Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1320 E. 2021/1076 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1320 Esas
KARAR NO : 2021/1076

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2014
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili 21.05.2014 havale tarihli dava dilekçesi ile; müvekkilinin iç mimar olarak 2013 yılı Mayıs ayında Ödemiş Sağlık cd. No:…adresindeki işyerinde …ünvanlı işyeri açtığını, işyeri faaliyeti ile ilgili olarak davalıdan dekorasyon amaçlı duvar kağıdı, ayna, obje, saat vs satın aldığını, dava konusu alışveriş için davalıya senetler verdiğini, bu senetlerden 30.09.2013 vadeli 5.000 TL bedelli senet davalı tarafından Ödemiş 2. İcra Müdürlüğünün …E. dosyasıyla infaz edildiğini, BK.nun 28. Maddesinde düzenlenen aşırı yararlanma teşkil edecek şekilde davalının toptan olarak satışını yaptığı mamüllerin parakende fiyatının % 100 den daha fazla bir fiyatla sattığını, faturalarda geçen bir kısım malların müvekkiline teslim edilmediğini, davalı ile yaptıkları görüşmelerde kendisinin de bu malları Ankara Arda tasarım ünvanlı firmadan aldığını, bu firma ile yaptıkları görüşmelerde, kendisininde bu malları Ankara Arda tasarım ünvanlı firmadan aldığını, bu firma ile ticari münasebetini kestiğini, malları malları geri alarak borçtan düşeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine ellerindeki tüm malları kamyona yükleyerek davalının İzmir’deki işyerine götürdüklerini, davalı tarafın kamyondan 6.500,00 TL lik duvar kağıdını aldığını, geri kalan mallarını Ankara’da malları kendisine satan Arda “…” tasarım ünvanlı firmaya iade edeceğini belirttiği, bunun üzerine firma yetkilisi Ceyhun bey ile irtibata geçip malları iade etmek istediklerinde, Ceyhun bey baştan malları bizden kabul ettiklerini, bunun üzerine davalının vekili Av. …’na 14.01.2014 tarihinde mail gönderilerek borcun tasfiyesi hususunda protokol başlıklı anlaşma gönderildiğini, davalı vekili cevap olarak 14.04.2014 tarihli protokolü tarafına gönderdiğini, İcraya çekinceli olarak yatırılan 5.000,00 TL nin ödenmesini, 20.12.2013 tarihinde kendisine teslim edilen 6.500,00 TL duvar kağıdı bedelinin borçtan düşüleceğini, …’in Ankara … işyerinden satın alarak müvekkiline sattığı malların Ankara …’ya iade edileceğini ve borçtan düşüleceğini, ürün pazarlama masa bedeli olan 1.180,00 TL nin borçtan düşüleceğini, faturalarda geçen ancak müvekkiline teslim edilmeyen … dok. Ayna bedeli 2.100,00 TL nin borçtan düşüleceğini, vadesi gelmemiş senetler ve cari borç varsa ödeneceğini belirtildiği, müvekkilinin askere gittiğini, birçok konuda anlaşmaya vardıklarını, ancak neticeye varamadıklarını belirterek; henüz icra takibi başlatılmamış davalı elinde bulunan 30.10.2013 vadeli 5.000,00-30.10.2013 vadeli 10.000,00 TL-30.12.2013 vadeli 7.500,00 TL-28.02.2014 vadeli 5.000,00 TL-30.03.2014 vadeli 3.500,00 TL olmak üzere toplam 31.000,00 senetler için İİK.nun 72/2 gereğince senet miktarlarının % 15 kadar teminatı yatıracağından senet miktarlarının % 15 kadar teminatı yatıracağımızdan senetler hakkında icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı tarafça yetki itirazında bulundukları bu nedenle dosyasının yetkili İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine davanın reddi ile davacı aleyhine asıl alacağın %20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesien yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davacı davasını ilk olarak Ödemiş 2.Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açmış olup, Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı ilamında açılan bu davanın İİK.nun 72/3 maddesi kapsamında icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olduğu bu sebeple yetkili mahkemenin alacaklının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğu alacaklının ikametgahının da İzmir olduğu ayrıca bonolarda İzmir mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşılmakla yetkisizlik kararı verildiği Davacı vekilinin itirazı üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 04/11/2014 tarih ve 2015/18180 esas, 2016/6243 sayılı ilamı ile Onanarak dosya mahkememiz yukarıdaki esasına kaydedilmiştir
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; ” ticari alışverişten kaynaklanan menfi tespit davası olduğu ” şeklinde belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri mahkememizce toplanmıştır.
Mahkememiz 09/02/2017 tarihli celsesi ara kararı uyarınca Davalının ve varsa davacının da ticari defterlerinin incelenmek suretiyle davaya konu senetlerin davalının defterlerindeki kayıt durumu, defterlerin sahibi lehine delil teşkil edip etmediği, davacının borcunun bulunup bulunmadığı hususularında rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 15/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda ;Davalının 2013 yılına ait noter tasdikli yasal dfeterlerini sunmaması sebebi ile HMK.222.maddesi gereği “yasal defterlerin münderecatı sahibi lehine delil! Kabul edilir” hükmüne uygun olarak kesin delil vasfına sahip olmadığı, 2014 yılına ilişkin sunulan defterlerin noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olması sebebiyle HMK.222.maddesi gereği “yasal defterlerin münderecatı sahibi lehine delil Kabul edilir” hükmüne uygun olarak kesin delil vasfına sahip olduğu, Davalının yasal defterlerini sunmaması sebebi İle davacının yasal defter kayıtları ile karşılaştırma yapılamamıştır. Her ne kadar 2013 yılı sunduğu yevmiye defteri noter tasdiksiz de olsa davacıyı takip ettiği cari hesap bakiye tutarının 2014 yılı açılış kaydındaki rakam ile uyumlu olduğu, davalının yasal defter kaydına göre dava konusu edilen değişik vadeli toplamı 31.000 TL lik senetlerin davacıdan alındı kaydı ile davacıdan olan alacak tutarın düşülmesi ile 10.,083,35 TL alacağı kaldığı, iş bu senetler ödenmiş olsa idi davacıdan hala 10.083,35 TL alacaklı olunacağı halde esasen 31.000 TL lik senet bedelleri ödenmediğine ve …esas sayılı Ödemiş İcra dosyasına masraf sonrası ödenen 5.000 TL nin borçtan düşülmesi ile dava tarihi itibari ile davacıdan (10.083,354-31.000-5.000->)36.083,35 TL alacaklı olacağı, davacının davalıya verdiği 36.000 TL lik senetler ödense idi 83,35 TL daha davalının davacıdan alacaklı olacağı, Ancak takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere! dava dilekçesinde davalının düzenlediği faturaların sonradan fahiş olduğunun anlaşıldığını, davacı kendisine mallar teslim| edilmediği halde davalı yanca faturalarının düzenlendiği, daha sonra iade alınacağı davalı yanca belirtildiği halde alınmadığı, bedelsiz ürünlerin faturalarda bedel içerdiği gibi iddialarından davalının davacıya faturalı mal sattığı ancak davacının fatura içeriklerine itirazı olduğu halde yasal 8 günlük sürede itiraz etmediği dava dosyası içerisindeki verilere göre bu gibi iddialarını ispatlayamadığı, sunduğu e postaların içeriklerinin birbirinden farklılıklar içerdiği davalının iade faturası talep ettiği halde davacının düzenlediği iade faturalarına rastlanmadığı, farklılıklar içeren e postalar gereği tarafların uzlaşamadığı, sadece 20.12.2013 tarihinde davacının davalıya 6.500 TL bedelinde duvar kağıdı teslim ettiği hususunda uzlaşmaya varıldığı bu sebeple de davacının iade ettiği 6.500 TL lik bedelin davacının 36.083,35 TL lik davalıya olan borcundan düşülmesi gerekeceği, Sayın Mahkemenizce davacının cevaba cevap dilekçesi ekinde yer alan 20.12.2013 tarihli mal iade belgesi ile e postadaki taraf kabullerinin kabul edilmesi durumunda davacının davalıya (36.083,35-6.500—)29.583,35 TL cari hesap borcu olduğu ve davalıya verilen senetlerden 29.583,35 TL lik kısmından dolayı borçlu olacakları, 6.500 TL lik iadenin kabul edilmemesi durumunda ise davalıya verilen 36.000 TL lik senetlerin hepsinden borçlu olacakları gibi 83,35 TL daha davacının davalıya cari borcunun kalacağı tespit edilmiştir. Şeklinde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Taraflar iddia ve savunmaları kapsamında tanık deliline dayanmış olup bu kapsamda davacı tarafın tanıkları dinlenilmiştir.
Mahkememiz 28/01/2020 tarihli celsesi ara kararı uyarınca davalının davacıya satmış olduğu mallara ilişkin 2013 yılı içerisindeki fatura örnekleri ile iddialarını ispatlar sair ticari defter ve kayıtlarını | inceleme gün ve saatinde mahkeme duruşma salonunda hazır etmeleri ve bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. Bu görevlendirme çerçevesinde, davalı yana ait ticari defter kayıt ve belgeler ile dosya üzerinde inceleme yapılarak teknik yönden değerlendirme yapılması için dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir.
Davacı taraf ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemiş olup inceleme davalı defterlerine göre yapılmıştır.
03/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda : Davacı yan inceleme günü ticari defterlerini sunmadığından inceleme yapılamamıştır. Davalı yanın incelemeye sunulan 2013 ve 2014 yılı ticari defterleri ise raporumuz içinde yer alan açıklama nedeni ile takdir Sayın Mahkemenize ait olmak 2013 ve 2014 yılı ticari defterlerinin HMK 222. maddesine göre kesin delil vasfına sahip olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı yanın ticari defterleri sunulmadığından, davalı yanın 2013 yılı ticari defterlerinin yasal tasdiki yapılmadığından ve 2014 yılı yevmiye defteri sunulmadığından cari hesaba yönelik inceleme yapılamamış olup, raporumuz içinde bu konuda 15.03.2017 tarihli bilirkişi raporuna yer verilmiştir.Bu yönden tespit ve hesaplamalarda bulunulan 15/03/2017 tarihli bilirkişi raporunun takdiri Sayın Mahkeme’ye aittir. Davalı yanca sunulan faturalar incelendiğinde ; davacı … adına düzenlenen faturlar ile dava dışı diğer firmalara düzenlenen faturalar karşılaştırılarak incelendiğinde , …. G.Stone Artı Duvar Kağıdı adlı ürün 27.08.2013 tarihli 148258 nolu satış faturası ile davacı …’ya net 91,08.-TL satış fiyatı ile fatura edilirken, 02.08.2013 tarihli 148055 nolu satış faturası ile dava dışı diğer bir firmaya net 73,78.-TL ve 24.07.2013 tarihli 147964 nolu satış faturası ile dava dışı diğer bir firmaya net 87,28.-TL’ye satış fiyatı ile fatura edildiği görülmektedir. Aynı ürünün,dava dışı kişiye satıldığı en düşük fiyat olan 73,78.TL.’ye yaklaşık 623,5 oranında ekleme yapılarak davacıya satıldığı anlaşılmışır. Bununla birlikte başka bir ürün olan, 8017-2 Infını Duvar Kağıdı adlı ürün 27.08.2013 tarihli 148258 nolu satış faturası ile davacı …’ya net 91,08.-TL satış fiyatı ile fatura edilirken, 01.08.2013 tarihli … nolu satış faturası ile dava dışı diğer bir firmaya net 148,30.-TL satış fiyatı ile fatura edildiği görülmektedir. Buna ise göre aynı ürünün,dava dışı kişiye satıldığı fiyat olan 148,30.TL.’den yaklaşık “4939 oranında indirim yapılarak davacıya satıldığı yani davacının başkalarına göre daha ucuz ürün aldığı da anlaşılmışır. Bu iki örneğe göre, davacı yönünden gabinin unsurlarının meydana gelip gelmediğinin takdiri Sayın Mahkemenize ait olup, davalı şirketin aynı ürünleri farklı firmalara farklı satış fiyatı ile fatura ettiği, davalının sattığı ürünlerde ticari hayatın gereklerine göre kar marjını farklı oranlarda belirlemiş olabileceği tespit edilmiştir. ” şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunmuş olup ek rapor düzenlenmek üzere dosya bilirkişilere tevdi edilmiştir.
05/03/2021 tarihli Ek Bilirkişi raporunda; davalı yanın davacı yandan takip ve dava tarihi itibari ile 30.434,04.-TL alacaklı olduğu , davacı yan tarafından davalı şirketten teslim alınmayan malların net olarak belirtilmediği kanaatine varılmıştır. Davalı yan alacağı olarak tespit edilen 30.434,04.-TL’nin taraflar arasındaki mal alım/satımından doğan ticari ilişki sonucu ortaya çıkmış olduğu. dava konusu yapılan 31.000,00.-TL’lik senetlerin de mal alımına karşılık davacı yanca düzenlendiği de dikkate alınarak , davacı yanın iş bu senetlerden kaynaklı 30.434.04.-TL davalı yana borçlu olduğu görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Davacı taraf dava dilekçesinde davalının müvekkilinin acemiliğinden faydalanarak fahiş fiyatla ürün sattığını ve bu suretle gabin iddiasında bulunduğunu ileri sürmüştür. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde benzer ürünleri diğer müşterilere de benzer fiyatlarla sattığı arada bir kısım farklı fiyatlar olsa da bunların gabin olgusunu ortaya koyacak miktarlar olmadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf her ne kadar davalının kar marjını ileri sürerek gabin iddiasını tekrar etmiş ise de serbest piyasa koşullarında satıcının kar marjının gabin iddiasının kabulü için tek başına yeterli olmadığı, somut olayda TBK md. 28’de belirtilen hususların bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalı taraf diğer müşterilerine daha ucuz fiyata ürün satmakta iken davacıya diğer müşterilerinden ayrık olarak davacının tecrübesizliğinden faydalanarak fahiş fiyatla ürün satmış olsa idi gabin iddiası dikkate alınabilecek iken davalının tüm müşterilerine eşit ya da yakın işlem yaptığı, bir kısım ürünleri diğer müşterilerine nazaran bir miktar fazla fiyatla satmış iken bir kısım ürünlerin de daha düşük bedelle satıldığı bununda ticari hayatta olağan bir durum olduğu, dolayısıyla davalının, davacının tecrübesizliğinden yararlanarak aşırı yararlanmada bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf her ne kadar davalı tarafından iade alınmayan malların iadesi ile hesaptan düşülmesini belirtmiş ise de hangi malların iade alınmasının kabul edildiğini ve bunların neler olduğunu somut bir şekilde bildirmesi için 01/07/2021 tarihli duruşmada kendisine 2 haftalık kesin süre verilmiş, belirtilen kesin süre içerisinde beyanda bulunmamış olması sebebiyle somutlaştırılmayan bu iddiası araştırılamamıştır. Davacı taraf bu yöndeki iddiasını somut bir şekilde ortaya koyarak iadesi kabul edilen fakat iade alınmayan ürünleri açıkça belirtmemiş olduğundan mevcut dosya kapsamına göre birden fazla bononun dava konusu yapıldığı dikkate alınarak iade edilen bir kısım malların da bulunduğu ve bunların bilirkişi raporunda hesaplamaya dahil edilmiş olması sebebi ile bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre iade tarihindeki vade dikkate alınarak bir bonodan dolayı davacının kısmi olarak borçlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ;
Davacının 30/03/2014 vadeli 3.500,00 TL bedelli bonodan dolayı davalıya 565,96 TL borçlu olmadığının tespitine ,
2-Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın peşin alınan 290,35-TL den mahsubu ile bakiye 231,05-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 565,96-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.350,00-TL Bilirkişi ücreti, 487-TL posta ve tebligat ücreti ile ilk dava açılış gideri olan 315,55-TL olmak üzere toplam 2.152,55-TL’nin kabul ve red oranına göre takdiren 71,66-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 30/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza