Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1438 E. 2021/965 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1438 Esas
KARAR NO : 2021/965

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/12/2017
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 19/06/2015 tarihinde Cuma günü meydana gelen trafik kazasında müvekkilleri bakımından etkileri (en az) 3 yıl sürecek bir sürecin başlangıcı olduğunu Ancak bunu sadece trafik kazası olarak nitelemenin doğru olmadığını çünkü olay, birçok yolcu beyanına göre iki otobüs firmasının şoförü arasındaki yarış sonucu oluşmuş, sonuçları önceden önsörülebilecek bir şekilde gerçekleştiğini. Olay nedeniyle müvekkillerinin uğramış olduğu maddi zararların karşılığında fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve tümü şimdilik olmak üzere; Tedavi ve bakım giderleri için 30.000 TL (müvekkillerim …ve …’ye eşit olarak verilmek üzere): Kazalı aracın değeri ve araç için yapılmış olan giderler için 44.000 TL (araç sahibi olan müvekkilim …’ye verilmek üzere) Müvekillerimin işgücü kayıpları için 50.000 TL (…için 30.000 TL, … için 15.000 TL, … için 2.500 TL, Kağan için 2.500 TL) Kaza nedeniyle yapılan harcamalar, hasar gören eşya ve cihazların bedeli olarak 16.000 TL (müvekkillerim …ve …’ye eşit olarak verilmek üzere); Uğranılan gelir kayıpları nedeniyle 10.000 TL (müvekkilim …’ye verilmek üzere); Toplam 150.000 TL’nin, davalı sigorta şirketleri açısından olay tarihinden işleyecek avans faizi, diğer davalılar bakımından olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkillere verilmesine, müvekkillerine olay nedeniyle yaşamış oldukları acının ve eziyetin yoğunluğu da dikkate alınarak (… için 100.000,00 TL, … için 100.000.00 TL ….için 40.000,00 TL. … için 60.000,00 TL olmak üzere) toplam 300.000.00 TL manevi tazminatın (sigorta şirketleri dışındaki) davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte tahsil edilerek müvekkillerime ödenmesini Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı … Ulaşım vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle ; Davacının dilekçesinde her ne kadar ….. ve………. plakalı araçların karıştığı kaza nedeniyle müvekkil aleyhinde isim benzerliğinden dolayı hata yapılarak müvekkile dava açmış ise de; Müvekkil şirketin dava konusu plaka araçların sahibi olmadığı gibi hiçbir otobüse sahip olmadığı otobüs işletmeciliği yapmadığını, Müvekkil şirketin otobüs seyahat işiyle iştigal etmediği asıl işinin oto araç kiralama olduğunu, Müvekkil şirketin davaya konu kazaya karışmadığını, Kanımızda açılan davanın dava dilekçesinde belirtilen “……..” olarak bilinen firma açılmak istendiği ancak onun da unvanının ……..şletmeciliği A.Ş. olduğunu, başka bir deyişle müvekkilin unvanı olan……….A.Ş. Olmadığını, Müvekkilinin kazaya konu olay ile ilgili hiçbir ilgisi ve bağının bulunmadığını, davanın isim benzerliği nedeniyle müvekkile karşı hataen açılmış olduğunu, açıklanan nedenlerle açılan davayı kabul etmediğini müvekkil şirketin hiçbir şekilde olayda ilgisi bulunmayan dava hakkında husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… Sigorta Şirketi tarafından mahkememize verilen cevap dilekçesinde özetle: …….plakalı aracın müvekkil şirket … Sigorta tarafından 15.11.2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ……….no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile ve 17.11.2014-2015 vadeli …….. no.lu Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, Tarafların kusur oranı ile davacının müterafik kusurlarının tespitine, kaza ile illiyeti bulunan fiziki ve sürekli maluliyet oranının tespiti için kazazedenin Adli Tıp’a sevkedilmek suretiyle Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesi nezdinde bilirkişi incelemesi yapılmasını, Aktüerya hesabı yapılırken belirtilen hususların dikkate alınarak hesap yapılmak üzere Aktüer Siciline kayıtlı aktüerya uzmanına hesap yaptırılmasını, Sovtaj bedeli; piyasa rayiç bedeli ve zararın tespiti ile pert total işlemi yapılması gerekiyor ise bu tutarın tespitini Davacı yana maddi hasar için 27.01.2016 tarihinde 3.937,50 TL ödeme gerçekleştirildiğinden müvekkil şirketin sorumluluğunun kalmadığını bu nedenle huzurdaki davanın reddi ile Manevi tazminatın tespiti bakımından davacının sosyal ve ekonomik durumunun araştırılmasına; fahiş miktardaki manevi tazminat taleplerinin reddi ile Ticari faiz yürütülmesi talebinin, Davacının gelirine yönelik iddiaların somut ve ispatlı olmadığından haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……..Sigorta AŞ vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkil şirketin kazaya karışan aracın kasko sigorta poliçesini tanzim etmiş olup, maddi tazminat açısından ancak ZMMS(trafik) poliçesi teminat limitlerinin aşılması halinde, müvekkil şirket’in sorumluluğunun doğabileceğini Bu kapsamda maddi tazminat açısından hesaplama yapılması ve ZMSS teminat limitini aşan bir kısım olup olmadığı hususunda kusur oranlarının tespiti kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesi’nden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasını. Zamanaşımı def’inin ve usuli itirazlarının dikkate alınarak, ikame edilmiş olan haksız ve hukuka davanın reddi ile, Kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına, Davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına, davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından faiz, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “Davacı ile davalı tarafın yaşanan trafik kazasında tarafların kusur oranı bu kaza nedeniyle davacı ayşeye ait araçta hasar oluşup oluşmadğı oluşmuş ise miktarı, kaza nedteniyel davacı …ve Şevkinin tedavi ve bakım gideri taleplerinin doğup doğmadığı doğmuş ise miktarı tüm davacıların bu kaza nedeniyle, iş güçü kaybı oluşup oluşmadğı oluşmuş ise oran ve süresi, davacıların kaza nedeniyle eşyalarının hasar görüp görmediği görmüş iese miktarı davacı ayşenin bu kaza nedeniyle geçici maluliyetiin oluşup oluşlmadrğı oluşmuş ise süresi tüm davacıların kaza nedeniyle manen zarar görüp görmedikleri görmüşler ise miktarı davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadıkları sorumluluk miktarı davalı pamukkale ltd. Şti. İşleten sıfatının olup olmadğı işleten sıfatının davalı ada ile arasındak sözleşme gereği davalı ada ltd. . Olup olmadığı davalı and. Ulaşamın yörnünden taraf değişikliği talebinin kabul edilebilir olup olmadığı hususlarında uyuşamadıkları görüldü.” şeklinde belirlenmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1 maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici” olarak tanımlanmış ve 3/1-(l) maddesinde ise “tüketici işlem”leri sayılmıştır. Anılan hükümde sigorta işlemleri tüketici işlemleri arasında sayılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. Ve 138. Maddeleri gereğince; Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Yargıtay 11. H.D. 23.06.2016 tarih ve 2016/90 E. 2016/6987 Karar sayılı ilamında “6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k ve l maddelerinde, tüketici ve tüketici işlemi tanımlanmıştır. Buna göre tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere, her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
Aynı Yasanın “Diğer Tüketici Sözleşmeleri” başlıklı 5. bölümünde yer alan 49.maddesi, “Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” başlığını taşımaktadır. Bu maddenin 1. fıkrasına göre finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme ise, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.
Yine aynı Yasanın 73/1. maddesi, “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmünü, 83. maddesi ise, “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili, diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmünü amirdir.
Dosya incelendiğinde davacının bir kısım davalıların işleten ve maliki bulunduğu araçta yolcu konumunda olduğu ve bunlarla davacı arasında tüketici işleminin bulunduğu ve bu ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalılar arasında her ne kadar sigorta şirketi de bulunmakta ise de bir kısım davalılar ile davacı arasındaki ilişkinin tüketici kanunundan kaynaklanmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacının bir kısım davalılarla arasında tüketici ilişkisinin bulunması halinde Tüketici Mahkemelerinin görevli olacağına dair ; İzmir BAM 6. H.D. 07.11.2019 tarih ve 2019/2765 E. 2019/2124 K. Sayılı, İzmir BAM 17. H.D. 12.07.2019 tarih ve 2019/865 E. 2019/1475 K. Sayılı, İzmir BAM 17. H.D. 08.06.2020 tarih ve 2020/723 E. 2020/529 K. Sayılı ilamları da dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalıya karşı açmış olduğu dava da HMK.114/1-c,115/2 madddesi gereği göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3- Bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemede nazara alınmasına,
Dair davacı vekili , davalı …. Turizm vekili ile Davalı ……’un yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip ….
e-imza

Hakim …..
e-imza