Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/968 E. 2022/1138 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/968 Esas
KARAR NO : 2022/1138

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/12/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/12/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adına kayıtlı bulunan ve sürücüsü tespit edilemeyen olay yerinden firar eden … plakalı TIR ile 30/05/2022 tarihinde, müvekkil şirketine … No.lu kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araca çarpması nedeni ile trafik kazası meydana geldiği, anılan kaza sonrasında sigortalı araç üzerinde yapılan ekspertiz incelemesinde 5.252,65 TL hasar meydana geldiği tespit edildiği, anılan hasar/zarar bedelinin müvekkili şirket tarafından 08/06/2022 tarihinde ödendiği, müvekkili şirket tarafından ödenen hasar zarar bedelinin tahsili için davalı/borçlu aleyhine İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün … takip nolu dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine ilgili icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli itirazının iptali ve alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiştir.
DAVA:
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat alacağının halefiyet hükümleri uyarınca haksız fiil sorumlusundan rücuen tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 3. maddesinin ilk fıkrasında ise, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; … ile … plakalı araçların 30/05/2022 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, kaza neticesinde … plakalı araçta maddi hasar oluştuğu, söz konusu aracın davacı sigorta şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi bulunduğu, davacı sigorta şirketinin kasko poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısının hasarını karşıladığı, söz konusu hasar bedelinin kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan … plakalı aracın işleteni olan davalı tarafından karşılanması gerektiği iddiası ile halefiyete dayalı rücu istemli olarak iş bu davanın ikame edildiği, dava konusu uyuşmazlıkta davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerektiği, somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısı olan dava dışı …’in gerçek kişi olup davalı ile aralarında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı, davalı ile davacı sigortalısı arasındaki hukuki ilişkinin haksız fiilden doğduğu, bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına (İHTARAT YAPILAMADI),
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Daireleri nezdinde istinaf yolu açık olmak tarafların yokluklarında dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 15/12/2022

Katip …
E İMZA

Hakim …
E İMZA