Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/177 E. 2023/34 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/177 Esas
KARAR NO : 2023/34

DAVA : Menfi Tespit (Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2017

BİRLEŞEN İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ DOSYASI

ESAS NO : 2017/428 Esas
KARAR NO : 2017/1114

DAVA : Alacak (Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2017

KARAR TARİHİ : 19/01/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin temsil ve tek ortağı …’ın olduğunu, …’ın oğlu …, Akdağmadeni İlçesinde tamamen kendi mali gücü ile Akaryakıt /LPG satış İstasyonu inşa ettiğini ve sonra davalı yan İle beş yıl süreli bayilik sözleşmesi ve protokol akdedildiğini, İş bu vefat nedeniyle merhum İle davalı firma arasındaki ticari ilişki sona erdiğini, merhumun vefatı üzerine davalının aileye yeni bir bayilik sözleşmesi imzalamak konusunda baskı uygulanması nedeniyle istasyonda işçi olarak çalışan … adına … Petrol Ltd. Şti.’ni kurmak zorunda kaldığını, sonrasında da 04.11.2011 tarihinde başlayan bayilik sözleşmesi yasa gereği 04.2016 tarihinde sona erecek iken ailenin evlat acısı içinde olması nedeniyle ticari işletmeyle İlgilenemiyor olmasından yararlanarak 22.01.2013 başlangıç günlü ve 4 yıl süreli bayilik sözleşmesini İmzalattığını, davacı bu sözleşmenin imzalanmasına onay vermediği gibi davalı tarafından da bugüne kadar, yeni ve taraflar arasındaki dikey ilişkiyi 2020 yılına kadar uzatan bir sözleşme imzaladığından bahis edilmediğini, davacının dikey ilişkiyi 2020 yılına kadar devam ettirecek bir bayilik sözleşmesi imzalattırıldığını ve bu sözleşme gereği 2020 yılına kadar bayilik faaliyetine devam etmek zorunda olduğunu bildirdiğini, davalı firma ile davacı arasında 04.2011’de başlayan dikey ilişki 4054 sayılı yasanın 4. Maddesine İstinaden Rekabet kurumu tarafından yayınlanan … Sayılı tebliğin 5. Maddesindeki açık emir gereği 04.2016’da sonlandırılması gerektiğini, ancak davalı firma davacının oğlunun vefatını fırsat bilerek 04.2013 tarih ile 4 yıl süreli yeni bir bayilik sözleşmesi imzalatarak, 04.2011’de başlayan dikey ilişki 01.2017’ye kadar uzattığını, şimdi de yasa ile tebliğe açıkça aykırı olarak davacının iktisadi faaliyet özgürlüğünü 2020 yılına kadar kısıtlamak için baskı uygulamakta olduğunu, Neticeten; … Değişik İş sayılı dosyadaki ihtiyati tedbir kararının devam etmesine, davacının, dava tarihi itibariyle davalıya karşı doğmuş, davalı tarafından İfası talep edilebilir olmuş bir borcunun bulunmadığının tespit edilmesine. Yapı Kredi Bankası A.Ş. tarafından düzenlenmiş olan 05.04.2013/33 01 00 00 481 sayılı teminat mektubunun, davacıya iade edilmesine ve iptal edilmesine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin İstiklal Caddesi No:……Aliağa İzmir adresinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu nezdinde…… lisans numarası ile akaryakıt bariyeri ile imzalanmış olduğu sözleşmeler vasıtasıyla akaryakıt dağıtım şirekti olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkil şirketi ile… arasında 14/06/2011 tarihli ve bey şıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesinin imzalandığını, 07/04/2011 tarihli protokolün … ‘nun taahhüdü başlıklı 4.maddesinde müvekkilşirketin beş yıl süreli bayilik sözleşmesi süresince bayi … ‘ın yıllık 750 metreküp akaryakıt alması kaydıyla 105.000 TL tutarında ihbe motorin verecğini taahhüt ettiğini, nitekim sözleşmenini mzalanması ile birlikte dilekçe ekinde sunulan Yapı ve Kredi Bankasının 07/04/2011 tarihli dekontundan da görüleceği üzere 105.000 TL aynı gün … ‘ın hesabına gönderildiğini, söz konusu protokolün Cezai şart başlıklı 9. Maddesinde bayilik süresi boyunca protokoldeki ve taraflarca imzalanan diğer sözleşmelerdeki taahhütlerin bayi tarafından yerine getirilmemesi halinde 100.000 USD cezai şart ve KDV bedeli ile yapılan tüm yatırım , hibe ve kredilerin toplamının gecikme faizi ile birlikte bayi tarafından iade edileceği, bayi tarafından kabul ve taahhüt edildiğini, … ‘ın yıllık 750 metreküp alım taahhüdünü yerine getirmediğini, 2011 yılı içinde 750.000 litre akaryakıt alımı yapması gerekirken 106.524 litre, 2012 yılı içinde 750.000 litre ürün alımı yapması gerekirken 120.675 litre ürün alımı yapıldığını, davalı şirket ile 22/01/2013 tarihinde dört yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmesine ek olarak 25/02/2013 tarihinde protokol imzalandığını, 07/04/2011 tarihinde ödenen 105.000 TL akaryakıt hibe bedelinin fazlaya ilikşin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL kar mahrumiyeti, 5.000 TL cezai şart, olmak üzere toplam 115.000 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddiaları hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, davacının dikey ilişki olarak tanımladığı bayilik sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesinden sonra taraflar arasında tekrar bir bayilik sözleşmesi imzalanması dikey ilişkisinin kesintisiz devam ettiği sonucunu doğurmayacağını, dağıtım firmaları bayileri ile bayilik sözleşmesinin süresinin sona ermesinden sonra genellikle tekrar sözleşme imzalamak suretiyle ya da mevcut bayilik sözleşmesi devam erden yeni bir bayilik sözleşmesi imzalamak suretiyle ticari ilişkiye devam etmekte olduklarını, yıllık 750.000 litre akaryakıt alım taahhüdü, davalı şirket tarafından yerine getirilmediğinden, 25.03.2013 tarihli protokol hükümlerini ve 22.01.2013 tarihli bayilik sözleşmesine aykırı davranıldığından 25.02.2013 tarihli protokolün 5. Maddesinin (f) bendi, 9 maddesi ve 22.01.2013 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesinin 22. Maddesinin (a) bendi gereğince, müvekkilleri şirketin alacaklarının bulunduğunu, davacının davası hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olup reddine karar verilmesi…” talep edilmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, cevap dilekçesi ile özetle; davacının tazminat taleplerini dayandırdığı 31/12/2014 tarihli 30/12/2019 gününe kadar süreli bayilik sözleşmesi, taraflar arasında 31/12/2014 tarihinde başlayıp beş yıl sürecek olan dikey ilişkiyi yeniden kurmaya yeterli olmadığını, 31/12/2014 tarihli olduğu iddia edilen bayilik sözleşmesinin davalı açısından 04/2011 tarihnide başlayan reabet yasağını 30/21/2019 tarihine kadar uzatmaya yeterli olmadığını, 4054/4 ila 56 ya aykırı olan 31/12/2014 tarihli bu bayilik sözleşmesinin kendiliğinden geçersiz olduğunu, bu nedenlerle davacının 4054 sayılı yasanın emirlerine açıkça aykırı taleplerinin ön inceleme aşamasında reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER: Ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Akdağmadeni Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat uyarınca alınan 06/03/2019 havale tarihli rapora göre; “…Tarafıma verilmiş olan 2011 yılından 2016 yılına kadar defter ve belgeler incelenmiş olup yıllık satış tutarlı İncelenmiştir.
2011 yılında toplam lt bazında motorin ve benzin; 106.524 lt.
2012 yılında toplam lt bazında motorin ve benzin; 114.928 lt.
2013 yılında toplam lt bazında motorin ve benzin; 90.293 lt.
2014 yılında toplam lt bazında motorin ve benzin; 243.638 lt.
2015 yılında toplam lt bazında motorin ve benzin; 242.379 lt.
2016 yılında toplam lt bazında motorin ve benzin; 318.896 lt…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
İstanbul 20. Hukuk Mahkemesine yazılan talimat uyarınca bilirkişi heyetinden alınan 01/09/2020 tarihli raporun sonuç kısmın göre; “…Asıl dosyanın davacısı olan şirketin menfi tespit istemi açısından da ehemmiyet arz etmesi hasebiyle; birleşen davaya konu edilen, birleşen dosyanın davacısı …’nun cezai şart ve kar mahrumiyeti taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda yapılan incelemelerde…
Cezai Şart Alacağı;
Davalı/birleşen dosyada davacı konumundaki … şirketi ile dava dışı … arasında 07.04.2011 tarihinde AKARYAKIT BAYİLİK SÖZLEŞMESİNİN ayrılmaz eki ve parçası olarak protokol imzalanmış olduğu görülmüştür. 07.04.2011 tarihli protokolün, “…’nun TAAHHÜDÜ” başlıklı 4,maddesinde “davalı şirketin, beş yıl süreli bayilik özleşmesi süresince bayi …’ın yıllık 750 metreküp akaryakıt alması adıyla 105.000,00 TL tutarında hibe motorin vereceğini” taahhüt edilmiştir.
Söz konusu Protokolün, “CEZAİ ŞART”” başlıklı 9.maddesinde “Bayilik üresi boyunca protokoldeki ve taraflarca imzalanacak diğer sözleşmelerdeki taahhütlerin bayi tarafından yerine getirilmemesi halinde 100.000 USD cezai şart ve DV bedeli ile yapılan tüm yatırım, hibe ve kredilerin toplamının gecikme faizi ile birlikte bayi tarafından iade edileceği” bayi tarafından kabul ve taahhüt edilmiştir. Dava dosyasına sunulu, Heyetimize mukaddem tanzim eylenmiş BİLİRKİŞİ RAPORU ve davalı/birleşen dosyadaki davacı … şirketinin stok kartları Üzerinde yapılan muhasebesel incelemelerde, asıl dosyadaki davacı … şirketin akdedilen sözleşme ve protokoller gereğinde 5 yıl içerisinde 3.750.000 lt. akaryakıt alması gerekirken 797.762 lt. akaryakıt alarak 2.952.238 lt. eksik alım yaptığı anlaşılmıştır.
Bu bağlamda sayın Mahkemeniz asıl dosyadaki davacı … şirketinin yanlar arası sözleşme şartlarına uymadığı, Yıllık 750.000 litre akaryakıt alım taahhüdünü yerine getirmediği yönünde karar vermesi durumunda, dafalı/birleşen dosyada davacı … şirketi tarafından 07.04.2011 tarihinde ödenen 105.000,- TL karşılığı akaryakıt hibe bedelinin asıl dosyadaki davacı … şirketinden birleşen dosyadaki davacı … Şirketine iade edilmesi gerektiği, söz konusu protokolün “CEZAİ ŞART” başlıklı 9. Maddesine göre 100.000-USD cezai şartın davacı … şirketi tarafından ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine muhasebesel olarak varılabilir ise de takdir, takdir yüce Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 10/12/2013 tarihli 2013/14074 E ve 19635 k. Sayılı içtihadındaki ve 04/12/2014 tarihli iktisaden mahv haline ilişkin … Esas ….. k sayılı içtihadındaki ilkelerin somut olaya tatbik kabiliyetinin değerlendirilmesi bakımından tamamen sayın mahkemenize aittir.
Kar Mahrumiyeti Alacağı:
Taraflar. arasında akdedilen 25.02.2013 – tarihli protokolün 5. maddesinin (f) bendinde beş yıllık taahhüt miktarı olan 3.750 metreküp akaryakıt alımı yapılmadığı takdirde sözleşme süresinin uzatılması kararlaştırlacağı gibi eksik alınan metreküp sebebiyle kar mahrumiyeti ödeneceği konusunda da mutabakat sağlanmıştır.
Kar mahrumiyetinin hesabının yapılabilmesi için davalı/birleşen dosyada davacı … şirketinin ticari defter kayıtları ile mali tablolarının incelenmesi gerekmektedir. Davalı/birleşen dosyada davacı … şirketi’nin, mali müşavir bilirkişinin saptamasına göre merkezinin; İzmir’de olup, davalı/birleşen dosyada davacı … Şirketi’nin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığından (bu alanda sayın Mahkeme, İzmir’de bilirkişi incelemesi yaptırmak hususunda muhtardır…) tarafımızdan kar mahrumiyeti hesaplaması yapılamadığını ifade etmek mevkiindeyiz. Asıl dosyadaki menfi tespit talebi de mezkur verilerin sayın Mahkemenin takdirine nazaran belirlenmesi akabinde mütalaa serdedilebilir. hale gelebileceği değerlendirilmiştir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür. Mahkememizce aldırılan 06/07/2022 tarihli raporun sonuç kısmına göre; “…Mahkeme dosyası ve içindeki belgeler ile tarafların ticari defter kayıtlarının ve dayanağı belgelerin tetkiki sonucunda ve raporum içinde açıklanan nedenlerle,
1) Davalı şirketin 2011,2012,2013,2014,2015,2016 yılı ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesi’ne göre sahibi lehine delil niteliğinde olduğu,
2) Davalı … Petrolcülük A.Ş.’den, davacı … Petrol…Ltd. Şti.’nin toplam 1.122.412,00 Litre akarkayıt ürünü aldığı, taahhüt ettiği miktarın 3.750.000,00 Litre olduğu, böyelece 2.627.588,00 Litre eksik alım yaptığı,
3) Davalı yanın davacı şirkete ilgili yıllarda yapmış olduğu satış tutarları ve miktarları dikkate alınarak ve ilgili yıllar Kurumlar Vergi Beyannamesindeki kârlılık oranı da dikkate alındığı yapılan hesaplamalar sonucunda davalı-birleşen dosya davacısı şirketin 62.637,26.-TL kârdan yoksun kaldığı,
4) Davacı-birleşen dosya davalısı şirketin 2020 ve 2021 yılı mali verileri dikkate alınrak yapılan inceleme sonucu, rapor tarihi itibari ile (05.07.2022 tarihli TCBM Döviz Alış Kuru 1 USD=16,9369) 100.000USD= 1.693.690,00.-TL +KDV cezai şart ve 105.000.-TL’nin davacı şirketin 31.12.2021 tarihi itibari ile sahip olduğu 816.239,62.-TL’lik Özsermayesinin çok üstünde (yaklaşık 2 katı) olduğu , davacı şirketin iş bu tutarı ödemede zorluk çekeceği ve ödenmesi durumunda davacı şirketin ticari mahvına sebep olabileceği,..” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Asıl davada talep akaryakıt bayilik sözleşmesinden dolayı menfi tespit istemi, sözleşme kapsamında verilen teminat mektubunun hükümsüzlüğü ve iadesi, birleşen dava yönünden ise akaryakıt bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle bayiye ödenen hibe bedelinin iadesi, sözleşmenin feshi nedeniyle yoksun kalınan kar mahrumiyetinin tahsili, sözleşmenin feshi nedeniyle cezai şart alacağı talebi noktalarında toplanmaktadır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı akaryakıt dağıtım şirketi ile dava dışı … arasında imzalanan 14/06/2011 tarihli ve 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesinin, …’ın sözleşmenin yürürlük süresinde vefatı üzerine davalı şirketin sözleşmeyi devam ettirmesi yönünde anlaşılması üzerine 22/01/2013 tarihinde 4 yıllık yeni bir sözleşme imzalandığı, 25/02/2013 tarihli ek protokol ile de sözleşme şartlarında bir kısım değişiklikler yapıldığı görülmüştür.
3-Davacı tarafça asıl davada ve birleşen davada Rekabet Kurumu’nun … sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği ile bayilik sözleşmesi gibi dikey anlaşmaların süresini 5 yıl ile sınırlandırıldığını, 5 yıllık sözleşme süresinin sonunda sözleşmenin kendiliğinden hükümsüz ve geçersiz hale geldiğini, geçersiz sözleşme nedeniyle bayilik verenin cezai şart, kar mahrumiyeti ve hibe bedeli iadesinin istenemeyeceğini, bu alacak kalemleri yönünden asıl davada borçlu bulunmadığını ileri sürerek menfi tespit ve teminat mektubunun iadesini, birleşen davada ise davanın reddini savunmuştur. Davalı, birleşen dosya davacısı dağıtım şirketi vekili ise bayinin sözleşme şartlarına uygun davranmadığını, Rekabet Kurumu kararlarının davacı tarafça yanlış yorumlandığını, sözleşmenin geçerliliğini koruduğunu ileri sürerek asıl davanın reddini, birleşen davada ise hibe bedelinin iadesini, kar mahrumiyeti zararı ve cezai şart tazminatı taleplerinin kabulünü talep etmiştir.
4-Taraflar arasında çözümlenmesi gereken öncelikli uyuşmazlık taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davacının feshi tarihinde geçerli olup olmadığı hususundadır.
Rekabet Kurumu’nun … Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği ile, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 5.maddesi kapsamında, 4.maddesinde gösterilen haksız rekabet hükümlerinin uygulanmayacağı hal ve şartlar düzenlenmiştir.
… sayılı Tebliğ’in 3. maddesinde rekabet etmeme yükümlülüğü, “alıcının anlaşma konusu mal veya hizmetlerle rekabet eden mal veya hizmetleri üretmesini, satın almasını, satmasını ya da yeniden satmasını engelleyen doğrudan veya dolaylı her türlü yükümlülük” olarak tanımlanmıştır. 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 8.maddesi uyarınca akaryakıt bayilerinin kendi dağıtım şirketleri dışındaki dağıtım şirketlerinden ürün tedariki yasaklanmış olduğundan, akaryakıt bayilik sözleşmeleri özünde, … sayılı Tebliğ’in 3. maddesi çerçevesinde rekabet etmeme yükümlülüğü içeren, diğer bir deyişle münhasır nitelikte sözleşmelerdir. Petrol dağıtım şirketi ile bayi arasında imzalanan bayilik sözleşmelerinde de 5015 sayılı Kanun’dan gelen bu özellik ayrıca hükme bağlanmıştır. 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinde bayilik sözleşmelerinin süresine ilişkin bir kayıt bulunmamakta olup, … sayılı Tebliğ’in 5 (a) maddesinde yer alan, “alıcıya getirilen belirsiz süreli veya süresi beş yılı aşan rekabet etmeme yükümlülüğü içeren dikey anlaşmaların Tebliğ ile tanınan muafiyetten yararlanamayacağı” hükmü, akaryakıt sektörü bakımından da uygulanmaktadır. Öte yandan, akaryakıt sektörüne yönelik rekabet yasağı değerlendirmelerinde bayilik sözleşmeleri ve intifa veya aynı etkiyi doğuran şahsi-ayni haklar birlikte değerlendirilmektedir.
(Bkz: Rekabet Kurulu’nun11-54/1395-503 Karar sayılı 27/11/2011 tarihli kararı)
5-… Sayılı Tebliğ’in 5(a) maddesi ile belirlenen 5 yılı aşan rekabet etmeme yükümlülüğünü içeren dikey anlaşmaların rekabet yasağına ilişkin muafiyetten yararlanamayacağı ve sözleşmenin geçersiz hale geleceği açıktır. Her ne kadar tarafların sözleşmenin bitiminden itibaren yeniden karşılıklı irade beyanı ile yeni bir sözleşme imzalaması mümkün ise de sözleşmenin zımnen uzayacağına dair kayıtlar geçerli olmadığı gibi, sözleşmenin devamı süresinde bayilik sözleşmesinin süresinin uzatılmasına yönelik imzalanan ek protokol ile de rekabet yasağı muafiyeti süresinin uzatılamayacağı değerlendirilmiştir. Nitekim Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin görüşü de bu yöndedir;
“Somut olaya gelince, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi 07/06/2004 tarihli ve süresi 1 yıldır. Daha sonra 10/12/2004 tarihli zeyilname ile sözleşme süresi bitmeden 10/12/2004 tarihinden itibaren sözleşme 5 yıl süre ile uzatılmıştır.
Yukarıda bahsedilen hükümler birlikte dikkate alındığında taraflar arasındaki ilk sözleşme tarihi 07.06.2004 olup beş yıllık süre 07/06/2009 tarihinde sona ermektedir. Davalı şirket tarafından sözkonusu sözleşme 03/07/2009 tarihli ihtarname ile feshedilmiştir. Sözleşme beş yıllık süreden sonra feshedilmiş olduğundan sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin kabulü ile buna göre değerlendirme yapılması gerekirken mahkemece yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı şirketin temyiz isteminin kabulü ile kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. “(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin Esas 2021/6902 Karar sayılı 07/12/2021 tarihli ilamı)
Somut uyuşmazlıkta davacı bayi ile davalı-birleşen dosya davacısı akaryakıt dağıtım şirketi arasındaki dikey muafiyetten yararlanan ilk bayilik sözleşmesi 14/06/2011 tarihinde imzalanmış olup, sonraki tarihli imzalanan sözleşmelerin bu sözleşmenin devamı niteliğinde olduğu her iki tarafın da kabulündedir. Bu haliyle 14/06/2016 tarihi itibariyle 5 yıllık muafiyet süresinin sona ereceği ve bu tarihten sonra yapılan feshin süresinden önce yapılmış sayılamayacağı ve haksız feshe bağlı olarak talep edilebilecek hak ve tazminatların davalı-birleşen dosya davacısı dağıtım şirketi tarafından talep edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
6-Asıl dava ve birleşen dava yönünden, sözleşme ile davacı yararına sağlanan 105.000,00-TL hibe bedelinin davalı-birleşen dosya davacısına iadesinin gerekip gerekmediği hususunda yapılan değerlendirmede, davacının sözleşmeyi süresinden önce feshetmediği, 14/06/2016 tarihini aşan sözleşme sürelerinin kendiliğinden geçersiz hale geldiği, bu haliyle hibe bedelinin iadesinin talep edilemeyeceği değerlendirildiğinden asıl dava yönünden davanın kabulü ile davacının 105.000,00-TL borçlu olmadığının tespitine, teminat mektubunun iadesine karar verilmiş, birleşen dava yönünden ise hibe bedeli iadesine yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
7-Birleşen davada birleşen dosya davacısı tarafından akaryakıt asgari alım taahhüt miktarlarına uyulmaması nedeniyle mahrum kalınan kar nedeniyle 62.500,00-TL tazminat talebinde bulunulmuştur.
“Zira, davacının yıllık ürün alım taahhüdüne uymaması nedeniyle davalılardan cezai şart talep etmesinde kural olarak bir usulsüzlük bulunmamakta ise de bu cezai şartın talep edebilmesi için cezai şartın oluştuğu yıldan sonraki yıllarda ürün verirken ihtiraz-i kayıt koyarak bu hakkını saklı tutması gerekir.
Davacı taraf taahhütnamedeki asgari alım taahhüdünü yerine getirmeyen davalı şirkete karşı takip eden yıllar bakımından her yıla ilişkin edimin yerine getirilmesi için ihtar çekildiğini veya müteakip teslimleri ihtiraz-i kayıt koyarak yaptığını ispat etmesi gerekir.”
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2019/(19)11-775 Esas 2022/962 Karar sayılı 21/06/2022 Tarihli ilamı)
Dosya kapsamında sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinde, birleşen dosya davalısı bayi tarafından sözleşme ile taahhüt edilen tutarlarda akaryakıt alımı yapmadığı görülmüş ise de, birleşen dosya davacısı akaryakıt dağıtım şirketi tarafından, eksik alım yapılan yıllardan sonraki yıllarda bayiye akaryakıt teslimatı yapılırken önceki döneme ilişkin ihtiraz-i kayıt koyularak teslim yapıldığına dair bir delil sunulmadığı dikkate alındığında, Hukuk Genel Kurulu kararında da vurgulandığı üzere eksik kalınan kısım için kar mahrumiyetinin ancak ihtiraz-i kayıtla mal teslimine devam edilmesi halinde istenebileceği, somut uyuşmazlıkta bu yönde bir delil bulunmadığı dikkate alınarak eksik alımlar nedeniyle kar mahrumiyeti zararından dolayı tazminat talep edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
8-Birleşen dosya yönünden birleşen dosya davacısı akaryakıt dağıtım şirketinin bir diğer talebi cezai şarta ilişkin olup dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak talep edilen miktar 31/10/2022 tarihli değer artırım dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 155.000,00-TL’ye yükseltilmiştir. Her ne kadar taraflar arasında imzalanan 25/02/2013 tarihli protokol başlıklı sözleşmede 100.000,00-USD cezai şart düzenlemesi yapıldığı görülmüş ise de, yukarıda da açıklandığı üzere taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi bir rekabet yasağı muafiyeti içerdiğinden 5 yılı aşan süreler yönünden geçersiz olup birleşen dosya davalısı bayi tarafından 5 yıllık süre sonunda sözleşmenin feshedilmiş olduğu, sözleşmeye göre cezai şart ve hibe bedelinin protokolün 9.maddesinde gösterilen şartların gerçekleşmesi halinde talep edilebileceği, ancak bu şartlardan herhangi birinin gerçekleşmediği ve sözleşmenin 5 yıllık geçerlilik süresinden sonra feshedilmiş olduğu dikkate alındığında sözleşmenin feshi nedeniyle cezai şart talebinde bulunulamayacağı değerlendirilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-MAHKEMEMİZ ………. ESAS SAYILI ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-DAVANIN KABULÜ İLE davacının davalıya dava konusu akaryakıt bayilik sözleşmesi nedeniyle 105.000,00-TL borçlu olmadığının tespitine,
2-Dava konusu Yapı Kredi Bankası A.Ş. tarafından düzenlenen 05/04/2013 tarihli ……sayılı teminat mektubu yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının ve hükümsüzlüğünün tespitine,
B-BİRLEŞEN İZMİR 4.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN…….. ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın tüm talepler yönünden ayrı ayrı REDDİNE,
C- ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.172,55-TL harçtan peşin olarak alınan 1.793,14-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.379,41-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 16.750,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.963,92-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen 31,40-TL başvuru harcı ile 184,70-TL posta ve tebligat ücreti, 2.368,30-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.581,4‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
D-BİRLEŞEN İZMİR 4.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN ……. ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin olarak alınan 1.963,92-TL harcın ve 3.372,81-TL tamamlama harcından mahsubu ile fazla yatırılan 5.156,83-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde birleşen dosya davacısına iadesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca birleşen dosya davalısı yararına takdir edilen 48.150,00-TL vekalet ücretinin birleşen dosya davacısından alınarak birleşen dosya davalısına verilmesine,
3-Birleşen dosya davacısınca sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
E-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı-birleşen dosya davalısı vekili ile davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır