Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1157 E. 2021/1006 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1157 Esas
KARAR NO : 2021/1006

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2018
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili, dava dilekçesinde; Davalının davacı müvekkil aleyhine İzmir ….icra Müdürlüğü’nün …E sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını, ödeme emrinin muhtara tebliği ile müvekkilinin icra takibinden haberi olmadığını ve takibin kesinleştiğini, ancak davacı müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe dayanak olarak gösterilen kambiyo senedinde “nakden” ibaresinin yer almasına karşın, davacı müvekkilin, davalı alacaklıdan para, mal ya da hizmet almamış ve davalı ile herhangi bir hukuki ilişki içine girmediğini, davacı müvekkilin kişisel bilgilerinin kullanılarak davalı alacaklı ile imzalanan kambiyo senedi neticesinde doğan borcu ve ferilerini kabul etmediklerini, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, dava dilekçe ekinde sunulan Bornova ..Noterliği’nin 11.01.2017 tarih …yevmiye numaralı vekaletnameden de anlaşılacağı üzere müvekkilin imzası ile benzerlik taşımadığını, bu sebeplerle İzmir ….İcra Md.’nün … E sayılı takip dosyası ile yapılan takibin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, davacı müvekkilin borçlu bulunmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; Müvekkiline verilen senetler üzerindeki kaşede “…” yazmakta olup, davacının adına açılmış Kordon VD…. nolu vergi kaydı bulunduğunu, bu işyerinin ihaleyi kazanan davacı tarafından işletildiğini, Bornova ….Noterliğinin 20.04.2017 tarih …. yevmiye nolu vekaletname ile işyerini kendi adına yönetmek için …’e yetki verdiğini, takip dayanağı senet üzerindeki imzanın … tarfından davacı adına 08.02.2017 tarihinde imzalandığını, söz konusu …işletmesinede fatura karşılığı mal satıldığını cari hesap borcuna karşılık şirket çalışanları tarafından icra takibine konu senetlerin … tarafından imzalanarak müvekkil şirkete gönderildiğini, bu sebeplerle Bornova ….Noterliğinin 20.04.2015 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesi ile davacının “emre muharrer senet düzenleme” yetkisi verdiği …’e davanın ihbar olunmasına haksız ve kötü niyetli davanın reddine, asıl alacağın %20 den az olmamak üzere takdir edilecek kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak müvekkile verilmesine, HMK 329/1 MD gereğince müvekkilinin ödemek zorunda kalacağı yasal Vekalet ücretinden az olmamak üzere hüküm ile belirlenecek hak ve alacağın %25 tutarındaki vekalet ücretini ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, diğer belgeler ve bilirkişi incelemesi delil olarak değerlendirilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası suretinin incelenmesinde; Davacı tarafından davalı şirket aleyhine 7.500,00-TL asıl alacak, 930,26-TL işlemiş faiz, 22,50-TL %0,30 komisyon olmak üzere toplam 8.452,76-TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Davacının 2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerinin 213 sayılı VUK. 221. ve 222.maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığını, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfı değerlendirmesinin takdiri Sayın Mahkeme’nizde olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. maddesi uyarınca yapılması gereken kapanış tasdikinin 2016-2017 yılı yevmiye defterleri için süresinde yaptırıldığını, ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğruladığını, Davacı ticari defterlerinde davalı “…’a” ait herhangi bir kayıt bulunmadığını, ancak davalı …’ın yetkili müdürü olduğu “…Gıd. Mar. İşl. İnş. Tur. Taş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.”ne ait kayıtların bulunduğunu, buna göre; … şirketinin davacıya 2016 yılında toplamı 2.916,90 TL tutarında olan 3 adet fatura düzenlediğini, faturaların 100- Kasa hesabından “nakit” olarak ödendi kaydı bulunduğunu, davacının davalıya cari hesap borcunun bulunmadığını, takibe konu senetlerin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını tespit edilmiştir.
Davalı ticari defter kayıtlarında;
Davacı ticari defterlerinde davalı “…’a” ait herhangi bir kayıt bulunmadığından davalı …’ın yetkili müdürü olduğu “…Gıd. Mar. İşl. İnş. Tur. Taş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.” ne ait kayıtlar bulunup incelendiğinden, bilirkişiliğimce hem “… ” şirketine ait ticari defterler hem de “…”ın adına bulunan işletmeye ait ticari defterler incelenerek rapora aktarılmıştır. … şirketinin 2016-2017 yıllarına ait yevmiye defterlerinin 213 sayılı VUK. 221. ve 222.maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığını, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfı değerlendirmesinin takdiri Sayın Mahkeme’nizde olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. maddesi uyarınca yapılması gereken kapanış tasdikinin 2016-2017 yılı yevmiye defterleri için süresinde yaptırıldığını, … şirketinin ticari defterlerinde toplamı 6.933,30 TL olan 8 adet faturanın davacı adına düzenlendiğini, bu tutarın 1.450,00 TL’sının davalı kredi kartı ile ödendiğini, kalan 5.483,30 TL sının … şirketi defterlerinde cari mutabakat ile kapatıldığı ve davacının davalıya borcunun bulunmadığını, takibe konu senetlerin … şirketi ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, Davalı …’ın 2016 yılında işletme defterine tabi olduğu, 213 sayılı VUK. 221. ve 222.maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığı işletme defterinin 6102 sayılı TTK’na göre kapanış tasdikine tabi defterler arasında sayılmadığını, Davalının İşletme Defterinde “İşi Veya Mesleği” bölümünde “Müşterek Bahis faaliyetleri (At Yarışı, Köpek yarışı, futbol ve Diğer Spor yarışmaları konusunda bahis hizmetleri) yazılı olduğu, 2016 yılı işletme defterinde davacıya ait herhangi bir kayıt bulunmadığı …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 72.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
2-Davacı taraf dava dilekçesinde takibe konu senet üzerindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığını, davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını ileri sürerek dava konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir.
3-Davalı tarafça cevap süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde takibe ve davaya konu bononun davacının çalışanı olan … tarafından vekalet ile kendisine verilen yetki kapsamında imzalandığını, cari hesap alacağına istinaden bononun alındığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
4-Dosyaya getirtilen bilgi ve belgelerden davacının işletmekte olduğu kantin ve yemek işletmesinde çalışanı olan …’e Bornova …Noterliği’nin 20.04.2015 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesi ile davacının emre muharrer senet düzenleme yetkisi de içerir vekaletname verdiği, davacının aynı noterliğin 29.07.2016 tarih ve … yevmiye nolu azilnamesi ile vekaletnamenin geri alınarak azilname düzenlendiği, dava konusu bonoların keşide tarihlerinin 08.02.2017 ve ödeme tarihlerinin sırasıyla 15.03.2017, 15.04.2017 ve 15.05.2017 tarihleri olduğu görülmüştür.
5-Davacı tarafça yargılama sırasında dava konusu bonoların keşidecisinin vekil … olduğunun öğrenilmesi ile vekaletten azil hukuki durumuna dayanılmış, bononun vekalet olmaksızın imzalandığı ve davacının borçtan sorumlu tutulamayacağı ileri sürülmüştür.
6-Yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış, davacıya ait kantin işletmesi ile davalının yetkilisi olduğu şirket arasında 2016 yılından itibaren ticari alışveriş ilişkisinin başladığı görülmüştür.
7-Somut olayda uyuşmazlık konusu davacının vekillikten azlettiği vekil tarafından imzalanan bonodan dolayı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 2. Maddesine göre “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.”
Tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu görülmektedir. Davacı tarafça her ne kadar vekil …’in vekaletten azledildiği ileri sürülmüş ise vekilin azledildiğinin davalı tarafa bildirildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı gibi bu yönde bir iddiada da bulunulmamıştır.
Dava dışı eski vekil … yargılama sırasında vefat ettiğinden dinlenilmesi ve davanın ihbarı mümkün olmamıştır.
Mahkememizce …(…)’in SGK kayıtlarında Uyap üzerinden yapılan incelemede 02.06.2017 tarihine dek davacı tarafın işyerinde işçi olarak çalıştığı tespit edilmiştir.
8-Davacı tarafça her ne kadar Bornova …Noterliği’nin 29.07.2016 tarih ve … yevmiye nolu azilnamesi ile …(…)’in vekalet yetkisine son verilmiş ise de davalı ile davacı arasında vekaletten azil öncesi ticari ilişkinin başladığı ve vekilin vekillik görevinin sona erdiğinin davalıya bildirildiğine dair bir delil sunulmadığı, vekil …’in azil sonrası da 02.06.2017 tarihine dek davacı yanında çalıştığının SGK kayıtları ile sabit olduğu, davacı tarafın davalıya vekaletten azil işleminin bildirildiğine dair bir iddiada bulunulmadığı hususları gözetildiğinde davalının ticari ilişki sırasında kendisine ibraz edilen vekaletnamedeki yetkiye güvenerek iktisap ettiği bonoları iyi niyetli olarak edindiğinin kabulü gerektiği, davacının ticari ilişkisi bulunan ilgililere vekilin görevinin sona erdiğini bildirmemesinden kaynaklanan zarara katlanması gerektiği değerlendirilmiştir.
9-Dava konusu bonolar nakden kaydı içermekte olup davalı tarafça cari hesap alacağına istinaden alındığı savunulmuştur. Bono üzerinde nakden kaybı bulunmakla bonoların kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliğinde olduğu ve davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin varlığının da sabit olduğu gözetildiğinde davalıdan bono alacağını yeniden ispat etmesi beklenemez. Bu nedenle bono üzerinde yazılı alacak miktarları kadar davalı alacağının bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
10-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere, davacı tarafça her ne kadar öncelikle imza aidiyetine ve yargılama sırasında vekaletten azil olgusuna dayanılmış ise de davacının vekilin görevinin sona erdiğine ilişkin davalı tarafa bilgi verdiğine dair bir delil sunulmadığı ve bu yönde bir iddia da bulunmadığı, vekillik görevi sona eren vekilin 02.06.2017 tarihine kadar davacı yanında işçi olarak çalıştığı, davalı tarafın davacı yanında işçi olarak çalışan ve vekaletname ile bono imzalamaya yetkili olduğunu beyan edip vekaletnameyi davalıya sunan fakat gerçekte azledilmiş olan vekil tarafından düzenlenen bonoyu iyi niyetli olarak aldığının kabulü gerektiği, kural olarak iyi niyetin esas olduğu ve hal ve şartlara göre davalının azilnameyi bilebileceğini gösterir bir delilin dosyada bulunmadığı, davalının süren ticari ilişki sırasında yetkilisi olduğu şirketin alacağına istinaden bonoyu iyi niyetli olarak elde etmiş olduğu yönünde vicdani kanaat oluştuğundan davanın reddine karar verilmiştir.
11-Dava konusu hakkında her ne kadar tedbir kararı verilmiş ise de davacı tarafça teminat yatırılmadığından ihtiyati tedbir kararının fiilen uygulanmadığı görülmüştür. Bu nedenle davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin olarak alınan 144,36-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 85,06-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarf edilen 1,20-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/11/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