Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1503 E. 2021/245 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1503 Esas
KARAR NO : 2021/245

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/12/2016
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın … Turizme ait … yönetimindeki … Sigortası ile sigortalanan … plakalı yolucu otobüsü ile 03/06/2016 tarihinde sürücünün direksiyon başında uyuması sonucu şarampole yuvarlanarak trafik kazası geçirdiğini, düz yolda giderken sebebiyet verdiği kazada tek taraflı kusuruna dayalı olduğunu, kaza günü kaza tetkikleri sonucu asli kusurlu bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik toplamda 25.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatın 16/08/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsili ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı … vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu, sigortalısı … Tur. Sey. Oto.İşl. Tic. Ltd.Şti olan … plakalı araç için; müvekkil şirketçe, 26.04.2016 – 26.04.2017 tarihleri arasında, … no’lu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, Müvekkil şirketin sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti ile azami 310.000-TL olarak sınırlandırıldığını, Bu miktarın maksimum talep edilebilecek miktar olduğunu, müvekkil şirketin asıl sorumluluğu gerçek zarar üzerinden belirlenmesi gerektiğini söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmadığını, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusur oranında bu gerçek zararın tazmini esas olduğunu, Teminat limitlerini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmadığını, yapılacak inceleme sonucunda şirketin sorumluluğunda bir bedel ortaya çıktığı takdirde Poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limitinin sorumluluk limiti olarak esas alınması gerektiğini. Haksız ve mesnetsiz açılan davanın usulden ve esastan tamamen reddine, masraf, faiz ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine, Sigortalı araç sürücüsünün aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespitine, Tazminat hesabının sigortalımızın kusur oranınca yapılması gerektiğine, sağlık giderleri ve dolaylı zararlar yönünden müvekkil şirketin sorumluluğu olmadığından bu husustaki davacı talebinin reddine, Öncelikle genel şartlara uygun olarak tüm hasar evrakları ile birlikte usulüne uygun şekilde hasar başvurusu yapılması gerektiği, müvekkilimizin dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle dava masraflarından, faizden ve tüm ferilerinden sorumluluğunun ve temerrüdünün bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 03/06/2016 tarihinde meydana gelen kazada davalılardan Nilüfer firmasına ait ve diğer davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı otobüsün kaza yapması neticesinde olayda meydana gelen kusur durumu, davacının maddi zararının bulunup bulunmadığı, manevi zarar isteminin yerinde olup olmadığı, davalının sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı hususu tespit edildi.” şeklinde belirlenmiştir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1 maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici” olarak tanımlanmış ve 3/1-(l) maddesinde ise “tüketici işlem”leri sayılmıştır. Anılan hükümde sigorta işlemleri tüketici işlemleri arasında sayılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. Ve 138. Maddeleri gereğince; Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Davacının yolcu olarak bulunduğu otobüsün karıştığı kaza nedeniyle aracın işleteni ve sigortacısına karşı tazminat davası açmıştır. Davalılar arasında her ne kadar sigorta şirketi de bulunmakta ise de diğer davalı ile davacının arasındaki ilişkinin tüketici kanunundan kaynaklanmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacının bir kısım davalılarla arasında tüketici ilişkisinin bulunması halinde Tüketici Mahkemelerinin görevli olacağına dair ; İzmir BAM 6. H.D. 07.11.2019 tarih ve 2019/2765 E. 2019/2124 K. Sayılı, İzmir BAM 17. H.D. 12.07.2019 tarih ve 2019/865 E. 2019/1475 K. Sayılı, İzmir BAM 17. H.D. 08.06.2020 tarih ve 2020/723 E. 2020/529 K. Sayılı ilamları da dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalıya karşı açmış olduğu alacak davasında HMK.114/1-c,115/2 mad gereği göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemede nazara alınmasına,
Dair davacı vekilinin ve davalı ….. Ltd. Şti vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı . 16/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”