Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/938 E. 2023/324 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/938
KARAR NO : 2023/324
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/11/2022
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.07.2022 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı … marka araç ile davalı …’a ait … sevk ve idaresindeki … plakalı … marka araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, Trafik kazası sonrası şirketler arası mutabakat ile …’ın %100 kusurlu bulunduğu, kusur oranları yanlış tayin edilmiş olup öncelikle davalı sürücünün kusurlu olduğu kabul edilmesi gerektiği, … dörtlü kavşağa kurallara uygun olarak yavaşlayarak girmiş, sağdan gelen olmadığını görünce harekete geçmiş, kavşaktan çıkmak üzere iken davalı sürücü son derece hızlı bir şekilde kavşağa girerek kazanın oluşmasına sebebiyet verdiği, dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere, kazadan dolayı müvekkilin aracında ağır hasar meydana gelmiş olup değeri düştüğü, oluşan değer kaybı nedeniyle davalı sigorta şirketine başvurulmuş olup şirket tarafından herhangi bir cevap verilmediği, kazadan sonra müvekkilin aracının tamiri sırasında müvekkile ikame araç verilmemiş olup, aracı uzun süre kullanamadığından, ikame araç bedeline de hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava yetkisiz mahkemede açılmış olup yetkili mahkeme sigorta şirketinin genel müdürlüğü yerleşim yeri olan … olması sebebiyle İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, müvekkil şirkete gerekli başvuru ve evraklar davacı tarafından sağlanmamış olup eksper raporları dahi sonuçlanmadan dava aşamasına geçilmesi kötüniyetli olduğu, araç mahrumiyet taleplerinin poliçe kapsamında olmaması sebebiyle reddi gerektiğini, her halükarda müvekkil şirket ancak zmms genel şartlarında öngörülen şekilde belirlenecek gerçek zarar miktarından sorumlu tutulabileceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza sonrası tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağı maddi gerçeğe uygun düzenlendiği, dava dilekçesinde belirtildiği üzere şirketler arasında yapılan mutabakat neticesinde kaza anında davacının aracını kullanmakta olan …’ın %100 kusurlu olduğu değerlendirildiği, her ne kadar davacı tarafından kaza sonrası çekilen fotoğraflar üzerinden araçların pozisyonları incelenerek kusur oranının yanlış tespit ve tayin edilmiş olduğu iddia edilmişse de araçların pozisyonları neye ve kime göre incelendiği belli olmadığından davacının soyut iddialarından ibaret olan işbu tespite katılmak mümkün olmadığı, müvekkil davalıya ait aracın sevk ve idaresinde bulunan diğer davalı …, kontrolsüz kavşakta seyir halinde iken davacıya ait aracın sevk ve idaresinde bulunan …’ın, müvekkil davacının aracını gördüğü halde aracını yavaşlatmadığı, kontrolsüz bir şekilde geçiş yapmaya kalkışmış, en nihayetinde istenmeyen kaza gerçekleştiği, somut olayda davacıya ait aracın sevk ve idaresinde bulunan …’ın kusurlu bulunduğundan işbu davayı ikame etmekte hukuki yararı bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … dava dosyasına cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası neticesinde araçta meydana gelen değer kaybı ve ikame araç bedeli tazminatına ilişkindir.
Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde, 26.01.2023 tarihli ön inceleme duruşmasında 5 ve 6 numaralı ara kararlarda keşif gideri ve bilirkişi delil avansına dair ihtaratların yapıldığı, davacı vekiline ihtaratın huzurda yapıldığı, buna rağmen davacı vekilince kesin süre içerisinde bilirkişi delil avansının yatırılmadığı, bundan dolayı davacı tarafın bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, bu hususunda davalı tarafça kazanılmış hak mahiyetinde olduğu, dosyadaki mevcut belgeler ve yargılama aşamasına göre davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1)Davanın REDDİNE,
2)Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 80,70 TL peşin karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4)Davalılar … Sigorta Anonim Şirketi ve … kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara VERİLMESİNE,
5)1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı-davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/05/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı