Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/661 E. 2021/523 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/661 Esas
KARAR NO : 2021/523

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2016
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalılardan ….’nin … Bankası … Şubesi’nin 31.01.2015 tarihli, … numaralı,12.500,00.-TL bedelli ve 28.02.2015 tarihli … numaralı, 12.500,00.-TL bedelli çeklerine dayanarak, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyası üzerinden davacı şirkete karşı icra takibine girişmiş olduğunu, İcra takibine konu edilen her iki çekin lehtarının …-… olduğunu, davacı şirketin … -…’a herhangi bir borcu bulunmamış olduğunu, takibe konu edilen çeklerin, teslim edilmesi gerekn mallara karşılık avans olarak verilmiş olduğunu, fakat davacı şirkete mal tesliminin yapılmamış olduğunu, toplam 25.000,00.-TL bedelli toplam iki adet çekin talep edilmesine rağmen davacı şirkete teslim edilmemiş olduğunu, aksine ciro edilerek kullanılmış olduğunu, İcra takibini ikame eden …. olup, icra takibine dayanak çeklerdeki ciro silsilesi incelendiğinde, mezkur çeklerin ….’ye, …-… tarafından ciro edilerek verilmiş olduğunu, …-… ile davacı şirket arasında Borcun Tasfiyesi amacıyla 21.03.2014 tarihli bir protokol akdedilmiş olduğunu,iş bu protokolün 2 numaralı maddesinde protokolün konusunun davacı şirketin …-…’e olan çek, senet, fatura, iş bu protokolün imza tarihinden önceki tüm ticari ilişkiler ve her türlü cari hesap ile protokolün 1 numaralı ekinde yer alan iki adet çekten doğan borcun 175.000,00.-TL olarak sabitlendiği, davacı şirketin borcunun bu protokolde belirlenen şekilde ödeneceği, …-…’in elinde bulunan davacı şirkete ait çeklerin davacı şirkete iade edileceğinin kararlaştırılmış olduğunu, 21.03.2014 tarihli borç tasfiye protokolü 3.maddesinin; “ Taraflar , BORÇLU’nun alacaklıya olan çek, senet, fatura, iş bju protokolün imza tarihinden önceki tüm ticari ilişkiler ve her türlü cari hesap ile ek-1’de yer alan iki adet çekten doğan borcun protokol tarihi itibariyle 329.870,00.-TL olduğu, ancak ALACAKLI tarafından bu alacağından 154.870,00.-TL tutarında indirim yapılarak borcun protokol tarihi itibariyle 175.000,00.-TL olarak sabitlendiği ve iş bu sabitlenen borcun aşağıdaki ödeme planı doğrultusunda ödeneceği hususunda mutabık kalmışlardır. 30.09.2014 tarihinde 43.750,00.-TL, 31.10.2014 tarihinde 43.750,00.-TL, 30.11.2014 tarihinde, 43.750,00.-TL 31.12.2014 tarihinde 43.750,00.-TL” şeklinde olduğunu, ancak , tarafların talep ve rızaları doğrultusunda yukarıda anılı borç tasfiye protokolünün 3.maddesinin tadil edilmiş olduğunu, davacı şirket tarafından verilen mobilya ürünleri suretiyle borcun sıfırlanmasına karar verilmiş olduğunu, iş bu ek protokol ile …-…, 10.04.2014 tarihi itibariyle davacı şirketten hiçbir hak ve alacağının olmadığını beyan ve davacı şirketi açıkca ibra etmiş olduğunu, çeklerde ve davacı şirket ile akdedilen protokolde …-… olarak gözükenin … İzmir Şubesi olduğunu, bu şubenin idaresinin …’e bırakılmış olduğunu, Kayseri’de bulunan ….’nin talimatı ile hareket etmekte olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ve davalarının kabulü ile; davacı şirketin İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası üzerinden davalı …. tarafından takibe konu edilen … … Şubesi’ne ait … iban nolu hesaptan keşideli 28.02.2015 keşide tarihli … numaralı 12.500,00.-TL bedelli ve 31.12.2015 tarihli … numaralı 12.500,00.-TL bedelli çekler dolayısı ile davalılara borçlu bulunmadıklarının tespitine ve takibin iptaline,kötü niyetli haksız takibin sebebi ile davalılar aleyhine takip konusu alacağın %20.2sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …-… cevap dilekçesi ile özetle; davalı …, davacı ….’ni ve diğer cirantaları tanımadığını, hiçbiri ile alışverişi olmadığını,dava konusu çeklerdeki imzalarında kendisine ait olmadığını, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasındaki takibe konu çeklerde imzasının bulunmamasına rağmen hakkında icra takibi yapılmasına karşılık olarak ciddi bir rahatsızlık geçirdiği ve ekonomik gücünün olmaması sebebi ile menfi tespit davası açamadığını,iş bu dava hakkını saklı tuttuğunu belirterek; davacının cirantalara karşı dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından hukuki yarar yokluğu sebebiyle işbu aleyhinde ikame edilen menfi tespit davasının husumet yöneltilemeyeceğinden reddine, dava konusu çeklerde imzasının bulunmaması ve iş bu dava ile arasında illiyet bağı bulunmaması nedeniyle tarafına yine husumet yöneltilemeyeceğinden reddine, davacının kötü niyetli olmasından ötürü lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile özetle; davalı … geçmiş yıllarda adına kayıtlı … adlı işyeri olduğunu, bu işyerinde mobilya alım-satımı işini ifa etmekte olduğunu, davacı yanın kendisinden yüklü miktarda mobilya malzemesi satın almış olup karşılığını çekler ile … olduğunu ve daha sonra davacı şirketin ödemelerini yapmamaya başlamış olduğunu, yapılan görüşmede, davacı yanın borcun yarısından vazgeçmesi halinde geri kalan yarısını aylık vadelerle ödemeyi teklif etmiş olduğunu, bunun mümkün olmadığını, bu durumda iflas edeceğini söylemiş olduğunu, fakat davacışirketin mahkemeden iflasın ertelenmesi kararı aldığını, bu karara göre hiçbir ödeme yapmak zorunda olmadıklarını, davalı …’in bir kuruş dahi tahsil edemiyeceğini söylediklerini ve bir nevi ödeme yapmamakla tehdit etmiş olduğunu, davalı … yaptığı araştırmada davacı şirketin iflas erteleme davası açığını ve tedbir kararı aldığını öğrendiğini bu nedenle davacı şirketin yapmış olduğu teklifi kabul etmek zorunda kaldığını, davacı şirket ile arasında 21.03.2014 tarihli protokol imzalanmış olduğunu,davacı tarafın protokolün hiçbir şartını yerine getirmemiş olduğunu, ödeme planına riayet edilmemesi ve üst üste iki taksitin ödenmemesi halinde protokolün koşulsuz şartsız geçersiz olacağının derc edilmiş olduğunu, davacı şirketin ödeme planında belirtilen hiçbir ödeme şartını yerine getirmemiş olduğunu, davalı …’e bu güne kadar hiçbir ödeme yapmamış olduğunu, dolayısıyla taraflar arasında akdedilen protokolün tüm hükümlerinin geçersiz hale gelmiş olduğunu, davacı tarafın protokol hükümlerinin yerine getirilmemesinden sonra ödemeyi mobilya malzemesi vererek yapmak istemiş olduğunu, bu sebeple aralarında ek protokol düzenlenmiş olduğunu, bu protokole göre borç tutarı kadar mobilya malzemesi verilerek ödeme yapılacağını, işbu protokolün gereğinin de yerine getirilmemiş olduğunu, dava konusu çeklerin anlaşma anında elinde bulunmadığını, alışveriş yaptığı müşterisine vermiş olduğunu, dolayısı ile elinde olmayan çekleri iade edeceği yönündeki taahhüdün geçerliliği olmadığını, ekonomik geleceğini kurtarmak için müzayaka halinde protokolü imzalamak zorunda kaldığını, davalı …, uzun yıllar ….’nin … şehrinde bulunan işyerinde işçi olarak çalışmış olduğunu, daha sonra kendi adına işyeri açmış olduğunu, bahsi geçen şirketin merkezinin Kayseri olduğunu, onun şubesi olmadığını belirterek; nazara alınacak nedenlerle açılan davanın reddine, davacının açılan davada kötüniyetli olması nedeni ilehakkında alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacı şirketi tanımamış olduğunu, davaya konu çeklerin davalı şirkete ciro ile yapılan mal alış verişine karşılık olarak verilmiş olduğunu, davalı şirketinde yaptığı alış veriş nedeniyle çekleri 3. bir kişiye devir etmiş olduğunu, bahsi geçen çeklerin vadeleri geldiğinde tahsil için … adlı ciranta tarafından bankaya ibraz edilmiş olduğunu, ödeme tarihi itibariyle karşılıksız olduğunun öğrenilmiş olduğunu, davalı şirketin davacı ile davalı … ile arasındaki anlaşmadan herhangi bir malumatının olmadığını, anlaşma tarihinde çek aslının davalı şirket elinde olmadığını, davalı …’in davalı şirkette bir dönem çalışmış olduğunu, daha sonra işyerinden istifa ederek ayrılmış ve kendi işyerini kurmuş olduğunu, davalı …’in davalı şirketin şubesi olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu belirterek; açılan davanın reddine, davacının açılan davada kötüniyetli olması nedeniyle hakkında alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “Davacı ile davalı tarafın davacının takibe konu çekler nedeniyle borçlu olup olmadığı, bu çeklerin bedelsiz olup olmadığı, çeklerde davalı …’ye ait imzanın kendisine ait olup olmadığı, davacının davalı … ile arasındaki protokolün geçerli olup olmadığı, davacının bu davalıya borcu bulunup bulunmadığı ve aynı zamanda diğer davalı …’nin ise iyi niyetli ciranta olup olmadığı hususlarında uyuşamadıkları ” şeklinde belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri mahkememizce toplanmıştır.
Mahkememiz 15/06/2017 tarihli celsesi ara kararı uyarınca davalı …’ye ait imzalar toplanmış olup dosya İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek imzanın davalı …’ye ait olup olmadığı yönünden rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi raporunda: inceleme konusu çeklerin arka yüzlerinde …’a atfen atılı basit tersimli imzalar ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememiz 21/01/2021 tarihli celsesi ara kararı uyarınca dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek; davalılardan … ve davacı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılarak taraflar arasındaki protokol ihale faturası çeklerin keşide tarihi ve protokoldeki çekler ile dava konusu çeklerin örtüşüp örtüşmediği de dikkate alınarak rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Bilirkişi heyeti 10/09/2020 tarihli raporunda; davacı şirketin 2013, 2015 yıllarına ait Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının ve 2013,2015 yılı yevmiye defterlerinin kapanış onaylarının yaptırılmış olduğu, Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davacı şirketin ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu, davacı şirketin 2016 yılına ait Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının/beratlarının ve yevmiye defterinin kapanış onayının/beratının yaptırılmış olduğu, tutmaya mecbur olduğu defterlerden Envanter Defteri sunmadığı,bu hali ile davacı şirketin 2016 yılı ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olup olmadığının Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olduğu, davacı şirketin 2014 yılı ticari defterlerinin …Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas Sayılı dosyasında olduğu belirtilmiş olup ibraz edilmemiştir.2014 yılı ticari defterleri ibraz edilmediğinden davalılara ait 2014 yılı cari hesap kayıtları davacı şirketin sunmuş olduğu Muavin Defter dökümlerine göre incelenmiştir. Muavin defter dökümlerinde yer alan 2014 yılı açılış kayıtlarının 2013 yılı kapanış kayıtları ile uyumlu olduğu, Muavin Defter dökümlerinde yer alan 2014 yılı kapanış kayıtlarının 2015 yılı açılış kayıtları ile uyumlu olduğu tespit edildiğini, davacı yan ticari defterlerine göre, dava konusu yapılan 31.01.2015 vadeli … nolu 12.500.-TL ve 28.02.2015 vadeli … nolu 12.500.-TL’lik iki adet çekin 29.01.2014 tarihli … nolu muhasebe fişinde davalı …’a yapılan ödeme olarak kayıt edildiği tespit edilmiştir. Davaya konu çeklerin lehdarının … olduğu, arka yüzlerinde, … isim ve imzayla, sonrasında sırasıyla, …, …, …. ve sonrasında başka cirantalar isim ve imzalarının bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı ile davalılardan … arasında yapılmış 21/03/2014 tarihli protokolün alt kısmında, ”Toplam 25.000.TL. bedelli iki adet çek.” ibaresinin de bulunduğu fakat bu bu çeklerin miktar, keşide tarih ve çek numaralarının protokolde belirtilmediği görülmüş olmakla, bu çeklerin davaya konu çekler olup olmadığı protokol içeriğinden anlaşılamadığı, davalı … ise, dava konusu çeklerin anlaşma anında elinde bulunmadığını, alışveriş yaptığı müşterisine vermiş olduğunu beyan etmiştir. Bununla birlikte, davacı ile davalı … arasında yapılmış, 21/03/2014 protokolün 4. Maddesinde; Borçlunun borcunu protkolde belirtilen ödeme planı uyarınca ödemesinin esas olduğunun, iki taksidin üst üste ödenmemesi halinde porotokolün geçersiz olacağının belirlendiğinin görüldüğü, Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmak üzere 31.01.2017 tarihinde Uzm.Dr. … tarafından hazırlanan Bilirkişi Raporu’nun sonuç kısmında; ”arka yüzünde bulunan 1 ve 2.ciro yazılarının ve imzalarının karşılaştırma belgelerine atfen müşteki …’ın eli ürünü olmadığı…” şeklinde ifade edildiği, davacının ticari defter kayıtlarına göre, taraflar arasında imzalanan 21.03.2014 tarihli protokolde belirtilen tarih ve tutarlarda davacı yanca davalı …’e ödeme yapılmadığı ve eki 10.04.2014 tarihli protokolde davalı …’e mal verilmek suretiyle borcun sıfırlanacağı belirtilmiş olduğu halde , davalı …’e 10.04.2014 tarihinde ve sonrasında mal satışının olmadığı, bu şekilde davacı ile davalılardan … arasında alacak/borç ilişkisinin devam ettiği, bununla birlikte 31.12.2015 tarihli … nolu muhasebe fişinde virman açıklaması ile 42.900,27.-TL’lik davalı …’e ait cari hesaba azaltıcı nitelikte kayıt yapıldığı ve davalıya ait cari hesabın kapatıldığı tespit edildiği yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu, mahkememiz 20/10/2020 tarihli celsesi ara kararı uyarınca dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek davacı vekilinin itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti 17/02/2021 tarihli ek raporunda; davacı şirketin 21.03.2014 tarihi itibari ile davalı … ‘den 52.737,52.-TL alacaklı olup, davalı … tarafından düzenlenen 31.03.2014 tarihli … numaralı 9.837,25.-TL tutarlı faturanın, 31.03.2014 tarihli … yevmiye madde numaralı muhasebe fişine kaydının yapılması ile cari hesap bakiyesinin 42.900,27.-TL olduğu ve iş bu bakiyenin 2015 yılına devrinin yapıldığı tespit edilmiştir. 10.09.2020 tarihli kök raporumuzun Sonuç kısmı 6.maddesinde belirtildiği üzere; davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer alan 31.12.2015 tarihli … nolu muhasebe fişinde virman açıklaması ile 42.900,27.-TL’lik davalı …’e ait cari hesaba kayıt yapıldığı ve davalıya ait cari hesabın kapatıldığı tespit edildiği yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Dosya içresinde yer alan bilirkişi raporlarına göre dava konusu edilen çekteki imzaların davalı …’ye ait olmadığı anlaşılmıştır. Davalı … davanın başından itibaren dava konusu edilen çeklerle bir ilgisinin bulunmadığını ve bu çeklere ilişkin olarak davacıdan alacaklı olmadığını ileri sürerek davayı en başından itibaren kabul etmiştir. Davalı … davanın açılmasına kendi hal ve davranışları ile sebebiyet vermemiş bilakis davaya karşı cevap dilekçesinde ve sonraki aşamalardaki beyanlarında davacıdan alacaklı olmadığını çekteki cironun kendisine ait olmadığını beyan etmiştir. Bu nedenle her ne kadar davacının bu davalı açısından menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığı düşünülmüş ise de şeklen davalı … adına (imza kendisine ait olmasa da) ciro bulunduğundan davacının hukuki yararı var kabul edilmiştir. Bu nedenle davalı …’nin kabul beyanına dayanarak bu davalı açısından davanın kabulüne karar verilmiştir. HMK md. 312/2 gereğince davalı …’nin davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olması, dava konusu çeklerde yer alan cirodaki imzaların bu davalıya ait olmaması ve davayı kabul etmiş olması sebebi ile Davalı … aleyhine açılan davanın kabul edilmesine rağmen, davacı yararına Davalı … aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve yargılama giderleri de davacı üzerinde bırakılmıştır.
Davacı vekiline 02/04/2019 tarihli celsede 2 adet çeki davalılara teslim ettiğine dair çek teslim bodrosunu sunması için kesin süre verilmiş ise de belirtilen kesin süre içerisinde davacı bu belgeleri sunamamıştır.
Dosya içerisinde yer alan çek fotokopileri incelendiğinde dava konusu çeklerin davalılardan … ile …’e direkt verilmediği ve aynı şekilde davacı defterlerindeki tespitlere göre dava konusu çeklerin davalılardan …’ye verilmiş olduğu ve bu şekilde davacı defterlerinde kayıtlı olduğu fakat bu kayıtların dayanağı belgelerin davacı tarafça Mahkememize sunulmadığı anlaşıldığından, ayrıca davacı vekilinin rapora karşı beyan dilekçesi ile diğer beyanlarında dava konusu çeklerin …’ın cari hesabına ilişkin olduğu yönündeki beyanları da dikkate alınarak dava konusu çeklerin taraflar arasındaki protokolde belirtilen çekler olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesindeki tespit ve değerlendirmelere göre davacının ek protokolde belirlenen malları davalı …’e ya da …’ne vermediği, bu nedenle protokolün 4. Maddesi gereğince protokolün geçersiz olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf davalılardan … ile …nın diğer davalı … ile işbirliği içerisine girerek kötüniyetli olduğuna dair bir iddiası ve ispatı söz konusu değildir. Davalı …’nin davayı kabule yönelik beyanı diğer davalılara sirayet etmemiştir. Diğer davalılar dava konusu çekin bir tanesini …’ndan diğerini ise …’dan almış oldukları ciro silsilesinden anlaşılmış olmakla birlikte ciro silsilesinin bozukluğuna dair davacı tarafın bir iddia ve ispatı da bulunmamaktadır.
Davalılardan … ile davacı arasında imzalanan protokol şartlarının yerine getirilmediği ve bu nedenle protokolün geçersiz olduğu bilirkişi tespit ve değerlendirmelerinden anlaşılmıştır. Davacı taraf her ne kadar ek protokol gereğince ticari defter ve kayıtlarında 175.000,00-TL borç eksiltmesi yapmış ise de bu eksiltmenin dayanağı olacak fatura ve sevk irsaliyesi bulunmadığı, davacı tarafın herhangi bir dayanak belge bulunmaksızın kendi defterlerinde usule aykırı surette kayıt oluşturduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle Davalılardan … ve … Ye karşı açılan davanın reddi gerekmiştir.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporları dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-…’a karşı açılan davanın davalının kabulü nedeniyle, davanın kabulü ile davacının … Bankası A.Ş … Şubesi’ne ait 28/02/2015 keşide tarihli … nolu 12.500,00-TL bedelli ve 31/01/2015 keşide tarihli … nolu 12.500,00-TL bedelli çeklerden dolayı davalı …’a borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının davalılar … ve … ‘ne karşı açtığı davanın reddine,
3-Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 1.707,75-TL harçtan peşin alınan 426,94-TL nin mahsubu ile 1.280,81-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davanın reddine karar verilen davalılar açısından reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … ‘ne verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılardan …’ın yüzlerine karşı diğer davalı tarafların yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.10/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır