Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/767 E. 2023/721 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/767
KARAR NO : 2023/721
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/09/2023
KARAR TARİHİ : 29/09/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.05.2023 tarihinde araç malikinin … Ve Petrol Sanayi Tiç. Ltd Şti. olduğu … marka tır, …’nın sevk ve idaresinde iken, gece karanlığında hiçbir güvenlik önlemi almadan, 4’lü flaşörlerini yakmadan, yola reflektör koymadan otoyolun ortasında durmuş, bu yüzden arkadan gelen … tıra çarpmış ve …’ın ölümüne sebebiyet verdiğini, bir kısım davalıların asli ve tam kusuruyla gerçekleşen ölümlü trafik kazası sonucunda müteveffa yönetimindeki … plakalı araç pert olduğunu, söz konusu kaza tarihinde … plakalı aracın kasko sigortası davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığını, kaza ve pert hasarının gerçekleştiği tarihte davalı sigorta şirketi ile müteveffa arasındaki kasko poliçesi geçerli ve yürürlükte bulunduğundan araçta meydana gelen pert hasarının davalı sigorta şirketince karşılanması gerekliliği doğduğunu beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; Müteveffa …’ın … plaka sayılı araç ile davalı …’a ait … marka tıra arkadan çarparak meydana gelen trafik kazasında …’ın hayatını kaybettiğini, uyuşmazlığın kasko sigorta poliçesi kapsamında … plaka sayılı araçta meydana gelen hasar ve pert bedelinin karşılanmasına ilişkin olduğu, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1. maddesindeki tanımlara göre tüketici işleminin; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, tüketicinin ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği, aynı Yasa’nın 73/1.maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, görev konusunun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği, aracın hususi nitelikte olduğuna ilişkin sicil kaydı ile davacının dava dilekçesindeki anlatımına göre davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK’nın 73. Maddesi ve davacı aracının tescil kaydında hususi otomobil sıfatında olduğu, ticari amaçla kullanılmadığı, davalı sigorta şirketinin kasko sigortacısı olduğu, aralarında mevcut bulunan sigorta poliçesi ilişkisinde yukarıda anılı yasa hükmüne göre davalının tüketici sıfatına haiz olduğu, taraflar arasında tüketici işlemi niteliğinde bulunan sigorta ilişkisi kurulmuş olup davacının tüketici, davalı sigorta şirketinin ise satıcı (hizmet sunan) olduğu, bu nedenle kasko poliçesinden kaynaklanan ve davalı sigorta şirketine husumet yöneltilen dava konusu uyuşmazlığa bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu ve İzmir ilinde ayrı bir tüketici mahkemesi bulunduğundan mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli mahkemenin İZMİR TÜKETİCİ MAHKEMELERİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde ek bir karar ile davanın açılmamış sayılmasına dair karar oluşturulmasına,
5-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
6-Tedbir taleplerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda karar verildi. 29/09/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı