Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/575 E. 2023/586 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/575
KARAR NO : 2023/586
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 06/02/2023
KARAR TARİHİ : 17/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına verdiği 06/02/2023 tarihli dava dilekçesinde; davacı şirket ile davalı … İthalat İhracat A.Ş. arasında İzmir … Noterliği’nden tasdikli 19.11.2021 tarih ve … yevmiye numaralı “… İthalat İhracat Anonim Şirketi – … Mühendislik Elektrik Taahhüt Üretim Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi Adi Ortaklığı (…-… Ortak Girişimi)” ünvanlı adi ortaklık sözleşmesi kurulduğunu, ortaklığın Amaç ve Konusu başlıklı 6. Maddesi ile “Ortaklığın kurulma amacı ve ortaklık ile kurulacak adi şirketin göstereceği faaliyetler aşağıda açıklandığı şekildedir: … (Nace Kodu) Bina ve bina dışı yapıların (ulaşım için aydınlatma ve sinyalizasyon sistemleri hariç) elektrik tesisatı kablolu televizyon ve bilgisayar ağı tesisatı ile konut tipi anten (uydu antenleri dahil) elektrikli güneş enerjisi kollektörleri elektrik sayaçlar, Yurtiçi veya yurtdışı; ithalat, ihracat, inşaat ve/veya taahhüt, makine, makina ekipmanları, elektrik, elektrik üretimi, her türlü elektrik iletkenleri, arıtma tesisi, danışmanlık.” denilmek suretiyle ortaklık amaç ve konusunun ayrıntılı olarak açıklandığını, ortaklık sermayesinin 50.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, tarafların eşit miktarda sermaye koydukları, adi ortaklığın amacı kapsamında iş ve işlemlere başlanmasının üzerinden kısa bir süre geçmişken ortaklar arasında birtakım uyuşmazlık yaşanmaya başladığını, davalı ortak şirket yetkilisinin, davacı şirkete işlerin gidişatıyla ilgili bilgi vermekten kaçındığını, görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, ortaklığın taraf olduğu sözleşme gereği üzerine düşen ve ödemesi gereken bedelleri ödemediğini, davalı şirket yetkilisinin ilgili kurum ve kuruluşlara ödemek üzere kendisine teslim edilen bedelleri ödemediğini, bu olaylar ile ilgili kendisinden bilgi istenmesinin akabinde de davalı şirket yetkilisinin; “tek başına idare ve temsile yetkili olmamasına rağmen” kötüniyetli olarak ortaklığı ve dolayısıyla davacıyı borçlandırıcı işlemler yapmaya çalıştığını, davalı … İthalat İhracat A.Ş. ile davacı şirket arasında ortak girişim şeklinde iş ortaklığı sözleşmesi ve 15.09.2021 tarihli “…” işine ilişkin sözleşme akdedildiğini, sözleşmelerin akdedilmesinin üzerinden geçen bir yıldan uzun sürede davacı şirketin, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini yine sözleşme konusu işlerin yürütülmesi için Libya resmi makamlarına ödenmesi gereken bedellerin kendi payına düşen kısmını da ilgili makama iletilmek üzere … İthalat İhracat A.Ş. yetkilisi … ve bildirdiği kişilere, bir kısım nakit ve bir kısım banka aracılığı ile olmak üzere eksiksiz olarak ödediğini, davacı şirketin bu ve diğer sözleşmeler uyarınca üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek adına, gerekli malzemeleri satın almak sureti ile temin ettiği ve Libya’ya göndermek üzere hazır beklettiğini ancak tüm bunlara rağmen sözleşme konusu işin güncel durumu ve işleyişi hakkında gerekli bilgiye ulaşamayan, dava dışı şirket yetkilisi … ile görüşme talep ettiğini, her seferinde şirketin diğer çalışanları ile muhatap edilen ve iş ile ilgili sorularına tatmin edici bir cevap alamayan davacı şirket tarafından sözleşmenin taraflarına “toplantıya davet bildirimi” gönderildiğini, … İthalat İhracat A.Ş.’nin davet bildirimine ilişkin cevabının 02.12.2022 tarihli mail aracılığıyla davacı şirkete iletildiği ve şirketin toplantı davetine icabet etmeyeceğinin bildirildiğini, taraflar arasında, işlerin yürütülmesi, yükümlüklüklerin yerine getirilmesi ve işin güncel durumu hakkında bilgilendirme gibi konularda birtakım anlaşmazlıklar gündeme geldiğini, hatta anılan toplantıya davete ilişkin davalı şirketin avukatı tarafından verilen cevapta, şirket yetkilisi olan ve tüm sözleşmelerde imzası bulunan …’in yetkili olmadığı, şirket yetkilisinin başka bir şahıs olduğu ve de taraflar arasındaki sözleşmelerin dahi bu şahıs tarafından imzalanmış olduğu beyanında bulunulduğunu ancak bu gerçek dışı beyanların, davacı şirketin davalı ile ilgili iyice şüpheye düşmesine sebebiyet verdiğini zira dilekçe ekinde sunulu Ticaret Sicil Gazetesi ve Ticaret Sicil Kayıtlarından da anlaşılacağı üzere tüm işlemlerin yürütüldüğü süreler müddetince şirket yetkilisinin … olduğu ayrıca tüm bu süreç boyunca yetkili gibi davranıp, davalı şirket ilgili tüm faaliyetleri bizzat yürüttüğü, fakat iş, yapılan veya yapılmayan işlemlerle ilgili, davacıya hesap vermek noktasına geldiğinde, şirket yetkilisi olmadığına dair iddianın ortaya atılmasının hayret verici olduğunu, henüz taraflar arasındaki bu anlaşmazlıklar, çözüme kavuşturulmamışken , … İthalat İhracat A.Ş. yetkilisi … tarafından 19.04.2022 tarihinde ortak girişimin iki adet senet keşide etmek suretiyle, davacı şirketin bilgisi dışında ve kötüniyetli olarak 500.000,00 USD borçlandırılmaya çalışılmış olup, ortaklığın sürdürülmesinin davacı şirketten beklenemeyecek duruma geldiğini, İzmir … İcra Müdürlüğü ‘ nün … Esas sayılı dosyası ile 19.04.2022 tanzim, 14.10.2022 vade tarihli, 250.000 USD bedelli, lehtarı “…”, keşidecisi “…-… Ortak Girişimi”, aval vereni ise “… İthalat İhracat A.Ş” olan senet dayanak alınarak davacı şirket aleyhine takibe girişildiğini yine tanzim tarihi, tarafları ve bedeli aynı vade tarihi 15.12.2022 olan diğer senedin ise İzmir … İcra Müdürlüğü ‘ nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, davacı şirketin, bahse konu senetlerden icra takipleri ile birlikte haberdar olduğunu, İzmir … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından e-tebliğ edilen ödeme emrinden yasal itiraz süresi içerinde haberdar olunamaması dolayısıyla takibin kesinleştiği ve davacı şirket aleyhine haciz tatbik edildiğini, anılan takibe ilişkin İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyasında menfi tespit davası ikame edildiğini, mahkemece teminat karşılığında takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmiş ise de tatbik edilmiş hacizler varlığını sürdürdüğünden davacı şirketin ticari hayatının sekteye uğradığını, İzmir …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına konu takibin iptali istemiyle İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında dava ikame edildiğini, anılan dosyada yargılama süresince takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, davacı şirketin ortak olduğu “…-… Ortak Girişimi” ile takibe konu senetlerin lehtarı olan … arasında herhangi bir ticari ilişki de bulunmadığını ancak tüm bunlara rağmen davalı şirket yetkilisi …’in, takibe esas senedi “…- … Ortak Girişimi” adına tek başına tanzim ettiği ve imzaladığını, davalı şirketin yetkisini aşarak ortaklığı ve davacı şirketi borçlandırıcı tasarrufta bulunması nedeniyle de ortaklığın haklı sebeple feshinin talep edilebilmesi zorunluluğu doğduğunu, bu eylemin kasten yapılmış olup, kötüniyetli bir hareket ile davacı şirketten tahsilat yapılmaya çalışıldığını, kötüniyetli olarak tanzim edilen bu senetler ile ilgili gerek senet alacaklısı gerekse davalı şirket yetkilisi aleyhine nitelikli dolandırıcılık ve tespit edilecek suçlar için savcılık nezdinde şikayette de bulunulduğunu soruşturma dosyası numara aldığında mahkemeye bildirileceğini, bu tespitin doğru olduğunun dava dışı senet alacaklısı … vekilince İzmir …. İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyasına verilen cevap dilekçesi ile de ortaya çıktığını, gerçek dışı senetlere dayanılarak başlatılan icra takibi hadiselerinden önce, ortaklık ve ortaklık faaliyetlerine devamla ilgili davacı şirketin davalı yan ile görüşmek ve bugüne kadar yapılan işler ile ilgili bilgi almak istediği fakat davacı tarafından yapılan toplantıya davet isteğinin davalı şirketçe geri çevrildiği ancak davacının bu icra takip olaylarından sonra, davalı şirket yetkilisinin ortaklık ile ilgili yükümlülüklerini kasten ve gereği gibi yerine getirmediğinden emin olduğunu, bu hususla ilgili yine kötüniyetle ve kasten üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyen davalı şirket yetkilisi hakkında ayrıca savcılık nezdinde şikayette bulunulacağını, dosya numarasının mahkemeye bildirileceğini, davalı şirket yetkilisi ve bazı çalışanlarına, Libya’da yürütülecek ortaklık faaliyetleri için teminat ve sair işler için ödeme yapmak üzere, ortaklıkta davacı payına isabet eden kısım kadar bedel nakit olarak teslim edildiğini, anılan ülkeye para gönderilmesi hususu bir takım prosedürlere tabi olduğundan, bu işlemin tek elden yürütülmesinin daha sağlıklı olduğuna inandırılan davacı şirketin, anılan bedelleri ilgili mercilere ödemek üzere davalı şirket yetkilisine teslim ettiğini ancak gelinen noktada gerek davalı şirket ve temsilcisinin yapılmak istenen toplantıya iştirak etmekten imtina etmeleri, gerekse maruz kalınan kötüniyetli takip işlemleri sonrasında davacı şirketçe davalının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirip getirmediği hususunun araştırılmaya başlandığını, temin edilen bilgiler ışığında, anılan bedellerin ilgili yerlere gönderilmediği ve Libya’da yürütüldüğü söylenen işlerle ilgili, gerekli faaliyetlerin ve başvuruların yapılmadığı ya da eksik bırakıldığı bilgisine ulaşıldığını, bu hususa da belirtmiş oldukları savcılık şikayetinde yer verilerek, gerekli araştırmanın savcılık nezdinde yürütülmesi ile duyumlar doğruysa ilgililerin ceza almasını sağlamak istenildiğini, davacının gelinen noktada nitelikli dolandırıcılık faaliyetinin mağduru olduğu düşüncesinde olup, hal böyleyken anılan ortaklığa taraflarca devam olunmasının imkansız bir hal aldığını, davalı şirket yetkilisinin, yetkisini aşarak, davacı şirketin bilgi ve onayı da olmaksızın, ortaklığın ve dolayısıyla davacı şirketin ciddi zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, bunun yanı sıra davalı şirket yetkilisi ile işlerin güncel durumu ve yapılması gerekenler üzerine bir toplantı gerçekleştirmeyi talep ettiklerini, bu toplantıya davet bildirimine olumlu bir yanıt alınamadığını, adi ortaklığın tarafı olduğu sözleşmeler ile üstlenilmiş olan işlerin tamamlanması için gerekli tedarik ve hazırlığın yapılması adına toplantı talep edilen süreçte davalı şirket temsilcisi …’in ortaklığın ticari ilişkilerine dair tüm bilgileri üçüncü kişilerle paylaştığının da açığa çıktığını, davalı şirket temsilcisi …’in yetkisini aşarak adi ortaklık adına keşide etmiş olduğu senedin lehtarı … aleyhine takibin iptali istemiyle derdest edilen İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyasına cevap dilekçesi sunulduğunu, dava dışı … tarafından sunulan cevap dilekçesi incelendiği takdirde görüleceği üzere, adi ortaklık ile hiçbir ilişkisi bulunmayan dava dışı şahıs, yetkili …’den öğrendiğini beyan ettiği ortaklığın ticari faaliyetleri ilgili çok geniş çaplı bilgilere yer verdiğini, temsilci …’in, adi ortaklığın işleri hakkında görüşmek ve karar almak maksadıyla yöneltilen toplantı talebine işlerinin yoğunluğu sebebiyle katılamayacağını iddia ettiği dönemde bir şekilde fırsat yaratarak davacı şirket ile dahi paylaşılmamış olan ticari sır niteliğindeki bilgileri dava dışı … ile paylaşmış olma ihtimalinin dahi taraflar arasındaki adi ortaklığın feshi için haklı sebep oluşturduğu kanaatinde olduklarını, davacı şirketin tüm iyi niyetli yaklaşımlara karşın davalı tarafın ticari ahlaktan uzak hal ve tavırlar içinde bulanarak ortak bir amaca erişmek üzere kurulan adi ortaklığın amacına aykırı hareket ettiğinin sarih olduğunu, adi ortaklığın bir kişi ortaklığı olup, ortaklar arasındaki güven ilişkisine dayandığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620 nci maddesinin; “Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleşmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmünü içerdiğini, maddenin lafzından anlaşıldığı üzere, adi ortaklık, emeklerini veya araçlarını herhangi bir müşterek amaç doğrultusunda birleştirerek, bu amaca ulaşma konusunda birlikte çaba göstermeyi sözleşmeyle birbirlerine karşı yüklenen kişilerce oluşturulan, tüzel kişiliği bulunmayan bir kişi topluluğu olduğunu, bir adi ortaklığın varlığından bahsedilebilmesi için, bu unsurlara ilaveten, ortakların müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çaba ve özen göstermek zorunluluğu bulunduğunu, Adi ortaklık sözleşmesinin, iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayandığını, ortakların öteki sözleşmelerden tamamen farklı olarak, emeklerini ve sermayelerini ortak bir amaç için birleştirdiklerinden, aralarında sıkı bir işbirliği kurulduğu ve güvene dayanan bu işbirliği ilişkisi nedeniyle ortakların birbirlerinin vekili gibi, ortaklık işlerinden dolayı özenle hareket etme, ortakları zarara uğratmamakla yükümlü tutulduğu ancak davalı şirketin, ortaklık işlerinden dolayı özenle hareket etmediğini, taraflar arasında sıkı bir iş birliği kurulamadığı gibi güvene dayalı işbirliği ilişkisi kurulmasının imkansız hale geldiği, en nihayetinde davacı şirketin ciddi zarara da uğratıldığı ayrıca ortaklık faaliyetleri kapsamında, davacı tarafından davalıya ekte fotokopisi sunulmuş olan ve teminat olarak verildiği hususu da açıkça belirtilen; … bank … Şubesi’nin, … çek numaralı, keşidecisi davacı … Mühendislik Elektrik Taahhüt Üretim Sanayi Ve Ticaret A.Ş., lehtarı … İthalat İhracat A.ş. olan 183.752,00 USD bedelli teminat çeki teslim edildiği ancak tüm sayılanlar ışığında taraflar arasında oluşan durumlar neticesinde, ortaklığın devamının imkansız hale geldiğinin ortada olduğunu, bu sebeple de feshi talep olunan ortaklık sözleşmesi doğrultusunda davalıya teminat olarak teslim edilmiş olan teminat çekinin hükümsüz kaldığının kabulü ile, davacının anılan teminat çeki uyarınca borçlu olmadığının tespiti ve anılan teminat çekinin davacıya iadesine karar verilmesi talebinde bulundukları, haklı nedenle fesih halinde ortaklık ancak mahkeme kararının kesinleşmesiyle ileriye etkili olarak sona erecek olup, kararın kesinleşmesi anına kadar adi ortaklık