Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/993 E. 2023/600 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/993 Esas
KARAR NO : 2023/600
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/11/2014
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in 15/03/2014 tarihinde davalılardan …’in ruhsat sahibi olduğu, davalı …AŞ nin işlettiği ve davalı…’ın kullandığı … plaka sayılı servis münibüsü ile iş yerine gittiği esnada servis sürücüsünün kırmızı ışık ihlali yapması ve hız sınırının üzerinde seyretmesi neticesinde kavşakta geçiş yapmakta olan diğer davalılardan …’in sevk ve idaresindeki davalı … Genel Müdürlüğüne ait … plaka sayılı otobüse çarpması neticesinde ağır şekilde yaralandığını diğer davalı sigorta şirketlerinin davalıların maliki ve sürücüsü oldukları araçların ZMMS poliçelerini düzenlediklerini kaza tutanağı ve mağdur beyanları ile bilirkişi raporlarına göre kazının oluşumunda müvekkilinin içinde bulunduğu … plaka sayılı aracın sürücüsü…’ın asli kusurlu olduğunu davalı … hakkında Karşıyaka … Ağır Ceza Mahkemesinin … sayılı dosyasında ceza davası açıldığını ve yargılamanın halen devam ettiğini, kaza nedeni ile müvekkilinin uzun süre tedavi dönemi geçirdiğini halen bedensel ve ruhsal olarak kazanın izlerini taşıdığını, kaza nedeniyle sürekli iş göremez hale geldiğini, ayrıca kaza neticesinde aylarca hastanede yatmak ve yattığı dönem içinde tedavi masrafları ödemek zorunda kaldığını, devamlı surette ilaç kullandığını, maddi ve manevi yönden zarar gördüklerini ileri sürerek taleplerinin kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik davacı … açısından 1.000,00 TL maddi tazminat ile her bir davacı için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin trafik ( ZMMS ) sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle sorumluluğunun poliçe limiti ve araç sürücüsünün kusuru oranında, gerçek zarar miktarıyla sınırlı olduğunu, dava konusunun iş kazası olma ihtimalinin bulunduğunu, dosyanın adli tıp kurumuna sevkinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, idareye yüklenecek bir kusurun bulunmadığını, tüm kusurun…’a ait olduğunu, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat tutarı, kusur durumu, olayın oluş biçiminin, tarafların mali ve sosyal durumları ile bağdaşmayacak ölçüde fahiş olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sig. A.Ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin trafik ( ZMMS ) sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle sorumluluğunun poliçe limiti ve araç sürücüsünün kusuru oranında, gerçek zarar miktarıyla sınırlı olduğunu, dosyanın adli tıp kurumuna sevkinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, husumetin müvekkiline yöneltilmesinin kabul edilmeyeceğini, kusurun…’ da olduğunu, dosyanın Adli Tıp Kurumuna sevkinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın öncelikle husumet nedeniyle reddine, aksi kanaate varıldığı taktirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin süresinden sonraki cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin kazada hiçbir kusurunun olmadığını, kusurun…’da olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, ceza davalarının henüz sonuçlanmadığını, bu nedenle ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarının çok fazla olduğunu, ödeme gücünün bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı …A.Ş’ye dava dilekçesinin tebliğ edildiği ancak herhangi bir yanıt vermediği, ancak duruşma günü olan 29/09/2015 tarihinde davaya karşı cevaplarını içeren dilekçe sunduğu, bu dilekçe ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı … 15/03/2014
tarihli trafik kazasında yolcu olup, … plakalı aracın işleteni davalı … Genel Müdürlüğü, sürücüsü …, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyeni … Sigorta A.Ş., … plakalı diğer aracın işleteninin …Turizm, ruhsat sahibinin …, sürücünün…, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyenin ise … Sigorta A.Ş. Olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama devam ederken davacı vekili 04/05/2015 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat kalemlerinin ödendiği belirtilerek … Sigorta A.Ş. Alehine açıktıkları maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini ancak … Sigorta A.Ş. Haricinde ki diğer davalılar hakkında talepleri gibi manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/05/2019 tarihli dilekçesi ile davalılardan sigorta şirketleri yönünden sadece manevi tazminat taleplerinden vazgeçildiğinin beyan edildiği, akabinde 19/11/2019 tarihli dilekçe ile, maddi tazminat kalemi tahsil edildiğinden maddi tazminatın konusuz kaldığını, manevi tazminat yönünden …Turizm,… ve … dışındaki tüm davalılardan vazgeçme taleplerinin bulunduğunu, manevi tazminat taleplerinin yalnızca ismi ve unvanı belirtilen davalılardan tahsilini talep ettiklerini belirtmiş daha sonra sunulan dilekçe ile ise … Sigorta A.Ş.’ ninde kasko poliçesi kapsamında manevi tazminat kaleminden sorumlu olması gerektiği beyan edilmiştir.
Dava dilekçesi incelendiğinde davacının, davalılardan … Sigorta A.Ş.’ nin ZMMS poliçesi kapsamında sorumluluğuna dayanıldığı görüldüğünden sonradan verilen beyan dilekçesi ile unvanı belirtilen davalının sorumluluğunu değiştirir şekilde manevi tazminat talebinden sorumlu tutulması mümkün görülmediğinden davacı vekilinin iş bu talebi mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davacılar vekilinin farklı tarihlerde sunmuş olduğu dilekçeler birlikte değerlendirildiğinde, maddi tazminat davasından öncelikle feragat edilmiş akabinde ödeme sebebiyle davanın konusuz kaldığı belirtilmiştir.
Maddi ve manevi tazminat yönünden olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nun 61 maddesi gereğince birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları taktirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği defiler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşı da ileri sürebilir. Bu defiler 6098 sayılı TBK 164 maddesinde gösterilen ve şahsi ilişkiler veya mütelsil borcun sebep veya konusundan doğan defiler olup, bunların dışında ileri sürülen defiler müteselsil borçlular arasındaki rücu hakkını kaldırmaz. 6098 sayılı TBK 165. Maddesin uyarınca müteselsil borçlular arasında aksine bir sözleşme bulunmaması taktirde borçlulardan biri diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Dış ilişkide alacaklıya karşı sonuç doğurabilen böyle bir işlem, iç ilişkide rücu hakkını kısmen yada tamamen kaldırıcı etkiye sahip değildir.
6098 Sayılı TBK 166. Maddesine göre sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğeri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması gereklidir. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan (davanın özünden) feragat etmiş olması veya böyle bir feragatın durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine 6098 Sayılı TBK 168 madde hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği taktirde bu fiilin sonuçlarına şahsen tahammül edeceği hükmünü içermektedir. (Yargıtay … HD’nin … E- …K sayılı 20/11/2013 tarihli kararı)
Somut olayda davalı … Sigorta A.Ş. ile davacı arasında düzenlenen 09/04/2015 tarihli sulh sözleşmesinin maddi tazminat yönünden (vakelet ücreti ve yargılama giderleri dahil) 244.750,00 TL tutarın ödenmesi koşuluyla davacının davalı sigorta şirketini ibra edeceği yönünde imzalandığı anlaşılmaktadır.
Anılan sözleşmede davalı gerçek kişi taraf değil ise de yukarıda yer verilen düzenlemeler gereğince davalı sürücününde 6098 sayılı TBK’nın 166.maddesi gereğince ödeme tutarında borçlarının sona ereceği tabidir. Davacı taraf açıkça maddi tazminat davasından feragat ettiğini belirttiğinden mahkememizce maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine yönünde hüküm kurulmuş ise de; Yargıtay … HD’nin … E – … K sayılı 13/10/2016 tarihli kararında vurgulandığı gibi somut olayda davacı vekilinin feragat beyanı niteliği itibariyle 6100 sayılı HMK’nın 307.maddesinde gösterilen biçimde teknik anlamda bir feragat değildir. Zira davacı vekili hakkın özünden feragat etmemiş sigorta şirketinin sulh sözleşmesi gereğince ödeme yapması üzerine davadan feragat etmiştir. Diğer bir anlatımla feragat ödemeye dayalıdır. Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesi gereğince ödenen tutarlar bakımından davanın konusuz kaldığı açıktır.
Yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan alınır (HMK m. 326). Hakim, Türk Hukukunu re’sen uygular (HMK m. 33). Mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun emredici düzenlemelerinin gereğini yerine getirmek zorundadır (HGK 13.03.2013 tarih, … esas, … karar). Somut olayda; açılan maddi tazminat davasında, dava esasen konusuz kaldığından davalılar …Turizm,… ve … Sigorta A.Ş. lehine ayrıca yargılama giderine hükmedilmesine gerek görülmemiştir. Diğer davalılardan sürücü … zarara sebebiyet vermediğinden … plakalı aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyen lehine feragat nedeniyle yargılama giderlerine hükmedilmiştir.
Davalı …Turizm, … ve…’ ın sorumlulukları incelendiğinde;
2918 sayılı Ka…olları Trafik Kanunu’nun 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, yaşanan trafik kazasında davalı … … plakalı aracın maliki ve diğer davalı… aracın sürücüsüdür. Araç sürücüsü kendi kusurundan sorumlu olacak olup (TBK madde 49), işleten, sürücünün kusuru oranında yukarıda değinilen maddeye göre dava dilekçesi ile talep edilen maddi ve manevi tazminattan sorumlu olacaktır.
Davacı vekili …Turizm’ in işleten olduğunu iddia etmektedir.
İşleten tanımı 2918 sayılı Ka…olları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi söz konusu maddede araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi de meydana gelen zarardan sorumlu tutulmuştur. Bu bakımdan motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında işletilmesi halinde yani aracın işletilmesine katılma halinde girişimci işleten ile birlikte sorumlu olacaktır.
Dava konusu olayda, kaza yapan … plakalı servis aracı davalı … adına kayıtlı ise de, diğer davalı …cevap dilekçesi ile 09/01/2018 tarihli celsede açıkça aracın kendileri tarafından işletildiğini ve işverenin dava dışı şirket olduğunu beyan ettiğinden, … plakalı servis aracı üzerinde fiili hakimiyetin …Turizm’ e ait olduğu kanaatine varılarak işleten sıfatı ile sorumlu olduğu sabittir. Her ne kadar araç malikinin sorumlu olduğu iddia edilerek … aleyhine de dava açılmış ise de, işleten sıfatı birden fazla kişide bulunmayacağından …’ in yaşanan trafik kazasında sorumluluğunun olmadığı nazara alınarak iş bu davalıya karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
TBK’ nın 50. maddesi uyarınca davacı zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Bu sebeple davacı bilirkişi deliline dayanmış olup mahkememizce Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu ile bilirkişiden kusur ve maluliyet ve maddi zarar bedelinin belirlenmesi için raporlar aldırılmıştır.
Bilirkişiden alınan 08/03/2019 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre;
“A- Davalı sürücü…’ ın %100 (yüzde yüz) oranında Asli ve tam kusurlu olduğu;
B- Davalı sürücü …’ in Kusursuz olduğu;
C- 3.Kişilerin, kurum ve kuruluşlarının Kusursuz oldukları;
Hususlarındaki kanaatimi, Nihai kararın takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere saygılarımla arz ederim.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür. Sunulan rapor kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğundan, YARGITAY … Ceza Dairesi’ nin … E., … K. Sayılı ilamı ile onanan Karşıya … ACM’ nin … Esas sayılı dava dosyasından alınan rapor ile uyumlu olduğundan ayrıca somut olaya uygun hazırlandığından mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu’ndan alınan 24/12/2020 tarihli adli tıp raporunun sonuç kısmına göre; “Sonuç olarak; şahsın Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranı olay tarihindeki yaşına göre %60 (altmış) ve bugünkü yaşına göre de %62 (altmış iki) olarak bulunmuştur.
2. Mevcut evraka göre (incelenen evrak no: 6) tıbbi iyileşme süresinin, olay tarihi olan 15.03.2014 tarihinden çalışmasının uygun görüldüğü 29.03.2015 tarihine kadar olduğu, dolayısıyla 379 (üç yüz yetmiş dokuz) gün olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasına varılmıştır.
3. Şahıs mevcut kazaya bağlı ruhsal şikayetler tariflemiş olup hesaplanan Meslekte Kazanma Gücünde Azalma Oranı şahsın diğer arızaları göz önüne alınarak hesaplanmıştır. Tarafınızca istenmesi halinde şahsın tam teşekküllü bir hastanenin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları kliniğinde 6 (altı) av boyunca düzenli psikiyatrik takip ve tedavi alması sonrasında 3 Psikiyatri Uzmanından oluşan bir heyet tarafından düzenlenecek “şahsın olaya bağlı psikiyatrik hastalığı olup olmadığını, varsa psikiyatrik hastalığın kalıcı olup olmadığını (tedavi ile çalışma olanağı veren/vermeyen şeklinde) belirtir bir rapor” aldırılarak raporun Anabilim Dalımıza gönderilmesi halinde varsa olaya bağlı psikiyatrik arızası da dikkate alınarak tekrar hesaplama yapılabilecektir.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan alınan 27/04/2022 tarihli adli tıp raporunun sonuç kısmına göre; “…Kişiyle yapılan görüşme, kişinin ruhsal durum muayenesi ve tıbbi kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, kişide olaya bağlı “Major Depresyon” hastalığının bulunduğu, hastalığının kalıcı olduğu ve tedaviyle çalışma olanağı vermediği kararına varılmıştır. Durumunu bildirir ortak tıbbi kanaat raporudur.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu’ndan alınan 15/12/2022 tarihli adli tıp raporunun sonuç kısmına göre; “Sonuç olarak; şahsın davaya konu 15.03.2014 tarihli kaza nedenıyle meydana gelen ve EÜTF Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından tanısı konulan “Major Depresyon” (tedaviyle çalışma olanağı vermeyen) arızası sebebiyle Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranı 100 (yüz) olarak bulunmuştur Bu nedenle şahsın diğer arızaları hesaplamaya dahil edilmemiştir.
2. Şahsın olaya bağlı oluştuğu anlaşılan yüz sınırlarındaki lezyonların yuzde kalıcı İZ niteliğinde olduğu mütalaasına varılmıştır. ” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür. Rapor kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe uygun hazırlandığından hükme esas alınmıştır.
6098 sayılı TBK’ nın 56. maddesi uyarınca hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğ…anda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Kural olarak manevi tazminat yalnız olay sırasında duyulan değil, bütün hayat boyu duyulup ve çekilecek elem ve ızdıraba karşılık olarak takdir edilen bir karşılıktır.
Tüm bu nedenler ile, 15/03/2014 tarihli trafik kazasında davalılardan sürücü …’ ın tam kusurlu bulunduğu, kusurlu eylem sonucu davacının %100 oranında malul kaldığı, sürücünün kusuru oranında davalılardan işleten/…ve … Sigorta A.Ş. de sorumlu olacak ise de, maddi tazminat kalemlerine ilişkin davacı davasından feragat ettiğinden Davadan feragat 6100 sayılı HMK’ nın beşinci kısım, üçüncü bölümünde davaya son veren taraf işlemi olarak düzenlenmiş olup, davadan feragat kesin hüküm gibi sonuç doğuracağından, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığından başkaca bir araştırmaya gerek görülmeyerek maddi tazminat davası ile Davalı sigorta şirketleri, … ve … aleyhine açılan manevi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacı …’ in haksız fiil nedeni ile bedenen zarar gördüğü açık olup kusur ve maluliyet oranları ile haksız fiil tarihindeki paranın alım gücü nazara alınarak, zarar gören davacı ile yakınlarının (TBK m. 56/2) manevi tazminat talebinin faiz talebi bulunmadığından kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile,
-50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …A.Ş. ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ e verilmesine,
-20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …A.Ş. ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ e verilmesine,
-20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …A.Ş. ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ e verilmesine,
-20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …A.Ş. ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ e verilmesine,
Fazla ilişkin istemin reddine,
-Davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
-Davalı sigorta şirketleri ile … ve … aleyhine açılan manevi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 179,90 karar ve ilam harcının …A.Ş.,… ve … Sigorta A.Ş.’ den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
4-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 7.514,10 karar ve ilam harcının başlangıçta yatan 686,55 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 6.827,55 TL’ nin …A.Ş. ve… müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen 686,55 TL ve 25,20 TL başvurma harcının …A.Ş. ve… müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 1.078,60 TL posta ve diğer giderler ile 400,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.478,60 TL yargılama giderinden davalılardan … Sigorta A.Ş.’ nin ödemiş olduğu (300,00 TL) bedelin mahsubu sonucu; 1.178,60 TL’ nin kabul red oranı nazara alınarak 650,86 TL’sinin davalı …A.Ş.,… ve … Sigorta A.Ş.’ den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından yatırılan 90,00 TL, davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından yatırılan 90,00 TL, davalı … tarafından yatırılan 590,00 TL harcanmış olmakla, belirtilen yargılama giderlerinin davacılardan alınarak ismi ve unvanı belirtilen davalılara ödenmesine,
8-Davalılardan… tarafından yatırılan ve harcanan 80,00 TL yargılama giderinin kabul red oranı nazara alınarak 35,82 TL’ sinin davacılardan alınarak ismi belirtilen davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılardan … Sigorta A.Ş. Tarafından yatırılan ve harcanan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … Sigorta, … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT uyarınca reddedilen maddi tazminat yönünden hesap ve takdir edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ den alınarak unvanı ve ismi belirtilen davalılara verilmesine, diğer taraflara maddi tazminat yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Manevi tazminat yönünden;
-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalılar …A.Ş. ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak ismi belirtilen davacıya ödenmesine,
-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalılar …A.Ş. ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak ismi belirtilen davacıya ödenmesine,
-Davalılar …A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’ ten alınarak unvanı belirtilen davalılara ödenmesine,
-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalılar …A.Ş. ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak ismi belirtilen davacıya ödenmesine,
-Davalılar …A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’ ten alınarak unvanı belirtilen davalılara ödenmesine,
-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalılar …A.Ş. ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak ismi belirtilen davacıya ödenmesine,
-Davalılar …A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’ ten alınarak unvanı belirtilen davalılara ödenmesine,
12-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, bir kısım taraf vekilinin yüzüne karşı, bir kısım tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”