Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/928
KARAR NO : 2023/936
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/11/2023
KARAR TARİHİ : 22/11/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket nezdinde … No’lu ”Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi” ile sigortalı … plakalı araç 30/10/2020 tarihinde seyir halinde iken, maliki davalı … Genel Müdürlüğü olan davalı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın kusurlu olarak çarpması neticesinde hasarlandığı, Kazadan hemen sonra kaza yerinde düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağından da görüleceği üzere; Karayolları Trafik Kanununun 67. maddesini ihlal eden davalı davalı kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu, müvekkil şirkete sigortalı aracına çarpması nedeni ile meydana gelen hasar tespit edilerek hasar tazminatı hesaplanmış ve söz konusu ekspertiz raporuna istinaden tazminat tutarı olarak 16.083,13-TL ödendiği, Müvekkil şirket tarafından ödenen tazminat tutarından karşı yanın kusuru oranında 8.041,56-TL tutar yönünden müvekkil şirketin bu hususta sigortalısının 3. şahıslara karşı olan talep ve dava hakkını halefiyet ilkesi gereğince temlik aldığı, müvekkil şirket rücu talebini bildirerek ödemenin yapılması gerektiğinin ihtarında bulunmuştur lakin müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığı, dava konusu trafik kazası sonucu sigortalımıza ait araçta oluşan hasar nedeniyle ödenen tutarın tahsili için İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile gönderilen ödeme emrine istinaden davalılar tarafından borca itiraz edilmiş ve takip durduğunu beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; Davacı sigorta şirketi 30/10/2020 tarihli trafik kazası neticesinde ödenen tazminat tutarı için sigortalısının dava hakkını halefiyet ilkesi gereğince davalılar hakkında icra takibi başlattığı, davalıların aleyhlerinde başlatılan icra takibine itiraz etmesi sonucunda huzurdaki davanın ikame edildiği, davacı sigorta şirketi ile davalılar arasında ticari işletmeden kaynaklı bir uyuşmazlığın bulunmadığı, bu sebeple 6102 sayılı yasanın 4. Maddesinin 1. Fıkrası gereği dava nispi ticari dava olmadığından mahkememizin görevli olmadığı, davalılardan özellikle …’ un tabi olduğu mevzuat çerçevesinde tacir sıfatının bulunmadığı, davacı ve davalılar arasında mutlak ticari davaya konu bir hususun bulunmadığı, taraflar arasında haksız fiil sorumluluğuna ilişkin uyuşmazlığın bulunduğu, bu durumda dava konusu uyuşmazlığın TTK.’nun 4.maddesinde sayılan uyuşmazlıklar arasında yer almadığı, 6102 sayılı yasanın 4/1 maddesi gereği ticari kazanç kaybı ya da ticari iş hususunun görev konusunda belirleyici olmadığı, 6102 sayılı yasanın 4/1 maddesi gereği uyuşmazlığı tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşılmakla, işbu davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, somut olayda görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli mahkemenin İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde ek bir karar ile davanın açılmamış sayılmasına dair karar oluşturulmasına,
5-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar verildi.24/11/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı