Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/786 E. 2022/517 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/786
KARAR NO : 2022/517

DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Hapis hakkı kullanımına dair)
DAVA TARİHİ : 03/06/2016
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Müvekkili davalı şirketten 09.09.2013 tarihinde bedelini ödeyerek makina/cihaz satın aldığı, aynı makinanın arızalı parça değişimi,koruyucu ve önleyici periyodik bakım yapılması amacıyla ürün tedarikçi ve satıcı konumundaki davalı firmaya teslim edildiği,yapılan bakım ve servis ücreti bedeli olarak 1.062,00 Euro davalı şirket hesabına 27.05.2016 tarihinde havale edilmiş olmasına rağmen daha önceden alacakları olduğu iddia ettikleri 5.857,54 TL alacaklarının ferileriyle, faizleri, dava ve takip masrafları ile birlikte ödenmesi,aksi halde ödeninceye kadar zilyedinde bulunan mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan ürün üzerinde TMK 950. maddesi gereği hapis haklarını kullandıkları ve sözde alacaklarının ödeninceye kadar iade edilmeyeceğini öğrendiğini, bunun üzerine yapılan görüşmeler sonuçsuz kalarak müvekkiline ait makina davalı tarafından teslim edilmediğini, davalı alacağının tahsili amacıyla müvekkili şirket aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasıyla 6.470,62 TL takip çıkış miktarlı 24.03.2015 tarihinde icra takibi başlattığını, bunun sonucuda müvekkilinin 06.04.2015 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiğini, müvekkili aleyhine İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açıldığını, halen yargılamanın devam ettiğini, davalının müvekkili şirketten hapis hakkını kullandığı iddia ettiği tarih itibariyle muaccel bir alacağı mevcut bulunmadığını ve müvekkili şirketin aciz halinde olmadığını, aciz sertifikası almadığını, iflas açılmış ve genel olarak borçlarını ödemeyi tatil ettiği bir durumun söz konusu olmadığını, davalı şirketin servis ve bakım ücretini tahsil etmiş olmasına rağmen söz de alacağın varlığı nedeniyle hapis hakkını kullanmak suretiyle müvekkili şirkete ait cihazı teslim etmeyerek müvekkilinin üretimini engellemek suretiyle maddi ve manevi maduriyete neden olduğunu, maduriyetin giderilmesi açısından mülkiyeti müvekkiline ait olan ürün/makina üzerindeki davalı tarafın haksız el atmasının/ziyetliğinin ivedilikle sona erdirilmesi için tetbiren muhafaza altına alınarak müvekkiline teslim edilmesi gerektiğini, bu nedenle medeni kanunun 683. maddesince müvekkiline ait mal üzerindeki davalı tarafın haksız el atmasının sona erdirilmesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla haksız el atma sonucu üretimi engellemek suretiyle müvekkil şirketin zararının tazmini amacıyla 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL de manevi ol üzere toplam 10.000,00 TL tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; Müvekkili ile davacı şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı alacak/borç ilişkisi bulunduğunu, her iki tarafında tacir olduğunu,davalı şirket müvekkilden bir çok ürün-cihazlar satın almış olup, satın aldığı cihazlara defalarca servis ve yedek parça değişimi yaptığı ve 2013 yılından itibaren çalışmaları sonucu kesilen faturalar ve ödemelere ilişkin cari hesap tutulduğunu, müvekkili davalı şirket ürün-cihazlarına değişik tarihlerde 8 adet servis ve yedek parça değişimi ile ilgili işlem yaptığını, müvekkili şirket davacı şirketten düzenlenen fatura bedellerine ilişkin ödeme talep etmesine rağmen tahsil yapamadığı sebebiyle İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, açılan takip sonucu müvekkil aranarak takip konusu faturalardan bir tanesinin defter kayıtlarında olmadığı söylenerek gerekli belge ve servis formları davacı şirkette yetkili kişilerin belgeler üzerinde teslim edildiğine dair imzaları olmasına rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, ancak kötü niyetli olarak takibin tümüne itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davacı şirketin yapılan onarımlar sonucu düzenlenen faturalar ile ödenmeyen 5.857,84 TL cari hesap borç bakiyesi bulunduğunu, bu borcun davacı şirketin defterleri incelendiğinde ortaya çıkacağının, bunun tespiti amacıyla davacının bağlı olduğu Kocatepe Afyon Vergi Dairesinden muhtasar beyannamelerin celbini talep ettiklerinin,cihaza en son yapılan servis hizmet ve parça değişim bedeli, İzmir ….İcra Müdürlüğünün …/… sayılı icra takibi ve itirazın iptali davasında konu edilen alacaklar için TMK 950 maddesi gereği hapis hakkını kullandığını davacıya e- mail ile bildirdiğini, cari hesap bakiyesine göre davacıdan muaccel bir alacak mevcut olduğunu, bu nedenlerle davacının hukuki dayanaktan yoksun, haksız dava ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …/… E sayılı dosyası, fatura, Ödeme dekontu, İzmir … ATM’nin …/… Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişiden alınan 30/03/2017 tarihli raporun sonuç kısmına göre; “… Dava konusu Lactolyser marka ve Mıra tipinde süt analiz makinası olduğu ve çalışır vaziyette görüldüğü tespit edilmiştir.
2- Lactolyser marka ve Mıra tipinde süt analiz makinasının 02.06.2016 dava tarihindeki 2.el fiyatının 20.000,00 Euro olabileceğinin kanaatine,
3- Lactolyser marka ve Mıra tipinde süt analiz maki ın 24.03.2017 keşif tarihindeki 2.el fiyatının 20.000,00 Euro olabileceği…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Davacı tarafça dava dilekçesinde davacı ile davalı arasında iş makinesi bakımı nedeniyle ticari ilişki bulunduğu, davacıya ait makinenin periyodik bakımı ve tamirinin yapılması için davalıya teslim edildiği, yapılan servis işlem bedelinin davalıya ödenmesine rağmen davalının 11/05/2016 tarihli e-posta ile 5.857,54-TL tutarlı alacağın diğer ferileri ile birlikte ödeninceye kadar makine üzerinde Türk Medeni Kanunu’nun 950.maddesi gereğine hapis hakkının kullanıldığının beyan edildiği, davalının İzmir ….İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı takip dosyası üzerinden başlattığı takibine davacı tarafça itiraz edildiği, davacının bu şekilde bir borcu olmadığı, başlatılan takiple ilgili itirazın iptali davasının İzmir ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası üzerinde görüldüğünü, davacının makineye hapis hakkı adı altında el koymasının hukuki bir dayanağının bulunmadığını, hapis hakkının kullanıldığı tarihte davacının muaccel bir borcunun bulunmadığını, haksız el atma nedeniyle makinenin muhafaza altına alınarak davacıya teslimi, el atmanın önlenmesine, 5.000,00-TL maddi ve 5.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
2-Davalı taraf cevap dilekçesi ile davalının devam eden açık hesap ilişkisi nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunu, servis formları ve faturalar ile davacıya verilen hizmetin ispat edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı tarafça TMK 950. Maddesi kapsamında uygulanan hapis hakkının şartlarının oluşup oluşmadığı, davalının davacıya ait makineyi iade etmeyip hapis hakkı kullanmasının yasal şartlarının oluşup oluşmadığı ve davacının bundan dolayı zararının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
4-Türk Medeni Kanunu’nun 950. Maddesinde yapılan tanıma göre “hapis hakkı” bazı koşulların varlığı halinde alacaklıya yedinde bulunan borçluya ait bir malı iadeden kaçınmak ve alacağını tahsili için paraya çevirme yetkisi tanıyan hukuki bir teminat kurumudur. Hapis hakkının alacaklı tarafından kullanılmasında aranan koşullar ise; alacaklının borçluya ait eşyayı onun rızası ile elinde bulundurması (zilyet olması), alacaklının hapis hakkına esas teşkil eden alacağın muaccel olması, borçluya ait eşya ile alacak arasında bir bağlantının bulunması ve nihayet hapis hakkı kullanılmasının taraflar arasındaki sözleşme ile yasaklanmamış olmasından ibarettir. Ayrıca 950/2. Fıkrasında “Zilyetlik ve alacak ticari ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
5-Somut olayda eşyanın davalıya rızaen teslim edildiği ve her iki tarafın tacir olup zilyetliğin ve iddia olunan davalı alacağının ticari ilişkiden doğduğu ileri sürüldüğünden eşya ile alacak arasındaki bağlantı sabit olup uyuşmazlık konusu teslim tarihinde davalının muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı dava dosyasında görülen itirazın iptali davası neticesinde mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı 10/02/2022 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun reddine karar verilerek kesinleşmiştir.
İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşen …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile dosyamız davalısı … Kimyasal Medikal Day.Tük.Mal.Gıda Tar.İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin dosyamız davacısın … Süt Mamülleri San.ve Tic.Ltd.Şti.’nden takip tarihi itibariyle 5.000,00-TL alacaklı olduğu belirlenmiş, fazlasına dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
6-Tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davalının alacak dayanağının açık hesap ilişkisinden kaynaklandığı, İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasına sunulan ve hükme esas alınan 26/04/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre alacak dayanağı faturaların hapis hakkı öncesi tarihli oldukları, nitekim dava konusu icra takibinin 24/03/2015 tarihinde başlatıldığı, bu tarih itibariyle 5.000,00-TL tutarlı muaccel borç bulunduğunun sabit olduğu, hapis hakkının uygulandığı 11/05/2016 tarihinde her ne kadar davacıya 5.857,54-TL ve alacağın diğer ferilerinin ödenmesi talep edilmiş ise de alacağın tamamı olmasa dahi 5.000,00-TL tutarlı davalı alacağı bulunduğu sabit olduğundan davalının davacı tarafça bakım için rızaen teslim edilen makine üzerinde muaccel alacağı için hapis hakkı uygulama hak ve yetkisi bulunduğu değerlendirildiğinden davalının hapis hakkını kullanımında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı değerlendirilmiştir.
7-Dava sırasında davacı tarafça dosyaya yatırılan 12.000,00-TL teminat karşılığında makinenin tedbiren davacıya teslimi yönünde tedbir uygulanıp makinenin yediemin olarak davacıya teslimi yönünde karar verilmiştir. Karar tarihi itibariyle makine halen davacıda bulunmakta ise de bu hususun tedbiren teminat karşılığı gerçekleştiği dikkate alındığında uyuşmazlığın konusuz kalmadığı değerlendirilmiş ve esastan karar verilmek üzere inceleme yapılmıştır.
8-Ayrıntılı olarak yukarıda açıklandığı üzere TMK 950. Maddesinde aranan şartların somut olayda gerçekleştiği, her iki tarafın ticari ilişkisinden doğan ve hapis hakkı uygulanan tarih itibariyle muaccel hale geldiği anlaşılan alacak nedeniyle davalının eşya üzerinde hapis hakkı uygulamasının hukuka uygun olduğu kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacının müdahalenin meni ve eşyanın davacıya iadesi yönündeki taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuş olup, davalının hapis hakkı kullanımının hukuka uygun olduğu anlaşıldığından haksız fiil şartlarının somut olay açısından mevcut olmadığı, davacının eşya üzerinde hapis hakkı uygulanması nedeniyle muhtemel zararları oluşmuş ise de “hukuka aykırılık” şartının gerçekleşmemesi nedeniyle zarar yönünden herhangi bir inceleme yapılmaksızın maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın tüm talepler yönünden ayrı ayrı REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın peşin olarak alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 90,08‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Müdahalenin meni ve maddi tazminat talepleri yönünden karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Manevi tazminat talepleri yönünden dava değeri miktarınca takdir edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”