Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1135 E. 2021/193 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1135 Esas
KARAR NO : 2021/193

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2017
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, İzmir … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine toplamda 3.380,00-TL tutarında 3 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalı şirkete böyle bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin icra takibinden sonradan haberdar olduğunu, ödeme emrinin tebliğini içerir tebligatın müvekkilinin bizzat kendisine yapılmadığını, icra takibine konu edilen senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespiti ile müvekkili hakkında yürütülen İzmir …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasındaki takibe konu senetlerin tüm sonuçları ile birlikte iptaline, haksız ve kötü niyetli takip sebebiyle %20 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davacı tarafta olan alacaklarını tahsil etmek amacıyla İzmir …. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyada icra takibi başlattığını, davacının müvekkiline dava konusu senetlerden dolayı borcunun bulunduğunu, davacı taraf ile müvekkili şirket uzun yıllardır alış veriş yaptığını, bu nedenle de çok fazlaca kambiyo senedi ve faturayı birbirlerine alıp verdiklerini, müvekkili şirket yetkililerinin bu işlemleri genellikle pazarlamacı olan çalışanları aracılığı ile gerçekleştiğini,
davaya konu 3 adet kambiyo senedinin de yine müvekkili şirketin çalışanı olan kişi tarafından davacının babasından imzalı bir şekilde teslim alındığını, müvekkili şirketin daha önce davacının babası ile ticari ilişki içerisinde iken bir süre sonra davacının babası işlerinin resmi şeklini oğlu üzerinden devam ettirmeye başladığını, müvekkili şirket çalışanının gittiğinde de borçlarına karşılık olarak davaya konu senetleri yine imzalı bir şekilde müvekkili şirket çalışanına teslim ettiğini, müvekkili şirket de söz konusu senetlerin vadesi geldiğinde ödenmediği için tahsil amacıyla icra takibine başladığını ve hatta bu uğurda hacze gidildiğini, davacı tarafın, müvekkili şirkete söz konusu icra takibi nedeniyle borcunun bulunduğunu, davaya konu senetlerin davacının babası tarafından müvekkili şirket çalışanına dolu olarak verildiğini, bu nedenle davaya konu senetler üzerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığı incelenirken, söz konusu evraktan ve evrak üzerindeki imzalardan dolayı Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet etme ve imzası olan kişiler hakkında alacak takibi yapma hakları saklı kalmak kaydıyla davacının babasının da imza örneklerinin alınmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin, davaya konu senet bedelleri kadar malı davacıya satmış ve faturasını da kestiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, davacının haksız ve kötü niyetli olarak açmış olduğu dava nedeniyle asıl alacağın %20’si kadar kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası, senet asılları, imza örnekleri, ATK raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Dava konusu senetlerdeki imzaların davacıya ait olup olmadığı hususunda İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Kurulundan alınan rapora göre; “… Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu senetlerdeki borçlu imzaları ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce aldırılan 25/01/2021 tarihli rapora göre; “…Yukarıda ayrı ayrı belirtildiği, fotoğraflarda da görüldüğü ve gösterildiği gibi, Dava Konusu üç adet senedin ön yüzü sağ alt kısımlarına borçlu (keşideci) ve kefil (aval veren) adına atılmış itiraz olunan ikişer adetten toplam altı adet imzanın, mukayeseye esas belgelerindeki mevcut tatbike medar imzalarına atfen, davacı … elinden çıkmadığı…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konus u… tanzim, …. vade tarihli, 880,00-TL bedelli, …. tanzim, …. vade tarihli, 1.250,00-TL bedelli, … tanzim, …. vade tarihli, 1.250,00-TL bedelli, 3 adet bononun davacının elinden çıkıp çıkmadığı, davacının bu bonolar nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
3-Davacı taraf bonolar üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığını ileri sürmüş, davalı taraf ise bonoların kendilerine dolu bir şekilde teslim edildiğini, bonoların davacının babası tarafından imzalanmış olabileceğini, davacı dışında davacının babasının imzasının da alınması gerektiğini, davacı ile davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklanan alacak-borç ilişkisi bulunduğunu ve bonoların da bu borç nedeniyle davalıya verildiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
4-Dosyada ayrıntıları deliller kısmında izah edildiği üzere imza incelemesi hususunda 2 farklı bilirkişi raporu alınmış her iki bilirkişi raporunda da bonolar üzerinde yer alan imzaların davacının eli ürünü olmadığının belirtildiği görülmüştür.
5-Davacı tarafça her ne kadar dava dışı 3.kişilerin de imzasının incelenmesi talep edilmiş ise de somut olayda dava konusu senede başkaca birinin imza atmış olmasının görülmekte olan dosyaya katkı sağlamayacağı, ancak resmi belgede sahtecilik suçu yönünden ceza yargılamasına konu edilebileceği, bu hususta davalının ceza hukukundan doğan haklarını kullanabileceği gözetilerek davacının imza incelemesi dışında inceleme yaptırılmamıştır.
6-Bir kıymetli evrakın kişi aleyhinde borç doğurabilmesi için onun tarafından düzenlenmesi gerekmektedir. Somut olayda her ne kadar davalı tarafça ticari ilişkiden kaynaklanan bir borcun varlığı ileri sürülmüş ise de bononun kambiyo senedi vasfında olup takibin de yine buna istinaden açıldığı gözetildiğinde ticari ilişkinin ve borcun varlığını davacının bonodan dolayı sorumluluğunu doğurmayacaktır. Zira ticari ilişkiden kaynaklanan borcun takip usulleri ve ispat külfeti ile bonodan doğan borcun takip usulleri ve ispat külfeti tamamen farklı hukuki sonuçlar içermektedir. Bu nedenle davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
7-Dosya kapsamında alınan ATK Fizik İhtisas Dairesi raporu ve grafoloji uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda dava konusu 3 adet bonodaki imzaların davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmakla davacının bu bonolardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı, davasında haklı olduğu yönünde vicdani kanaat oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.
8-Davalı taraf bononun lehtarı olup iktisap ettiği bono üzerindeki imzanın keşideciye ait olup olmadığı hususunda gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekmektedir. Alacaklının lehtar olduğu durumlarda kıymetli evrak üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığının bilinmemesi mümkün olmayıp bu husustaki gerekli dikkat ve özeni göstermeyen alacaklının kötü niyetli alacaklı olarak kabul edilmesi hakkaniyetin bir gereğidir. Nitekim Yargıtay hukuk dairelerinin istikrarlı uygulaması da bu yöndedir. Bu nedenle davalı aleyhinde %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, İzmir ….İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin dayanağını oluşturan keşidecisi davacı …, lehtarı … Ltd.Şti. olan,
a…. tanzim, …. vade tarihli, 880,00-TL bedelli,
b-…. tanzim, …. vade tarihli, 1.250,00-TL bedelli,
c-…. tanzim, … vade tarihli, 1.250,00-TL bedelli,
Toplam:3.380,00-TL bedelli 3 adet bono ve 221,31-TL işlemiş faiz, 250,62-TL protesto masrafı olmak üzere toplam 3.862,07TL miktarda davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davanın yalnızca davalıya karşı açılmış olduğu gözetilerek 3. şahısların haklarını da etkileyeceğinden senetlerin iptali talebinin reddine,
2-Davalı bononun lehtarı olduğundan icra takibini başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla, takip konusu alacak olan 3.862,07-TL’nin %20’si tutarında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Menfi tespit davası sonucunda yalnızca borç hakkında karar verileceği ve takibin iptaline karar verilemeyeceği gözetilerek takibin iptali talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 263,81-TL harçtan peşin olarak alınan 65,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 197,95-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 3.862,07-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 65,96-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 782,35-TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/03/2021

Katip …
e -imza

Hakim …
e -imza

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”