Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1304 E. 2021/284 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1304 Esas
KARAR NO : 2021/284

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 21/12/2015
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, borca itirazın iptali ile yapılan takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; tarafları ve koonusu aynı olan davaya konu sözleşmeye ilişkin davacının davalıdan her hangi bir alacağının bulunmadığı yönünde İstanbul … ATM’nin … esas sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını, birleştirme kararı verilmesini yada bu dosyanın bekletici mesele yapılmasını, esasa ilişkin olarak davacı yanın müvekkili yana yaptığı bayilik sözleşmesi ve bayiliğin sonlandırılmasına ilişkin protokollere açıkça aykırı davranıldığını yine müvekkili ile sözleşmesini sonlandırmadan bölgeye başka bir bayi atadığını, müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, haksız davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, faturalar, sözleşme, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…davalı şirketin 2012-2013-2014 yıllarına ait ticari defterlerin usul ve yasalara uygun şekilde düzenlenmekle lehine delil kudretine haiz olduğu, davalı şirkete ait cari hesap kayıtlarına göre davacı şirkete 54.633,11-TL bedelli teminat mektubunun 29/09/2014 tarihinde nakde çevrildiği, tahsil edilen mektup bedelinin davalı kayıtlarında yer almadığı, davacı şirketçe tahsil edilen 50.000,00-TL teminat mektubu bedelinin davalıdan olan alacağına mahsup edilmesi ile kalan borcun 4.633,11-TL olacağı, davacı şirketten alınan malların tamamının satılmadığı, ürünlerin bir kısmının davalı şirkete ait depoda bulunduğu, 14.07/2016 tarihinde yapılan fiili sayım sonucu KDV dahil 109.337,67-TL stok bedeli hesaplandığı, mevcut stokların son kullanım tarihinin geçtiği, davalı stoklarında mevcut ürünlerin davacı şirket tarafından iade alınıp alınmayacağının taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin hukuki olarak değerlendirilmesi neticesinde belirlenebileceği, stokların davacı şirketçeiade alınmasına dair karar verilmesi halinde davalı şirketin 4.633,11-TL -109.337,67: 104.704,56-TL alacaklı olacağı…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı şirketin 3 adet faturaya dayalı olarak davalıdan bakiye 6.791,67TL alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
3-Davalı taraf cevap dilekçesinde aynı konuda İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtıklarını, davalı şirketin sözleşmeyi haksız bir şekilde feshettiğini, borçlarının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
4-Mahkememizce dosya kapsamında yapılan incelemede taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, fatura ve mal teslimlerinin bulunduğu görülmüş, alınan bilirkişi raporunda “davalı şirketin 2012-2013-2014 yıllarına ait ticari defterlerin usul ve yasalara uygun şekilde düzenlenmekle lehine delil kudretine haiz olduğu, davalı şirkete ait cari hesap kayıtlarına göre davacı şirkete 54.633,11-TL bedelli teminat mektubunun 29/09/2014 tarihinde nakde çevrildiği, tahsil edilen mektup bedelinin davalı kayıtlarında yer almadığı, davacı şirketçe tahsil edilen 50.000,00-TL teminat mektubu bedelinin davalıdan olan alacağına mahsup edilmesi ile kalan borcun 4.633,11-TL olacağı, davacı şirketten alınan malların tamamının satılmadığı, ürünlerin bir kısmının davalı şirkete ait depoda bulunduğu, 14.07/2016 tarihinde yapılan fiili sayım sonucu KDV dahil 109.337,67-TL stok bedeli hesaplandığı, mevcut stokların son kullanım tarihinin geçtiği, davalı stoklarında mevcut ürünlerin davacı şirket tarafından iade alınıp alınmayacağının taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin hukuki olarak değerlendirilmesi neticesinde belirlenebileceği, stokların davacı şirketçeiade alınmasına dair karar verilmesi halinde davalı şirketin 4.633,11-TL -109.337,67: 104.704,56-TL alacaklı olacağı…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.” şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür
5-Mahkememizce İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası Uyap sistemi üzerinden incelenmiş, davanın menfi tespit davası olduğu, mahkememiz dosyasında davalı olan … Pazarlama Dağıtım Ltd.Şti.’nin davacı olduğu, davalının ise mahkememiz dosyasının davacısı … Gıda Tic.Ltd.Şti. Olduğu, dava konusunun … Gıda Tic.Ltd.Şti. Tarafından nakde çevrilen teminat mektubuna esas olan ticari ilişkide davalının borçlu olup olmadığının tespiti talepli olduğu, her iki davadaki uyuşmazlık konularının aynı olduğu, davalı tarafından açılan menfi tespit davasının sonucunun mahkememizde görülmekte olan dava açısından da kesin delil niteliğinde olacağı değerlendirilmekle menfi tespit davasının sonucu bekletici mesele yapılmıştır.
6-İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında yürütülen yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, mahkemenin gerekçeli kararında “Tüm dosya kapsamı düzenlenen bilirkişi raporuyla birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar davacı 56.791,67 TL davalıya borçlu olmadığının tespiti istemiyle davasını açmış ise de ticari defter kayıtlarına göre nakde çevrilen teminat mektubunun mahsubu sonrasında bile davacının davalıya 4.633,11 TL borcunun bulunduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 6-b- maddesi gereği yenilenmeme durumunda 10 iş günü içerisinde iade faturasının düzenleneceği ve malların faturanın kesilmesinden itibaren 90 gün içerisinde iade alınacağı düzenlenmiş ise de davacı tarafından bu yükümlülüğün yerine getirildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı, yapılan incelemede iadesi gereken malların son kullanma tarihinin geçtiği şu hale göre bu mallardan kaynaklı iade faturasının davacının borcundan mahsubunun mümkün olmadığı dolayısıyla davacının borçlu olmasına rağmen açtığı menfi tespit davasının dinlenilme ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.”
şeklinde karar verildiği, yapılan inceleme sonucu mahkememiz dosyası davalısının davacıya 4.633,11TL borçlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
7-İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesi alıntılanan 06/04/2017 tarihli … Esas … Karar Sayılı ilamı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı 03/12/2020 tarihli ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
8-Mahkememizin dava konusu ve İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yürütülen dava konuları ortak olup, belirtilen mahkeme kararının kesinleşmesi ile ilgili mahkeme kararı ile tespit edilen borca ilişkin husus artık mahkememiz açısından da kesin delil niteliği taşımaktadır Bu nedenle tespit edilen 4.633,11TL tutarlı borç bulunduğu yönündeki tespit mahkememizce hükme esas alınmıştır. Mahkememizce her ne kadar davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmekte ise de iş yoğunluğu nedeniyle sehven davanın tam kabulüne karar verildiği duruşma zaptının onayından sonra fark edilmiş ise de bu hususun ancak kanun yolu aşamasında düzeltilebileceği anlaşıldığından kararın tashihi veya tavzihi yoluna gidilmemiştir.
9-Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere davacının davalıdan alacaklı olduğunun İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen menfi tespit davasının reddi kararı ile sabit olduğu gözetilerek itirazın iptaline, alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek inkar tazminatı hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile ;
Davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine itirazının iptali ile, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-İİK madde 67 gereğince hüküm altına alınan alacağın %20 ‘si oranında hesaplanan 1.358,33-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 463,93-TL harçtan peşin olarak alınan 27,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 436,23-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan toplam 522,00-TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”