Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1043 E. 2021/637 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1043 Esas
KARAR NO : 2021/637

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/09/2018
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde;8/07/2017 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araçla …’a çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası sonucunda yaya konumunda bulunan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi bulunduğunu, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili için 100,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, değer arttırım dilekçesi ile; Davacı … için dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talep ettikleri 100 TL kalıcı işgöremezlik tazminatını 132.345,54 TL, 100 TL geçici iş göremezlik tazminatını ise 13.520,24 TL olarak artırarak dava dilekçesi ile talep edilen tazminatla birlikte toplamda 146.065,78 TL maddi tazminatın 29.06.2018 (davalı şirkete yapılan yazılı başvuru tarihi) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davayı kabul etmediklerini, söz konusu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili sigorta şirketine müracaat edilmediğini, 18/07/2017 tarihinde meydana gelen kazası neticesi davacının başvurusu ile açılmış olan hasar dosyasının incelemesi sonuçlandırılmadığını, ancak davacı tarafın neticeyi beklemeden kötü niyetli olarak dava açtığını, bu poliçeden dolayı müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere, ölüm ve sakatlanma kişi başına azami kaza tarihi itibariyle 310.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, Davacı tarafın, müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünün, kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğuna dair herhangi bir delil sunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının yargılama esnasında alınacak olan raporla ortaya çıkacak olan malullüğün tespit edilmesi sonucunda, yine davacının kazanın oluşu esnasındaki kusuru da göz önünde bulundurulup müvekkili şirketin sorumluluğuna karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkili firmaya karşı açmış olduğu haksız ve kötü niyetli davanın ve tüm taleplerinin reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Hastane tedavi evrakları, SGK kayıtları, hasar dosyası, Ege Üni. Has.nin Adli Bilirkişi Kurulu Raporu, Kusur Raporu, Aktüer raporu, delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumlarının tespiti için yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre; “…dava konusu kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’in %80 oranında kusurlu olduğu, … Müdürlüğünün %20 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın dava konusu kazada kusurunun bulunmadığı …” tespit edilmiştir.
Davacının maluliyet oranının tespiti için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınan rapora göre; “… Davacının sürekli sakatlık oranının %8 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 ay olarak kabulünün uygun olacağı.” tespit edilmiştir.
Davacının davalıdan isteyebileceği geçici ve sürekli işgöremezlik miktarının tespiti için yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda; “…18/07/2017 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanarak sürekli malul hale gelen davacı …’ın
-Geçici iş göremezlikten kaynaklı bakiye maddi tazminat alacağının 17.025,30-TL olduğu,
-Sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 165.556,93-TL olduğu,
Toplam maddi tazminat alacağının ise 182.582,23-TL’ye tekabül ettiği,
Davalı tarafın %80 oranında kusuru doğrultusunda zararın 146.065,78-TL’sinden sorumlu olacağı…” tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır. Davacı taraf davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan … plaka sayılı aracın liman sahası içerisinde yaya olarak bulunan davacıya çarpması neticesinde meydana gelen yaralanmadan dolayı oluşan geçici ve sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde davacı tarafın sigorta şirketine başvuruda bulunduğunu, henüz başvuru neticelenmeden dava açılmasının iyi niyetli olmadığını, sigorta şirketinin tazminat sorumluluğunun 310.000,00TL ile sınırlı olduğunu, davacının kusurunun da gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
3-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
4-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
7-Mahkememizce davacının zararı olup olmadığı ve varsa miktarı ile davalının sorumluluğunun sınırının tespiti için öncelikle kusur incelemesi yapılmıştır. Davaya konu trafik kazasının bir iş alanı olan liman sahasında gerçekleşmiş olması nedeniyle kusur incelemesi 1 trafik bilirkişisi ile 1 iş güvenliği uzmanından oluşan bilirkişi heyetinde gerçekleştirilmiştir. Heyet tarafından düzenlenen 25/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda “.dava konusu kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’in %80 oranında kusurlu olduğu, … Müdürlüğünün %20 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın dava konusu kazada kusurunun bulunmadığı …” şeklinde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede kazanın oluş şekli itibariyle kusur dağılımının hakkaniyete uygun olduğu değerlendirilmiş ve bilirkişi raporuyla belirlenen kusur oranları mahkememizce de benimsenmiştir.
8-Kusur durumlarının tespiti sonrasında ise Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan maluliyet raporları alınmış, 21/06/2019 tarihli maluliyet raporuna göre .. .. “Davacının sürekli sakatlık oranının %8 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 ay olarak kabulünün uygun olacağı.” tespit edilmiştir.
Maluliyet raporunun incelenmesinden kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri doğrultusunda düzenlendiği, taraflarca yeniden maluliyet raporu aldırılmasını gerektirir objektif bir hata gösterilmediği hususları birlikte değerlendirilerek belirlenen maluliyet oranları üzerinden dosyada aktüerya hesabı yapılmasına karar verilmiştir.
9-Mahkememizce dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek davalının sorumlu olduğu %80 kusur oranı, %8 sürekli maluliyet ve 6 ay geçici iş göremezlik süresi esas rapor düzenlenmesi istenmiştir.
Aktüerya bilirkişisinden alınan 04/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi ile hesaplama yapılmış “..18/07/2017 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanarak sürekli malul hale gelen davacı …’ın
-Geçici iş göremezlikten kaynaklı bakiye maddi tazminat alacağının 17.025,30-TL olduğu,
-Sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 165.556,93-TL olduğu,
Toplam maddi tazminat alacağının ise 182.582,23-TL’ye tekabül ettiği,
Davalı tarafın %80 oranında kusuru doğrultusunda zararın 146.065,78-TL’sinden sorumlu olacağı…” şeklinde rapor düzenlendiği görülmüştür.
10-Geçici iş göremezlik zararı yönünden dosyaya getirtilen davacıya ait maaş bordroları ile 6 aylık iyileşme süreci sonunda %80 kusur oranına göre davacının geçici iş göremezlik zararı 21.977,54TL olarak tespit edilmiş, SGK tarafından sunulan 08/02/2021 tarihli cevabi yazıda davacıya ödendiği belirtilen 4.952,24TL geçici iş göremezlik ödemesinin rücuya tabi olduğu, henüz rücu işlemleri yapılmamakla birlikte rücuya tabi ödemelerin tazminat hesabından mahsubu gerektiği gözetilerek bu miktar hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatından tenzil edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda geçici iş göremezlik zararı olarak 17.025,30TL tespit edilmiş ise de raporda davalının sorumlu olduğu %80’lik kusur oranına isabet eden miktarın gösterilmediği anlaşılmıştır. Davalının %80 kusur oranına göre sorumlu olduğu geçici iş gücü kaybı tazminatı miktarı 13.620,24TL olup mahkememizce bu miktar hükme esas alınmış, taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının değer artırım dilekçesinde belirttiği 13.520,24TL miktara hükmedilmiştir.
11-Davacı tarafça sigorta şirketine dava öncesinde başvuruda bulunulmuş, başvuru evrakında tazminatın ödenmesi için 15 gün süre verildiği görülmüştür. Her ne kadar KTK 99. Maddesi ile 8 iş günü içerisinde ödeme yapılması gerektiği düzenlenmiş ise de davacı tarafından başvurunun 29/06/2018’de davalı sigorta şirketine ulaştığı, bu tarihten itibaren 8 iş günü yasal sürenin 12/072018 tarihinde sona erdiği, fakat davacı tarafın başvuru dilekçesinde 15 gün içerisinde ödeme talep edildiği, 15 günlük sürenin ise 14/07/2018’de sona erdiği, temerrüdün 15/07/2018 tarihi itibariyle başladığı gözetilerek 15/07/2018 tarihinden itibaren talep edildiği gibi yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; poliçe limitlerini geçmemek kaydıyla 13.520,24TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 132.345,54TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 146.065,78TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminata temerrüt tarihi olarak belirlenen 15/07/2018’den itibaren yasal faiz yürütülmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.977,75-TL harçtan peşin olarak alınan 35,90-TL ile ıslah harcı olarak alınan 500,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.441,85-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 17.826,25-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL. ile ıslah harcı olarak yatırılan 500,00-TL toplamı 535,90-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından başvuru harcı, bilirkişi ücreti ve posta masrafı olarak sarf edilen toplam 1.658,75-TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/07/2021

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır