Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1318 E. 2023/90 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2017/1318 Esas
KARAR NO : 2023/90

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/11/2017
KARAR TARİHİ : 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) Davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 14/08/2016 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … Mahallesi istikametinden gelerek Üçgüllük kavşağının Arsuz iskenderun yoluna çıkmak istediği esnada … sevk ve idaresindeki …plakalı araç ile Arsuz – İskenderun istikametinde seyir halinde iken üçgüllük kavşağı içerisinde sol şeritte çarpışması sonucu çift tarflı yaralanmalı ve maddi hasırlı trafik kazası meydana geldiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı 100-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200-TL maddi tazminatın olay tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsilini, dava masraf ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen 14.08.2016 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı araç; müvekkil şirkete 07.05.2016- 07.05.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 121002296 numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ve buna bağlı zeyilnameler ile sigortalıdır. Söz konusu poliçede teminat limitimiz kişi başı 310.000,-TL olduğunu, müvekkil şirkete yapılan başvuruda davacıda söz konusu trafik kazası sonucunda meydana geldiği iddia olunan yaralanmasının maluliyet hali oluşturmaması nedeniyle reddedildiğini, davacının 14/08/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak meydana geldiği iddia olunan yaralanmasının herhangi bir maluliyet hali oluşturmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun mağdurun sürekli sakatlık raporu almasından itibaren başlamakta olup davacının söz konusu trafik kazası nedeniyle maluliyet halinin oluşmadığından haksız taleplerinin reddi ile davacının genel şartlar gereği alınacak raporun Özürlü Sağlık Kurulu raporu olması gerektiğini, maluliyet oranı özürlülük ölçütlerine göre belirlenmesi gerektiğini, davacının maluliyetine rağmen mağluliyet halinden etkilenmiyorsa kazanç kaybına uğramadan hayatını sürdürebiliyorsa mağluliyet tazminatı hükmedilmemesini yada somut durumun tazminat hesabında dikkate alınmaması gerektiğini, hesap raporunda malul kalan kişinin geliri olarak esas alınacak gelirin vergilendirilmiş gelir olması gerektiğini, geçici iş göremezlik taleplerinin teminat dışında olduğundan kabulünün mümkün olmadığını, davacıda söz konusu trafik kazası nedeniyle meydana geldiği iddia olunan yaralanmanın maluliyet haline neden olmaması nedeniyle haksız davanın reddi ile
GEREKÇE :
1-.Dava trafik kazasından kaynaklanan Sürekli ve Geçici İş Göremezlik talebine ilişkin tazminat davasıdır. Hatay ili Arsuz ilçesinde, 14.08.2016 tarihinde, davacı … kendi sevk ve idaresindeki …plaka sayılı araç ile seyir halindeyken dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki, dava dışı …’nun maliki olduğu ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS poliçesi ile sigortacısı olduğu … plaka sayılı araçla çarpışmak suretiyle gerçekleşen kaza sonrası geçici ve sürekli maluliyetinin oluştuğunu ileri sürerek bundan doğan maddi zararının tazmini talebinde bulunmuştur.
2- Davanın açıldığı tarihte Zorunlu Arabuluculuk ön şartının henüz yürürlüğe girmemiş olduğu anlaşılmaktadır.
3- Karayolları Trafik Kanunu’nun “14/4/2016 tarihli 6704 sayılı Kanunun 5 md. ile değişik “Doğrudan doğruya talep ve dava hakkı” başlıklı 97. maddesi;
“Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmünü öngörmekte olup, dava dilekçesi ekinde yer alan 06/11/2020 tarihli e-posta çıktısının incelenmesinde davacı tarafça davalı sigorta şirketinin mail adresine e-posta yoluyla başvuru dilekçesinin gönderildiği ve böylelikle dava şartı olan Yazılı Başvuru şartının da sağlandığı görülmüştür.
4- Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
5- Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6- Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
7- Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
8- Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;
-Fiil,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
9- Mahkememizce davacının zararı olup olmadığı ve varsa miktarı ile davalının sorumluluğunun sınırının tespiti için öncelikle kusur incelemesi yapılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 30/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda; … plakalı otomobil sürücüsü … geçiş önceliğine uymayarak kavşağa girdiğinden dolayı % 75 Kusurlu; 31 KEN 46 plakalı otomobil sürücüsü … hızını mahal şartlara uydurmadan kavşağa girdiğinden dolayı % 25 KUSURLU olduğu şeklindeki görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Olay sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında her iki araç sürücüsünün de kural ihlalinin bulunduğunun belirtildiği, ancak kusurun derecesi veya oranına göre bir tespitin yapılmadığı, 30.01.2019 tarihli kusur raporuna karşı taraflarca herhangi bir itirazın yapılmadığı hususları nazara alınarak rapor içeriğinde tespit olunan kusur oranları mahkememizce de kabul edilerek hükme esas alınmıştır.
10- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden,
Kaza Tarihi;
– 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü,
– 11.10.2008 – 01.09.2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği,
– 01.09.2013 – 01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği,
– 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik,
– 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Kusur durumlarının tespiti sonrasında; Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre maluliyet raporu alınmış, dosyaya sunulan 12.04.2019 tarihli Maluliyet Raporunda davacının % 3 oranında sürekli maluliyetinin bulunduğu, 9 aylık geçici iş göremezlik süresinin bulunduğu belirtilmiştir.
Tarafların rapora itirazları nedeniyle dosya Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’ne gönderilerek maluliyet raporu düzenlenmesi istenilmiş, dosyaya sunulan 20.07.2020 tarihli “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri dikkate alınarak düzenlenen maluliyet raporuna göre davacının % 0 oranında sürekli maluliyetinin bulunduğu ve 9 aylık geçici iş göremezlik süresinin bulunduğu belirtilmiştir.
Tarafların rapora itirazları nedeniyle dosya bu kez Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu’na gönderilerek maluliyet raporu düzenlenmesi istenilmiş, dosyaya sunulan 20.07.2020 tarihli “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri dikkate alınarak düzenlenen maluliyet raporuna göre davacının % 0 oranında sürekli maluliyetinin bulunduğu ve 9 aylık geçici iş göremezlik süresinin bulunduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce en yetkin ve üstün kurul olduğu kanaatiyle Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’nin 20.07.2020 tarihli Maluliyet Raporu denetlenebilir ve hükme esas alınabilir nitelikte olması nedeni ile hükme esas alınmıştır.
11- Dosya maluliyet ve kusur durumlarının belirlenmesi sonrasında aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek davacının geçici ve kalıcı iş gücü kaybından doğan zararları ile diğer zarar kalemleri yönünden rapor aldırılmıştır.
06/05/2019 tarihli Aktüerya Bilirkişi Raporunda; 14.08.2016 T.li trafik kazasında yaralanarak “% 3 oranında” maluliyete maruz kalan Davacı …’in karşı tarafın “% 75 oranındaki” kusuruna göre;
– Geçici tam iş göremezlik zararının 9.126,97 TL olarak,
– Sürekli kısmi iş göremezlik zararının 17.443,03 TL şeklindeki görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Aktüerya Bilirkişisinin hesaplama yaparken 12.04.2019 tarihli Ege ATK’nın Maluliyet Raporunu esas aldığı, tıbbi iyileşme süresini 9 ay olarak, sürekli iş göremezlik oranını ise % 3 olarak kabul ettiği görülmektedir.
06/05/2019 tarihli Aktüerya Bilirkişi Raporu’ndan daha sonra tanzim olunduğu anlaşılan ve geçici/sürekli iş göremezlik zararlarının tespitinde hükme esas aldığımız ATK 2. Üst Kurulu’nun 20.07.2020 tarihli Maluliyet Raporu’nda ise; sürekli iş göremezlik oranı % 0 olarak tespit olunmuş ise de davacı vekilinin 18.04.2022 tarihli dilekçesi ile Sürekli İş Göremezlik Tazminatını ATİYE BIRAKTIKLARI yönündeki dilekçesi nedeniyle işbu dosyada % 0 oranında olduğu mahkememizce kabul edilen iş göremezlik oranınına göre iş göremezlik tazminat miktarının ayrıca aktüerya bilirkişisince hesap edilmesine gerek bulunmadığı, davacı vekilinin yegane talebinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu, mevcut aktüerya raporunda geçici iş göremezlik tazminatının 9 ay üzerinden hesap edildiği, dosyadaki maluliyet raporlarının hepsinde iyileşme süresinin 9 ay olarak belirtilmiş olduğu, bu hususta raporlar arasında çelişki bulunmadığı anlaşılmakla 06/05/2019 tarihli Aktüerya Bilirkişi Raporu esas alınarak bu talep yönünden rapor doğrultusunda davanın kabulüne, atiye bırakılan sürekli iş göremezlik davası yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-.Davanın KISMEN KABULÜ ile;
100,00-TL Sürekli İş Göremezlikten kaynaklanan maddi tazminata ilişkin davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Taleple bağlı kalınarak 9.093,00-TL Geçici İş Göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarının temerrüt tarihi olan 29/11/2017 tarihinden itibaren Yasal Faiz işletilmesine,
2- Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 621,14-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL ile 32,00-TL Tamamlama Harcının mahsubu ile bakiye 557,74-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye İrat Kaydına,
3- Davacı tarafça peşin harç olarak yatırılan 31,40-TL ile 32,00-TL ıslah harcı toplamı 63,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.093,00-TL Vekalet Ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 100,00-TL Vekalet Ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 450,00-TL Bilirkişi ücreti, 2.187‬,00-TL ATK fatura bedeli ile 423,4‬0-TL posta ve tebligat ücreti ile 67,40-TL ilk başvuru harcı olmak üzere toplam 3.127,8‬0-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 3.093,78-TL’nin davalıdan alınarak Davacıya Verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK 341 maddesi gereğince miktar itibariyle Kesin Olarak verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 07/02/2023
Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza