Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/957 E. 2023/535 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/957 Esas
KARAR NO : 2023/535
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2022
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin cari hesap nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu, alacağın takibe konu edildiği, davalının takibe haksız şekilde itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının 02/01/2023 tarihli dilekçesi ile cevap süresinin uzatılması talebinde bulunduğu, mahkememizce dava dilekçesinin davalıya 12/12/2022 tarihinde elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği, davalının süre uzatım talebinin süresinde olmadığı gerekçesi ile 06/01/2023 tarihinde cevap süresinin uzatılması talebinin reddedildiği, davalı vekilinin daha sonra beyanda bulunmadığı ve duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
DAVA:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyası,
– İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasının örneği,
-Davacı vekili tarafından sunulan cari hesap mutabakatı,
-Ankara Vergi Dairesinin 12/12/2022 tarihli yazısı ve eki,
-İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosya örneği,
-İzmir Vergi Dairesinin 09/12/2022tarihli yazısı ve eki,
-SMMM Bilirkişi …’ın 08/06/2023 tarihli bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
i) İlamsız takip yapılmış olması,
ii) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
iii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve … , … sayılı kararında da değinilmiştir.
Dava yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, Kanun’da özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalar göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalı aleyhinde ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağına istinaden İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 222.089,03 TL asıl alacak, 2.400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 225,20 TL ihtiyati haciz yargılama gideri olmak üzere toplam 224.714,23 TL alacak üzerinden takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 04/10/2022 tarihinde elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği, davalı borçlunun 03/10/2022 tarihinde yasal süresi içerisinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını ikame ettiği ve davalının itirazının takibe konu alacak ve ferileri üzerinden iptalini talep ettiği, davacının ticari satım sözleşmesi kapsamında davalıdan alacağının bulunduğu ve takibe yapılan itirazın haksız olduğunu iddia ettiği, davalının ise davaya cevap vermediği, davacının iddialarını inkar etmiş sayıldığı, taraflar arasında icra dairesinin yetkili olup olmadığı, ticari satım ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacının bu ilişki kapsamında cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, alacaklı ise alacaklı olduğu miktarın ne kadar olduğu, takipte talep edilen faiz oranının uygun olup olmadığı ve takibe yapılan itirazın haksız olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren, ticari satımdan kaynaklanan nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, ilişki var ise bu ilişkinin ticari defterlere ne şekilde yansıdığı hususunda taraf defterlerinin bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildiği, bu kapsamda öncelikle davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için davalı vekiline meşruhatlı davetiye çıkartıldığı, davalı vekiline dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak 2020-2021-2022 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını sunmak veya bulunduğu yeri bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin sürenin sonuçlarının ihtar edildiği, davalı vekilinin kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı ve bulunduğu yeri bildirmediği, daha sonra mahkememizce davacı vekiline dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak 2020- 2021-2022 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını sunmak veya bulunduğu yeri bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin sürenin sonuçlarının ihtar edildiği, davacı vekilinin ticari defter ve kayıtların bulunduğu adresi bildirdiği, mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde mahalinde inceleme yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 08//06/2023 tarihli raporunda, davacının davaya konu uyuşmazlık dönemine ilişkin defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, taraflar arasında cari hesap/açık hesap şeklinde ilişki bulunduğu, tarafların BA ve BS formlarının uyumlu olduğu, davacı defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 222.089,03 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun 222.maddesine göre ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamasının şart olduğu, ayrıca bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerin sahibi veya halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunların aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi yahut defter ve kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerler ile ispatlanmamış olması gerektiği, diğer tarafın anılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı, bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılamayacağı, açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtları birbirini doğrulamayan ticari defter ve kayıtların sahibi aleyhine delil olacağı, somut uyuşmazlıkta davacının iş bu davaya konu alacağına ilişkin olarak dava tarihinden önce davalı aleyhinde İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesine ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, anılan mahkemece 07/09/2022 tarih … Değişik İş sayılı kararı ile ihtiyati haciz isteminin 222.089,03 TL alacak üzerinden kabulüne, 2.400,00 TL vekalet ücreti ile 225,20 TL yargılama masrafının borçlu … A.Ş’den tahsiline dair karar verildiği, davacının asıl alacağı ile ihtiyati haciz yargılama gideri ve vekalet ücretini iş bu davaya konu takibe konu ettiği, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan cari hesap mutabakatına ilişkin olarak mahkememizce davalı şirketin bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazıldığı, talimat mahkemesince davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davalı şirket yetkilisinin belirlenen gün ve saatte talimat mahkemesinde hazır olmadığı ve beyanda bulunmadığı, bu durumda cari hesap mutabakatı içeriği ile altındaki imzanın davalıdan sadır olduğunun kabulü gerektiği, ayrıca davacı defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacının defterlerine göre takip tarihi itibariyle 222.089,03 TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu, davalının ise usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmadığı ve bulunduğu yeri bildirmediği, bu halde ispat külfetinin yer değiştirdiği, 6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca usulüne uygun yapılan ihtarata rağmen defter ve kayıtlarını sunmayan davalının davacının defter kayıtlarının aksini yani taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, takip ve davaya dayanak cari hesap içeriğine konu mal veya hizmetin kendisine teslim edilmediğini veya mal veya hizmet bedelinin ödendiğini ispat etmesi gerektiği, davalının dosya kapsamı itibariyle herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, bu halde davalının karşı ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği, buna göre davacının taraflar arasındaki temel ilişki ile takip ve dava konusu asıl alacağı ile ihtiyati haciz kararından kaynaklanan vekalet ücreti ve yargılama gideri alacağının varlığını ispat ettiğinin kabulü gerektiği, davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de, satım sözleşmesi ilişkisinin ispatı nedeniyle 2004 sayılı İİK’nın 50, 6098 sayılı TBK’nun 89 ve 6100 sayılı HMK’nun 10.maddeleri uyarınca davacı şirketin merkezinin bulunduğu İzmir İcra Dairesi’nin yetkili olduğu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının takip ile temerrüde düştüğü, tarafların tacir olmasına göre davacı tarafından talep edilebilecek faizin avans faizi olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 222.089,03 TL asıl alacak, 2.400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 225,20 TL ihtiyati haciz yargılama gideri olmak üzere toplam 224.714,23 TL alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
2-222.089,03 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 44.417,84 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 15.350,22 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 2.713,99 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 12.636,23 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 2.713,99 TL peşin harç, 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 114,00 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 4.158,69 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 34.459,99 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 2022/6982 sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
8-Kararın kesinleşmesinde sonra İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/192 Değişik İş sayılı dosyasının mercine İADESİNE, Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı