Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/604 E. 2023/619 K. 28.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/604 Esas
KARAR NO : 2023/619
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2023
KARAR TARİHİ : 28/07/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın üst yüklenici, müvekkilİ şirketin alt taşeron olduğu okul inşatının, kaba inşaat ve duvar yapım işlerinde kullanılmak maksadıyla müvekkilİ şirket tarafından üçüncü şahıstan kiralanan bir kısım malzemelerin (Makina teçhizat, alet, edevat, direk, kereste, playwood vb. inşaat yapım işinde kullanılan malzemeler), işin bitimine kadar davalı tarafından kullanılması sonucunda, söz konusu malzemelerin kullanımından kaynaklanan kullanım bedellerinin ve yıpranmış, parçası eksik, hasarlı ve zarar görmüş malzemeler nedeniyle oluşan zararın karşılığı olarak fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak şimdilik 40.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
DAVA:
Dava, kira sözleşmesi kapsamında kira bedeli ile kiralananda oluşan hasar ve zarar sebebi ile tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalının üst yüklenicisi olduğu … 32 derslikli eğitim tesisleri yapım işi inşaatının kaba inşaat ve duvar yapım işini üstlendiği, bu kapsamda dava dışı … isimli firmadan kereste, direk gibi inşaat yapım işinde kullanılan bir kısım malzemeleri kiraladığı, çalışmaya başladığı, davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı feshedildiği, inşaat alanında bulunan dava dışı …’a ait malzemelerin davalı tarafından hem bu inşaatta hem de başka inşaatlarda izinsiz kullanılmaya devam edildiği, akabinde bu malzemelerin kullanım bedellerinin davalı tarafından davacı şirkete ödenmesi, iş bitiminde malzemelerin eksiksiz ve sağlam şekilde iadesinin kararlaştırıldığı, davalının anlaşmaya aykırı şekilde söz konusu malzemelerin 2022 yılı Ekim- Kasım -Aralık, 2023 yılı Ocak -Şubat- Mart -Nisan -Mayıs- Haziran aylarına ait kullanım bedellerini ödemediği, malzemelerin bir kısmının iade edilmediği, iade edilen malzemelerin ise bir kısmının hasarlı ve arızalı şekilde iade edildiği iddiası ile malzeme kullanım bedeli ve malzemelerde oluşan zarara karşılık tazminat isteminde bulunduğu, her ne kadar taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmakta ise de dava konusu uyuşmazlıkta davacının iddiasının eser sözleşmesinden kaynaklanmadığı, iddianın ileri sürülüş biçimine göre davacıya ait malzemelerin (dava dışı …’a ait olup davacı tarafından daha önce kiralanan ve davacının hak sahibi olduğu) davalı tarafından belirli süre ve bedel karşılığında kullanılmasının(alt kira sözleşmesi ile) söz konusu olduğu, bu haliyle taraflar arasında söz konusu malzemeye ilişkin kira sözleşmesi bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi ve karara bağlanması gerektiği, bu durumda davaya bakma görevinin Sulh Hukuk mahkemesine ait olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Sulh Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına, (İHTARAT YAPILAMADI)
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 28/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı