Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/221 E. 2023/193 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/221 Esas
KARAR NO : 2023/193

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/03/2023
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesiye özetle : davalıların adresinde 24.09.2019 tarihinde yapılan kontrolde davalıların kaçak elektrik kullandığının tespiti üzerine ………. kaçak elektrik kullanımına esas hükümleri gereği tahakkuk ettirilen …… nolu faturaya istinaden İzmir 24.İcra Dairesi’nin ……. Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğundan bahisle davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; iş bu davanın ticari nitelikte olmadığı, bu nedenle görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, davacı tarafın iş bu davayı açmakta haksız ve kötüniyetli olduğu, müvekkilinin Balık Hali Buca/İzmir adresinde bulunan buz işletmesini 2014 yılından itibaren işletmekte olduğu, talep edilen asıl alacağın 258.919,05 TL olduğu ancak neye göre hesaplandığının belirtilmediği ve bu tutarın fahiş olduğundan bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın ; kaçak elektrik kullanıldığı iddiası ile tahakkuk ettirilen fatura ve fer’ilerinin tahsili için davacı tarafça başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkindir
TEFRİK KARARI : Mahkememizin … Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sırasında davalı Fahrettin İlhan ile ilgili davanın tefrikine karar verilmiş olup, bu davalı ile ilgili dava dosyası mahkememizin iş bu esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2016/10789 Esas, 2016/8226 Karar ve 18.10.2016 tarihli kararında belirtildiği üzere ; Mülga 6762 Sayılı TTK’nun 1463.maddesine göre ; Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde karalaştırılmıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2007/12362 Sayılı Bakanlar Kurul’u Kararında esnaf-tacir ayrımının nasıl yapılacağı belirlenmiş olup, 6103 Sayılı TTK’nun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10.maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 Sayılı TTK’nun 11.maddesinin 2.fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu Kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtildiğinden Bakanlar Kurulu Kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi sureti ile yapılması gerecektir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı Fahrettin İlhan’ın ticaret sicil kaydı var ise gönderilmesi istenilmiş olup, İzmir Ticaret Sicil’den gelen cevabi yazıda davalının şahsi ticaret sicil kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Yine mahkememizde yapılan yargılama sırasında davalı Fahrettin İlhan’ın tacir olup olmadığının tespiti açısından ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmış olup, davalı ile ilgili olarak Şirinyer Vergi Dairesi’nden gelen 25.06.2021 tarihli cevabi yazı içeriğinde davalının 2019, 2020 ve 2021 yıllarında işletme hesabına göre defter tuttuğunun bildirildiği ve 2019 ve 2020 yılında gelir vergi beyannamesinde zarar beyan ettiğinin tespit edildiği bildirilmiş olup, ilgili yazı cevabı ekindeki belgelerin incelenmesinden 2019 ve 2020 yılı gayri safi hasılatının “0,00 TL” olarak kayıtlı olduğu, yine 2021 yılı gayri safi hasılatı ile ilgili olarak Şirinyer Vergi Dairesi’den gelen 01.06.2022 tarihli cevabi yazı eklerinin incelenmesinden 2021 yılı gayri safı hasılatının “0,00 TL” olarak belirtildiği ve en son 2018 yılı gayri safi hasılatı ile ilgili olarak Şirinyer Vergi Dairesi’nden gelen 24.02.2023 tarihli cevabi yazıda davalının 2018 yılında mükellefiyet kaydının bulunmadığı bildirildiği görülmüş olup, bu şekilde gelen vergi kayıtlarına göre davalının tacir olmadığı sonucuna varılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesini değiştiren ve 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı yasanın 2.maddesi ile “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usül hükümleri uygulanır ” şeklindeki düzenleme ile , artık 01/07/2012 tarihinden sonra açılacak davalarda sözü edilen iki mahkeme arasındaki ilişki görev ilişkisi olup , görevin 6100 Sayılı HMK’nun 137,138 maddeleri gereğince dava şartları arasında sayılmış olması nedeniyle, mahkemenin görevli olup olmadığı yargılamanın her hal ve safhasında talep üzerine veya mahkemece re’sen incelenip gözetilmesi gerekmektedir.
Bir davanın veya işin Asliye Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için ; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya uyuşmazlığın 6102 Sayılı T.T.K.’da düzenlenen hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya TTK’nun 4.maddesinde( b-c-d-e-f) sayılan dava veya işlerden bulunması, yahut özel bir yasal düzenleme ile davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalara göre; dava konusu somut olayda, her ne kadar davacı tacir ise de, davalının ticaret sicilden ve vergi dairesinden gelen yazı cevapları gereğince tacir olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın TTK.’nun 4.maddesinde sayılan uyuşmazlıklar arasında yer almadığı, davanın ticaret mahkemelerinde bakılacağına ilişkin açık bir yasal düzenlemenin de bulunmadığı, bu itibarla davanın; ticari bir dava olmaması nedeniyle davaya bakma görevinin mahkememize ait olmayıp, genel hükümlere göre çözülmesi gereken dava olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu düşünülmekle, mahkememizin iş davada görevli olmaması nedeniyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
İş bu davada mahkememiz görevli bulunmadığından davanın usulden REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
HMK 20.maddesi gereğince, iş bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde talepte bulunulması halinde dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 15/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim..
e-imza