Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1205 E. 2022/47 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1205 Esas
KARAR NO : 2022/47

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/10/2012
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından açılan 10/10/2012 tarihli 24.339,80 TL dava esas değeri üzerinden hesaplanan … harç makbuzlu dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı adına düzenlenen 28.06.2011 tarihli …. no.lu 4.789,06 TL, … no.lu 4.695,30 TL, 22.07.2011 tarihli ….no.lu 13.096,07 TL, 15.08.2011 tarihli 15.862,49 TL, toplamda 38.442,92 TL tutarındaki faturalardan 21.442,92 TL bakiye alacağının kaldığını, faizi ile birlikte 24.339,80 TL üzerinden icra takibine geçildiğini ancak davalı yanca hem haksız hemde yersiz olarak yetkiye, borca itiraz edildiğini, takibin durduğunu, yukarıda açıklanan nedenler ve Mahkemenizin saptayacağı hususlar karşısında fazlaya ilişkin ve diğer tüm dava ve talep haklarının saklı kalması ile İzmir… İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında davalının haksız ve yersiz yetki ve borca itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın faiz oranlarındaki artıştan doğacak hakları saklı olarak T.C.Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için öngörmüş olduğu avans faiz oranına göre işlemiş ve işleyecek faizi ile tahsiline, haksız ve yersiz itiraz nedeni ile müvekkil lehine %40 dan aşağı olmamak üzere tazminata, yargılama giderleri ve avukatlık üzretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı tarafın mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle Davalı dilekçesinde özetle; davalının davacı ile olan ticaretlerinin sadece 17.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, bunun karşılığında da davalının iki ayrı çek ile toplamda 17.000,00 TL yi davacıya ödeyerek borcunun kalmadığını, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu tüm fatura ve içeriklerine itiraz ettiklerini, fatura ve ekinde sunulan tüm belge içerikleri müvekkili tarafından kabul edilmediğine göre ispat yükünün davacı yana ait olduğunu, faturalarda yazılı olan tüm ürünlerin davalıya teslim edildiğinin davacı yanca ispatlanması gerektiğini, davacı yasal defterlerinin ve cari hesap dökümlerinin tek başına delil niteliği taşıyamayacağını, fatura ekinde sunulan sevk irsaliyelerinin kesinlikle kabul edilmediğini, çünkü belirtilen malların kesinlikle davalı ve yanında çalışan işçilerine teslim edilmediğini, sevk irsaliyelerinin üzerinde bir takım plaka, isim ve imzaların yer aldığını, ancak bu imzaların araçların davalıya ait olmadığını, dolayısıyla bu ürünlerin müvekkiline sunulmadığını, teslim edilmediğini, kısaca belirtilen nedenlerle haksız ve yersiz açılan davanın reddi ile %40’ından aşağı olmamak üzere lehlerine tazminata hükmedilmesine, hükmedilecek tazminatın davacıdan tahsiline, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 02/07/2015 tarihli kararı davanın reddine karar verilmiş davacı vekilinin Temyizi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 24/02/2016 tarih ve … Esas, …. Karar sayılı ilamı ile bozulmakla mahkememizin esasına kaydı yapılmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 24/02/2016 tarih ve … Esas, …. Karar sayılı ilamında … ” Davalı malı teslim alan …’ın kardeşi olduğunu kabul etmiş, ancak imzanın …’a ait olmadığını savunmuştur. Bu durumda, mahkemece dava dışı …’ın davalı adına işlem yapma yetkisinin bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra teslim alan sıfatı ile … imzası bulunan belgedeki imzanın …’a ait olup olmadığı yönünde usulüne uygun olarak imza incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler ile taraflarca sürülmüş tüm deliller değerlendirilerek rapor tanzim için dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, 19/03/2018 tarihli Ek bilirkişi raporunda ; Gerek kök gerek ek raporumda da belirttiğim üzere hangi faturanın … tarafından teslim alınıp alınmadığı hakkında yorum yapamamakla birlikte Sayın Mahkemenizce dava dışı …’ın teşlim aldığı fatura” İfadesi ile 7830 ve 7824 no.lu fatura bedellerine karşılık ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun tespitinin tarafımca yapılması isteniyor ise; hiç bir ödeme belgesinde ŞU NO.LU FATURA KARŞILIĞI YAPILAN ÖDEME gibi net bir ifade de bulunulmaması sebebi ile hangi ödemenin hangi fatura bedeli için yapıldığı tespit edilememektedir. Eğer söz konusu toplamı 9.484,36 TL bedelli faturaların … tarafından teslim alındığı ispat edilebilirse, … tarafından toplamda 10.11.2011 vadeli 10.000 TL bedelli çeklerin davacıya 13.08.2011 tarihinde teslim edildiği hususunda bir ihtilaf olmadığı görülmektedir. Şeklinde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizin 03/05/2018 tarihli celse ara kararı uyarınca rapora karşı itirazlar ve dosya kapsamı itibariyle faturalı malların teslimi konusunda ek rapor hazırlamasının istenmesine, davalı vekilinin irsaliyenin takibe imzasız suretinin sunulması, dava dosyasına ise imzalı sunulması yönündeki itirazının ve çelişkinin ticari teammüller ve mevzuat çerçevesinde açıklanarak bilirkişiden ek rapor düzenlenmesi istenmiştir. 06/08/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda ; Davacının yasal defterlerinde kayıtlı olan ve dava dosyasına sunulan fatura ve eki sevk irsaliyeleri aşağıdaki gibi olup, davalı yanca Kabul edilmemektedir. Faturayı düzenlenyen davacı yan fatura içeriği malları davalıya teslim ettiğini dosya kapsamı veriler ile ispatlayamamaktadır. Aksi ispatlanana kadar davalının kabulünde olan 17.000 TL lik mal teslimi haricindeki fatura içeriği malların davalıya teslim edildiği davacı yanca ispatlanamamaktadır. Şeklinde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememiz 09/02/2021 tarihli celse ara kararı uyarınca grafoloji uzmanından dosya içerisinde yer alan 22/07/2011 tarih ….sıra nolu sevk irsaliyesinde bulunan imza ile dosya içerisine alınan asılları mahkeme kasasında bulunan imza örnekleri ile karşılaştırılması yapılarak sevk irsaliyesindeki imzanın …’a ait olup olmadığı hususunda rapor düzenlenmesi istenmiştir.
16/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda ; 22/07/2011 tarih ve …. nolu sevk irsaliyesindeki yazı ve imzanın mevcut karşılaştırma yazı ve imzalara göre …’ın eli ürünü olduğu sonucuna varıldığını bildirir rapordur. şeklinde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelere göre davalı … ile …. nolu sevk irsaliyesinde imzası bulunan …’ın kardeş oldukları her ikisinin de çiftçilik ve besicilikle uğraştıkları anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelere göre davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının hem … hem de … ile ticari ilişkisinin bulunduğu, her ikisi için ayrı ayrı cari hesap kaydı açarak defterlerine kaydettiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dava konusu edilen alacağa ilişkin olarak 4 adet sevk irsaliyesi düzenlendiği;
28/06/2011 tarih ve 11630 numaralı sevk irsaliyesinin … adına düzenlendiği fakat bu sevk irsaliyesine ilişkin olarak faturanın … adına düzenlendiği dolayısıyla sevk irsaliyesi ile faturanın birbiri ile örtüşmediği ve söz konusu sevk irsaliyesine konu ürünlerin …’a teslim edildiği davacı tarafından ispat edilememiştir.
28/06/2011 tarih ve 11603 numaralı sevk irsaliyesinin … adına düzenlendiği fakat bu sevk irsaliyesine ilişkin olarak faturanın … adına düzenlendiği dolayısıyla sevk irsaliyesi ile faturanın birbiri ile örtüşmediği ve söz konusu sevk irsaliyesine konu ürünlerin …’a teslim edildiği davacı tarafından ispat edilememiştir. Belirtilen bu iki sevk irsaliyesine konu ürünlerin davacının kendi düzenlemiş olduğu sevk irsaliyesine göre dava dışı …’a gönderildiği fakat faturasının … adına düzenlendiği, davacının kendi fatura ve kayıtlarından anlaşılmıştır. Bu iki sevk irsaliyesi ile faturadan dolayı davacının davalıdan alacağının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Diğer iki sevk irsaliyesi ile fatura incelendiğinde 22/07/2011 tarih …. nolu sevk irsaliyesinin … adına düzenlendiği, bu sevk irsaliyesine ilişkin olarak 7929 nolu ve 13.096,07-TL bedelli faturanın tanzim edildiği, söz konusu sevk irsaliyesindeki ürünleri davalı Aziz’in kardeşi Abdullah’ın teslim aldığı anlaşılmıştır. Aziz adına davacı tarafından düzenlenen 15/08/2011 tarih … nolu sevk irsaliyesi yine … adına düzenlenmiş ve 8021 nolu 15.862,49-TL bedelli fatura düzenlenmiş fakat bu fatura ve sevk irsaliyesinin içeriğindeki malların davalıya veya kardeşi Abdullah’a teslim edildiği ispat edilememiştir. Buna göre davacı tarafından düzenlenen 4 adet fatura ve sevk irsaliyesinden bir tanesindeki malların davalıya teslim edildiği ve davacının teslim edilen sevk irsaliyesindeki mallardan dolayı davalıdan 13.096,07-TL alacağının doğduğu anlaşılmakla yine davacı defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 17.000,00-TL tahsilat yaptığı anlaşılmıştır. Ticari defter ve kayıtlar sahibi aleyhine delil teşkil edeceği muhakkak olmakla birlikte sahibi lehine delil teşkil etmesi için bu kayıtların karşı tarafın ticari defter ve kayıtları ile uyumlu olması gerektiği izahtan varestedir.
Davalı Aziz tarafından dava dışı kardeşi adına düzenlenen vekaletname olup olmadığı Türkiye noterler Birliğinden sorulmuş gelen yazı cevabında vekaletname işlem kaydına rastlanılmadığı belirtilmiştir. Somut olayda fatura içeriği malların teslim olgusu (bir adet fatura içeriğinin teslimi ispat edilmiştir) ile davacı defterlerinde kayıtlı bulunan 17.000,00-TL’lik tahsilat dikkate alındığında davalının davacı kardeşine vekalet vermiş olup olmamasının uyuşmalığın çözümüne bir katkısı olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalı … 18/06/2015 tarihli duruşmada davacı tarafından teklif edilen yemini eda ederek davaya konu edilen malları teslim almadığı ve bunlardan dolayı borcunun bulunmadığına dair yemin ettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere tüm dosya kapsamına göre davacının davalı adına düzenlemiş olduğu faturalardan 13.096,07-TL bedelli olan faturadaki malları teslim ettiği ve bu faturadan dolayı alacağının doğduğu ve yine davacı defterlerine göre davacının davalıdan 17.000,00-TL tahsil ettiği anlaşıldığından davacının bakiye alacak yönünden ispat edilemeyen davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin alınan 239,75-TL ‘den mahsubu ile bakiye 159,05‬-TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı . 18/01/2022

Katip ….
e-imza

Hakim…
e-imza
¸