Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/842 E. 2023/907 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/842
KARAR NO : 2023/907
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/10/2023
KARAR TARİHİ : 10/11/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket, bünyesinde pek çok yazar, tercüman barındıran bir yayın grubudur ve faaliyet alanı itibariyle dağıtım, satış yapan ve yayın evi sıfatıyla kitap basan bir şirket olduğu, müvekkil şirket 30/08/2022 tarihinde şirketinin e-ticaret, web tabanlı sistem yazılımı ve e ticaret sitesi sosyal medya takip ve reklamları vs. tüm bilişim işlerini … isimli siber güvenlik, yazılım, yapayzeka işiyle uğraşan şahıs şirketine/kişiye verdiğini, taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre sözleşmede taahhüt edilen tüm edimler en fazla 3-6 ay içinde tamamlanacağı, ancak sözleşme bedeli belirlenmesi rağmen …’ın sürekli ek masraf çıkarması ve talep etmesi nedeniyle, Müvekkil şirket, karşı taraf …’a KDV dahil 82.965,00 TL para ödediğini, müvekkil edimini yerine getirip tüm ödemelerini yapmasına ve sözleşmenin üzerinden 7 aydan fazla bir süre geçmesine rağmen sözleşme ile taahhüt edilen edimler karşı tarafça ifa edilmediğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; Taraflar arasında proje sözleşmesi imzalandığı, davacı taraf davalı aleyhinde sözleşmedeki edimleri yerine getirmediği iddiasıyla huzurdaki davayı ikame ettiği, davalı hakkında tacir araştırması yapıldığı, ticaret sicilden gelen yazı cevapları incelendiğinde davalının sicil kaydının bulunmadığı, vergi dairesinden gelen yazı cevaplarında ise davalının vergi kaydının bulunmadığı, bu sebeple davalının tacir olarak kabul edilemeyeceği, dava konusu uyuşmazlığın TTK.’nun 4.maddesinde sayılan uyuşmazlıklar arasında yer almadığı, 6102 sayılı yasanın 4/1 maddesi gereği ticari kazanç kaybı ya da ticari iş hususunun görev konusunda belirleyici olmadığı, uyuşmazlığı nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için, yasanın açık hükmü gereği uyuşmazlığın her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanması gerektiği, yine 6102 sayılı yasanın 4/1 maddesi gereği uyuşmazlığı tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşılmakla, işbu davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, somut olayda görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli mahkemenin İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde ek bir karar ile davanın açılmamış sayılmasına dair karar oluşturulmasına,
5-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar verildi.15/09/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı