Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/134 E. 2023/289 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/134
KARAR NO : 2023/289
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/02/2023
KARAR TARİHİ : 18/04/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.09.2022 tarihinde müvekkil … İnşaat Gıda ve İnşaat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait ve … sevk ve idaresindeki …. plakalı Volvo marka 2022 model araç, Saruhanlı istikametinden Akhisar istikametine seyir halindeyken çelik bariyerin altından aniden yola fırlayan köpeğe çarpması sonucu tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza sonucu müvekkilinin yeni satın aldığı araçta büyük hasar oluştuğu ve aracın aylarca onarım için serviste kaldığı, bu kapsamda müvekkilimin değer kaybı tazminatı ve aracın onarımda kaldığı süreye ilişkin araç mahrumiyet ücreti tazminatı talep hakkı doğduğu, müvekkilimin aracıyla seyir halinde olduğu otoyolun, Otoyol Yatırım ve İşletme Anonim Şirketi’nin sorumluluğunda olduğundan otoyolda sürüş ve geçiş güvenliğini tehlikeye atabilecek her türlü unsurun ortadan kaldırılması gerektiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirketin “Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesinin yap-işlet-devret modeli ile yapımı ve işletilmesini Karayolları Genel Müdürlüğü ile imzalamış olduğu 27 Eylül 2010 tarihli Uygulama Sözleşmesi çerçevesinde üstlenmiş bulunduğu, Müvekkil Şirket, Uygulama Sözleşmesi ve ekleri doğrultusunda hazırlamış olduğu projeleri Karayolları Genel Müdürlüğü onayı sonrasında projelere uygun şekilde inşa etmiş ve bu süreç boyunca tüm imalatlar bizzat Karayolları Genel Müdürlüğü ve Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından görevlendirilmiş Müşavir Firma elemanları tarafından kontrol edildiği, müvekkil Şirket üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirmiş ve ilgili durumların önüne geçilebilmesi adına Otoyol’un etrafı çit ile çevrelendiği, ilgili mevzuat kapsamında Otoyol çevresinde yer alan tel çitlerde 10 cm açıklık bulunması izin verilmekte olup, Müvekkil Şirket tarafından yapılan uygulamalar neticesinde, Otoyol çevresinde yer alan tel çitlerde mümkün olduğunca 10 cm açıklık bulundurulmadığı, idari bir kurum olmayan müvekkil şirketin hizmet kusuruyla sorumlu tutulması mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, meydana gelen trafik kazasında davacı aracında oluşan değer kaybı ve araç mahrumiyeti istemine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının 03/09/2022 tarihinde meydana gelen kazada davalı Otoyol Yatırım Ve İşletme Anonim Şirketi’nin kusuru bulunduğunu, kaza neticesinde aracında meydana gelen değer kaybının ve araç mahrumiyet ücretinin davalı Otoyol Yatırım Ve İşletme Anonim Şirketi tarafından karşılanması talebi ile işbu davayı ikame ettiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden tarafların ticaret şirketi oldukları, tacir sıfatını haiz oldukları, ancak taraflar arasında herhangi bir surette ticari ilişkinin bulunmadığı, uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmelerinden kaynaklanmadığı (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1970 Esas – 2022/2450 Karar), 6102 sayılı yasanın 4/1 maddesi gereği ticari kazanç kaybı ya da ticari iş hususunun görev konusunda belirleyici olmadığı, uyuşmazlığı nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için, yasanın açık hükmü gereği uyuşmazlığın her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanması gerektiği, yine 6102 sayılı yasanın 4/1 maddesi gereği uyuşmazlığı tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşılmakla, işbu davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, somut olayda görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
-Görevli mahkemenin İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-6100 sayılı yasanın 20.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde ek bir karar ile davanın açılmamış sayılmasına dair karar oluşturulmasına,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/04/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı