Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/696 Esas
KARAR NO : 2023/985
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/09/2023
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesiye özetle : müvekkiline ait … plakalı aracın, 19.11.2022 tarihinde saat 11:20 sıralarında davalı …’a ait ve diğer davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması neticesinde hasarlandığı, söz konusu kazanın meydana gelmesinde davalıların %100 oranında kusurlu olduğunu, bu nedenle davalıların müvekkiline ait araçta meydana gelen zararları gidermekte yükümlü olduğunu, davalıların haksız fiili nedeniyle müvekkiline ait aracın hasarlandığını ve onarım geçirdiğini, müvekkilinin uğramış olduğu kazanç kaybı zararının davalılar tarafından giderilmesinin gerektiğini, söz konusu kazanç kaybının tahsili amacıyla Ankara ….İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dava dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalıların yetki itirazı nedeniyle yetkili icra dairesi olan İzmir İcra Dairelerine dosyanın gönderildiğini ve İzmir … İcra Dairesi’nin … Esasına kaydedildiğini, davalıların bu dosyaya da haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle davalıların itirazının iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : 1- Davalı … vekili cevap dilekçesiyle; öncelikle iş bu davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, davaya konu kazanın meydana gelmesinde müvekkili idarenin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kaza tespit tutanağında idareye ait aracı kullanan sürücüye kusur isnat edilmiş ise de bu tespitin kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca davacı tarafça dava dilekçesinde talep edilen kazanç kaybı bedelinin fahiş olduğundan bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı … vekili cevap dilekçesiyle; öncelikle iş bu davada görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kusur tespitinin trafik ekiplerince yapılmasının mahkemeyi bağlayıcı olmadığını, bu nedenle kusur tespitinin bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenmesinin gerektiğini ve davacı tarafça talep edilen kazanç kaybı tutarının fahiş olduğundan bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacı tarafça davalılar hakkında trafik kazasından kaynaklanan kazanç kaybı nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2016/10789 Esas, 2016/8226 Karar ve 18.10.2016 tarihli kararında belirtildiği üzere ; Mülga 6762 Sayılı TTK’nun 1463.maddesine göre ; Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde karalaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2007/12362 Sayılı Bakanlar Kurul’u Kararında esnaf-tacir ayrımının nasıl yapılacağı belirlenmiş olup, 6103 Sayılı TTK’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10.maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 Sayılı TTK’nun 11.maddesinin 2.fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu Kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtildiğinden Bakanlar Kurulu Kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi sureti ile yapılması gerecektir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesini değiştiren ve 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı yasanın 2.maddesi ile “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usül hükümleri uygulanır ” şeklindeki düzenleme ile , artık 01/07/2012 tarihinden sonra açılacak davalarda sözü edilen iki mahkeme arasındaki ilişki görev ilişkisi olup , görevin 6100 Sayılı HMK’nun 137,138 maddeleri gereğince dava şartları arasında sayılmış olması nedeniyle, mahkemenin görevli olup olmadığı yargılamanın her hal ve safhasında talep üzerine veya mahkemece re’sen incelenip gözetilmesi gerekmektedir.
Bir davanın veya işin Asliye Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için ; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya uyuşmazlığın 6102 Sayılı T.T.K.’da düzenlenen hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya TTK’nun 4.maddesinde( b-c-d-e-f) sayılan dava veya işlerden bulunması, yahut özel bir yasal düzenleme ile davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalara göre; dava konusu somut olayda, her ne kadar davacı tacir ise de, davalı … Genel Müdürlüğü’nün 27.07.1943 gün 4483 Sayılı “… A.Ş. imtiyazıyla Tesisatının Satın Alınmasına Dair Mukavelenin Tasdiki ve Bu Müessesenin İşletilmesi Hakkında Kanun” ile kurulmuş, … Belediyesine bağlı bir kamu kurumu olup, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15/f ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 7/p maddeleri gereğince … Belediyesi sınırları dahilinde şehir içi toplu taşım hizmetini yürüttüğü, diğer davalı Yavuz’un da belediye otobüs şöförü olduğu, tacir olduğuna dair dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, ayrıca dava konusu uyuşmazlığın TTK.’nun 4.maddesinde münhasıran sayılan uyuşmazlıklar arasında da yer almadığı, davanın ticaret mahkemelerinde bakılacağına ilişkin açık bir yasal düzenlemenin de bulunmadığı, bu itibarla işbu davanın genel hükümlere göre çözülmesi gereken dava olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu düşünülmekle, iş bu davada mahkememiz görevli bulunmadığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle:
İş bu davada mahkememiz görevli bulunmadığından davanın usulden REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
HMK 20.maddesi gereğince, iş bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşir ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde talepte bulunulması halinde dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davalı … vekilinin yüzüne karşı, davacı ve diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 07/12/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı