Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/557 E. 2023/618 K. 28.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/557 Esas
KARAR NO : 2023/618
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/10/2022
KARAR TARİHİ : 28/07/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yan, davacı müvekkilin teyzesi olup, taraflar 15.03.2022 tarihinde vefat eden muris …’ın mirasçıları olduğunu, mülkiyeti muris …’a ait olan, “….”de tapuya kayıtlı taşınmaz, 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen depremde hasar görmüş olması nedeniyle, boşaltılarak yıkılmış ve yerine yeni inşaat yapılması hususunda, S.S.Halk Konut 1 Konut Yapı Kooperatifi kurulmuş ve Türk Ticaret Kanunu’na uygun olarak 25.03.2022 tarihinde tescil edildiğini, anılı Kooperatifin 24.04.2022 tarihli Genel Kurul kararının 9.maddesinin 2.bendi gereğince, daire sahibi olan paydaşların, 2022 yılı Mayıs ayı içerisinde 150.000,00.-TL ve 2022 yılının Ağustos ayı içerisinde de 350.000,00.-TL ödemesine karar verildiğini, daire sahibi paydaşlarca 2022 yılının Mayıs ayı içerisinde ödenmesi kararlaştırılan 150.000,00.-TL’sının tamamı 27.05.2022 tarihinde davacı müvekkil … tarafından, kooperatifin “Sınırlı Sorumlu Halk Konut 1 Konut Yapı Kooperatifi”nin, bildirilen, … Iban numaralı hesabına muris Halit Yıldız mirasçılarının adına olmak üzere yatırıldığını, davacı müvekkilin tüm sözlü taleplerine rağmen hissesine düşen 56.250,00.-TL’sını davacı müvekkile ödemeyen davalıya, İzmir ….Noterliği’nin … yevmiye numaralı, 26.07.2022 tarihli ihtarnamesi keşide edilmiş ve anılı ihtarname, 27.07.2022 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı, davacı tarafından ödenen ve hissesine düşen bedeli ödemekten imtina ettiğini, karşı yan davalı aleyhine tarafımızca İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine girişilmiş olup, borçlu yanın süresi içerisindeki itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek, İzmir …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla girişilen icra takibine vaki itirazların iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan tarafından icra takibine konu edilen alacak S.S Halk Konut 1 Yapı Kooperatifi’ne davacı yan tarafından ödenen ve müvekkilimizin hissesine düşen kısmı olarak belirtildiğini, davacı yan tarafından her ne kadar yıkılan taşınmazın yerine yeni bir bina inşa edilmesi amacıyla S.S Halk Konut 1 Yapı Kooperatifi’nin kurulduğu ve kooperatifin 24.04.2022 tarihli genel kurulunda daire sahiplerinin 2022 Mayıs ayı içerisinde 150.000 TL., 2022 Ağustos ayı içerisinde 350.000 TL. Olmak üzere toplamda 500.000 TL. Ödeme yapmasına karar verildiği ve bunun üzerine muris …’nın mirasçısı olarak davacı yanın kooperatife 27.05.2022 tarihinde 150.000 TL. ödeme yapmış olduğu ve bu yapılan ödemeden kaynaklı olarak müvekkilimin hissesine isabet eden 56.250,00 TL.’nın tahsili için takibe girişildiği belirtilmişse de bu hususun gerçeğe aykırı olduğunu, muris …’ın 15.03.2022 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilinin babasına ait …. kayıtlı bulunan taşınmaz depremde hasar görmüş ve daha sonrasında yıkıldığını, yıkılan binanın yerine yenisinin inşa edilmesi amacıyla S.S Halk Konut 1 Yapı Kooperatifi adı altında bir kooperatif kurulmuşsa da, müvekkilimizin bu kooperatife davacı yanca başlatılan icra takibi sırasında üyeliği bulunmadığını, Müvekkilinin kooperatife çok sonradan alınan karar ile üye kaydedildiğini, kaldı ki, davacı yan tarafından kooperatife ödenen 150.000 TL. Miras yolu ile kendisine düşen hissesine tekabül eden kooperatif borcu olup, davacı yan tarafından ödeme kendi hissesine düşen borç ödemesi olduğunu, dolayısı ile davacı yan tarafından müvekkilinin nam ve hesabına yapılan bir ödeme söz konusu olmadığını, yine davacı yan tarafından ödemenin yapıldığı tarihte müvekkilinin kooperatife üyeliğinin bulunmaması nedeniyle yapılan ödemenin müvekkili adına yapıldığının düşünülmesi hukuken mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVA:
Dava dava dışı kooperatife yapılan ödemenin veraset hükümleri uyarınca tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalının teyzesi olduğu, kendisinin ve davalının dava dışı muris Halit Yıldız’ın mirasçıları olduğu, mülkiyeti murise ait taşınmaz üzerindeki binanın deprem sebebi ile yıkıldığı, taşınmazın yeniden inşası konusunda işlemlere başlanıldığı, kooperatif kurulduğu, kooperatif üyelerinin alınan karar doğrultusunda 2022 yılı Mayıs ayında 150.000,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, bu kapsamda kendisinin 27/05/2022 tarihinde dava dışı kooperatife mirasçılar adına 150.000,00 TL ödeme yaptığı, davalının kendi payına düşen 56.250,00 TL’yi ödemediği, davalı aleyhinde takip yapıldığı, davalının takibe haksız yere itiraz ettiği, itirazın iptali gerektiği iddiası ile eldeki davayı ikame ettiği, davalının ise takip tarihi itibariyle kooperatife üye olmadığı, daha sonra kooperatife üye olarak kaydedildiği, davacının yapmış olduğu ödemenin kendi miras payına düşen borç ödemesi olduğu, yapılan ödemeden sorumluluğunun bulunmadığını savunduğu, taraflar arasında davacının dava dışı üçüncü kişi konumundaki kooperatife 150.000,00 TL ödeme yaptığı ihtilafsız olup, bu ödemenin miras payı oranında davalıdan talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilecek ise talep edilebilecek miktarın ne kadar olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/05/2023 tarih … esas, … karar sayılı ilamı ile davacı ile davalının kooperatife üye olup olmadığı, kooperatifin aldığı karar gereği tarafların ödeme yapma konusunda sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ve kooperatif genel kurul kararının geçerli bulunup bulunmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’ndan kaynaklandığı, davacının iddialarının değerlendirilebilmesi için kooperatif ortaklık sıfatının halen devam edip etmediğinin tespiti gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacı mirasçı sıfatı ile murisin terekesini temsilen dava dışı kooperatife yapmış olduğu ödemeyi diğer mirasçı olan davalıdan miras payı oranında ödenmesini talep ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelinin sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı, dava konusu uyuşmazlıkta davacının dava dışı kooperatife ödeme yapıp yapmadığı, ödeme yapmış ise yapmış olduğu ödemenin ne kadar olduğu ve bu ödemeyi kendi adına mı yoksa murisin terekesi adına mı yaptığı hususlarının incelenmesi gerektiği, tarafların kooperatif üyesi olduğu kabul edilse dahi dava konusu uyuşmazlığın para alacağından kaynaklandığı, kooperatifin dava konusu uyuşmazlığın tarafı olmadığı, kooperatif üyeleri arasındaki uyuşmazlıkta genel mahkemelerin yani Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, tarafların sıfatına, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlanması gerektiği, bu durumda davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-Mahkememiz ile İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan, taraflarca kanun yoluna başvurulmaması ve mahkememizin görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde merci tayini için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6 ve 23. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 28/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı