Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1115 E. 2021/393 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1115 Esas
KARAR NO : 2021/393

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2018
KARAR TARİHİ : 15/04/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalılar tarafından davacı aleyhine Menderes İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 06.10.2017 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davacının eşi … ‘nın Eylül 2017 ‘ de intihar ettiğini, yaşarken kuyumcu dükkanı işleten …’nın kuyumcu dükkanını davacı üzerine yaptığını, bu hususta senet üzerindeki kaşede davacının isminin yazıldığının görüldüğünü, davacının eşi kuyumcu dükkanı işletirken piyasaya aşırı derecede borçlanmış ve davalılara verilen senet gibi birçok senetin düzenlendiğini, bu senetlerin hiçbirinde davacının imzası olmasa da davacının rahmetli eşi kuyumculuk kaşesinde davacının ismi geçtiği için muhtemelen tüm senetlerin de davacıyı da borçlu göstererek imzaları da davacının yerine rahmetli eşinin attığını, davacının eşinin intihar ettikten hemen sonra borçluların icra takibi yaptıklarını ve ayrıca davacıya gelen tebligatında muhtar ayapıldığı için davacının imzaya itiraz edemediğnii, takdir edileceği üzere genç yaşta eşini kaybeden ve bunun üzüntüsünü uzun süre yaşayan davacı hakkında açılan icra takibiyle ilgilenemediğini, bu nedenle iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu ancak davacının eşinin vefat ettikten çok kısa bir süre sonra icra takibi yapılmasının da ayrıca şüpheli bir durum olduğunu, dilekçe ekinde sunulan vekaletten de anlaşılacağı üzere senetteki imza ile davacının imzasının birbirini tutmamakta olduğunu, bu hususta davacının imzası İlçe Seçim Kurulu, Vergi Dairesi ve Muhtarlıktan celp edilerek yapılacak bilirkişi incelemesi ile icra takibine konu senetteki imzanın davacıya ait olmadığının sabit olacağını ayrıca icra takibine konu senetin davalıların huzurunda imzalanmadan davalıların senedi almış ve icra takibine konu ettiklerini, bu hususta şikayet ve dava haklarının saklı kaldığını, bu aşamada davacının imzalamadığı bir senetten dolayı haciz baskısıyla karşı karşıya olduğnu,bu nedenle icra takibinin yargılama sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini aksi kanaatte ise bir teminat karşılığı icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, cevap dilekçesinde özetle; davalıların yapmış oldukları tüm birikimleri altına çevirdiklerini, söz konusu altınları Mendereste kuyumcu dükkanı işleten … isimli şahsa her ay bize çeyrek altın vermesi karşılığında yatırım amaçlı olarak verdiklerini yapmış oldukları bu anlaşmaya rağmen … isimli şahsın bize herhangi bir ödeme yapmadıklarını, kendisi ile defalarca bize söz verdiği ödemeyi yapması hususunda konuşmaları sonucunda ileride itilaf çıkmaması adına bize senet verebileceğini söylediğini, ancak bu sözünü de yerine getirmekten süreklili bahameler uydurarak kaçtığını, ancak bir gün kuyuncunun dükkanına gittiklerinde ertesi gün gelmelerinin dükkanı eşi ile birlikte işletiyor olmaları nedeniyle eşi ile birlikte senet tanzim edeceklerini söylediğini, senet düzenlemeleri gerektiğini bu nedenle iş yerine gelmeleri hususunda konuştuklarını, yaklaşık 30 dk sonra bir bayan ile iş yerine geldiğini kendisinin …’nın eşi olduğnu usöyleyen bir bayan kendisi ve eşinin tezgahın arkasında iken … ile birlikte senedi imzalayıp mühür bastıklarını, Tezgahın arkasında olmaları dolayısıyna senetteki imzaların bizzat yannlarında bulunan kişilerce atılıp atılmadığını görmediklerini, ancak imza atıyor gibi el hareketleri yaptıklarını, senet düzenlendikten sonra heerhangi bir şeyden şüphelenmeden senedi alarak iş yerinden çıktıklarını, senedin ödeme günügeçtikten 2-3 gün sonra …’nın piyasaya yüklü miktarda borcu olması dolayısıyla intihar ettiği haberini aldıklarını, bunun üzerine hak kaybına uğramamak için Menderes İcra Müdrülüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatmak durumunda kaldığını, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere hem piyasayı dolandırdığı yönünde itirafta bulunmakta hem de bundan maddi bir çıkar elde edebilmek için taraflarına yönetildiğini, dava bulunmakta olduğunu, kötü niyetin hukuk düzenince korunmadığı hukuk sistemlerinde aleyhine açılan davanın mahkemece reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Menderes İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, bono, imza örnekleri, Aydın Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin raporu, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 12/03/2020 tarihli raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
2-Davacı taraf Menderes İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasında takibe konu edilen 21/09/2017 vade tarihli 50.000,00TL bedelli bononun davacının eli ürünü olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
2-Davalılar cevap dilekçesi ile davacının sahibi olduğu kuyumcu dükkanına her ay belirli bir karşılığı olmak üzere altın verildiğini, zaman içerisinde kendilerine ödeme yapılmadığını, borç karşılığı senet düzenlenmesine karar verildiğini, davacı ile eşinin tezgah arkasında senet imzalayıp kendilerine verdiklerini, senedin davacı tarafından imzanıp imzalanmadığı görmediklerini, senedin kuyumcuya verilen altınlara karşılık düzenlendiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmişlerdir.
3-Dava konusu bono üzerinde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nce inceleme yapılmış olup düzenlenen 12/03/2020 tarihli raporda davacının tersimi basit ve yazı unsuru içermeyen imzasının davacının eli ürünü olup olmadığı tespit edilememiştir.
4-Bono üzerinde inceleme yapılması için Aydın Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği’ne gönderilmiş, düzenlenen 24/11/2020 tarihli raporun sonuç bölümüne göre bono üzerinde yer alan imzaların davacının eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
5-Menfi tespit davasında borcu doğuranın imzanın borçluya ait olduğunun ispatı külfeti alacaklıdadır. Her ne kadar Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda imzanın davacıya ait olup olmadığının belirlenemediği belirtilmiş ise de Aydın J.K.L.A. Tarafından düzenlenen raporda imzanın davacının eli ürünü olmadığı belirtilmiştir. Her iki rapor birlikte değerlendirildiğinde bir an için imzanın içeriği itibariyle net bir tespit yapılamadığı kabul edilmiş olsa dahi esas olanın imzanın davacıya ait olduğunun kanıtlanması olduğu nazara alındığında imzanın davacıya ait olup olmadığının belirlenemediği durumlarda davacının bu imzadan dolayı sorumlu tutulmasının mümkün olamayacağı açıktır. Bu nedenle davacının kendisine ait olduğu ispat edilemeyen bonodan dolayı borçlu bulunmadığı yönünde vicdani kanaat oluşmuştur.
6-Cevap dilekçesinde ileri sürülmemekle birlikte davalı vekili tarafından yargılama aşamasında davacının eşinin ticari vekil olarak kuyumcunun her türlü işlemlerini yerine getirdiği, müteveffa …’nın … Kuyumculuk adına yürüttüğü faaliyetler nedeniyle dava konusu bononun düzenlendiği, bu borçtan dolayı davacının da işyeri sahibi olarak sorumlu olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı vekilinin ticari vekilin gerçekleştirdiği işletmeyle ilgili işlemler nedeniyle işyeri sahibinin de sorumlu tutulması gerektiği, aksinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı yönündeki savunmaları doğru ise de ticari vekilin gerçekleştirdiği işlemlerin tamamının değil yalnızca işyerinin olağan işlemleri için ticari vekilin işlemlerinden sorumlu tutulması gerekeceği değerlendirilmiştir. Keza Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin istikrarlı uygulaması da bu yönde olup ticari vekilin açıkça yetki verilmedikçe kambiyo taahhüdünde bulunamayacağı değerlendirilmiştir.
7-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere dava konusu bononun davacının eli ürünü olmadığı, bononun davacının sahibi olduğu ve eşi … tarafından işletilen kuyumcu dükkanının faaliyeti kapsamında davalılara verildiği yönünde iddia bulunmakta ise de ticari temsilci olarak işyerini işleten …’nın davacı adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin bulunduğuna dair dosyada delil bulunmadığı, bu haliyle bir an için bononun … tarafından davacı adına düzenlendiği kabul edilse dahi açık yetkiye dayanmayan bu eylemden davacının sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmekle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
8-Davalılar her ne kadar bono lehtarı olarak imzanın davacının eli ürünü olup olmadığını bilmeleri gerekmekte ise de dosyaya sunulan tüm bilgi ve belgelerden, davalıların davacıya ait işyerine vermiş oldukları altın karşılığında bonoyu aldıkları sabit olup kötü niyetli olarak takipte bulundukları yönünde tam ve kesin bir vicdani kanaat oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, Menderes İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin dayanağını oluşturan keşidecisi … Kuyumculuk …, lehtarı … ve … olan 27/02/2017 tanzim, 21/09/2017 vade tarihli, 50.000,00-TL bedelli bono ilgili olarak davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 3.415,50-TL harçtan peşin olarak alınan 853,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 7.300,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 853,88-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 488,70-TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/04/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”