet ayıp söz konusu ise ayıbın niteliği, bu ayıbın niteliğini uygun düşen sürede ihbarda bulunup bulunulmadığı davacının faturadaki işten ötürü alacaklı olup olmadığı alacaklı ise miktarı” şeklinde belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri mahkememizce toplanmıştır.
Mahkememiz 26/03/2019 tarihli ara kararı uyarınca delillerin takdir ve ifası için … sokak No…. …/ İzmir adresinde keşif yapılmasına karar verilmiştir.
Keşif mahallinde Mahkememiz ” Taraflar arasındaki eser ve hizmet sözleşmesine konu olan binaya gelinildi. Bina gezildiğinde binanın dış cephesinin 3 cephesinin cam ile kaplı olduğu, cam kaplama olan yerleri camlarda yer yer çiziklerin olduğu, çiziklerin yakın mesafeden farkedilebildiği (yaklaşık 1 m den farkedilebiliyor) kimisi iyicene camın yanına yaklaşıp dikkatlice bakıldığında görülebiliyor. Davalı şirket sorumlusundan çizik olan camları göstermesi istenildiğinde giriş katında insan boyunda olan yerlerdekini gösterdi. Diğer katlarda da olduğunu beyan etti. Keşif saat sınırlamasından dolayı hepsini tek tek görmek mümkün olmadığından bilirkişiye daha sonra tekrar mahale gelerek çizik olan camların adedi ve çiziğin oranı çizik olan camların mevcut hali ile keşif sırasında kullanıldığı ve kullanılabildiği gözlemlendiğinden çiziklerin camlar değiştirilmeden giderilmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün değil ise camların değiştirilmesinin ekonomik ve adil olup olmayacağı ve ayrıca camlardaki çiziklerin negatif bir değer oluşturması halinde bunun adet ve niteliğine göre toplam miktarının ne olduğu ” şeklinde gözlemde bulunmuştur.
Mahkememizce aldırılan tarihli bilirkişi raporunda ; dava konusu camlarda çeşitli yoğunlukta çizikler mevcut olduğu, bu çizikler camların kullanılmamasını gerektirmemektedir. Aynı çizikler estetik düşüklüğe sebep olmaktadır estetik değerlendirmeler ise kişiden kişiye yaşam tarzı ve kültürüne göre büyük değişkenlikler gösterir. Toplam cam içindeki çizikli camların oranı yaklaşık %30 kadardır. Davalı ile davacı arasındaki dava konusu fatura tutarı 6.851,00-TL ‘dir işin yapımındaki kusur nedeniyle fatura tutarının % 25’i kadar kısmanın kesilerek geri kalanını ödenmesi adil bir çözüm olacaktır şeklinde görüş ve kanaatini sunmuştur
Tarafların tanıkları mahkememizce dinlenilmiş tanıklar beyanlarında:
Davacı tanığı … ” Ben davacı şirkette daha önce şef olarak çalışıyordum .davalıya ait binada temizliği bizim şirketimiz yaptı temizlik işini ekip olarak yaptık . İş bittikten sonra teslim eden de benim. Biz binanın hem içini hemde dış cephesini temizledik camları komple biz temizledik . Tüm cephelerin temizliğini yaptık. Camları temizlerken çizikler oluştu. Bu camların çizilmesinin nedeni dış etkenlerden kaynaklıdır. Yağ toz gibi sebeplerden dolayı çizildi. Camların temizlik işini bizim dış cephe temizlik ekibimiz var bunlar yaptı. Biz kaba ve ince inşaat temizliği yaptık bizim ile beraber bazı ince işçiliklere dair inşaat işleri de devam ediyordu hatta bizim temizlediğimiz yerler tekrar kirletildiği için tekrar tekrar temizlemek zorunda kaldık . Bizi de zor durumda bıraktılar . Ben binanın iç temizliğini teslim ettim. O da oda temizledik kapıları kapattım böyle teslim ettim ben dış cepheyi teslim etmedim binanın içinde ki temizliği yapıp teslim ettiğimde dış cephenin temizliği halen devam ediyordu. Dış cephedeki camlar peluş ve cam temizliğinde kullanılan özel jilet ile yapıldı boya ve inşaat artığı olan yerler bu jilet ile temizlendi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … “ben davacı şirkette temizlik şirketinde çalışıyordum şuan başka bir işyerinde çalışıyorum. Biz davalı şirketin binasının temizliğini yaptık şefimiz … Abi teslim etti işin nasıl teslim edildiği hususunda bir bilgim yoktur. Dış cephenin temizliği ile ilgili bir alakam yoktur. Ben bina içini temizledim. Camların çizildiğini bana söylediler ama ben görmedim camların çizildiği öyle ortada konuşuluyordu, ben görmediğim şeye yalan söyleyemem dedi. İç cephe ve dış cephede temizlik işi yapılırken aynı anda binan içinde inşaata ilişkin işler de yapılıyordu. Davacı vekilinin sorusu üzerine soruldu : biz daha orda iş yaparken camların çizildiği söyleniyordu öle ortada konuşuluyordu” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … “Ben davacı şirkette temizlik işçisi olarak çalışmaktayım davacı şirketin binasını temizleyen ekip içinde bende vardım. Biz binanın içinde temizlik yaptık biz temizlik yaparken hala binada fayans döşeniyor idi. Binanın dış cephesinde olan camların temizliği hususunda bir bilgim yoktur onu bizim şefimiz … bey bilir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …” Ben davalı şirkette halen çalışmaktayım. Davacının yapmış olduğu işi ben teslim aldım. Temizlik yapılırken inşaat işi bitmişti ama ufak tefek montaj işleri devam etme idi , dış cephenin fayans işi yapılıyordu birde içeride iç kısımlarda ufak camların montajı yapılıyordu temizlik işini ben teslim aldım. Binanın bütün cephelerini temizlediler fakat işi teslim aldığında camların çizilmiş olduğunu gördüm bunu temizlik işini yapan şirket yetkileri ile benim kendi amirlerime bildirdim. Sonra onların kendi aralarında ne yaptıklarını bilmiyorum. Davacı şirket çalışanları camın yüzeyini jilet ile temizliyorlardı hızlı hızlı yaptıkları için çizdiklerini düşünüyorum. Temizliği yaparken ben gördüm işin zaten son kısmı idi söyledim ama dediğim gibi işin sonu olduğu için müdahale edemedim . camların birçoğu çizik çizikler belirgin, camlara daha sonra herhangi bir işlem yapmadık camlar olduğu gibi duruyor” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … ” ben davalı şirkette bilgi işlem de çalıyorum temizlik yapılırken bende kabloları takıyordum. Dış cephe camlarının çizildiğini gördüm işçiler ellerinde bildiğiniz permatik ile camları kazıyordu. Ben bunu görünce amirime söyledim çünkü işin sorumluluğu bende değildi onlarda zaten fark etmişler” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce yapılan keşif sırasındaki gözlemler ile keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporuna göre davacı şirketin temizlemiş bulunduğu dış cephedeki 585 adet (poz) camın 170 adedinin çizik olduğu, davacı tarafın temizlik yaptığı binanın dış cephesini bir kısmının cam olduğu ve binanın inşaasında davalı şirketin üst düzeyde özen gösterdiği ve estetiğe önem verdiği anlaşılmıştır. Davacı şirket temizlik yapmış olduğu alanın (camların) yaklaşık %30’nda kusurlu iş yaparak camların çizilerek zarar görmesine sebep olmuştur. Davacı şirket her ne kadar temizlik işi yapıldığı sırada bir kısım inşaat işlerinin devam ettiğini bu nedenle camların çizildiğini ve kendi kusurlarının bulunmadığını iddia etmiş ise de gerek dinlenen tanık beyanları gerekse tarafların beyanları ile keşif esnasındaki mahkememiz gözlemine göre temizlik işinin yapıldığı esnada devam ettiği bildirilen işlerin ince işçiliğe ilişkin olması ve bunların binanın dış cephesi ve camların çizilmesi ile alakasının bulunmaması, bina cephesinin yerden yüksekte olması sebebiyle tanık anlatımlarından da anlaşılacağı üzere davacı tarafın üstlenmiş olduğu dış cephe temizliği usul ve tekniğine uygun şekilde yapmayarak camların çizilmesine ve davalı şirketin bu şekilde zarara uğramasına sebep olarak ayıplı iş yaptığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Kaldı ki; devam eden ince inşaat işinin camların çizilmesine sebep olduğu düşünülse dahi, davacı tarafından camların çizildiği görülerek derhal işe ara verilmesi gerekirdi. Davacının bu yönde ki iddiası inandırıcı ve samimi bulunmamıştır.
Davacı ile davalı arasında yapılmış bulunan temizlik işine ilişkin eser sözleşmesinde davacı şirket ayıplı işinden dolayı 170 adet camın çizilmesine sebep olmuştur. Bilirkişice söz konusu çiziklerin değiştirilmeden giderilmesinin mümkün olmadığı bildirilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda çiziklerin camların kullanımına engel olmadığını bu ayıbın estetiğe ilişkin olduğunu, estetiğe ilişkin değerlendirmelerin ise kişiden kişiye yaşam tarzı ve kültürüne göre değişiklik gösterdiğini bildirmiş ise de buna ilişkin olarak maddi bir değer ortaya koymamıştır. Davalı şirket söz konusu çizik camlardan dolayı bir talepte bulunmamış olması ve bu hususun dava konusu olmaması sebebiyle çiziklerin maddi karşılığının araştırılması düşünülmüş ise de bilirkişinin çiziklerin gideriminin mümkün olmadığı ancak camların değiştirilerek mümkün olacağını belirtmiş olması ve 170 adet camın bedelinin dava konusu edilen alacaktan çok daha fazla olduğu anlaşıldığından usul ekonomisi de gözetilerek bu yönde ayrıca bir araştırma yapılmamıştır. Camların çizik olmasından dolayı davalı şirket zararının belirlenememesi sebebiyle TBK 50. Maddesi ve 475. Maddesi birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin ayıp oranında bedel indirimi yönünde eylemli seçiminin olduğu ve bu suretle taraflar arasında belirlenen temizlik ücretini ödemekten kaçındığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın edimini ayıplı ifa ettiği, ayıplı ifa sonucunda davalının zararını gidermediği anlaşılmıştır. Davacı tarafın talep ve dava konusu ettiği fatura bedelinin 6.851,00-TL oluşu ve 170 adet camın davacı çalışanları tarafından çizilerek zarara uğratıldığı anlaşıldığından davacının fatura bedelini isteme hakkının olmadığı davalının en az fatura bedeli kadar zararının oluştuğu kabul edilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin alınan 82,74-TL ‘den mahsubu ile bakiye 23,44- TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 29/06/2021
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza
BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”