sözleşmesinden doğmuş olan borçlar varlıklarını sürdüreceği, davalı ortağın hukuka aykırı tutum ve davranışları nazara alındığında bu süreçte ortaklık aleyhine iş ve işlemlere devam edilmesi kuvvetle muhtemel olduğunu, bu bağlamda davanın devamı süresince kolay telafi edilemeyecek nitelikte ve ciddi bir zararın meydana gelmesini önlemek adına ihtiyati tedbir talebinde bulunma zarureti hasıl olduğu belirtilerek, öncelikle tedbir talebinin kabulü ile davacının ileride telafisi imkansız zararlara uğramasının önüne geçilmesi maksadıyla; Adi ortaklık sözleşmesi kapsamında yürütülen faaliyetlerin tamamen durdurulmasına, davalı ortağın yönetim ve temsil yetkisinin geri alınmasına, “…-… Ortak Girişim” adına kayıtlı … bank(TR… ve …) ve … n(TR …) bankaları nezdinde bulunan belirtilen ve belirtilenler dışında tespit edilecek hesaplar üzerine bloke konulmasına, Adi ortaklık faaliyetleri kapsamında teminat olarak verilen; … bank … Şubesi’nin, … çek numaralı, keşidecisi davacı … Mühendislik Elektrik Taahhüt Üretim Sanayi Ve Ticaret A.Ş., lehtarı … İthalat İhracat A.Ş. olan 183.752,00 USD bedelli teminat çeki hakkında ödeme yasağı konulmasına yönelik ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesine ve dava sonunda anılan teminat çekinin hükümsüz kaldığından, davacının anılan teminat çeki uyarınca borçlu olmadığının tespiti ile anılan teminat çekinin davacıya iadesine, adi ortaklık sözleşmesinin sürdürülmesinin davacı açısından çekilmez hale geldiğinden adi ortaklığın haklı sebebe dayalı olarak feshi ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına verdiği 24/03/2023 tarihli cevap dilekçesinde; davalı firmanın 10/06/2018 tarihinde Tuzla İstanbul’ da kurularak faaliyete geçtiğini, davalı firma sahibinin daha önce … firmasında üst düzey yönetici olarak çalıştığını, o dönemde sürekli yurt dışı işleri ile ilgilendiği ve özellikle Libya’ da bir çok kişilerle ticari bağlantıları olduğunu, bağlantılarının kullanımı ile Libya devletinde ihale ve alt taşeronluk işi almak üzere Eylül 2021 de harekete geçtiğini, kişisel ilişkileri sayesinde bir çok ihaleye ilişkin ön çalışmalarını yaptığı, bir kısım ihalelerin alınması için firmalara komisyon karşılığı yönlendirmelerde bulunduğunu, aracılık ettiği, Libya hükumetinin doğrudan sözleşme yapma yetkisiyle ihale etmeyi planladığı 16.625.000 Euro bedelli günlük 500 m3 mobil su atık arıtma kapasitesine sahip 25 adet atık su arıtma tesisi tedarik edilmesi yönünde mal temini ihalesine katılmak üzere davalı firmada çalışan …’in yönlendirmesiyle davacı firma ile görüşüldüğünü, davacı firma yetkililerinin ekonomik durumlarının ve Libya pazarının kendilerince bilinmemesi fakat yapılan fizibilite çalışmaları neticesinde işin çok karlı olması nedeniyle birlikte yapılması konusunda teklifleri üzerine taraflarca 19/11/2021 tarihinde adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığını, tarafların ihale konusunda anlaşmaları üzerine Libya ülkesinde faaliyet gösteren firma sahibi … vasıtasıyla çeşitli bağlantılara girişildiğini, taraflarca heyet halinde Libya ziyaretleri yapıldığını, davalının davacı yanı adi ortaklık öncesinde ve sonrasında defaten ihalenin alımı sürecinde aracılara komisyon ödemesi yapılması gerektiğini izah ettiğini, yapılan girişimler neticesinde 19/12/2021 tarihinde Libya hükumeti kararı ile tarafların tedariki konusunda anlaştıkları mobil atık su arıtma ihalesinin … … Jv firması ile sözleşme yapma yetkisinin Su Ürünleri Bakanlığına verildiği, bu karar sonucunda Su Ürünleri Bakanlığının sözleşmesinin … tarafından elden yazılı olarak Türkiye’ ye getirildiğini, davalı firma yetkilisiyle davacı firma yetkilisinin beraber 20/12/2021 tarihinde davacının adresinde … İş merkezinde imzalandığı sözleşmenin yapım sözleşmesi olduğunu, mal tedariki olmadığının fark edilmesi sonucunda davalının daha ağır vergi yüküne girilmemesi için sözleşmenin değiştirilmesini talep ettiğini, bunun üzerine tarafların yeni sözleşmeyi imzalamak için Libya’ ya gittikleri, orada yeni sözleşmenin imzalandığını, sözleşmenin esaslı unsurlarında bir değişiklik olmamasına karşın Libya hukuku gereği daha az bedel ödenmek üzere bu işlemin tesis edildiğini, yeni sözleşmenin imzalanması sonucu ortaklığa konu ihale konusunda anlaşmaya varıldığı ve adi ortaklığın ilk temel amacına ulaşıldığını, sürecin devamında ise işlemlerin Salem’in Libya hükümeti ile takvimi neticesinde ilerleme sürecine girdiğini, bu sırada tarafların Libya’ da yapılacak işlemlerin takibi için ortak karar almak suretiyle …’u müdür olarak Libya işlerinden sorumlu olarak tayin ettiklerini, şirketin Libya’da ayrı bir işyerinin olup olmamasının taraflarca tartışıldığı, sonucunda Libya’ da bir ofis kiralanarak orada da bir merkez kurulduğu, doğrudan mal temini yapılacak alması nedeniyle ihaleye konu mobil atık su arıtma malzemelerinin temini için Türkiye’ den firmalardan teklifler alındığını, sonucunda Ankara merkezli Anmeksan firmasından en uygun fiyat teklifinin alındığı, ön protokolün yapıldığını, Libya’ dan gelen heyete bu firma üzerinden sunum yapıldığını, bu süreçte bağlantıları sağlayan kişilerce komisyon ücreti talepleri olduğunu, bu komisyon ücretlerine fatura kesilmemesi nedeniyle tarafların bu ödemeleri banka kanalıyla yapmasının mümkün olmadığını, bu sebeple hem davalı hem davacının bilgisi dahilinde olması nedeniyle basiretli bir tacirin normal şartlar altında yapmayacağı şekilde tutanak karşılığında elden ödemeler yaparak toplamda ortaklık adına 1.623.253 USD komisyon ödemesi yapılmasına karşın ortaklıktan talep edilen ayrıca 1.000.000 USD talebi neticesinde davacı yanca bu bedelin taksitler halinde ödenmesinin talep edildiğini, bu hususta tarafların mail kayıtlarının bulunduğunu, bu aşamada başlayan farklı hesaplar ve anlaşmazlıklar neticesinde işleyişin durduğunu, son noktaya gelen ihale süresinin ufak bir miktar yönünden tıkandığını, sürecin devamı için davalı firmanın ekonomik çıkmazdan kurtulmak adına …’den ortaklık adına 1.000.000 USD borçlanarak ilgili ödemeyi yaptığını, akabinde malların tedariki ile mal temini süreci başlaması gerekirken senetlerin vadesi geldiği bildirilmiş olmasına karşın davacı tarafça herhangi bir aksiyon alınmadığını, bu dönemde Libya bağlantılarının da kendilerinden beklenen özeni göstermeyerek Libya’ da ofis açın, damga vergisi %4 yok %5 diyerek oyaladığı ayrıca bu süreçte Libya’ da mali müşavir ile anlaşmak istendiğini, uzun süre mali müşavir bulunamadığını, Libya Başbakanlık Ofisinin Su Bakanlığına ortaklığa ödeme yapması için yazı göndermiş olması müteakip bakanlıkça da ortaklıktan eksikliklerin giderilmesinin istendiğini, ancak Libya hukukunun aradığı eksikliklerin taraflarca giderilmemesi nedeniyle ortaklığa ödeme gelmediği ve şu an için işin süresinin dolması nedeniyle işin kaybedilme durumunun söz konusu olduğu, davalının çözüm ararken davacı yanın toplantı yapamıyoruz, bilgi alamıyoruz gibi beklenmedik beyanları üzerine gidişatta yaşanan sorunların ekonomik olmadığını, başkaca sebeplerin olduğundan şüphelendiğini, davalının eldeki dava ve savcılık şikayetleri ile karşılaştığını, dolandırıcı olarak nitelendirilmesinin ardından ne gibi bir çıkar sağlamaya çalışıldığının araştırılması sonucunda yapılan tespitler gözetilerek İzmir CBS ye suç duyurusunda bulunmak zorunda kalındığını, davacı yanın davalı yanın bir dönem yetkili çalışanı …. ile anlaşarak davalı firmayı ortaklığa konu edilen ihaleden pasifize etmeye çalıştıklarının tespit edildiğini, daha önceden ….’in davalı firmanın içini boşaltmaya başladığının da görüldüğünü, kendisine gönderilen ses kayıtlarını dinleyen davalının ortağının çalışanına 100.000 USD vermeyi taahhüt ettiğini, davalının Libya bağlantılarının kullanılmak istendiğini, ihaleyi kendi adları altında bitirmek istedikleri sonucuna vardığını, dava dilekçesi ekinde ….’in kızı … hesabına 29/03/2022 tarihinde 53.925 USD ödeme yapıldığını gösterir dekontun da sunulduğu ayrıca davalı firma yetkilisinin davacı yandan almış olduğu 11/03/2022 tarihli … numaralı 183.752 USD bedelli çeki kasadan çıkarmak isteyen şirket sahibinin çekin değiştirildiğini gördüğünü, firma yetkilisinin bilgisi olmadan yine …. vasıtasıyla 16/03/2022 tarihinde çekin davacı yana iade edildiğini, yerine kambiyo vasfını kaybetmiş davacının keşidecisi olduğu teminat çeki ibareli … Bank … numaralı çekin konduğunu gördüğünü, …’in 16/03/2021 tarihli iade makbuzu düzenleyerek kambiyo vasıflı çeki iade ettiği gün davalı firma ile … firmalarının adi ortaklığın hesabından … ve … 77.750 USD çekilmiş olup bu paranın ….’e verildiğini, bu ve benzeri durumların varlığı ayrıca savcılığa intikal etmekle beraber davalının davacı yanın kötü niyetini bu gibi işlemlerle açıkça görmüş olması nedeniyle kendisinin pasifize edilmeye çalışıldığını anladığını, bunlara rağmen davalının halen Libya’da yürütülmesi gereken ihaleyi birlikte devam etmesi gerektiği inancını koruduğunu, her iki tarafın bu işin yapılması için çokça emek mesai harcadığı gibi 2.000.000 dolar üzerinde bir harcama da yapılmasının söz konusu olduğu, bu gelişmelerin ortaklığın bitimi halinde geri dönülmesi imkansız zararlar ortaya çıkaracağını, ortaklığın ihale sahibi olması ihalenin başka bir firmaya devredilerek dahi bu zararın fazlasının kazanılabileceği nazara alındığında ortaklığın son bulması halinde maddi manevi çabaların çöpe gitmesi ve Libya ‘ da alınan ihalenin kaybedilmesine neden olacağı ayrıca dava dilekçesinde belirtilen ihale konusu malların depoda tutulduğunun beyan edilmiş olmasına karşın bu beyanların gerçeği yansıtmadığını, ihaleye konu ürünlerin tedarikine ilişkin hiç bir belge ve faturanın dosyaya sunulmadığını, davacı yanın gerçekte böyle bir mal temini var ise kendilerine böyle bir bilgi verilmediği gibi nereden hangi bedellerle mal tedariki yapıldığı konusunda davalının bilgisi olmadığını, beyanlar samimi ise Libya ile iletişime geçerek ürünlerinin temininin yapabilme durumlarının söz konusu olduğunu, bu nedenle davacı yanca bu durumun kendi içerisinde değerlendirilmesini mahkemenin de ortaklığın en büyük kazanımı olan 16.625.000 Euro bedelli günlük 500 m3 mobil atık su aratma kapasitesine sahip 25 adet mobil atık su arıtma tesisinin tedarik edilmesi ihalesinin yüklenici firmasına olan kazancının ve bu ihalenin başka bir firmaya devrinin bedelinin yaklaşık değerinin hesaplanmasının talep edildiğini, mahkemece bu talebi yerine getirilmesi halinde ortaklığın ihaleyi devir dahi etmeden son bulması nedeniyle büyük bir kazançtan mahrum kalacağı, üzerine zarar ile bu ihaleyi kapatacağının görüleceğini, davacı vekilinin faaliyetlerin durdurulmasına yönelik taleplerinin de kabul edilmediğini, davalı firma veya yetkilisinin dolandırıcı veya kaçak olmadığını, bir yılı aşkın süredir tarafların iletişim halinde olduğu ayrıca borca konu senetlerin sebeplerinin de izah edildiğini, bu durumdan davacı yanın bilgisi olmasına karşın yeni öğrenmiş hiç bir bilgileri yokmuş neden dahi olduklarını bilmedikleri iddialarının da borçtan kurtulmaya yönelik olduğu belirtilerek, davacının tedbir taleplerinin reddine, ortaklığın ekonomik durumunun tespitine, tespit sonucuna göre davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyasının incelemesinde; 17/02/2023 tarihli tensip tensip tutanağının 3-a bendi gereği davacı tarafa Menfi Tespit talebi yönünden harca esas değeri bildirmek ve gerekli harcı yatırmak için iki haftalık kesin süre verildiği ve davacı tarafa gerekli tebligatın 22/02/2023 tarihinde yapıldığı, davacı vekilince belirtilen süre içerisinde Menfi Tespit talebi yönünden harca esas değerin bildirilmediği ve harcın yatırılmadığı anlaşıldığından 13/03/2023 tarihli ara karar ile Menfi Tespit talebi yönünden Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi doğrultusunda HMK 150/1 maddesi gereğince dosyanın eksik harç tamamlanıncaya kadar işlemden kaldırılması yönünde ara karar kurulduğu, ara kararın davacı vekiline 19/03/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından menfi tespit talebi yönünden harca esas değerin bildirilmediği ve harcın yatırılmadığı anlaşıldığı, 13/07/2023 tarihli duruşma zaptının 1 nolu bendi uyarınca davacının menfi tespit talebi ile ilgili dosyanın dosyadan tefriki ile Mahkememizin başka bir esasına kaydedilmesine karar verildiği, davacının menfi tespit talebi ile ilgili dosyanın tefrik edilerek Mahkememizin … Esasa kaydedildiği belirlenmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasında kurulan adi ortaklığın feshi ile ortaklık sözleşmesi doğrultusunda davalıya teminat olarak teslim edilmiş olan teminat çekinin hükümsüz kaldığının kabulü , davacının anılan teminat çeki uyarınca borçlu olmadığının tespiti ve anılan teminat çekinin davacıya iadesine karar verilmesine yönelik olarak dava açılmış ise de ; 17/02/2023 tarihli tensip tutanağının 3-a bendi gereği davacı tarafa Menfi Tespit talebi yönünden harca esas değeri bildirmek ve gerekli harcı yatırmak için iki haftalık kesin süre verildiği, davacı tarafa gerekli tebligatın 22/02/2023 tarihinde yapıldığı, davacı vekilince belirtilen süre içerisinde Menfi Tespit talebi yönünden harca esas değerin bildirilmediği ve harcın yatırılmadığı, Menfi Tespit talebi yönünden Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi doğrultusunda HMK 150/1 maddesi gereğince dosyanın eksik harç tamamlanıncaya kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu husustaki ara kararın davacı vekiline 19/03/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından işlemden kaldırma tarihinden itibaren üç aylık süre içerisinde istenilen hususları yerine getirilmediği anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;
1-Davanın H.M.K.’nun 150/5. maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-269,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine gelir kaydına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden sonra artan gider avansının bulunması halinde taraflara iadesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı tarafa verilmesine,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 17/07/2023
Başkan…
e-imzalı
Üye…
e-imzalı
Üye…
e-imzalı
Katip…
e-imzalı